insanlarda dollenme video spermlerin yumurtaya ulaşma suresi video spermin rahime ulaşması spermin yumurtaya ulaşma suresi spermlerin
Yumurta hucresi spermlerin kadın bedenine ulaştıkları yerden 20-25 cm uzaktadır. Bu uzaklık, spermlerin buyukluğunun yaklaşık 3000 katıdır. Spermlerin, kendi boyutlarına oranla duşunulduğunde oldukca uzun olan bu mesafeyi kat edebilmeleri icin ciddi bir desteğe ihtiyacları vardır.
Nitekim spermle yumurtanın buluşması gercekleşmeden once hem kadın hem de erkek bedeninde birtakım hazırlıklar başlar. Bu hazırlıkların buyuk coğunluğu spermin anne bedenindeki yolculuğunda ona kolaylık sağlamak icindir. Orneğin rahmin icinde ceşitli kasılma ve dalgalanmalar meydana gelir. Rahim ve fallop tupunde her zamankinden farklı yonde gercekleşen bu hareketlilik spermin yumurtaya doğru gidişini kolaylaştıracaktır. Bu kasılmalardaki dikkat cekici olan nokta ise kasılmaya neden olan maddedir. Prostoglandin adındaki bu madde erkek bedeninden gelen spermlerle birlikte hareket eden sıvının (seminal kesecik sıvısının) icinde bulunur. Başka bir bedenden gelmesine rağmen bu madde, anne rahminin yapısını bilir ve onu etkileyerek beraberinde getirdiği spermin ilerlemesini kolaylaştırır.

Dollenmenin gercekleşmesi icin rahimde meydana gelen değişiklikler bununla sınırlı kalmaz. Bu donemde kanallar genişler. Ostrojen hormonlarının etkisiyle mukus (rahim salgısı) artar. Mukus, icindeki sodyum klorurun cok zenginleşmesi gerektiğini bilirmişcesine kendisini hazırlar, elastikleşir ve saydam hale gelir. Bu değişimlerin sonucunda mukusta birbirleriyle paralel uzun aralıklı duz bir yapı ortaya cıkar. Mukusun bu yapısı spermin kuyruk hareketleriyle bu aralıklardan kolayca gecmesini sağlayacak bir şekle donuşur. Bu donuşumun -spermlerin rahat hareket etmesinin yanısıra- cok onemli bir etkisi daha vardır: Bu sayede kanallar sadece normal yapıdaki spermlerin gecmesine izin vererek depo ve filtre gorevi de gormuş olur. Cunku spermler bazen dollenme icin şekil itibariyle uygun yapıya sahip olmazlar. Bu nedenle bu kanallarda elenirler.
Buraya kadar anlatılanlardan da gorulduğu gibi rahimdeki ve yumurtalıktaki her hareketin, spermin yumurta hucresine ulaşması icin ozel olarak hazırlandığı acık bir gercektir. Orneğin yumurtlama işlemi bittikten ve bir spermle yumurtanın karşılaşmasına imkan sağlandıktan sonra mukus sıvısı tam tersi işlem yapmaya başlar. Koyulaşır ve saydamlığı kalmaz, bu da spermlerin iceriye girmesine engel olur.



Spermler anne vucudundaki zorlu ve uzun yolculuğu atlatabilecekleri dayanıklı bir yapıya sahiptirler. Ancak yandaki resimde de gorulduğu gibi bozuk spermler de mevcuttur. Anne bedeninde bozuk spermlerin yol boyunca eleneceği ve sağlam olanların ayırt edilerek yumurtaya ulaşacağı bir tasarım vardır. Boylece yumurta daima sağlıklı spermle birleşir.​

