1-Hızlı Nufus Artışı - Toprak İlişkileri :
Hızlı nufus artışı cok sayıda sosyoekonomik ve politik sorunların ortaya cıkmasına yol acmanın yanında, yanlış arazi kullanma ve toprak kayıpları nedeniyle ekonomimize ve kalkınmamıza onemli etkileri olan sorunlar da yaratmaktadır.
Diğer yandan hızlı nufus artışı gereksinimlerin karşılanması acısından, uretim ve tuketim ilişkilerini de olumsuz yonden etkileyecektir. Ozellikle tarımsal uretimde birim alandan daha yuksek urun almayı ozendiren olumlu sayılabilecek etkisi yanında, orman ve meraların tarım arazilerine donuşturulmesi gibi olumsuz ve zararlı yondeki gelişmelere de neden olmakta ve bunları hızlandırmaktadır.
Nufus artışı hızı 1990’ da % 2.4 iken 2000 yılında % 1.9’ a inmiştir. Turkiye’nin potansiyel kaynakları artan nufusu beslemeye belli bir sure icin yeterli bir potansiyeldir. Nufus artışının zamanla duşurulmesi bu hızlı artıştan kaynaklanan sorunları da azaltacaktır.
2- Toprak Kaynaklarının Sorunları ve Cozum Yolları :
Turkiye'nin onemli yaşamsal sorunlarından birisi toprak kaynaklarında ortaya cıkan sorunlardır. Bu sorunlar genelde su ve ruzgar erozyonu ile oluşan sorunlar, yanlış arazi kullanımı ve toprakların fiziksel ve kimyasal etmenlerle kirlenmesi ya da kalitelerin bozulması, uretim gucunun yitirilmesi şeklinde ortaya cıkmaktadır.
27.7 milyon hektar olan toplam tarım arazisinin 19.7 milyon hektarında ceşitli şiddetlerde erozyon tehlikesinin mevcut olduğu araştırmacılar tarafından saptanmıştır. Tarım arazilerimizin yaklaşık 2/3’ unde toprak kaynaklarımızı kemiren ve azaltan erozyon tehlikesi vardır. Yine yapılan bir araştırmaya gore yılda 500 milyon ton toprağın akarsularla denizlere taşındığı belirlenmiştir. Ayrıca erozyonla taşınan toprakların tarıma elverişli toprakların ust kısımları olduğu goz onunde tutulursa tarımsal toprakların ne denli buyuk bir sorunla karşı karşıya kaldığı daha net anlaşılacaktır.
Erozyonun oluşumuna ve şiddetine etki yapan onemli etmenler iklim, topografya, toprağın ozellikleri, bitki ortusu gibi turlu etmenler yanında insanın kendisidir. Erozyonu onleyici toprak işleme, ekim ve dikim yontemlerinin kullanılmamasının neden olduğu toprak kayıpları ağırlık taşımaktadır. Erozyonun hızlanmasında baş rolu toprağı yanlış işleyen ve kullanan insan oynamaktadır.
Bu konuda yapılan calışmalar gostermektedir ki her yıl on binlerce hektar tarımsal alan tarım dışı amaclar icin kullanılmaktadır. İl ve İlceler bazında organize sanayi ve kucuk sanayi sitelerinin kapladığı arazilerin 18000 hektar olduğu ve bunun % 62’ lik kısmının tarıma elverişli araziler uzerine kurulmuş olduğu saptanmıştır.
Yanlış arazi kullanımı, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmıştır. Kentleşme surecinde ve kıyılarımızın turizme acılmasında da yanlış arazi kullanımı uygulamaları surmektedir. Hızlı kentleşme, kent nufuslarının hızlı artışı ve gecekondu olayının suregelmesi, kent topraklarının genişletilmesini ve bu arada plansız ve bilincsiz arazi kullanımı sorunu ve tarımsal toprakların yerleşim yeri olarak kullanılması olayını da birlikte getirmektedir. İstanbul Boğazı yamaclarında mevcut bitki ortusunun kaldırılması suretiyle yapılaşmalara acılan topraklar, yanlış toprak kullanımının onculeri olmaktadır.
