Bağışıklık yetersizliği hastalıkları ortak ozellikleri infeksiyona duyarlığın artması olan ceşitli hastalıklardan oluşan bir gruptur. Birincil bağışıklık yetersizliği bağışıklık bozukluğunun olduğu yere gore sınıflanır : B hucresi (antikor yapan hucreler), T hucresi virus ve diğer mikroplarla savaşan ve/veya antikor yapan hucrelere yardım eden hucre), fagositoz (Mikropların savunma hucrelerinin icine alınıp parcalanması) işlemine ve komplemana (bagisiklik sisteminde ceşitli gorevleri olan sıvısal proteinler) ozgudur. Her sistem bağımsız olarak yada bağışıklık sistemlerinden biri veya birkacıyla birlikte davranabilir. Bağışıklık yetersizliği doğumsal (X genine bağlı antikor yoklugu), edinsel (degisken antikor eksikligi, edinsel bağışıklık yetersizliği sendromu=AIDS) ), dogumsal bir anormalliğe ikincil (DiGeorge sendromu) ya da idiyopatik (sebebi bilinmeyen) olabilir.
İkincil bağışıklık yetersizliği, bağışıklık dışı hastalıklardan (erken dogum, beslenme yetersizliği, Hodgkin hastalığı), yaralanmalardan (yanıklar, dalağın alınması) yada tedavi sonucu (steroidler, radyasyon, antikanser ilaclarla) ortaya cıkabilir. Bağışıklık yetersizliği kalıcı yada birincil hastalığın tedavisiyle duzelen tipte olabilir.
BİRİNCİL B HUCRESİ HASTALIKLARI :
B hucre bozuklukları kok hucrelerin antikor ureten ve salgılayan plazma hucrelerine olgunlaşmasındaki bozukluklara bağlıdır. Bu bozukluklar B hucre alt grubunda hucreye ozgu bozukluklara yada T hucre alt gruplarında duzenleme bozuklukları sonucu bağışıklığın duzenlemesindeki sorunlara bağlı olabilir. Antikor uretim bozuklukları tum antikorlarda, belirli antikor gruplarında, belirli IgG alt gruplarında eksiklik ya da ozgul bir yabancıya yanıtsızlık şeklinde oluşabilir. Antikor uretim bozuklukları doğumsal, gec başlayan , gecici ve ikincil olarak sınıflanabilir.
BRUTON HASTALIĞI :
Doğumsal antikor eksikliği; X genine bağlı geciş gosterir . Etkilenen erkek bebekler ilk 3-6 ay sağlıklıdırlar, cunku bu donemde anneden gecen IgG ile korunmaktadırlar. Semptomlar sık tekrarlayan enfeksiyonlara bağlıdır. Ust ve alt solunum yolu enfeksiyonları, tekrarlayan sinuzit, orta kulak iltihabı, bronşit ve pnomoni gorulur. Adenoidler ve tonsiller (Bademcikler) cok kucuktur veya hic yoktur. Otoimmun bozukluklar sık gorulduğu gibi kanser riski de artmıştır.Parazitlere bağlı gıdalaraın barsaklardan emilim bozukluğu sık gorulur. Yeterli antibiyotik tedavisine rağmen enfeksiyonların tedavi edilememesi bu hastalığı akla getirmelidir.
IgG duzeyleri cocukluk cağında nadiren 200 mg/dl’nin uzerine cıkar.Serum IgA ve IgM genellikle saptanamaz.Hucresel immunite testleri normal olmakla beraber bazı hastalarda kan T lenfositlerinde azalma,mitojenlere karşı lenfosit cevabının bozulması ve T-supresor aktivitesinde artma saptanabilir.
Tedavide esas olarak antikor iceren preparatların damardan kullanımı ayrıca devamlı antibiyotikle enfeksiyonların onlenmesi mumkundur.
GECİCİ ANTİKOR AZLIĞI :
Anneden gecen antikorların yıkıldığı ve 4-5. aylarında antikor değerleri duşer. Bu donemde antikor yapımı da yetersizdir. Tek tanı kriteri duşuk antikor duzeyinin daha sonra duzelmesidir. Bakteriyel enfeksiyonlar icin yeterli tedavi verilmesinden başka bir tedavi gerektirmez. Hastalara rutin aşılama şeması uygulanmamalıdır.
