Zaman ,cok uzak gecmişten gelip cok uzak geleceğe uzanan bir olgudur.
Hepimiz onun cok ufak bolumunde yer almış bulunuyoruz.
Dolayısı ile zamanı algılama kapasitemiz de ister istemez sınırlı oluyor.
Saat,gun,hafta ve yıl gibi olculer hep bize goredir.
Coğumuz zaman kavramını kendi omur suremiz kadarını kavrayabiliyoruz.
Bu sınırlar dışında kalan muazzam buyukluğu anlayabilmek gercekten zor.
Yerkurenin oluşumundan bugune kadar gecen surenin 4,5 milyar yıl olduğu tahmin ediliyor.
Bu sureyi bir gune,yani 24 saate sığdırdığımızı farzedelim.
00’da başlayan surecin ilk saatleri jeolojik oluşumun her turlusu ile icicedir.
Buna paralel olarak atmosfer de gelişimini surdurur.
Sabah saat 4 civarında yaşam başlar.
İlk basit ve tekhucreli organizmalar doğmuştur.
Takip eden 16 saat boyunca yaşam acısından bir ilerleme gorulmez.
Saat 20.30’a gelinceye değin yeryuzunde bu mikroskopik canlılardan başkası yoktur.
Şimdi ilk deniz bitkileri belirmiştir.
20 dakika sonra ilk denizanaları ortaya cıkar.
21.04’te trilobitler yaşama katılır.
22.00’dan az once karalarda bitkiler oluşur.
Bundan kısa bir sure sonra kara yaratıkları hayat sahnesinde yer alır.
22.24’te buyuk karbonifer ormanları yeryuzunu kaplamıştır.
Bugun bile kullandığımız komur,bu ormanların artıklarıdır.
Bu arada ilk kanatlı bocekler ucmaktadır.
Saat 23.00’a yaklaşırken dinozorların ortaya cıktığını gorebiliriz.
Onların hakimiyeti 45 dakika surecektir.
Ama gece yarısına 21 dakika kala yok olurlar.
Artık memeliler cağı başlamıştır.
İnsanların ortaya cıkışı son bir dakika onyedi saniye icindedir.
Kayıtlı tarihimizin tumu ise sadece birkac saniyedir.
Unutmayalım ki bu birkac saniye 5.000 yılı kapsıyor.
Bu kısacık sure icinde yer alan kendi yaşamınıza ait bolumu duşunun.
Zamanın ne denli uzun bir sureyi kapsadığına dair bir başka ornek verelim.
Şimdi,yani 2007 yılında zamanda geriye doğru uctuğumuzu varsayalım.
Bir saniyede bir yıl gideceğiz.
Yani bir saniye sonra 2006,ikinci saniyede 2005 yılına ulaşacağız.
Yolculuğumuz boylece devam edecek.
Yarım saat sonra İsa’nın yaşadığı cağlara varırız.
İnsanların yaşam sahnesinde yer aldığı zamanlara gitmemiz 3 haftamızı alır.
Kambriyen donemine ancak 20 yıl sonra gidebiliriz.
Eskiden P.T.T.’nin cıkardığı telefon rehberleri vardı.
Abone olanların isimleri alfabetik sırayla alt alta sıralanırdı.
Her ismin karşısında telefon numarası.
Bu isimler bir sahifede iki sutun olarak devam edip giderdi.
En kalın rehber İstanbul’a ait olanıydı.
Şimdi bir varsayım yapalım.
Bu isimlerin herbiri atalarımızın ismi olsun.
İlk isimden itibaren aşağıya doğru olan sıralama kronolojik sırayı yansıtsın.
İlk isim benimki.Altındaki babamın ismi.Ucuncu isim dedemin.
Sıralama bu şekilde devam ediyor.Yani gecmişe doğru gidiyoruz.
Yazılı tarihin başlangıcına ulaştığımızda rehberin birinci sayfası biterdi.
Şoyle de soylenebilir:Yazının icadından bugune dek yaşamış olanları aynı sayfada gorebiliriz.
Bu da aşağı yukarı 5.200 yıl demektir.Yine birinci sayfadayız.
Modern bilim,ilk 7 ismin yaşam suresine sığardı.Yaklaşık 200 yıl.
İlk sutunun en altına baktığımızda demir cağında yaşamış olan atalarımızın ismini goruruz.
Bu tarih M.O. 720 dir.
Atın insanların hizmetine girdiği donem oldukca eskidir.
Rehberimizde ikinci sutunun altlarına doğrudur.
Halen birinci sayfadayız.
Sayfanın son ismine baktığımızda M.O. 5200 yılını gormuş oluyoruz.
Bundan sonraki 99 sayfa uzak gecmişimizdir.
Yaklaşık 750.000 seneyi kapsar.