kanın temizlenmesi nedir
Akciğerlerde Kanın Temizlenmesi ve Kucuk Kan Dolaşımı

Alyuvarın yolculuğa başlayıp butun vucudu katetmesinin ardından yaklaşık 40 saniye gecmiştir. Alyuvar hucresi, artık başladığı yerde, yani kalptedir. Bu defa karbondioksit dolu kirli bir kan icinde dolaşmaktadır. Ancak bu kanın temizlenmesi şarttır. İşte bu nedenle alyuvar hucresi, "kucuk kan dolaşımı" adı verilen bu yeni yolculuğa başlamak uzere, sağ kulakcıktaki yerini alır. Yolculuğunun daha ilk başında yaşadıklarını bu defa da kalbin sağ tarafında yaşamak zorundadır. Sağ kulakcıktaki kapağın acılması ile birlikte yanındaki diğer arkadaşlarıyla sağ karıncığa gecer. Sağ karıncığa gecmesiyle uzerindeki kapak artık kapanmıştır. Geri donmesi imkansızdır. Sağ karıncığın icinde oldukca kısa bir sure kalır ve hemen ardından ikinci kapak akciğerlere doğru giden anayolu acar. İkinci yolculuk başlamıştır. Ancak bu diğerinden daha kısadır. İşte bu nedenle "kucuk dolaşım" olarak isimlendirilir.




Dolaşım sistemi icinde oksijen akciğerlerden dokulara taşınır. Karbondioksit ise dokulardan akciğerlere taşınır. Glikoz, bağırsaklar tarafından emilir ve gecici olarak karaciğerde glikojen olarak depo edilir. Daha sonra buradan dokulara gonderilir. Bu kusursuz iş bolumu Allah'ın eserlerindeki kusursuzluğu bir kez daha gostermektedir.

Sağ kulakcıktan pompalanan kan akciğer atardamarına ulaşır. Akciğer atardamarı kalpten cıktıktan sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol akciğere kollar gonderir. Akciğerlere giren bu damarlar akciğerlerin icinde, oksijen ile karbondioksitin yer değiştirdiği hava kesecikleri olan alveollerin ceperinde, ceşitli kılcal damarlara ayrılır. Burada kirli kandaki karbondioksit alveollere, alveollerdeki oksijen ise kana gecer. Temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakcığına, yani yolculuğun ilk başladığı yere getirilir. Bir toplardamarın ilk defa olarak temiz kan taşıması durumu bu şekilde gercekleşmektedir.
Dışarıdan gelen hava akciğerlere bronşlar yolu ile dolar. Bronşlar akciğere girdiklerinde ise ceşitli kollara ayrılırlar. Alveoller, işte bu kollardır. Akciğerlerin icinde hava ile dolu olarak 300 milyon alveol bulunmaktadır. Bunların tumunun ceperi, oksijen-karbondioksit alışverişini gercekleştirecek kılcal damarlarla cevrilidir. Buradan yola cıkarak sadece akciğerlerdeki kılcal damarların capını tahmin etmek zor değildir. Alveollerin yuzey alanları yaklaşık 230 m2'dir. Bu miktar, bir tenis kortunun buyukluğune eşit bir buyukluktur. Milimetrenin milyonda biri kalınlığındaki duvarları ile kılcal damarlar ve alveoller, bizler icin hayati oneme sahip gorevlerini yerine getirirler.116
Akciğerlerde gercekleştirilen bu gaz alışverişi gercekten de mucizevidir. Akciğer her dakika 56x1021 (56 sayısının yanına 21 sıfır getirilmesi ile oluşan sayı - 56 septrilyon) oksijen atomunu hucrelere ulaştırır.117 Yapmamız gereken tek şey nefes almaktır. Gunluk hayatımızı devam ettirirken, icimize cektiğimiz bir miktar hava ile akciğerlerimizde bu muazzam gaz değişimi muthiş bir hızla gercekleşir. Bu alışveriş sonrasında artık oksijen yuklenmiş olan kucuk alyuvar hucremiz, yolculuğunun ilk başına donmuş, dokulara oksijen taşımak icin sol kulakcıktaki yerini almıştır. Sayfalardır sadece genel hatları ile anlattığımız bu muazzam yolculuk ise, bir dakikadan daha az surmuştur.




Alveoller, hava ile kılcal damarlardaki kan arasındaki bariyerin toplam kalınlığı 4 mikrometredir. Bu kalınlık, tek bir alyuvar hucresinin yarıcapı kadardır. Bu bariyerdeki aşırı incelik, iki yone doğru gercekleşen gaz alışverişinin oldukca hızlı ve etkili olduğunu gostermektedir.

Şu onemli detayı hatırlatmakta fayda vardır. Eğer kılcal damarlar, alveollerden bir miktar uzak olsalar, bu onemli alışverişin gercekleşmesi imkansızlaşır. Onların, hemen alveollerin yakınında yer almaları, satırlardır defalarca karşılaştığımız ve hayranlık duyduğumuz mukemmel bir tasarım orneğinden başka bir şey değildir. Değil bir tesadufi olay, planlar yapabilen, duşunup tasarlayan, aklını kullanabilen bir insan bile bedenin her noktasında varlığını acıkca gosteren bu kusursuz tasarımı gercekleştirebilme yeteneğine sahip değildir. Bu eser, muthiş bir Aklın, buyuk ve Yuce bir Kudretin eseridir. İşte Allah, bize Kendisi'ni bu onemli yaratılış delilleriyle tanıtır. Duşunup anlayabilen bir insan icin Allah'ın eserlerini gormek oldukca kolaydır. Allah, Kuran'da bu onemli gerceği şoyle bildirmiştir:
Allah, herşeyin Yaratıcısı'dır. O, herşey uzerinde Vekil'dir. Goklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerine (karşı) inkar edenler ise; işte onlar, husrana uğrayanlardır. (Zumer Suresi, 62-63)