Bu donem Freud'un oral donem olarak adlandırdığı evredir. Doğumdan ilk 1,5 yaş donemine dek surer. Bu donemde cocuk her şeyi kendi ağzı ile yaşar. Cocuk herşeyi ağzına goturerek oğrenir. İstenen ve verilen ne varsa o anda alınır. Ağız bu donemde vucudun en duyarlı bolgesidir. Asal işlev anne memesini arayıp,bulmak, emmek ve gıda almaktır. Ana-babanın bebeğe guven verici bir şekilde besleyici yaklaşımı , cocukta ileri donemde dış dunyaya karşı olumlu beklentiler icinde oluşun temelini atar. 6. aydan itibaren dişlerin cıkışı ile birlikte ısırma durtusu gelişir. Daha onceki pasif donem, aktif hale donuşur. Isırma ile zevk almaya başlar. Bebek anne memesini ısırınca, memenin ağzından cekildiğini farkeder. Bu durumda ısırma isteğini frenlemeyi oğrenirken, cevresini de etkileyebildiğini gorur. Bu sayede cevresindekilerden ayrı bir varlık olduğunu oğrenmeye başlar. Cocuk diğer duyularını da kullanma yeteneğini geliştirir. Elini uzatarak cevresindekileri yakalamaya, ele gecirmeye calışır. Bu donemde cocuğun ebeveynleri cocuğun ihtiyaclarını duzenli bir şekilde ve zamanında karşılarsa cocukta bir guven, iyimserlik ve umit hissi gelişir. Bu guven sadece cevresindekilere karşı değil, aynı zamanda kendine ve kendisinin yapabileceklerine karşı da kazanılır.
Bu durumun oluşamadığı durumlarda , cocuk istediğini, gereksindiğini elde edemediğinde , guvensizlik hissi geliştirir.
Bir bebeğin cevresi ile iyi bir ilişkisinin, uyumunun varlığı istekli ve rahat bir şekilde beslenmesi, uykunun duzenliliği , rahat idrar cıkarma ve dışkılaması ile belirlidir.
Cocuğun bu donemdeki ilk sosyal başarısı anne-baba gozu onunde olmadığında, ağlayıp, korku duymadan, kaygı ya da ofke gostermeden bu duruma dayanabilmesidir. cocuk artık ebeveynlerinin yanından uzaklaşmasına katlanabilmeyi başarır. Buyuyen cocuk artık ana babası yanında olmadan, kendisini sevdiklerini, onu terk etmediklerini kavrar. Ailesi o an yanında olsa da olmasa da surekli olarak sevildiğini, kendisinin onlar icin onemli olduğunu bilir. Cocuğun cevresi ve ic dunyası her iki durumda da sabit ve duzenli olup, dış ve ic dunyası birbiri ile uyumlu ve sorunsuzdur. Cocukta ilk benlik duygularının temeli bu donemde atılır. Bu donemin ilerlemesi ile cocukta emekleme, ayakta durup, yuruyebilme, dışkılama gibi aşamaları gercekleştirme icin ozguven duygusu gelişmeye başlar. Bu surec iyi bir anne-cocuk ilişkisi gerektirir. Bebeğin fiziksel (beslenme, tuvalet ihtiyacı, cevresel koşullardan korunma gibi) gereksinimlerinin karşılanması kadar , hatta daha cok duygusal acıdan beslenmesi , cocukta iyilik, guvenlik duygusunu , sağlıklı bir birey olma hissini oluşturacaktır. Gecen gunler icinde elbette ki bir takım şeylere sahip olamayıp, ya da yapamayıp hayal kırıklıklarına uğrayacaklardır. Ancak bu sınırlanmaların aslında bir anlamı olup, toplumsal gereklilikler olduğu izlenimi verilmeli, her davranışın olumlu ya da olumsuz sonucları olabildiği gosterilmelidir. aaafice ve duruma gore değişen sınırlanmalar kişide sorunlu bir kişilik yapısı oluşumuna yol acabilmektedir.
Bu donemin uygun bir şekilde yaşanamaması, ebeveynlerin yokluğu ya da yanlış tutumları nedeniyle sağlıklı bir şekilde gecilememesi halinde ileri donemde kişilerde kotumserlik, paranoid ya da sanrısal bozukluklar, umitsizlik şeklinde tavırlar, icekapanıklık (şizoid kişilik), alkol-madde bağımlılıkları gelişebilir.
