

Şekil 101: DNA'nın kolları birbirlerinden ayrılırken tekrar dolanmalarını engellemek icin heliks stabilizasyon enzimleri (HSE) her iki kolu sabit tutarlar. Ortada, bir DNA'nın kollarının birbirinden ayrılmasını gosteren resim.
Şekil 102: DNA ikiye ayrıldıktan sonra, polimeraz enzimleri her iki kolun eksik olan yarılarını, ortamda hazır bulunan malzemelerle tamamlarlar.
Bilindiği gibi hucreler bolunerek coğalırlar. Peki bu bolunme işlemi sonucunda DNA'ya ne olur? Hucrede tek bir DNA zinciri vardır. Halbuki yeni oluşan hucrenin de bir DNA'ya ihtiyacı olacaktır. Bu acığı gidermek icin her aşaması ayrı bir mucize olan bir seri işlem gercekleşir. Bunun sonucunda, hucrenin bolunmesinden kısa bir sure once DNA'nın bir kopyası oluşturulur ve bu yeni hucreye aktarılır.
DNA, kendini coğaltmak icin once karşılıklı iki parcaya ayrılır. Bu olay oldukca ilginc bir şekilde gercekleşir. Yapısı sarmal bir merdivene benzeyen DNA molekulu ortasından, DNA helikaz adlı bir enzim tarafından, fermuar gibi ikiye ayrılır. DNA'nın kolları birbirlerinden ayrılırken tekrar dolanmalarını engellemek icin heliks stabilizasyon enzimleri her iki kolu sabit tutarlar. (şekil 101)
Artık DNA iki yarım parcaya bolunmuştur. Her iki parcanın da eksik olan yarıları (eşlenikleri) ortamda hazır bulunan malzemelerle tamamlanır. Eksikleri tamamlama işi ise DNA polimeraz tarafından yerine getirilir. Boylece iki yeni DNA molekulu uretilmiş olur. (şekil 102)
Eşleşme sırasında ortaya cıkan yeni DNA molekulleri denetleyici enzimler tarafından defalarca kontrol edilir. Yapılmış bir hata varsa -ki bu hatalar son derece hayati olabilir- derhal tespit edilir ve duzeltilir. Hatalı şifre kopartılıp yerine doğrusu getirilir ve monte edilir. Butun bu işlemler oyle baş dondurucu bir hızla yapılır ki, dakikada 3.000 basamak nukleotid uretilirken bir yandan da tum bu basamaklar gorevli enzimler tarafından defalarca kontrol edilir ve gereken duzeltmeler yapılır. (şekil 103 )


Şekil 103: DNA'nın coğaltılması sırasındaki işlemler buyuk bir hızla yapılır, bir yandan dakikada 3000 basamak nukleotid uretilirken bir yandan da tum basamaklar gorevli enzimler tarafından kontrol edilir.
Uretilen yeni DNA molekulunde, dış etkiler sonucunda normale gore daha fazla hata yapılabilir. Bu sefer hucredeki ribozomlar, DNA'dan gelen emir doğrultusunda DNA onarım enzimleri uretmeye başlarlar. Boylece hem DNA korunmuş olur ve hem de soyun devamı guvence altına alınır. (şekil 104)
İşte butun gun, siz hic farkında değilken, yaşamınızın problemsiz olarak devam etmesi icin vucudunuzda hayranlık uyandıran bir titizlik ve sorumluluk anlayışı icinde sayısız işlemler ve denetimler yapılır, tedbirler alınır. Herkes gorevini eksiksiz olarak ve başarıyla yerine getirir. İşte Yuce Allah en buyuğunden en kucuğune sayısız atomu ve molekulu hayatımızı guzel ve sağlıklı bir bicimde surdurmemiz icin hizmetimize vermiştir.


Şekil 104: Hucredeki ribozomlar tıpkı bir robot gibi DNA'dan gelen emirler doğrultusunda DNA onarım enzimlerini uretmeye başlarlar.
Bu konunun en hayranlık uyandıran yonlerinden biriyse, DNA'nın hem uretimini sağlayan hem de yapısını denetleyen bu enzimlerin, DNA'da kayıtlı olan bilgilere gore ve DNA'nın emir ve kontrolunde uretilmiş proteinler olmasıdır. Ortada ic ice gecmiş oyle muhteşem bir sistem vardır ki, boyle bir sistemin kademe kademe oluşan tesaduflerle bu hale gelmesi hicbir şekilde mumkun değildir. Cunku enzimin olması icin DNA'nın olması, DNA'nın olması icin de enzimin olması, her ikisinin olması icinse hucrenin, zarından diğer butun kompleks organellerine kadar eksiksiz olarak var olması gerekir.
Canlıların sozde birbirini izleyen "yararlı tesadufler" sonucunda "aşama aşama" geliştiklerini one suren evrim teorisi, daha bircok konuda olduğu gibi, yukarıda soz ettiğimiz DNA mı yoksa enzimler mi once var oldular sorusu karşısında cevapsızdır. DNA ve enzimin aynı anda var olmaları gerekmektedir, ki bu evrim teorisinin one surduğu hayali mekanizmalarla gercekleşmesi imkansız bir durumdur.