KEMİKLERİN YAPISI


Hemen hemen butun kemiklerde, ozellikle de vucuttaki uzun kemiklerde iki farklı yapı bulunur. Kemiğin govdesi yoğun kemik dokusu icerirken, ucları ince bir kemik katmanından, gozenekli kemik yapısından oluşur. Aslında bu duzenleme, kemiklerin işlevini yerine getirebilmesi acısından oldukca onemlidir. Cunku kemik ancak boyle bir dizayna sahip olduğu takdirde yoğun baskı altında kalmadan hareket edebilir ve kendisine yuklenen ağırlık ve gerginlik kemik govdesinden eklemlere aktarılır. Eğer her bolge aynı yapıda olsaydı; kemiklerde esneklik ve sağlamlık gibi ozellikler olmazdı.


Vucudumuzu ayakta tutan kemiklerin genel yapısı yanda gorulduğu gibidir. Bu ozel tasarım her insanda aynıdır. Bu sayede her insanda kemikler aynı sağlamlığa ve esnekliğe sahiptir. Kemikler Allah'ın kusursuz yaratmasının orneklerinden biridir.

Kemik dokusu, kemik hucreleri ve bu hucrelerin salgıladığı etraflarındaki ara maddeden oluşur. Kemik dokusunda uc ceşit hucre bulunur. Kemiklerin yapımında rol alan ve şekil almasını sağlayan, kemik icindeki boşlukları oluşturan ve bu boşlukları birbirlerine bağlayarak iletişimi kuran hep bu hucrelerdir.

KEMİKLERE DAYANIKLILIK KAZANDIRAN YAPI

Kemiğin ic yapısı, dayanıklılığı nedeniyle bir mikroskobik harikadır. Vucutta oldukca buyuk bir alan kaplayıp, cok onemli işlevleri olan iskeletin bu kadar hafif, ancak bir o kadar da dayanıklı olmasındaki sır, kemiklerin yapısındadır. Bilimadamlarının bir "muhendislik harikası" olarak adlandırdıkları kemiklerin icleri, hayranlık uyandıracak bir tasarıma sahiptir. Hatta muhendisler yirminci yuzyılın ikinci yarısında yapımı oldukca zor, uzun ve masraflı olan gokdelen, kopru gibi buyuk ve yuksek yapılar icin kemiğin yapısına benzeyen bir teknik geliştirdiler. Kafes sistemi adı verilen bu yonteme gore yapının taşıyıcı elemanları tek parca değil, birbiri icine gecmiş kafes şeklinde cubuklardan oluşmaktaydı. Ancak bilgisayarların yapabileceği karmaşık hesaplarla, kemiklerin tasarımındaki bu yontem kullanılarak, buyuk kopruler ve endustriyel yapılar cok daha dayanıklı ve daha ucuza inşa edildi.


Kemiklerdeki kafes yapının sağlamlığı muhendisler icin de esin kaynağı olmuştur. Kemiğin yapısına benzeyecek şekilde geliştirilen inşaat teknikleri sayesinde cok daha dayanıklı ve ucuz yapılar inşa edilmiştir.

Ancak burada gozardı edilmemesi gereken cok onemli bir nokta vardır. Kemiğin icindeki sistem bu binaların inşasında kullanılan teknikten cok daha komplekstir. Kemikler birbirine zıt gibi gorunen iki ozelliğe aynı anda sahiptir. Sağlamlık ve hafiflik... Muhendislerin inşa ettikleri binalar ise kullanılan malzeme nedeniyle aynı anda bu iki ozelliğe birden sahip değildir. Kemiklerdeki gozenekli ve boşluklu yapı ise onun hafif olmasına neden olmaktadır. Ancak bunun yanında kemikler cok sağlam ve dayanıklıdırlar.

Kemiğin yapısındaki hafiflik ve sağlamlık kriterlerinin altını bir kez daha cizmekte fayda vardır. Cunku bu iki ozelliğin birarada olması insana cok buyuk kolaylıklar sağlarken, tam aksi insan icin oldurucu olabilirdi. Kemikler bu ozelliklerden yalnızca birine sahip olsalardı, orneğin sağlam olup aynı zamanda ağır olsalardı, tum iskelet insanın taşıyabileceği ağırlığın cok uzerinde olurdu. Bu ağırlık nedeniyle insanın hareket imkanı azalır, gunluk hayatı cok kısıtlanırdı. Ayrıca bu sertlik ve gevrekliğin sonucu olarak en ufak bir darbede kemiklerde kırılma ve catlama olabilirdi.

Bunun tam aksi olsaydı yani kemikler yine hafif olup, sert olmasaydı, bu durumda vucut şu an olduğu şekliyle olmaz, pelte halinde bir deri kutlesine benzerdi. Bu haldeyken beyin, kalp gibi hayati oneme sahip bircok organ her an tehliaaae maruz kalırdı.

Ustelik insan vucudundaki kemikler bulundukları bolume gore farklı ozelliklere sahip olurlar. Butun kemikler esnektir ve dayanıklıdır, ancak bunların oranı birbirinden farklı olabilmektedir. Orneğin goğus kafesinde, kalp ve akciğer gibi hayati organları koruyacak kadar sağlam olan kemikler, aynı zamanda surekli olarak akciğerlere havanın dolmasını ve boşalmasını sağlayacak şekilde genişleme ve buzulme ozelliğine de sahiptirler. Eğer akciğeri koruyan goğus kemikleri kafatası gibi sert kemiklerden oluşmuş olsaydı, nefes almak neredeyse imkansızlaşır, akciğer her nefes alışımızda bu sert kemikler arasında sıkışır kalırdı. Buraya kadar sıralanmış ozelliklerinde de gorulduğu gibi kemiklerdeki tek bir ozelliğin dahi ayrıntılı olarak incelenmesi insanın onune pek cok yaratılış mucizesini cıkarmaktadır. Ancak kemiklerdeki ozel yapılar sadece bunlarla sınırlı değildir.