

ONLARCA DEDİKODU KULAKTA KULAĞA YAYILDI
İnşaatına başlandıktan bir süre sonra caminin yapımına ara verilerek külliyeye ait binaların inşaatına başlanmıştı. Bu yüzden caminin tamamlanması gecikmişti. Aslında caminin pek çok bölümü bitmiş, sadece kubbesinin yapılması kalmıştı. Mimar Sinan’ın yapılan temellerin iyice oturması için bir süre beklenmesi gerektiğine inanması nedeniyle o süreçte cami çevresindeki yapıların inşasına devam ediliyordu.
'Kıyamet' için tasarlandı! Kriz anında dakikalar içinde gökyüzündelerSultan Süleyman ise yaşlandığı için vefat etmeden camisinin tamamlanıp ibadete açıldığını görmek istiyordu. Ancak sadece Sultan değil halk da caminin inşasının tamamlanmasını bekliyordu. İnşaatın durduğu günlerde önce halk arasında sonra sınır dışında yayılan dedikodular ise olayın boyutunu değiştirdi.
Alıntı Metni'BU ELMASLAR BENİM CAMİMİN YANINDA DEĞERSİZDİR'
Prof. Dr. Tarkan Okçuoğlu, Süleymaniye Camii yapılmadan önce Safevi Şahı ve Kanuni Sultan Süleyman arasındaki olayları hatırlatarak caminin bir rekabet meselesi haline geldiğine değindi.
Prof. Dr. Okçuoğlu, "Avusturya Habsburg hükümdarı I. Ferdinand ve Kutsal Roma İmparatoru İspanya Kralı V. Charles’la barış anlaşması yaparak onlardan haraç alma başarısını gösteren Kanuni Sultan Süleyman’ın doğudaki en büyük rakibi Safevi Şahı Tahmasp’tı. Avrupa güçleriyle uzun savaşlardan sonra barış antlaşmaları imzalanınca, geriye Şah Tahmasp’la olan meselenin çözülmesi kalmıştı. Kanuni, işte bu politik ortamda, hem başkentin en kapsamlı camii ve külliyesini inşa ettirme kararını, hem de büyük bir rekabet halinde olduğu Safevi Şahı'na savaş açma kararı aldı. Bu tarihi rekabet ve çekişme Süleymaniye Camii’nin kitabelerindeki söylemleri yönlendirdiği gibi, binanın yapım aşamasındaki bazı hikâyeleri de biçimlendirdi" diye konuştu.
Her kafadan bir ses çıkıyordu. Aradan aylar geçtiğinde kulaktan kulağa yayılan dedikodular, İran Şahı’na da ulaştı. Rivayete göre Şah, kulağına gelen "İstanbul’da büyük bir mabedin yapımına başlayan Osmanlı Devleti, hazinesinde parası kalmayınca mabedin yapımına ara vermiştir" dedikodularını duyunca, Osmanlı sultanına meydan okumayı düşünerek yüklü miktarda değerli maden ve mücevheri İstanbul’a göndermişti. Şah gönderdiği hediyelerin yanına bir de mektup yazmıştı. Prof. Dr. Okçuoğlu, iki hükümdarın diyaloğunu ise şöyle anlattı:
Alıntı Metni

HALK ARASINDA 'CEVAHİR MİNARESİ' DENİYOR
Sultan Süleyman’a göre camiden daha değersiz olan tüm elmaslar Sultan’ın Mimar Sinan’dan istediği ‘kıyamete kadar yıkılmayacak cami’nin yapımında harca karışıtırılarak kullanıldı. Prof. Dr. Okçuoğlu’nun verdiği bilgilere göre, Mimar Sinan bu mücevherleri caminin solundaki üç şerefeli minarenin harcına katmıştı. Bugün bile gün ışığı vurduğunda ışıltısıyla diğerlerine göre kolayca ayırt edilebilen bu minareye ise halk arasında 'Cevahir minaresi' deniyor.
Alıntı Metniİşte Arda Turan ile Seçil Erzan arasındaki telefon görüşmesi: ‘Fatih Hoca’yı kullandın’Alperen Şengün Fenerbahçe'den aldığı teklifi açıkladı!Fon dolandırıcılığında yeni perde: İşin içine aşk da karıştı