oluşum kartları oluşum kartları ornekleri kartı ornekleri insanın oluşumu insan evreleri
Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara gostereceğiz; oyle ki, şuphesiz onun hak olduğu kendilerine acıkca belli olsun. Herşeyin uzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? (Fussilet Suresi, 53)
Buluğ cağı ile birlikte erkek bedeninde yaşanan gelişmelerin bir benzeri de kadınlarda yaşanır. Dişi ureme hucresi olan yumurta ile birlikte kadın ureme sistemi de erkek ureme sistemine uygun, onu tamamlayıcı olacak şekilde hazırlanır.
Kadınlarda da -tıpkı erkeklerde olduğu gibi- buluğ cağına gelindiğinde hipotalamus zamanın geldiğini adeta anlar ve hipofiz bezine yumurta hucrelerinin olgunlaşmasını sağlayacak hormonlar uretmesi icin emirler gonderir. Hipofiz bezi kendisine ulaşan bu emirlere hemen itaat ederek gereken hormonları uretmeye başlar.
Ureme hucrelerinin uretimi kadınlarda, erkeklerde olduğu gibi surekli değildir. Bu uretim belli donemlerde gercekleşir. Bu donemleri tesbit etme gorevi de hipofiz bezine aittir. Hipofiz bezi, belirli donemlerde yumurtalıktaki ana yumurta hucrelerinin olgunlaşmasını sağlayacak bir hormon salgılar. Bu hormon etki edeceği yeri cok iyi bilir ve doğruca yumurtalığa giderek yumurta olgunlaştırma vaktinin geldiğini haber verir. Bunun uzerine yumurtalık hucreleri bu emri hemen anlar ve yumurtanın olgunlaşması icin yumurtalığın icinde yoğun bir faaliyet başlatırlar.​



Şimdi bu bilgileri biraz daha derinlemesine inceleyelim. Hipotalamus dediğimiz kucucuk salgı bezi zamanı nasıl tesbit etmektedir? Ustelik bugune kadar yaşamış olan ve halen yaşamakta olan milyarlarca kadında tam gereken zamanda, hic şaşırmadan bu sureyi nasıl hesaplamaktadır? Hipotalamus beynin orta bolgesinde yer alan, zamanı tespit edebilecek bir mekanizması olmayan, ustelik dış dunyayla hicbir şekilde muhatap olmayan, hucrelerden oluşmuş bir et parcasıdır. Bu et parcasının zaman ayarı yapması elbette insanın sıradan bir olay gibi uzerinden gecip gidebileceği bir konu değildir. Ancak bu kucucuk ayrıntı, insan vucudunda durmaksızın meydana gelen mucizevi olaylardan sadece bir tanesidir. Bu tur insanı hayrete duşuren olaylar insan bedeninin her milimetrekaresinde, her an, hic durmaksızın devam etmektedir. Orneğin hipotalamusun yolladığı emri okuyup anlayabilen, bu anladığı emre gore karar alıp, bu karar doğrultusunda uretim yapabilen ve urettiği maddeleri kendisinden cok uzakta, hic gormediği bir yere hatasız olarak ulaştırabilen hipofiz bezinde de hayranlık uyandıran bir mucize gercekleşmektedir. Hipofiz bezi de yine bir hucre topluluğudur. Bu hucrelerin biraraya gelip, şuurlu bir şekilde kendilerine ulaşan emirleri "anlamaları" ve bu anladıkları emre uymaları başlı başına olağanustu bir durumdur. Bu hucreler topluluğunun "anlama", "kavrama", "sonuc cıkarma", "karara varma", "kararı uygulama" gibi ozellikleri hangi şuurla mumkun olmaktadır?
İnsan vucudu ışığın girmediği, karanlık, pek cok sıvının damarlar icinde buyuk bir hızla hareket ettiği, son derece yoğun bir trafiğin olduğu karmaşık bir ortamdır. Bu ortamda kendi boyutuna kıyasla devasa maddelerle karşılaşan bir molekul yığınının istediği yere zarar gormeden ve kaybolmadan ulaşması, hatta bazı aracılarla gerekli yerlere birtakım maddeler yollaması hicbir evrimci izahla acıklanamaz. Cunku evrimcilerin bu tip mucizevi yaratış delilleri karşısında tek sığınakları olan tesaduflere -diğer hicbir canlıda olmadığı gibi- insan vucudunun kompleks yapısı icinde de yer yoktur.
Bir kez daha hatırlatmalıyız ki, tum bu olaylar esnasında karşımıza cıkan akıl ve şuur bu hucrelerin hicbirine ait değildir. Hucre dediğimiz varlıkların birbirlerini gorecek gozleri, konuşup anlaşabilecek dilleri, duyabilecek kulakları yoktur. Bu varlıklar yalnızca kendilerini yaratmış olan Allah'ın emirlerini uygulamakta, her an O'nun ilhamı ile kendilerinden asla beklenmeyecek mucizevi olayların gercekleşmesine vesile olmaktadırlar.
Yumurta Hucreleri Gelişmeye Başlıyor...​