Kadın ureme sisteminde meydana gelen değişimler vucuda giren spermlerin yumurtalığa ulaşmasını sağlamak icindir. Ancak bu -onceki bolumde de uzerinde durduğumuz gibi- son derece ilginc bir durumdur. Cunku bambaşka bir vucuttan gelen hucrelere kadın ureme sistemindeki elemanlar yardım etmektedir.
Nasıl olup da bir hucre, daha once aynı ortamda dahi olmadığı -kaldı ki aynı ortamda bulunmuş olsa da sonuc değişmeyecektir- hucreler hakkında bu kadar detaylı bir bilgiye sahip olmuştur? O hucrelerin neye ihtiyacı olduğunu, orneğin nasıl hız kazanacağını nereden bilmektedir? Kuşkusuz rahimdeki sıvıyı ureten hucrelerin bir spermin sahip olduğu ozellikleri bilmeleri ve onlara uygun bir ortam hazırlamaları mumkun değildir.
Buraya kadar anlatılan işlemlerin tumu butun kadınlarda aynı sırayla aynı mukemmellikte gercekleşir. Bu uyumlu ve birbiriyle işbirliği icinde calışan sistemleri duşunduğumuzde, karşımıza cok acık bir plan ve tasarımın cıktığını goruruz. Sperm, anne vucudu icin tasarlanmış, annenin ureme organları da spermi karşılamak uzere ozel olarak duzenlenmiştir. Bu uyumda en ufak bir eksiklik olsa, orneğin spermin hareket etmesini sağlayan kamcısı bulunmasa veya sperm, anne vucudundaki asidik ortamı dengeleyecek sıvıdan yoksun olsa, ureme gercekleşemeyecektir.
Bu da acıkca gostermektedir ki, erkek ve kadın ureme hucreleri arasındaki buyuk uyum, en baştan belirlenmiş planlı bir yaratılışın eseridir. Erkeği ve kadını yaratan, onları birbirlerine uyumlu kılan ve boylece bir damla sudan bir insan yaratan, alemlerin Rabbi olan Yuce Allah'tır. İnsan Allah'ın yaratışındaki mukemmelliği duşunmeli ve Rabbinin sonsuz kudreti karşısında O'na kayıtsız şartsız teslim olmalıdır:
Sizin yaratılışınızda ve turetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim icin ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)
Fallop Tupunun Şuurlu Hareketleri
Yumurtalıklarda olgunlaşarak boşluğa bırakılan yumurta hucresi, daha once de belirttiğimiz gibi fallop tupu denilen ozel bir yapı tarafından yakalanır. Eğer yumurtalıktan bırakılan yumurta hucresi fallop tupu tarafından yakalanmazsa annenin diğer organlarının arasına duşer ve hicbir şekilde spermle karşılaşamaz.
Fallop tupu, yumurta ve sperm hucrelerinin buluşma yeridir. Bu gorevi yerine getirebilmek icin fallop tupu ikili bir hareket yapar. Birinci hareketi, olgunlaşan yumurta hucresini yumurtalıktan alması ve tupun icinde spermle buluşacağı yere kadar getirmesidir. İkinci hareketi ise spermi rahim boşluğundan alıp yumurta hucresi ile buluşacağı yere getirmesidir.
Oncelikle her iki yumurtalığın yanında bulunan fallop tupu yumurtalıktan bırakılan butun yumurtaları toplar. Fallop tupunun ucları yumurtalığı kuşatan kollar gibi olgunlaşan yumurtaları toplamak icin ozel olarak tasarlanmıştır. Fallop tupunun bu kolları yumurtlama zamanına uygun şekilde hareket eder. Yumurtaların olgunlaşma zamanı yaklaştıkca, fallop tupunun kolları acılır ve bir ahtapotun kolları gibi, yumurtalığın yuzeyini kavramaya ve uzerinde supurucu hareketler yapmaya başlar. Tam yumurtlama anında ise yapılan bu hareketlerin sayesinde yumurtanın fallop tupunun yuzeyine duştuğu gorulur. Karın boşluğuna bırakılan yumurta 10-12 cm uzunluğundaki fallop tupune girmiş olur. Fallop tupunun icinde tuycuklu bir yapı vardır. Yumurta fallop tupundeki milyonlarca tuycuğun doğru tarafa doğru yaptığı hareket sayesinde spermle buluşacağı yone cekilmiş olur.
Bu arada yumurta hucresini yakalayan fallop tupu diğer faaliyetine de başlar. Fallop tupundeki folikul hucreleri adlı ozel hucreler devreye girer. Bu hucreler, fallop tupunun spermlere acılıp yumurtaya doğru ilerlemeleri icin daha gevşek bir hal alırlar.
Fallop tupunun yapmış olduğu bu ikili hareketin zamanlaması cok onemlidir. Cunku hem sperm hem de yumurta hucresinin canlı kalabileceği belirli bir sure vardır. Bu sure gecmeden sperm hucrelerinin yumurta hucresine ulaşması sağlanmalıdır.