İkinci evre ( ozerklik-bağımsızlığa karşın utanc ve şuphe donemi):
Freud’un anal donem olarak adlandırdığı donemdir. Bu donem 1-3 yas arasını kapsamaktadır. Bu donemde cocuk konuşmaya başlar, barsak kontrolu ile dışkısını tutabilmeye başlar ve istemli kas kontrolu kendini gosterir. Cocuk dışkısını tutup, bırakabildiğini keşfeder.Bu şekilde cocukta işbirliği ya da inatcılık şeklinde davranış yapıları gelişebilir.
Aile eğer cocuğa karşı aşırı koruyucu olmadan, yeterli ozgurluk ve desteği verirse , cocukta ozguven duygusu gelişerek, cevresindekileri ve dış dunyayı kontrol edebileceği hissi gelişir. Bu olmaz, cocukta otonomi cezalandırılıp,aşırı koruyucu olunursa ofke, şuphe, ve utangaclık kendini gostermeye başlar.
Aile tarafından cok erken donemde ya da aşırı bir baskı ile dışkı eğitimi ya da başka eğitimler uygulanacak olursa, cocuğun ic kontrolunu sağlaması yolundaki gelişimi olumsuz etkilenerek, gerileme ya da yanlış gelişimlere yol acılabilir. Aynı şekilde aile tarafından uygulanabilen aşırı koruyucu tutumlar da cocuğun ozdenetimini ya da yargılama yeteneğini zayıf bırakacağından ozgur iradesinin gelişimini sekteye uğratacaktır. Bu durumda kişide ileri donemde utanc ve şuphe gibi tutumlar baskın hale gelebilecektir. Cocuk ailesinden edindiklerinin otesine gecmekte zorlanacaktır. Bu donemi uygun bir şekilde gecemeyen birey, ileri donemde etrafındakilerin kendisini kontrol altına almak istediği şeklinde paranoid bir yapı geliştirebilir. Mukemmeliyetcilik, esneklikten yoksun olma şeklinde tavırlar bu donemdeki sorunlardan koken almaktadır. Cocuğun dışkısını tutup-bırakma arasındaki birbiri ile zıt eğilimlerinin getirdiği catışma, daha sonra cimrilik, esneklikten yoksunluk , sabit fikirlilik, mukemmeliyetcilik ile bir arada olan obsesif-kompulsif kişilik yapısının temellerini atar.
Cocuğun etrafındakiler bu donemde onu kendi işlerini yapıp, yere sağlam basma, yardımsız kendi ayakları uzerinde durma konusunda cesaretlendirmelidir. Sahip olma ve sahip olduklarını bırakma arasındaki sağduyu ve dengeyi ( dışkılamada olduğu gibi) oluşturarak, uygun yargı yeteneğinin gelişmesine olanak sağlamalıdırlar. Bu donemde cocuğun ozgur iradesini kullanarak, secimler yapıp, deneme -yanılma yolu ile oğrenimi engellenirse, kendi bedeni uzerinde bunları yapmaya calışacaktır. Bu da obsesif-kompulsif bozukluğa eğilimi arttıracaktır. Dediğim dedik ve herşeyin detaylarına inen bir davra nış yapısı oluşabilecektir. Cocuk bu sırada yaşanan sorunlar nedeniyle utanc ve başkalarına kıyasla kotu olduğu duyguları icine girebilecektir. Gelişen cocuk kendini, vucudunu, duşunce ve hedeflerini pis ya da olumsuz olarak gorebilecektir. Kendi değerlerine inancı sarsılmadan, zedelenmeden kendi vucudu, duşunceleri ve davranışlarına uygun bir şekilde denetim sağlayabilmesi başarılabilirse, ileri donemde iyi niyetlilik, işbirliği, sevgi, ozerklik ve kendini sunabilme yetileri sureklilik kazanabilecektir.
Cocuklukta gelişen,kendisinin denetimindeki bu ozerklik duygusu, ileri donemlerde adaletli yaşamı, yasalara saygıyı, kurumlara guvenin oluşmasına zemin hazırlayacaktır.
Birinci evre ( temel guvene karşı guvensizlik donemi)
Ansiklopedi0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Bilgi Deposu
- Ansiklopedi
- Birinci evre ( temel guvene karşı guvensizlik donemi)