Ustte rahmin ic yapısı goruluyor. Yumurtanın uretilmesi ve yolculuğunu tamamlaması icin kadın bedeninde her turlu onlem alınmış ve ozel bir sistem yaratılmıştır. Orneğin fallop tupunun icinde bulunan milyarlarca hucre yumurtayı rahme ulaştırmakla gorevlendirilmişlerdir. Yanda olgunlaşan yumurtanın icine atıldığı fallop tupunun resmi goruluyor.​

Yumurta, yumurtalık adı verilen ve her detayıyla bu iş icin ozel tasarlanmış bir organda uretilir. Her kadında sağda ve solda birer tane olan yumurtalıkların icinde sinirlerin, kan ve lenf damarlarının girip cıkacağı kadar bir boşluk vardır. Boşluğun icinde kan bakımından oldukca zengin lif dokuları da bulunur. Yumurta hucrelerinin guvenli bir şekilde oluşmaları, beslenmeleri ve korunmaları bu dokular sayesinde sağlanır. Bu korunaklı yapının icinde ceşitli boylarda ve cok sayıda kesecikler (folikuller) vardır. Her kesecikte bir tane yumurta ana hucresi bulunur. Her ay bu keseciklerden bir tanesindeki yumurta hucresi olgunlaşarak dollenmenin gercekleşebilmesi icin yumurtalığın dışına bırakılır.​



Yukarıda temsili resmi gorulen ve buyukluğu bir tuz taneciğinden kucuk olan yumurta hucresi bir insanın oluşumundaki en onemli parcalardan biridir. Bu tek hucrenin oluşması icin gerekli olan sistem dunya uzerinde şu anda yaşayan ve şimdiye kadar yaşamış olan butun kadınlarda mevcuttur. Bu, Allah'ın kusursuz yaratışıdır.​

Ancak bu uretim tek aşamalı bir uretim değildir; bir yumurta hucresinin olgunlaşması bircok aşamanın ard arda gercekleşmesi ile mumkun olur. Yumurta ana hucresinin olgunlaşması ve bir ureme hucresi haline gelebilmesi icin oncelikle bir mitoz ve iki mayoz olmak uzere bolunmeler gercekleşir. Ancak belli bir sıralamada olan bu bolunmelerde hicbir şaşma olmaması gerekmektedir. Cunku bolunmeler sonucunda hucredeki kromozom sayılarında değişiklikler meydana gelir ve farklı hucre tipleri oluşur. Tıpkı erkek ureme hucresinde olduğu gibi kadınlarda da ana yumurta hucrelerinde 46 olan kromozom sayısı, bu bolunmeler sonucunda 23'e iner.
Yumurta hucresinde meydana gelen mitoz ve mayoz bolunmeler sonucunda uc adet kucuk hucre ve bir adet buyuk hucre (ootid) meydana gelir. Kucuk olan hucreler besin yetersizliğinden olurken, buyuk olan hucre bazı değişiklikler gecirerek yumurtayı meydana getirir. Eğer oluşan hucrelerin hepsi aynı buyukluğe sahip olsalardı, dollenme sonucu oluşan zigotun gelişmesi icin gerekli olan besin yetersiz kalırdı. Ancak hucrelerden birinin daha fazla besine sahip olması ve diğerlerinin kucuk olmasıyla boyle bir sorunun meydana gelmesi daha en baştan engellenmiştir.​




