

Şekli 95: Hucrede enerji uretiminin hemen her basamağında bircok farklı enzim calışır. Bir basamakta gorevini tamamlayan enzimler son derece bilincli bir hareketle, bir sonraki basamakta yerlerini başkalarına devrederler. Bu enzim değişiklikleri sırasında hic karışıklık cıkmaz, sıralamada hicbir şaşma olmaz.
Şekil 96: Milimetrenin 100'de biri kadar olan hucrelerimizin icindeki "enerji santrali", bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha komplekstir.
Bulunduğumuz yerden kalkıp yurumemiz, ayakta durmamız, nefes almamız, gozlerimizi acıp kapamamız kısacası hayatta olmamız icin gereken enerji, hucrelerimizdeki mitokondri denilen santrallerde yapılır. Buradaki santral benzetmesinin ne kadar yerinde olduğu mitokondride gercekleşen işlemleri incelediğimizde acıkca gorulecektir.
Hucrede enerji uretilmesinde başrolu oksijen oynar. Oksijenin pek cok yardımcısı vardır. Enerji uretiminin hemen her basamağında bircok farklı enzim devreye girer. Bir basamakta gorevini tamamlayan enzimler son derece bilincli bir hareketle, bir sonraki basamakta yerlerini başkalarına devrederler. Boylece, onlarca ara işlem, bu işlemlerde devreye giren yuzlerce farklı enzim ve sayısız kimyasal reaksiyon sayesinde besinlerde depolanan enerji, hucrenin işine yarayacak hale getirilir. Bu enzim değişiklikleri sırasında hic karışıklık cıkmaz, sıralamada hicbir şaşma olmaz; tum elemanlar cok disiplinli bir ekip şeklinde calışmalarını surdururler. (şekil 95)
Bu haliyle, milimetrenin 100'de biri kadar olan hucrelerimizin icindeki "enerji santrali"nin, bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha kompleks olduğunu soyleyebiliriz. (şekil 96)


Şekli 97: Enzimler tıpkı bir muhendis veya konusunun uzmanı bir profesor gibi calışarak, insan bedeninin ihtiyac duyduğu enerjiyi uretirler.
Bir petrol rafinerisi, petrolun ne olduğunu bilen, ham petrolu laboratuvar şartlarında analiz etmiş ve bu teknik bilgiler ışığında hareket eden muhendisler tarafından inşa edilir ve işletilir. Petrolun ne olduğunu bilmeyen insanların bir petrol rafinerisi inşa edebileceklerini varsayabilmemiz ise imkansızdır. (şekil 97)
Petrol uretiminden cok daha kompleks olan canlı hucresindeki enerji uretimi de aynı şekilde bilgi gerektirir. Ama bir hucrenin oğrenme kabiliyetinin olduğunu one surmek elbette ki gulunc olacaktır. O halde boyle bir uretimi hucre nasıl gercekleştirmektedir?
Elbette ki, hicbir hucre biyolojik bir işlevi, sozcuğun gercek anlamında "oğrenme" fırsatına sahip değildir. Eğer hucre, everimcilerin iddia ettiği gibi ilk ortaya cıktığı anda boyle bir işlevi yerine getiremiyorsa daha sonra bunun ustesinden gelebilecek beceriyi elde etmesi mumkun değildir. Cunku enerji uretiminde başrol oynayan "oksijen"in hucre uzerinde tahrip edici etkisi vardır. Hucre bu ozelliklerle birlikte ortaya cıkmak zorundadır. Bu durum, hucrelerin tesadufen ortaya cıkmış olamayacaklarının, tum bunları Yuce Allah'ın bir anda yarattığının delillerinden yalnızca bir tanesidir.
Allah milimetrenin 100'de biri kadar kucuk bir alana sığdırdığı bu sanat ile bize gucunun sınırsızlığını gostermektedir.