Kentleşme ve sanayileşmenin cevre uzerindeki olumsuz etkileri birkac yonde surecektir. Birincisi, değerli tarım topraklarının ozellikle kıyılarda hızla kentsel kullanımlara acılmasıdır. Kamu eliyle tarıma elverişli duruma getirilmeleri icin para harcanan verimli topraklar bile kamunun kayıtsızlığına kurban gidebilmektedir.
Sanayi sektorunde gelişmeler, organize sanayi bolgeleri icin yer secimi, genellikle altyapıların ekonomik kolaylıklar sağladığı yorelerde kurulacak bicimde yapıldığı gozlenmektedir. Hicbir duşunce, ham maddesinin uretildiği birinci sınıf tarım alanı uzerine, bu urunu işleyen sanayi tesislerinin kurulmasına olanak vermez. Cukurova’da pamuk uretimine elverişli, sulama tesisleri tamamlanarak sulamaya acılmış birinci sınıf alanlardaki tekstil fabrikalarının kuruluşu, oradaki yol, su ve elektrik enerjisi olanaklarından kolayca yararlanma amacından kaynaklanmaktadır.
Tarım topraklarının, artık uzerinde tarım yapılamaz hale getirilerek yok edilmelerinin diğer bir bicimi de, bunların toprak sanayilerinde kullanılmak uzere satın alınmalarıdır. Tapuda herhangi bir işlem yapılmasına gerek kalmadan satılan, toprak sanayiine elverişli, fakat uzun yıllarda oluşmuş aluviyal topraklar, ana kaya duzeyine ininceye kadar alınmakta ve fabrikalara taşınarak tuğla, kiremit, seramik vb. yapımı amaclarıyla ham madde olarak kullanılmaktadır. Tarıma elverişli topraklar dışında, aynı amacla kullanılabilecek kaynaklar ilgili kuruluşlarca saptanarak ilgililere onerilmekte ise de, ceşitli nedenlerle bu ocakların kullanılmaları sağlanılamamaktadır.
Toprakların verim guclerinin kaybolmasına neden olan diğer bir kirlenme şekli de, kimyasal kirlenmelerdir. Bu tur kirlenmelerde ana etmenler atmosferik cokelmeler, asit yağmurları, atık sular ve bunlarla kirlenmiş suların toprakta bıraktığı kirletici elemanlar, arıtma tesislerinden cıkan kirli camurların toprakta yaptığı kirletici etkiler, tarımsal ilacların bazılarının toprakta birikmeleri ile oluşan kirlenmelerdir. Ayrıca sulama yoluyla ortaya cıkabilecek, tuzlanma ve coraklaşma gibi toprağın verim gucunu azaltan, hatta giderek tarımsal uretimde kullanılmasını onleyen fiziksel ve kimyasal kirlenmeler de toprak kaynaklarına olumsuz etkiler yapmaktadırlar.
Gorulduğu gibi toprağı kirleten dış etmenler yanında, tarımsal uretim surecinde bizzat bu uretimin yarattığı kirlenmeler de tarım topraklarına olumsuz etkiler yapmaktadır.
Bir ornek olarak, Cukurova, Aşağı Seyhan Projesi alanından hatalı sulamaların ve gerekli tarım tekniklerinin kullanılmaması vb. nedenlerle oluşan tuzluluk sorunu, taban suyunun yukselerek tarımsal uretimi olumsuz bir şekilde etkilemiş olması gosterilebilir. Turkiye'nin diğer sulama projelerinde de gozlenen bu olumsuz sonucların, GAP sulamalarında yinelenmemesi icin toprak kayıplarını onleyici onlemlerin alınması gereği de vurgulanmalıdır. Toprağın ozellikle ağır aaaaller, toksik maddelerle kirletilmeleri, bu topraklar uzerinde yetiştirilen bitkiler aracılığı ile besin zincirine karışmakta ve insan sağlığını etkileyici zararlı duzeylere ulaşabilmektedir.
Topraklarımızın korunması ve geliştirilmesi, tarım topraklarımızın verimlerini artırarak kullanılmaları ve korunmaları konusunda temel mevzuatın yetersizliği de toprak kayıplarına neden olan onemli etmenlerden birisini oluşturmaktadır. Mevcut mevzuatın da ulke topraklarının gereği gibi korunmaları icin etkili olarak kullanılmamaları var olan boşluğu daha da genişletmektedir.
