Bir ulke savaşa girdiğinde yurt capında seferberlik ilan edilir. Butun doğal kaynaklar ve butce birinci planda savaş giderleri icin harcanır. Ekonomi tamamen bu olağanustu duruma gore baştan ayarlanır ve ulke topyekun bir hareket icine girer. Vucudun savunma ordusunun butun elemanlarıyla katılacağı bir savaşta da mutlaka bir seferberlik ilan edilmesi gerekir. Nasıl mı?
Eğer duşman, saldırıya gecen makrofajların başedebileceğinden daha fazla ise ozel bir madde salgılanır. Bu maddenin adı "pirojen"dir ve bir anlamda alarm durumuna gecme cağrısıdır.
Pirojen uzun bir yolu katederek beyne ulaşır ve beynin ateş yukseltici merkezini uyarır. Pirojenin başlattığı reaksiyona bircok madde de katılır. Bu uyarının ardından beyin, vucudu alarm durumuna gecirir ve insanın ateşi yukselir. Ateşi yukselen hasta, doğal olarak dinlenme ihtiyacı hissedecektir. Boylece savunma ordusunun ihtiyacı olan enerji de başka alanlarda harcanmamış olur.
Ortada kusursuz bir plan vardır. Dahası gerekli olan herşey bu planın işleyebilmesi icin eksiksiz olarak yaratılmıştır; makrofajlar, pirojen ve diğer maddeler, beynin ateş yukseltme merkezi, vucudun ateş yukseltme mekanizmaları...
Bunlardan birinin bile eksik olması durumunda sistem calışmaz. Dolayısıyla boyle bir sistemin aşama aşama gelişerek evrim sonucunda var olduğu kesinlikle iddia edilemez.
Peki bu planı yapan kimdir?
Vucudun ısısının yukselmesinin gerektiğini, ancak bu şekilde savunma ordusunun ihtiyacı olan enerjinin başka yerlere harcanmayacağını bilen kimdir?
Makrofajlar mı?
Makrofajlar sadece gozle bile gorulemeyen kucuk birer hucredirler ve duşunme yetenekleri de yoktur. Ancak, kurulmuş bir ust sisteme itaat eden ve gorevlerini kusursuz yapan canlılardır.
Beyin mi?
Hayır. Beynin de bir şey yaratma, uretme gucu yoktur. Diğer sistemlerdeki gibi bu sistemde de beyin emri veren değil, emre uyan ve itaat eden konumundadır. Kaldı ki makrofajlarda uretilen pirojen, tam olarak beynin ateş yukseltme mekanizmasını etkileyecek şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla makrofajın, pirojenin, beynin ısı yukseltme merkezinin ve beynin aynı anda yaratılmış olmaları gerekir.
İnsan mı?
Hayır. İnsan daha kendi vucudunda boylesine mukemmel bir sistemin işlediğinden bile haberdar değilken, bu sistem onu mutlak bir olumden korur. Kaldı ki insana "kendi vucudunun icinde, ateşinin yukselmesini sağlayacak, duşmanlarla savaşacak bir ordu geliştir ve bu ordu butun bedeninde yirmi dort saat gorev yapsın" denilse bile, insanın yapabileceği hicbir şey yoktur.
Bugun insanoğlu sahip olduğu butun teknolojiye rağmen -bırakın bir benzerini yapmayı- daha mevcut sistemin detaylarını anlamaktan acizdir.
Cunku insan sahip olduğu butun ozellikleriyle birlikte yaratılmıştır. Yaratıcı'sına ve O'nun kurduğu sistemlere -istese de, istemese de- boyun eğmiştir. Tıpkı var olan herşeyin boyun eğdiği gibi...
...Hayır, goklerde ve yerde her ne varsa O'nundur, tumu O'na gonulden boyun eğmişlerdir. (Bakara Suresi, 116)
Makrofajların bir diğer inanılmaz gorevi de lenfositlere yani, savunma sisteminin esas kahramanları olan olan B ve T hucrelerine, duşmana ait bilgileri sunmasıdır. Sunucu hucreler, antijeni aldıktan sonra lenf yollarını izleyerek lenf bezlerine (lenfotik dokuya) giderler.
Bu, oldukca onemli bir ayrıntıdır. Cunku bir hucrenin, duşmana ait bir bilgi edindikten sonra bu bilgiyi gerekli noktalara ulaştırması ancak bir bilinc ve şuur sayesinde olabilir. Makrofaj hucresinin bu bilgiyi lenfositlerin değerlendireceğini bilmesi, savunma sisteminin genel stratejisine hakim olması gerekir. Cok acık bir şekilde gorulmektedir ki makrofaj hucresi, bir butun olarak işleyen sistemin -tıpkı diğer hucreler gibi- itaatkar bir parcasıdır.
Makrofajlar
Forum Ansiklopedisi0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Bilgi Deposu
- Forum Ansiklopedisi
- Makrofajlar