Gunumuzde, ozellikle tıbbın ve dolayısıyla ilacın yararlı olamadığı coğu durumda hipnoz, insanlığa yardımcı olmaktadır. Hipnozun butun dunyada analjezik, anesaaaik ve psikolojik tedavide kullanıldığı bilinmektedir. Orneğin, psikojen kokenli ağrılarda, allerjik bunyeler ve organizmanın kimyasal tedaviye elverişli olmadığı durumlarda hipnoz, diğer tıbbi metodların yanında yer almaktadır. Soz gelimi tum fobileri ilacla tedavi edebilmek mumkun değildir. Belki uzun zaman alan psikoterapi seansları ile fobiler onlenebilir fakat hipnoterapi ile cok kısa surede hastalar bu şikayetlerinden kurtulabilmektedirler.
Ceşitli alışkanlık ve davranış bozukluklarının giderilmesinde hipnoterapinin yararı bugun hemen tum dunyada kabul edilmektedir. Ayrıca hipnoz, tıbbi tedavinin yanı sıra eğitim, guzel sanatlar ve sporda etkili bir metod olarak uygulanmaktadır.
Fakat ne yazık ki gunumuzde hipnoz, bazıları "hipnozcu", bazıları medyum olarak adlandırılan ve psikolojik tedaviler konusunda hicbir ehliyeti olmayan kişiler elinde somurulmektedir.
Hipnoz Nedir?
Hipnoz kelimesi eski Yunancada "hypnos=uyku" anlamına gelir. Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp, aksine uyanıklık halidir. Elektroensefalografi (EEG) kullanılan modern araştırmalarda elde edilen beyin ritm ornekleri, hipnotize edilmiş bir kişinin, uyku ile uyanıklık arasında olduğunu gostermektedir. Hipnotizma ise; hipnoz yaparken kullanılan tekniklerin tumudur. Turk Dil Kurumu'nun Turkce sozluğunde hipnoz, "Sozle, bakışla, telkin yapılarak meydana getirilen bir ceşit uyku hali ki, bu halde uyuyan kimse (denek), uyutanın etki ve telkinlerine acık, fakat dış dunyanın başka etkilerine karşı kapalıdır." şeklinde tarif edilmektedir.
Hipnoz'un Tarihcesi
İlkcağlarda insanlar, hipnoz ve benzeri yontemleri bilmeden kullanmışlardı. Gunumuzde geleneksel yaşam tarzını surduren toplumlarda da boyle olaylar gorulmektedir. Ritmik tam-tam seslerinin, monoton dini şarkıların ve dansların yarattığı ruhsal durum, insanları hipnotik hale ulaştırmakta, bu durumdaki insanlar da kimi zaman cok şaşırdığımız olayların kahramanları olmaktadır. Orneğin; boyle insanlar ateş uzerinde yuruyebilmekte, uzun sure toprak altında olu gibi gomulu kalabilmektedirler.
Hipnozun insanlar tarafından kullanılmaya başladığını gosteren ilk yazılı belgelere eski Yunan'da rastlamaktayız. M.O. 1400-1300 yıllarından kalan dua taşlarında telkinle ilgili bilgilere rastlanmaktadır. Eski Yunan'da hipnoz, gerginliklerin giderilmesinde ve bazı histerik durumların tedavisinde kullanmıştır. Eski Galyalılar ise hipnoza "sihirli uyku" demişler ve onu, siğili olan kişilerin tedavisinde kullanmışlardır. Uzakdoğu dinlerinde ise bu gibi olaylar cok eskiden beri bilinmekte ve uygulanmakta idi. Hinduizm, Budizm gibi dinlerde otohipnoz başta olmak uzere her turlu psişik ve parapsişik olaylar gorulmekte idi. Avrupa'da ise hipnoz, 1760 yılına kadar halk tarafından bilinmiyordu. Hipnozun kitlelere yayılmasını sağlayan kişi, onu tedavi vasıtası olarak kullanmanın yanı sıra bir gosteri haline de getirmiş olan, Franz Anton Mesmer'dir. Mesmer, hipnoza "hayvan manyetizması" adını vermiş ve butun hastalıkların bu hayvan manyetizmasının dengesinin bozulmasından kaynaklandığını soylemiştir. Mesmer bircok hastasında carpıcı gelişmeler de elde etmiştir. O gunlerde bilim adamları Mesmer'in metodunda faydalı bir şey goremediler ve onu ciddiye almadılar. Hatta hipnozu bir şarlatanlık olarak gorduler. Geleneksel tıp cevreleri 1900'lu yıllara kadar hipnozu ihmal etti. 19 yuzyılda bir İngiliz cerrah olan James Braid, hipnotizmayı başlı başına bir olay olarak ele aldı ve ilk defa hipnoz kelimesini kullandı. Braid, bircok buyuk ameliyatta hipnozu kullanmıştır.
Braid'in takipcilerinden Liebeault, sabit bakış metoduna, sozle telkini de katarak uzun sure hipnotizmayı başarı ile uygulamıştır. Daha sonra Prof. Bernheim, yaptığı denemeler sonunda Liebeault'un metodunu benimseyerek bu yoldaki calışmalara devam etmiştir. Pierre Janet ise, telkin ile hipnoz'un ayırımını yapan ilk duşunur olmuştur. Başlangıcta Janet ile aynı goruşte olan Sigmund Freud, psikanaliz acısından hipnozu ele alıp acıklamıştır. Freud, arkadaşı Breuer ile birlikte hipnozu hastalıkların tedavisinde kullanılacak bir metod olarak benimsemiştir. Ancak nevrozlu hastalar uzerinde yaptığı uygulamalarda olumsuz sonuc alması, onun bu metodu terketmesine sebep olmuştur. Daha sonra "serbest cağrışım" metodunu kullanarak une kavuşmuştur. 1955'de İngiliz Tıp Birliği (British Medical Association) ve 1958'de Amerikan Tıp Birliği (American Medical Association), hipnozun, tıpta kullanılabileceğini kabul etmişlerdir.Dunya'nın bircok yerinde hipnozla ilgili araştırmalara devam edilmektedir.
Hipnoz
Ansiklopedi0 Mesaj
●30 Görüntüleme