3- Orman - Toprak Kaynaklarımızın İlişkileri, Sorunları ve Cozum Yolları:
20 Milyon hektar civarında bilinen ormanımız vardır. Bunların 11 Milyon hektarı koru ormanı, dokuz milyon hektarı da bataklık ormanıdır. Ancak sadece dokuz milyon hektarlık orman iyi (verimli) orman niteliğindedir. Bozuk (verimsiz) olarak nitelendirilen 11 milyon hektarlık orman ise iyileştirilmelidir. Turkiye’de gozle gorulur bir orman azalması olayı yaşanmaktadır. Araştırmalar bu olumsuz gelişmeyi doğrulamaktadır. Orman azalması, orman urunlerinin azalmasını ortaya cıkarması, dolayısıyla ormanlardan yararlanma hızını artırarak, orman tahribatını artırmakla kalmıyor, yeşil ortunun fotosenaaa yolu ile CO2 ve oksijen dengesini korumasını da bozarak ,yaşamsal sorunların temel nedeninin oluşmasına destek olmakta, toprağın koruyucu ortusu tahrip edildiği icin de toprakların erozyonla kaybolmasına neden olmaktadır.
Orman azalmasına, ormanların yok olmasına neden olan etmenlerin başında nufus baskısı nedeniyle ortaya cıkan izinsiz ve duzensiz ormandan yararlanma olayı gelmektedir. Ayrıca ormanlarda tarla acma yoluyla usulsuz olarak yararlanma, orman yangınları, biyolojik etmenlerle ortaya cıkan hastalıklar, hava kirliliğinin ve asit yağmurlarının ortaya cıkardığı tahribat, orman azalması surecini hızlandıran ana nedenleri oluşturmaktadır.
Turkiye’de erozyonu onleyici teknik ve biyolojik onlemlerin alınması ve ağaclandırılması gereken beş milyon hektar civarında bir potansiyel alan mevcuttur. Orman ici ağaclandırma alanları ile birlikte 18 milyon hektar alanın ağaclandırılması, erozyon denetimi calışmaları yapılması bir hedef olarak saptanmıştır. Butun cabalara karşın, başta finansman sorunları olmak uzere diğer nedenlerin etkisi ile henuz bu hedefe ulaşılamamıştır.
Turkiye’de ilk defa ozel ağaclandırma sisteminin uygulamaya konulmuş olması umit verici bir başlangıc olmuştur. Sayıları 159’ a ulaşmış olan fidanlıklarda 700 milyon kadar fidanların Turkiye’nin yeşillenmesinde, toprakların korunmasında onemli katkıları olmuştur. Bu ağaclandırma calışmaları, erozyonun onlenmesinde de etkili olmuştur.
Ekosistemlerin onemli bir oğesi, yaratıcısı ve koruyucusu olan ormanların tahribi, doğrudan doğruya toprakların da yok olmasıyla sonuclandığı icin ekosistemlerin korunması, toprağın da korunmasına sebep olacaktır.
Ormanların korunmasını kapsayan cok yonlu tedbirlerin orman ve toprak koruma politikaları olarak geliştirilmesi ve bunların uygulamaya gecirilmesiyle topraklarımız korunacak ve varlığını surdurme olanağına kavuşacaktır.
4- Cayır - Mera ve Toprak Kaynakları İlişkileri, Sorunları ve Cozum Yolları:Cayır ve mera kaynakları, hayvansal uretimin yem kaynağı olma ozelliği yanında, bircok onemli gorevleri de yerine getirmektedir. Bunların arasında yeşil ortu olarak fotosenaaa olayıyla oksijeni desteklemesi, toprak ve su kaynaklarının korunması gibi gorevleri ile doğal dengenin korunmasına ve ekosistemlerin oluşmasına cok onemli destek vermektedir. Yapılan araştırmalara gore yeşil ortu olarak cayır ve meralar, toprak ve su kaynaklarının su ve ruzgar erozyonu ile yok olmalarına engel olan en etkin gorevi ustlenmektedir.
Makinalı tarımın gelişmeye başladığı 1950 yıllarından beri 13 milyon hektardan fazla tarım arazisi, surulerek tarla arazisi haline getirilmiştir. Ayrıca aşırı otlatma, erken ve gec otlatmalar, mera iyileştirme onlemlerinin alınmaması, bu kaynakların giderek tahribine yol acmaktadır.
