BİYOLOJİNİN ONEMİ

Doğumdan olume kadar yaşamın her evresinde bilincli ve sağlıklı yaşama , ekonomik gelişmeyi surekli kılma , cevreyi bozulmadan tutma , uretimin kalitesini ve miktarını arttırmada biyoloji bilimi onemli yer tutar.

Temel bilim olan biyoloji, canlı ve doğa ile ilgili her konuyu icine almaktadır, bu bakımdan araştıran , duşunen insana sınırsız sayıda calışma olanağı sağlar. Burada başarılı olmanın en onemli en onemli sırrı, duşunerek doğayı izlemektir. Doğanın bilincsiz kullanılması, insan ve diğer canlıların yaşamı icin tehlikeli sonuclar ortaya cıkarır. Cevre kirlenmesi, erozyon, madde kaybı, yeşil alanların azalması, hızlı nufus artışı, plansız kentleşme, biyolojik zenginliklerin ortadan kalkması bu sorunların başında gelir.
Biyoteknoloji alanındaki calışmalarla, atık maddeleri temel yapılarına kadar parcalayabilen mikroorganizmalar kullanılarak daha temiz bir cevrenin yaratılması sağlanacaktır.


Biyoteknolojik uretimde en etkin gorev mikroorganizmalarındır.

Biyoteknolojinin amacı, bir canlının belirli ozelliklerini şifreleyen genetik bilginin bir başka canlıya nakledilmesidir. Boylece nakledilen bilginin gereği, ikinci canlı tarafından yerine getirilir. DNA molekulunun yapısı uzerinde yapılan bu değişiklikle amaca yonelik uretim yapılır.
Biyoloji; uygulama alanları olan tıp, tarım, hayvancılık, endustri ve diğer alanlardaki calışmalar sayesinde, insanların geleceğe daha umutla bakmalarını sağlayan geniş bir bilim dalı olmuştur.


Toplumun ve ozellikle bireyin kendisini tanıması, uygar ve bilincli bir yaşam tarzını gunluk gereksinmelerinde kullanabilmesi, kişinin biyoloji bilgisine sahip olmasıyla gercekleşir.


Biyoloji ile ilgili bilgilerin eksikliği, ne yazık ki başta cevrenin bozulması, onlenmesi mumkun olmayan sağlık sorunlarının ortaya cıkması, doğal kaynakların surekli ve verimli olarak kullanılamaması, biyolojik zenginliklerden yeterince yararlanılamama gibi sorunları doğurmuştur.


BİYOLOJİ BİLİMİNE YETERİNCE ONEM VERİLMEMESİ SONUCUNDA ORTAYA CIKAN SORUNLAR:

*Cevrenin bozulması ile ilgili sorunlar.

Erozyon, sulak alanların kurutulması, suların kirlenmesi
Biyolojik ceşitliliğin azalması
Doğal kaynakların tahrip edilmesi

*Sağlıkla ilgili sorunlar:

Yanlış beslenmeye bağlı rahatsızlıklar
Akraba evliliğine dayalı anomalilerin artması
Sağlıksız soyların ortaya cıkması

*Ekonomi ile ilgili sorunlar:

Islah calışmalarının yapılamaması
Uretimin arttırılamaması

*Sosyal yapıyla ilgili sorunlar:

Goce suruklenme
Bedensel ve ruhsal yetersizlikler.


2. BİYOLOJİNİN GELECEĞİ

Onumuzdeki yuzyılın başında şu gelişmelerin olması beklenmektedir:
· İnsan topluluklarında kalıtsal hastalıklara neden olan genler, dollenme sırasında sağlamlarıyla değiştirilecek kanser vb. hastalıklar onlenebilecektir.
· Canlıların omur uzunluğunu kalıtsal olarak denetleyen genler kontrol altına alınarak uzun bir yaşam sağlanacaktır.
· Bir canlıda onemli bir ozelliği ortaya cıkaran genler eklenerek fazladan bazı ozelliklerin kazanılması sağlanacaktır.
· Bitki ve hayvanların ıslahında olağanustu atılımlar gercekleşecek , verim arttırılacak, bircok maddenin senaaai mikroorganizmalara yaptırılabilecektir. Genlerdeki değişiklikler sonucu yeni hayvan ve bitki turlerinin ortaya cıkması sağlanacaktır.
· Yenilenme mekanizması aydınlatılacağından kısmi doku ve organ yitirilmeleri yerine koyulabilecektir. Bunun icin şimdiden organ bankalarında ceşitli organlar gerektiğinde kullanılmak uzere korunmaktadır.
· Canlılardaki genlerin tumu kataloglanabilecek, bunlarla ilgili bankalar kurulacak.

