Ekonomik krizi bahane edip aylardır personelinin ucretlerini suresinde odeyemeyen cok sayıda işveren var.

İş Kanunu'na gore; ucreti odeme gununden itibaren yirmi gun icinde mucbir bir neden dışında odenmeyen işci, iş gorme borcunu yerine getirmekten kacınabilir. Kişisel kararlarına dayanarak iş gorme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gununde odenmeyen ucretlerde mevduata uygulanan en yuksek faiz oranı uygulanır.

Bu işcilerin bu nedenle iş akitleri calışmadıkları icin feshedilemeyeceği ve yerine yeni işci alınamayacağı, bu işlerin de başkalarına yaptırılamayacağı belirtilmiştir.

Ucretini aylık olarak alan işcilerin, calıştıkları ayı izleyen ayın 20'sine kadar odenmemesi halinde işcinin iş gorme borcunu yerine getirmeyebileceği ve gununde odenmeyen ucretler icin mevduata uygulanan en yuksek faizin uygulanacağı belirtilmiştir.

Bu durumda işcilerin izleyebileceği iki yol bulunmaktadır;


birincisi, işi bırakmadan her gun mesai zamanlarında işyerine gelmek, ama calışmamak. Ucreti odenmeyen işci, iş gorme edimini yerine getirmekten kacındığı takdirde, kendisine calışmadığı sureler icin ucret odenmeyeceği gibi bu surelerde sigorta ilişkisinden soz edilemeyeceğinden calışılmayan surelerde sigorta primi odenmeyecektir. Yargıtay kararlarında işcinin iş gorme borcunu yerine getirmekten kacındığı bu surenin ucretini işverenden talep etmesi mumkun olmadığı, zira işcinin calışmaması kendi iradesi ile oluşmuştur.

İkincisi de 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24/II-e fıkrası gereğince haklı nedenle işten ayrılarak işverenden kıdem tazminatı ile diğer işcilik haklarını (ucret, ikramiye, kullanılmayan yıllık ucretli izinlerin parası vs.) istemektir.


Karar sizin.