Karapınar ilcesini tehdit eden şiddetli ruzgar erozyonunun oluşturduğu kum fırtınaları, bu ilceyi oturulmaz hale getirmiştir. Ama başlatılan calışmalar sonucunda birkac yılda cozume ulaşılmıştır.
5-Su-Toprak Kaynaklarının Geliştirilmesi, Kullanımı, Sorunları ve Cozum Yolları:
Su; eritici, taşıyıcı ve besleyici ozellikleri ile, tum canlıların yaşamsal onemde yararlandığı bir doğal kaynaktır. Topraklar ile birlikte ekosistemlerin onemli bir oğesini oluşturur. Ekosistemleri besler. Bunlara karşın suyun, bozulan ekosistemleri tahrip etme, toprağı aşındırma, taşıma ve su erozyonunu oluşturma gibi ozellikleri de vardır. Turkiye gibi erozyona musait toprak ve iklim koşullarına sahip ulkeler icin, bu ozellikler tahrip edici olayları ortaya cıkarmaktadır. Ceşitli nedenlerle hızla yok edilen yeşil ortu, bu tip erozyonun baş nedeni olmakta, toprak kaynaklarını bir daha kullanılamayacak hale getirmektedir. Erozyondan etkilenen 57 milyon hektar toprağın onemli bir bolumu, bu tip erozyonla yok olmuştur.
6- Biyolojik Zenginliklerimiz - Toprak İlişkileri, Sorunları, Cozum Yolları:
Biyolojik zenginlikler yonunden Turkiye dunyada onde gelen ulkelerden birisidir. Cok sayıda bitki kaynağının vatanı Turkiye’dir. Yalnız ulkemizde yetişen endemik bitki turleri bakımından cok onemli bir kaynağa sahibiz. Bilimsel ve ekonomik yonden yararlanabildiği takdirde, cok yararlı sonuclar alınabilecek biyolojik bir zenginlik potansiyelimiz vardır. Bu zengin potansiyel kaynaklarımızla yaşamsal bir bağlantı icerisindeyiz. Maalesef bu zenginliklerimizi de hızla yok etmekteyiz. Bitkisel kokenli doğal zenginliklerimizi; yanlış arazi kullanımı, aşırı tuketim ve bitkisel zenginlik kaynaklarımızın yaşamlarının surdurulebilirliğini tehliaaae sokacak bicimde aşırı duzeylerde tahrip edilmeleri, bu kaynaklarımızın kaybına neden olmakta, cıplaklaşan toprağın erozyonla taşınmaları ve yok olmaları ile sonuclanmaktadır. Ayrıca hızlı nufus artışının toprak istemlerinde ortaya cıkardığı baskılar, bu doğal kaynakların ve zenginliklerin tahribine neden olmaktadır.
SONUC :
Dunya gittikce kuculmektedir. Canlıların yaşayabildiği ya da yaşayabileceği bir başka gezegen henuz keşfedilmemiştir. Cok uzun yıllar ve yuzyıllar boyunca bu dunya uzerinde yaşayacağız. Dunyanın tahribi, ekolojik dengelerin bozulması, sadece bir ulaaai değil, tum dunyayı tehdit etmektedir. Brezilya ormanlarının tahribi, dunya ikliminin değişmesine neden oluyor, atmosferdeki oksijen - karbondioksit dengesini etkiliyor. Tum dunya ulkelerinin bilincli ya da bilincsiz olarak cevreyi tahrip etmeleriyle ekolojik dengenin bozulması ortaya cıkmaktadır. Orman azalması ve colleşme, dunyanın onde gelen problemi haline gelmiştir. Eğer dunyada milyonlarca kişi aclık cekiyorsa, bu olaylar insan oğlunun gecmiş donemde yaptığı hataların, kaynak tabanlarını tahrip etmelerinin faturası olarak karşımıza cıkmaktadır. Bu hataların faturalarını gelecek kuşakların odemesini istemiyorsak, ekolojik dengelerin bozulmasına neden olan hatalı uygulamalardan vazgecmeliyiz.
Toprak Kirliliği ve Cozum yolları (Biyoloji)
Ansiklopedi0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Ansiklopedi
- Toprak Kirliliği ve Cozum yolları (Biyoloji)