Yukarıda temsili resmi gorulen ve buyukluğu bir tuz taneciğinden kucuk olan yumurta hucresi bir insanın oluşumundaki en onemli parcalardan biridir. Bu tek hucrenin oluşması icin gerekli olan sistem dunya uzerinde şu anda yaşayan ve şimdiye kadar yaşamış olan butun kadınlarda mevcuttur. Bu, Allah'ın kusursuz yaratışıdır.​

Yumurtanın olgunlaşması kendi kendine gercekleşen bir olay değildir. Başta da belirttiğimiz gibi bu gelişimi şekillendiren, erkek ureme sisteminde olduğu gibi, beynin altına yerleştirilmiş olan hipofiz bezinin salgıladığı hormonlardır. Yumurtanın oluşum aşamalarını ve bu aşamalarda etkili olan hormonları şoyle ozetlemek mumkundur:​

1-Folikuler evre: Yumurta hucresinin oluşmaya başladığı donemdir. Yumurta ana hucresi, biraz once de belirttiğimiz gibi "folikul" adı verilen keseciklerin icinde bulunur. Folikul oluşumu yaklaşık olarak 14 gun devam eder. Bir hipofiz hormonu olan FSH (folikul uyarıcı hormon) kan yoluyla yumurtalıklara gelir. Bu hormonun yumurtalıklarda folikulun oluşumu, gelişimi ve folikul icindeki ana hucreden yumurtanın meydana gelmesini sağlamak gibi gorevleri vardır. Bu hormon aynı zamanda olgun folikulden ostrojen hormonunun salgılanmasına da neden olur.
Ostrojen ozellikle rahmin yapısını etkileyen bir hormondur. Rahimdeki hucrelerin mitoz bolunmesini hızlandırarak bu bolgenin kalınlaşmasını dolayısıyla dollenme işleminden bir sure sonra buraya bağlanacak olan embriyonun yumuşak bir zemine tutunmasını sağlar. Ayrıca dol yatağına fazla miktarda kan ve doku sıvısı gelmesini sağlar. Her ay bu hazırlıklar gercekleştirilir. Eğer yumurta dollenirse ozel hazırlanmış bu dokuya yerleşerek beslenecek ve gelişmesini surdurecektir.
İnsanın yaratılışının her aşamasında olduğu gibi burada da mucizevi bir olay gercekleşmektedir. Kadının ureme sistemindeki hucreler, ileride misafir edecekleri embriyonun ihtiyaclarını onceden tespit etmekte, bu ihtiyaclara yonelik hazırlıklar yapmakta, gelişecek olan cenin icin gereken en uygun ortamı oluşturmaya calışmaktadırlar. Bir hucreler topluluğu boylesine şuur ve akıl gerektiren işlemleri nasıl gercekleştirebilir? Elbette hucrelerin boyle bir akıl ve şuura sahip olduklarını soylemek imkansızdır. Ama kadının ureme sistemindeki (hatta hipofiz bezindekiler) hucreler imkansız olarak nitelendirdiğimiz bu olayı gercekleştirmekte, hic tanımadıkları embriyonun ihtiyaclarına en uygun ortamı onceden hazırlamaktadırlar.
Kuşkusuz bunları hucrelerin kendi akılları ve iradeleriyle yaptığını iddia etmek akıl ve mantık sahibi hicbir insan icin mumkun değildir. Kendi şuuru ve iradesiyle başarması mumkun olmayan bir şeyi, şuursuz atomlardan oluşan hucrelerin başardığını iddia eden insan elbette buyuk bir mantık bozukluğu icinde demektir. O halde karşımıza cıkan gercek apacıktır: Bir insanın yaratılışında rol oynayan tum hucreler, kendilerine Yaratıcılarının ilham ettiği gorevleri yerine getirmekte, boylece yeryuzunde her dunyaya gelen insanla birlikte bir mucizenin gercekleşmesine vesile olmaktadırlar.​




Rahim ve yumurtalıktaki hormonal etkilerin ozeti. Yumurtanın olgunlaşması kendi kendine gercekleşen bir olay değildir. Yumurtanın gelişim evreleri beynin altındaki hipofiz bezinin salgıladığı hormonlarla yonlendirilir. Karmaşık ve birbirine bağlı işlemler sonucunda dollenmeye hazır, canlıyla ilgili butun bilgileri taşıyan yumurta hucresi oluşur.​

