Genom bir hucrenin tum kromozomlarının sahip olduğu genetik bilgidir.

Gen haritası ise hucreden saf olarak elde edilen DNA molekulunun sahip olduğu tum nukleotidlerin (3.2 milyar kadar)sırasının belirlendiği calışmaları kapsar.Boylece de DNA’nın sahip olduğu tum genlerin molekuler yapısı ve işlevleri belirlenmiş olur.

Teknoloji insan bedenine girdi. Bunu normal kabul edip direnc gostermemekte yarar var. Belki ileride bambaşka şeyler gelişecek. Ama bugunlerde onemli bir buluşun heyecanı icinde yaşıyoruz.

Dunyanın en gelişmiş altı ulkesinde bulunan 16 laboratuvarda calışan 1190 uzmanın 13 yıldır peşinde koştuğu genom projesinin tamamlandığı bildirilmekte ve bu projenin sonuclanması ile gizli kalan insan genlerinin tumunun deşifre olduğu acıklanmaktadır.

Basit anlamda bir tohum duşunun ektiğiniz zaman nasıl bir fidana sahip olursunuz bunun bilincindesinizdir. Yalnız bu kez genetik ozelliklerin deşifre edilmesiyle tum ayrıntılarla fidanın enini ,boyunu ,yapraklarının adedini ,kıvrımlarının bicimini ,kac dalı olacağını ,her bir dalındaki yaprak sayısını bilmek mumkun.

Ayrıca, o tohumda beğenmediğiniz yonlerin tesbiti ile gerekli mutasyonla istediğiniz, arzu ettiğiniz şekilde yeşermesini de sağlayabilme imkanınız mevcut olacak.

Anlatılan şartları gunluk yaşamda bireyler uzerinde uygulamak şansını elde edebilsek, bir anlamda fakirle - zengini , guzellik ile cirkinlik kavramlarını dengeleyebilecek ve eşitlik ilkesine dayanan genetik adaletin ortaya cıkmasını sağlayabileceğiz.

Derin bakış acısı ile astrolojik etkilerin insan uzerindeki yansımaları bir anlamda kısmen de olsa (tamamen olabileceğine katılmıyorum) duzenlenebilecektir.

İnsan icin gerekli olan zekanın, aklın, guzelliğin, teminini bir bakıma belirli bir seviyeye getirildiğini duşunelim, acaba zenginlik vasfı nasıl elde edilebilecekti?

Bu cok onemli bir sorun karşısında rızkı oluşturan genlerin –yani rızık genlerinin- de mutasyona uğraması gerekiyor.

İlahi bir nizam ve duzeni deşifre edebilmek zoru başarmak demektir.
Ancak makul olmak gerekirse istenileni elde etmek, acıkları, zaafları kapamak dengeli, stabil bir hale getirmek imkansız gibi gorunuyor. Bilim tumuyle sorunlara ulaşabilme kapasitesini gosterse bile gerek zaman acısından gerekse ekonomik koşullar bakımından istenileni uygulamak kolay değil. Hatta imkansıza yakın gibi.

Bugun bir kalp ameliyatı icin vatandaşların altı ay gibi bir sureye yakın sıra bekledikleri herhalde hepimiz tarafından bilinen bir olgudur.

Bu şartlarda gen haritası cıkarılan bir insanın istenilen niteliklere ne kadar zamanda ulaşabileceğini, arz/talebin karşılanıp karşılanamayacağını iyi bir duşunmek gerekiyor.

Herşeye karşın genomun geliştirilmesi sadece,insana ait ozellikleri değil onun varlığını oluşturan enerji alanlarının ve mutlak enerjinin de geninin deşifre edilmesini temin edebilir.

Bu edilimin nihai noktası, butun vasıf ve manaların ve hicliğe giden yolun bulunmasıdır.

Genom gelişmelerini sadece insan uzerinde değerlendirmek, sadece “bilinebilirliğe” kavuşmasını temin etmek populer bilimin zaferi olarak kabul edilse bile bu aşamada duraksamak doğru olamaz.

Genomun hakkı bu değildir.
Amacı da bu şekilde olmamalıdır.

Şayet bilimsel nedenlerin uzerinde durulmaz, evrensellik esas alınırsa bilim butun gucunu evrensel geni deşifre edebilmek icin harcaması gerekecektir. Varlığı tumuyle algılamak icin bilim adamlarının gozlerini gokyuzune yıldız kumelerinin manyetik alanlarına dikmesi mantıklı olur.

Bilim insanının gorevlerinden biri de butun yeniliklere acık olması onları uygulama hevesi ve gayreti icinde olmalıdır.

Sonsuzluğa ulaşabilmek belirsizlikten kurtulma anlamına geliyor.