HİPER IgM BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ :
Hastalarda B lenfositleri ve IgM salgılayan plazma hucreleri bulunur. Fakat B hucre farklılaşması yeterli olmayıp nadiren gerekli antikor cevabını oluştururlar. Her iki cinsi de etkiler. Antikor yapan hucrelerde IgM’den sonra gelişim duraklaması vardır. IgG ve IgA tipi antikorların duzeyleri duşuktur, IgM tipi antikorların duzeyi ise yuksektir.
Dışarıdan antikor verme ve enfeksiyonların antibiyotikle tedavisi gerekir.
SELEKTİF IgA EKSİKLİĞİ :
En sık rastlanan spesifik bağışıklı yetmezliğidir. IgA solunum, mide barsak sistemi ve diğer salgısal alanların ana koruyucu antikorudur. Eksikliğinde tekrarlayıcı solunum enfeksiyonları, kronik Giardiazis (parazit) enfeksiyonu ve otoimmun hastalıklar ortaya cıkabilir. Genetik geciş gosterebilir. Fenitoin ve diğer sara ilaclarının kullanılması sırasında, toksoplasmozis (parazitik bir infeksiyon), kızamık ve diğer bazı viruslerle birlikte kazanılmış olarak ortaya cıkabilir. Atopik insanlarda sıklığı daha fazladır. Barsak hastalıklarının gorulme sıklığı artar. IgG 2 ve IgG 4 tipi antikor alt grublarında yetmezlik ile birlikte olabilir.
Bu hastalara kan ve kan urunu verildiğinde allerjik reaksiyonlar olabilir.
Tekrarlayıcı sinuzit ve akciğer infeksiyonu icin geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır.
COMMON VARIABLE İMMUN YETMEZLİK (değişken antikor eksikliği) :
Doğumsal veya kazanılmışolabilir. Ailevi vakalar olabileceği gibi tek tek vakalar da olabilir. Uc farklı immunolojik neden tanınmıştır. İntrensek B hucre defektleri, B hucrelere otoantikorlar ve duzenleyici T hucreleri dengesizlikleri tum hastalarda ortak ozellik, genellikle tum antikor sınıflarını, fakat bazen sadece IgG’ yi ilgilendiren Antikor azlıklarıdır. Hastaların 2/3 kadarı yabancı proteinleri tanıyan, fakat antikor uretecek olan plazma hucrelerine gelişemeyen, normal sayıda dolaşan. Bulgular X genine bağlı antikor yokluğuna benzer. Fakat tekrarlayıcı bakteriyel enfeksiyonlar daha gec yaşta başlar (15-20 yaş). Barsak paraziti olan Giarda lamblia infestasyonu da oldukca sıktır. Bu hastalar yuksek bir otoimmun hastalık oranına sahiptir.
BİRİNCİL T HUCRESİ HASTALIKLARI :
Tek başına T hucresi bozuklukları az gorulur, coğu hastada T hucresi bağışıklık bozukluğu B hucresi bağışıklık bozukluğu ile bağlantılıdır. Doğumsal hucresel bağışıklık bozukluğu olan cocuklar erken cocukluk cağında mantar yada virus enfeksiyonları ile başvurur. Bulgular B hucre bozuklukları olanlara gore sıklıkla daha ağırdır.
DI GEORGE ANOMALİSİ :
Sıklıkla timus ve paratiroid bezlerini etkileyen bir embriyolojik gelişim bozukluğu soz konusudur. Etkilenen bebeklerde yenidoğanda kalsiyum duşukluğune bağlı kasılmalar, damar anormallikleri, cene kucukluğu ve hucresel bağışıklık yetersizliği gorulur. Lenfosit sayısı duşuktur. T hucreleri belirgin olarak azalmıştır. Bu cocuklar yenidoğan evresini aşabilirlerse, yineleyen enfeksiyonlar, kronik kandidiyazis ve gelişme geriliği ortaya cıkar. Timus dokusu nakli bu yenidoğanların bazılarında başarılı olmuştur , diğerlerinde bağışıklık yaşla birlikte kendiliğinden duzelebilir.