2-Luteal evre (Yumurtlama evresi): Bu evrede yumurtayı taşıyan kesecik (folikul) catlar ve yumurta serbest hale gecer. Ancak yumurtalıklardan boşluğa bırakılan yumurta hucresini yakalayacak bir yardımcıya ihtiyac vardır. Aksi takdirde yumurta hucresi spermle buluşacağı yere doğru ilerleyemeyecek ve hicbir şekilde spermle karşılaşamayacaktır. İşte bu noktada yumurtalık ve rahim arasındaki tup şeklinde yapılar olan "fallop tupleri" devreye girer. Yumurtalıklardan boşluğa bırakılan yumurta hucresi, bir ahtapot gibi dev kollara sahip olan fallop tupu tarafından yakalanır. Dollenme işleminin gercekleştiği yer olan fallop tupunde sperm olup olmamasına gore daha sonraki aşamalar şekillenir.​


Yumurta hucreleri yumurtalıktaki folikul denilen yapıların icinde gelişir. Bu şemada tek bir yumurta hucresinin gelişim aşamaları ve folikulden cıkışı gorulmektedir. Bu evrelerin tumu belli bir donem boyunca, butun kadınlarda surekli tekrarlanır. Her ay yeni yumurta hucreleri oluşur, aynı hormonlar aynı donemlerde tekrar tekrar salgılanır, kadın vucudu sanki dollenme olacakmış gibi hazırlanır. Ancak son aşamada spermin olmasına ya da olmamasına gore vucuttaki hazırlıkların yonu değişir. Bu, acık bir yaratılış mucizesidir.​

Butun bu işlemlerin denetimini sağlayan ise hipofiz bezinden salgılanan luteinleştirici hormon (LH)'dur. Bu hormonla ilgili onemli bir noktaya daha dikkat cekmekte yarar vardır. Olgunlaşmış yumurta hucresinin icinde bulunduğu keseciğin (folikul) catlaması ve boylece yumurtanın spermle buluşacağı yere ilerlemesinde LH hormonu mutlaka gereklidir. Bu hormonun olmaması demek -diğer hormonlar eksiksiz salgılansa da- folikulun yumurtlama evresine kadar gelişememesi demektir. Ancak boyle bir aksaklık olmaz ve yumurtlama doneminden yaklaşık 2 gun once bilim adamlarının acıklayamadığı, henuz tam bilinmeyen nedenlerle, on hipofiz bezinin LH hormonu salgılamasında artış gorulur. Aynı donemde FSH isimli hormonda da artış belirir ve iki hormonun etkisiyle her ay duzenli olarak yumurtlama işlemi gercekleşir. Yani hipofiz bezi burada da şaşmaz bir vakit hesabı yapmakta, tam gereken vakitte gereken hormonları, gerektiği miktarda salgılamaya başlamaktadır.
Elbette bu şuurlu davranışı hipofiz bezinin kendinden, bu bezi oluşturan hucrelerden beklemek mumkun değildir. Eğer ortada acıkca gorulen yuksek bir akıl ve irade varsa, bu aklın ve iradenin de bir sahibi vardır. İnsanın yaratılış aşamalarındaki tum bu mucizevi olaylarda tecelli eden akıl ve irade sonsuz kudret sahibi olan Allah'a aittir.
3-Korpus luteum (sarı cisim) evresi: Yumurtanın cıkmasından sonra boş kalan keseciğin (folikul) ici kanla dolar. Bu keseciklerin bulunduğu boşluğu cevreleyen "granuloza" ve "teka" isimli ozel hucreler coğalarak kesecik icindeki pıhtılaşmış kanın yerini alırlar. Bu hucreler lipidce zengin, sarı renkli hucrelerdir. Boylece yumurtanın ayrıldığı folikul, icine dolan sıvılarla genişleyerek "korpus luteum" (sarı cisim) adı verilen aktif bir yapı meydana getirmiş olur.
Korpus luteum denen bu yapı rahmin (uterus) embriyo icin hazırlanması ve gebeliğin sağlıklı şekilde surdurulmesi uzerinde cok onemli bir rol oynar. Bu yapının en onemli ozelliği LH (luteinleştirici hormonun)'un da etkisiyle progesteron adlı hormonu salgılamasıdır. Son derece onemli fonksiyonları olan progesteron hormonu rahim duvarını uyarır. Rahimdeki en onemli değişim mukoza tabakasında oluşur. Ostrojen ve progesteron hormonlarının etkisiyle mukoza kalınlaşmaya başlar. Bezler ve kılcal damarlar yuzeye kadar ulaşır, rahim duvarı kıvrımlı bir yapı alır. Bezlerin salgı faaliyetleri artar. Bu değişimlerdeki amac, dollenmeden sonra embriyonun yerleşmesi icin uygun bir ortam hazırlamaktır. Ayrıca rahim kaslarını dinlenmeye zorlayarak gebeliğin devamını sağlar. Bundan başka progesteron sut bezlerinin gelişmesine de etki eder.​


