Bir koyunun meme hucresinden klonlama yolu ile yeni bir koyun dunyaya getirilmesi, memeli genetigi ile ilgilenenlerin onunde cok buyuk ufuklar acti. Dolly’nin kopyalanmasindan sonra akla gelen ilk soru, bilim adamlarinin insani ne zaman kopyalayabilecekleri oldu. Yetiskin bir insanin klonlanmasinin 1710 yil icinde yapilabilecegi ihtimalinin ifade edilmesi konunun etik yonlerinin cok yogun olarak tartisilmasina yol acti. ABD Baskani Clinton konu hakkinda bir rapor hazirlanmasini ve buna gore insan klonlanmasinin yasaklanacagini veya bu calismalara kontrollu olarak izin verilebilecegini acikladi. Ingiltere, Danimarka, Almanya, Belcika, Hollanda ve Ispanya da buna yakin bir yol izlediler. Konu internet sayfalannda, din adamlari arasinda, gazete veya dergilerde de yogun tartismalara neden oldu. Insan klonlanmasinin, ahlaki olarak kabul edilmeyecek bir seklide insan hayatina mudahale etmek oldugunu ifade edenlere gore, insan yaratmaya calismak sadece bir bilimsel aktivite olmayip, ahlaki ve manevi yonleri agir basan bir olaydir. Bunun yaninda insan genomunda yapilan degisikliklerle belirli ozellikleri olan ve istenilen tanimlamalara uyan gruplarin yaratilabilecegi korkusu da cok agir basmaktadir. Gunumuzde halen uluslararasi sozlesmelede insan embriyosu uzerinde deney yapmak yasaklanmistir. Avrupa Konseyinin “Convention for the Protection of Human Rights and Dignity of the Human Being With Regard to the Application of Biology and Medicine; Convention on Human Rights and Biomedicine” isimli sozlesmenin 13. maddesi koruyucu, teshis veya tedavi edici amaclarin disinda insan genomu ile calisma yapilmayacagini ifade etmektedir. Bu maddenin gerekcesinde bilimdeki ilerlemelerin insanliga faydali pek cok gelismeye zemin hazirlamakla beraber, bu imkanlann kotu kullanimi ile genomda yapilan degisikliklerin sadece kisileri degil, turun tamamini tehliaaae atabilecegi; bu nedenle yasaklanmasinin gerektigi ifade edilmektedir. (Council Europe. Directorate of Legal Affairs D1RIJUR(97) 1. Strasbourg, January 1997). Boyle bir girisim sonucunda ortaya cikacak ahlaki sorunlarin yaninda biyolojik problemlerin de yasanabilecegini dusunenler tek bir somatik hucreden herseyin kalitildigi bir canlida fazla sayida mutasyon beklenecegini ve bu canlilarin genetik hastaliklar ve kanser bakimindan daha yuksek riskler tasiyacagini ifade ediyorlar. Major (Buyuk, temel, asli) malformasyonlardan baska, stoplazmadaki cok kucuk degisikliklerin belki de mesela, hafif mental retardasyona yol acabilmesi, veya insan icin baska ciddi problemlere neden olmasi da soz konusudur. Bu problemlerin anlasilabilmesi ise uzun bir zamana ihtiyac gosterir, yani verilebilecek zararin hemen tanimlanamamasi onemli bir risktir. Gen ve cevre (nature-nurture) etkilesiminin nasil oldugu iyi bilinmediginden fizik olarak aynisi kopyalanan canlinin, ayni cevreyi saglamak mumkun olamayacagindan, zeka, davranis ve dusunceleri ile orijinalinden farkli olacagi dusuncesi de buyuk olcude paylasilmaktadir. Insani kopyalama gibi bir dusuncenin akla bile getirilmemesini ifade edenler oldugu gibi, bunun onune set cekilemeyecek bir gelisme oldugunu ve dogru yonde kullanilmasinin insanligin faydasina olacagini soyleyenler de var. Bu dusunce taraftarlarina gore ureme cok kuvvetli bir biyolojik durtu olup, ureme ozgurlugu cok kuvvetli korunmasi gereken temel bir haktir. Ayrica, bir islemin ahlaki olarak degerlendirilmesi, onun yapma amaciniza da baglidir. Butun yollarin denendigi ve carelerin tuketildigi bir durumda, bu yolla cocuk sahibi olmanin nasil bir yanlis olabilecegini anlamak zordur. Ancak Hitler deneyimini yasayan ve ojenik hareketlerden korkar bir dunyada bu gelismeleri kontrol edebilmenin cok zor oldugu anlasiliyor. Cunku bu uygulamanin bugun bile diyelim ki bir nukleer silah yapmak gibi buyuk teknoloji ve yatirima ihtiyac gostermedigi, hele yakin gelecekte belki de orta halli bir laboratuvarda basarilabilecek bir is oldugu anlasiliyor. Bu konuda devlet destegini kesmenin arastirmacilari iyi niyetli olmayan baska kisilerle isbirligine zorlayacagini da akilda tutmak gerekir.