Fallop tupu bu zaman ayarlamasını nasıl yapmaktadır? Kendisine ait olmayan bu hucrelerin ne kadar canlı kalabileceğini nereden bilmektedir? Şuphesiz birkac santimetrekarelik bir et parcasının bu beceriye ve bilgiye sahip olması mumkun değildir. Her doku ve hucre gibi o da sadece alemleri yaratan Allah'ın kendisine ilham ettiği gibi hareket etmektedir. Bu yuzden hicbir karışıklık ve aksaklık cıkmadan bu zor gorevi kolayca yerine getirmektedir. Bu sayede de yumurta hucresi bozulmadan once, yani en fazla 24 saat icinde dollenebilme imkanı bulur.


olgunlaşan folikulun yumurtalıktan cıkış anı​



yumurta hucresi hareket halinde

fallop tupu yumurtayı almaya hazırlanıyor

fallop tupunun yumurtayı alış anı

yumurta hucresi

fallop tupunde yumurta hucresi
Yumurtalıktan bırakılan yumurta, olağanustu bir zaman ayarlamasıyla fallop tupu tarafından yakalanır. Fallop tupundeki milyonlarca tuycuk ve ozel tasarlanmış folikul hucresi ortaklaşa calışırlar. Tuycuklerin hareketi spermlerin yumurtaya ulaşmasında onemli rol oynar. Buradaki zamanlama onemlidir. Cunku ureme hucrelerinin vucut icinde belli bir yaşama sureleri vardır. Bir sure sonra her iki hucre turu de oleceklerdir. Nitekim fallop tupundeki işlemler de spermlerin ve yumurta hucresinin kısıtlı olan yaşama suresi icinde gercekleşir. Burada uzerinde dikkatle durulması ve unutulmaması gereken cok onemli bir nokta vardır. Hucrelerin, hucrelerden oluşan et parcalarının ortaklaşa hareket etmesi, zaman ayarlaması yapması, duşunmesi, bilincli hareket etmesi mumkun değildir. İnsan bedenindeki butun hucreler ve butun dokular Allah'ın ilhamıyla hareket ederler.​

Sperm-Yumurta Buluşması Gercekleşiyor
Pek cok işlemden gecen ve olgunlaşan yumurta, fallop tuplerine atılır. Bu sırada kendisini saran bircok hucreyi de beraberinde taşır. Fallop tuplerine ulaşan sperm, yumurtayı dollemeden once "granuloza" adı verilen bu hucreleri aşmak zorundadır. Daha sonra da yumurtayı saran kalın ortuyu delmesi gerekmektedir.