KRONİK MUKOKUTANOZ KANDİDİYAZİS :
Deri, mukoz membranlar , el ve ayak tırnaklarında yerel surekli kandida (bir maya mantarıdır) enfeksiyonları gorulen bir T hucresi hastalığıdır. Bazı hastalarda paratiroid, tiroid, bobrek ustu ve pankreas bezlerini tutan hormonsal problemler de gorulebilir. Hucresel bağışıklık bozukluğu kandida ile sınırlıdır, diğer patojenlere karşı bağışıklık genellikle normaldir.
KOMBİNE BAĞIŞIKLIK YETMEZLİKLERİ :
Bu bozukluklarda hem T hem B hucre fonksiyonları baskılanmıştır.
ŞİDDETLİ KOMBİNE BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ :
Değişen sayılarda B ve T hucreleri bulunmasına karşın, B ve T hucre işlevleri ileri derecede bozulmuştur. Bulgular genellikle yaşamın ilk aylarında ortaya cıkar, gelişme geriliği carpıcı bir bulgudur. Ceşitli ağır bakteri enfeksiyonları gorulebilmekle beraber T hucresi işlev yetersizliğiyle ilgili klinik bulgular baskındır. Kronik kandidiyazis, Pneumocystis carinii gibi protozoa infeksiyonları, hafif giden fırsatcı organizmalar, kontrol altına alınamayan ishal ve yineleyen solunum sistemi infeksiyonları sıktır. Hastalarda egzama , sac dokulmesi, kansızlık gorulebilir. Genetik gecişli olabilir.
WİSKOTT-ALDRICH SENDROMU :
Egzama, trombositopeni (pıhtılaşma hucre azlığı) ve enfeksiyonlara duyarlığın arttığı, X genine bağlı geciş gosteren bir hastalıktır. IgA ve IgE antikor duzeyleri artmış, IgM azalmış , IgG duzeyi ise normaldir. Yaş ilerledikce hucresel bağışıklık giderek bozulur ve sonucta kanser ve fırsatcı infeksiyonlar ortaya cıkar. Kemik iliği nakli sonucları başarılıdır.
ATAKSİ-TELENJİEKTAZİ SENDROMU :
İlerleyen denge kaybı, goz ve deride yuzeyel damarların belirginleşmesi, kronik sinus ve akciğer infeksiyonları,kanser ve değişken sıvısal ve hucresel bağışıklık yetersizliği gorulen ve genetik geciş gosteren bir bozukluktur. Bilinen bir tedavisi yoktur.
FAGOSİT BOZUKLUKLARI :
Fagosit bozuklukları niteliksel veya niceliksel olarak ayrılabilir. Fagositik hucre azlığı, doğumsal , kanser veya ilaclara bağlı kemik iliği işlev bozukluğuna yada fagositik hucreye karşı olan antikorların artan tahribatına ikincil olabilir. Bu bozukluklarda ani bir infeksiyon sırasında bununla savaşan hucre sayısı artabilir, ancak işlevi bozulmuş hucreler savunmaya pek az katkıda bulunur .
Fagositer bozukluklar :
Kronik granulomatoz hastalık
Bakteri oldurucu etki
Chediak-Higashi sendromu
Bakteri oldurucu etki+savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması
Hiperimmunglobulin E
Savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması
Miyeloperoksidaz eksikliği
Bakteri ve mantar oldurucu etki
G6PD eksikliği
Bakteri oldurucu etki
Yanıklar , malnutrisyon
Bakteri oldurucu etki+savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması
Tembel lokosit sendromu
Savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması
Lokosit yapışma bozukluğu
Yapışma, savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması,fagositoz
Siliyer işlev bozukluğu
Mikropları mekanik olarak vucut dışına atma, savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması
KOMPLEMAN BOZUKLUKLARI :
Kompleman bozuklukları kalıtsal yada sonradan olabilir. Kompleman normal antijenin kaplanarak savunma hucresi taraından tanınmasının arttırılması, bakteri oldurme işlevi, savunma hucrelerinin iltihap alanına cağırılması icin gereklidir. Kompleman bozuklukları, yineleyen enfeksiyonlar, otoimmun hastalıklar ve Neisseria infeksiyonlarıyla ilişkili gorulmuştur.
(İmmun Sistem) Bağışıklık Yetersizliği
Forum Ansiklopedisi0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Bilgi Deposu
- Forum Ansiklopedisi
- (İmmun Sistem) Bağışıklık Yetersizliği