Geleceğe Donuş filminin Einstein’a benzeyen profesoru Dr. Brown yaptığı otomobilden bozma zaman makinesiyle gelecekten filmin cekildiği yıllara, 1980’lere gelir. Filmin kahramanı Marty’yi bulur ve onunla mutlaka geleceğe gitmeleri gerektiğini telaşla anlatır. Bu arada zaman makinesinin motorunun uzerinde bulunan mutfak robotuna benzer bir aletin icine yanlarındaki cop kutusundan bulduğu muz kabuğunu, elma copunu, yarım bırakılmış hamburgeri, şişelerin dibinde kalmış meyve sularını dokmektedir. Marty, profesorun yaptıklarını hayretle izler ve ne yaptığını sorar. O da yakıtının bittiğini ve motoruna yakıt attığını, gelecekte aracların boyle calıştığını soyler. İşte 1980’lerin bilim kurgu filmlerinden olan Geleceğe Donuş’un bu sahnesi gercek oluyor. 2010 yılından sonra arabalarımız coplerimizle calışacak, her turlu atıkla ısınacak. Elektriğimizi onlardan elde edeceğiz. İTU Kimya Muhendisliği Bolumu Oğretim Uyesi ve Enerji Ekonomisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 2010 yılından sonra ikinci nesil biyoyakıtlar dediği evsel ve endustriyel atıklar, orman atıkları ile enerji ihtiyacımızı gidereceğimizi soyluyor. Yani her gun cop kutusuna attığımız ve şehirlerden uzakta bir yerlerde pis kokulu tepecikler oluşturan coplerimiz 2010 yılından sonra ozel bir teknoloji sayesinde biyodizele ve biyoetanole donuşecek ve otomobillerde bunları kullanacağız. Ya da orman atığı dediğimiz odun ve bitkilerden elde edilecek yakıtlarla da otomobilleri calıştırabileceğiz, elektrik elde edebileceğiz. Yani yaşayan her turlu canlıdan yakıt ve enerji elde etmek mumkun olacak. Karaosmanoğlu’nun geleceğe dair bu anlattıkları bize hÂl Geleceğe Donuş filmini hatırlatsa da dunyada fosil-yakıt olarak bilinen petrol ve doğalgaza muadil olan biyoyakıtlar halihazırda kullanılıyor. Brezilya’da milyonlarca hektarlık tarlalara otomobil yakıtı ekiliyor, Malezya ve Amerika biyoyakıtları buyuk bir oranda kullanıyor. Dunyada gectiğimiz donemlerde yaşanan iki petrol krizinden sonra petrole bağımlılığa son vermek icin bircok ulke biyoyakıtlara ağırlık vermiş. Orneğin, Brezilya’da biyoyakıt teknolojisinde ve uretiminde cok buyuk gelişmeler yaşanmış. Araclarda yuzde 80’lere varan oranda biyoyakıtlar kullanılıyor. Amerika’da bu oran yuzde 30’ları buluyor. Hatta Amerika’da ciftciler kendi urettikleri biyoyakıtlarla tarım yapıyorlar. Tarlalarına biyoyakıt ekip onu biciyorlar. Biyoyakıt yapmak bu kadar kolay.
Petrol kaynaklarının yakında bitecek olması dunya devlerini de geleceğin yakıtlarına şimdiden yatırım yapmaya itiyor. Bu sebepledir ki George W. Bush gectiğimiz aylarda Brezilya’ya ziyarette bulunmuş ve biyoyakıt antlaşması yapmıştı. Turkiye’de ise Petrol Ofisi, Turk ciftcisinin ektiği ekinlerden elde edilen biyoetanolu benzine yuzde 2 oranında katarak ‘biyobenzin’i piyasaya sunmuştu. Şimdi birkac firma daha bunun hazırlığında. Gelişmiş tum ulkelerde benzin ve motorinin icerisine belli oranlarda bitkisel muadilinden konulması teşvik ediliyor. Turkiye’de de onerilen yuzde 2. Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, dunyada yuz yılı geckin bir suredir birbirini destekleyen dev petrol rafineri ve otomobil endustrilerinin olduğunu, bunların biyoyakıt teknolojisine gecmelerinin piyasada oluşacak arzla mumkun olduğunu soyluyor.
copten benzin uretilecek
Ansiklopedi0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Ansiklopedi
- copten benzin uretilecek