Sperm bu engelleri nasıl aşacaktır?
İşte bu noktada spermde bilincli bir tasarım olduğu ve bu tasarımın mukemmelliği bir kez daha ortaya cıkmaktadır. Spermin, daha once sozunu ettiğimiz "akrozom" denilen bolumunde depolanmış olan enzimler hiyaluronidaz ve proteolitik enzimlerdir. Yumurtanın destek dokusunu (granuloza hucrelerini) birarada tutan hucre birleştiricilerinde ise hiyalurinik asit bulunur. İşte hiyaluronidaz enzimi bu asidin yapısını bozar ve bu şekilde yumurtayı cevreleyen hucreler arasında sperme adeta bir yol acar. Proteolitik enzimlerse yumurtaya bağlı dokulardaki proteinlerin sindirilmesini sağlar. Bu iki enzimin yardımıyla sperm yumurtaya ulaşır.
Peki yumurtadan cok uzak bir yerde, erkek bedeninde uretilen spermlerin sahip olduğu enzimler, nasıl olup da tam yumurtanın yapısını etkileyecek maddelerden oluşmaktadır? Bu maddelerin formulunu kim bulmuştur? Mikroskobik varlıklar olan spermlerin, yumurtayı dolleyebilmeleri icin en gereken yerlerine, yani baş bolgelerine bu enzimleri kim yerleştirmiştir?
Bunları yapan spermin kendisi değildir. Spermin hiyalurinik asidin varlığından ve bu asidin hucreler uzerindeki etkisinden haberdar olması ve hiyaluronidaz adlı enzimin bu asidin etkisini ortadan kaldıracağını bilmesi imkansızdır. Ustelik enzimin formulunu bilmek yeterli değildir. Bunun insan vucudunda uretilmesini sağlamak da gerekmektedir. Spermin bu enzimi insan vucudunda uretecek sistemi kendi kendine oluşturması da elbette ki imkansızdır. Orneğin tıp veya kimya eğitimi almamış herhangi bir insana "hiyalurinik asit"in yapısını bozan enzimin ismini sorsanız veya bu enzimin yapı formulunu cizmesini isteseniz size cevap veremeyeceği acıktır. Ama sperm hucresi, şuur sahibi bir insanın yapamayacağı işleri yapmakta, bilemeyeceği kimya formullerine vakıf şekilde kendi icinde amacına ulaşmasını sağlayacak maddeler bulundurmaktadır. Kuşkusuz bunu spermin yaptığını soylemek akıl ve mantıkla tamamen celişmektir. Akıl ve mantık dışı varsayımlar bir kenara bırakılarak duşunulduğunde, spermde yumurtanın yapısını etkileyecek enzimlerin bulunmasının başlı başına bir yaratılış delili olduğu gorulecektir. Bu kusursuz uyum hicbir şekilde rastlantılarla acıklanamaz. Spermlerin, kendisinden tamamen farklı bir ortamda bulunan başka bir hucrenin kimyasal yapısından haberdar olması, bu kimyasalları nasıl etkileyeceğini analiz etmesi, sonra da bu analiz sonuclarına gore gerekli kimyasalları oluşturması ancak ve ancak ustun bir akıl sahibi Yaratıcının, spermi bu ozelliklerle birlikte yaratmış olmasıyla acıklanabilir.
Spermin yapısındaki bu kusursuz tasarım, insanın herşeyiyle bir butun olarak Allah tarafından yaratıldığının cok acık delillerinden bir tanesidir.



Yukarıdaki şematik anlatımda yumurta hucresinin oluşum aşamaları ve yumurtanın spermle karşılaşarak dollenme olayının gercekleşmesi goruluyor.​

YUMURTA FALLOP TUPUNDEKİ YOLCULUĞU



Olgunlaşmış yumurtanın, yumurtalıktan dışarı bırakılmasına az bir zaman kala fallop tupu isimli bir organ, bu yumurtayı yakalayabilmek icin harekete gecer. Hassas dokunuşlarda yumurtalığın uzerinde yumurta hucresi bulmaya calışır. (1-2) Cunku olgunlaşmış yumurtanın dollenebilmesi icin mutlaka fallop tupunun icine girmesi gerekir. Sonunda fallop tupu olgunlaşan yumurtayı bulur ve icine ceker. Artık yumurta hucresinin yolculuğu başlamıştır. (3) Yumurta dollenebilmek ve anne rahmine ulaşabilmek icin fallop tupu boyunca uzun bir yol kat etmek zorundadır. Nitekim fallop tupunun icinde bulunan milyonlarca hucre yumurtayı rahme ulaştırmakla gorevlendirilmiştir. Bu hucreler yuzeylerinde bulunan silya isimli tuycukleri aynı yone doğru hareket ettirirler. Boylece adeta elden ele cok kıymetli bir yuku taşır gibi, yumurta hucresini gitmesi gereken yone doğru ilerletirler. Yumurta, kendisi arayan spermlerle karşılaşır. (4) Spermlerden yalnızca bir tanesi yumurtaya girmeyi başaracaktır. (5) Dollenmiş yumurta fallop tupundeki tuycuklerin yardımıyla anne rahmine doğru ilerler. (6) Her hucre uzerine duşen gorevi eksizsiz yerine getirir, cunku Allah'ın yaratışı kusursuzdur​