Yumurtanın folikulden cıkmasıyla birlikte oluşan korpus luteum, progestoren ve ostrojen hormonlarını salgılamaya başlar. Progesteron hormonu rahim duvarını uyarır. Bu hormonların etkisiyle rahim duvarında değişimler başlar. Bu değişimlerdeki amac, dollenmeden sonra embriyonun yerleşmesi icin uygun bir ortam hazırlamaktır. Bu işlemlerin tumu butun kadınlarda aynı sırayla aynı mukemmellikte gercekleşir. Bu işlemler de cok acık bir plan ve tasarımın urunudurler.​

Bir hormonun diğerinin uzerinde etki oluşturması, ustelik bunu tam gereken zamanlarda yapabilecek bir sezgiye sahip olması tesaduflerle acıklanması mumkun olmayan bir durumdur. Bu durumda akla sorular gelmektedir. Şuursuz atomların birleşimiyle oluşan bir molekul nasıl olup ta boylesine hassas bir sezgi gucune sahip olmakta ve insiyatif kullanarak insanın en rahat edeceği şekilde vucuttaki işlemleri duzenlemektedir? Hormonları oluşturan molekullerin akla ve şuura sahip olamayacağı acıktır. Bu durum, sistemin cok ustun bir guc tarafından birbirini tamamlayıcı ozelliklerle birlikte var edildiğini bize gosterir. Hormonları oluşturan molekullere, bu molekulleri oluşturan atomlara şuurlu davranışlarda bulunmalarını ilham eden, goklerin ve yerin Rabbi olan Allah'tır.
Korpus luteum devresi 12-14 gun surer. Bu surenin sonunda eğer dollenme meydana gelmezse korpus luteum bozulur ve aynı evreler tekrarlanır. Korpus luteum'un bozulmasıyla birlikte ostrojen, progesteron ve diğer hormonlar da artık salgılanmaz, yani gorev yine hipofiz bezindedir. Hipofiz bezinde tekrar FSH ve LH hormonları salgılanmaya başlanır. Bu da yeni folikullerin buyumesini başlatır. Ancak bu folikuller yeterince gelişme gosteremezler, cunku ostrojen ve progesteron yokluğu rahimde yeni bir donemin (menstruasyon) başlamasına neden olur.
4-Menstruasyon evresi: Dollenmemiş yumurtanın vucuttan atıldığı devredir. Dollenme gercekleşmediği icin, daha once hazırlanmış olan rahim duvarı gerilir, kılcal damarların kopması ile birlikte yumurta dışarı atılır. Bu donemden sonra vucut butun bu işlemleri tekrar yapmak icin hazırlıklara başlayacaktır.​

O, gokleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun "ol" dediği gun (herşey) oluverir, O'nun sozu haktır. Sur'a ufurulduğu gun, mulk O'nundur. O, gaybı ve muşahede edilebileni bilendir. O, hukum ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (En'am Suresi, 73)​

Bu evrelerin tumu belli bir donem boyunca, butun kadınlarda surekli tekrarlanır. Her ay yeni yumurta hucreleri oluşur, aynı hormonlar aynı donemlerde tekrar tekrar salgılanır, kadın vucudu sanki dollenme olacakmış gibi hazırlanır. Ancak son aşamada spermin olmasına ya da olmamasına gore vucuttaki hazırlıkların yonu değişir.​