3. BİYOLOJİ BİLİMİNDEKİ GELİŞMELERİN İNSANLIĞA KATKILARI

Bireylerin ve gelecek kuşakların sağlıklın yaşaması biyoloji konusundaki bilinclenme ile sağlanacaktır. Araştırmacılar bitki ve hayvanları ıslah etmiş , daha iyi meyve , daha fazla yumurta, daha cok et ve sut elde etmek icin onların soylarını kulturel yontemler kullanarak iyileştirmeye calışmışlardır.
Gunumuzde bircok ulke seralarda tozlaşma gorevini bombus adı verilen arılara yaptırıyor. Bombus ozellikle sebzecilikte yuksek verim elde etmek amacıyla hormon kullanan ureticilere bir cıkış , hatta kurtarıcı oldu. Arının taşıdığı cicek tozları etrafa yayılarak seradaki domates ve cileklerdeki verimi arttırdı.
Buyume hormonu eskiden sadece kadavraların hipofiz bezinden cok buyuk zorluk ve masraflarla elde ediliyordu. Artık biyoteknolojik yontemlerle cok miktarda ve ucuza elde edilebilmektedir. Biyoteknolojinin katkıları arasında insulini de sayabiliriz. İnsulin insanlarda şeker bolizmasını duzenleyen bir hormon olup , pankreas hucreleri tarafından uretilir, dolaşıma katılır. Eksikliğinde ise şeker diyabet hastalığı ortaya cıkar. Bugun bakteri DNA’sı yardımıyla insulin hormonu bol miktarda ve ucuza uretilmektedir.
Alg, bakteri , maya ve kuflerin buyuk miktarda uretilmesinden ve bu canlı hucrelerin kurutulması sonucu oluşan biyolojik kutleye tek hucre proteini denilir.

Tek hucre proteini, insan besinlerinden corbalarda, hazır yemeklerde, diyet yiyeceklerinde katkı maddesi olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca aroma kaynağı, vitamin kaynağı ve emulgator destekleyicisi olarak da kullanılır. Tek hucre proteininin uygulama alanı gun gectikce yaygınlaşmaktadır. Belki de tek hucre proteini gelecekte besin kaynağımızın onemli bir bolumunu oluşturacaktır. Dunyada nufus artışının bugunku hızıyla devam etmesi durumunda , besin kıtlığının yaşanabileceği , bilim adamlarınca kabul edilmektedir. Buna cozum olarak bilim adamları tarımda biyoteknolojik uygulamaları onermektedir.
1997 Şubat ayında biyoloji alanında yeni bir gelişme kaydedilmiştir. Bir araştırmacı memeli bir hayvanın (koyun) kopyasını yapmayı başarmıştır. Koyundan alınan bir vucut hucresinin cekirdeği , başka bir koyuna ait cekirdeği alınmış bir yumurtaya yerleştirilerek yeni bir koyuna yaşam verilmiştir. Dolly adı verilen kuzu orijinal DNA sahibi koyunun kopyasıdır. Bu iki koyun aynı ozellikleri taşımalarına rağmen , aynı biyolojik ozellileri taşıyıp taşımadıkları belli değildir.
Kalıtsal hastalıkların kokenini anlamamız ve tedavi edebilmemiz, ancak insan genomunu tam olarak cozebilmemizle mumkun olacaktır.
Genetik muhendisliği bu konuda ilk adımı atmıştır. 1990 yılında ABD ve Avrupa ulkelerinin de aralarında bulunduğu “İnsan Genomu Projesi” adı altında buyuk bir calışma başlatılmıştır. Bu proje insandaki yaklaşık yuz bin genin diziliminin saptanmasını hedefliyor. Ayrıca kalıtsal hastalıkların ve daha bilemediğimiz bircok ozelliğin ya da kusurun nedenlerini ve cozumlerini bulmamıza ışık tutacaktır.