Ne zaman dunyanın herhangi bir yerinde onemli arkeolojik keşifler yapılsa, bunlar bize bizden once var olmuş ve bugun yaşadığımız hayatların temellerini atan yerleşimler ve insanlar hakkında onemli bilgiler verir. Arkeoloji, bu ortaya cıkan yerler ve eserlerle tarihi bir araya getirir ve gecmişe ışık tutar.
Her yıl onlarca arkeolojik keşif yapılan dunyamızın, hÂl binlerce keşfedilmemiş yerlere ve eserlere ev sahipliği yaptığı duşunuluyor. Bugun sizler icin, şimdiye kadar yapılmış en onemli arkeolojik keşifleri listeledik ve arkeoloji nedir gibi soruları cevapladık. Şimdi hic zaman kaybetmeden yazımıza gecelim.
Temelden başlayalım; Arkeoloji aslında nedir?
Arkeoloji, insanlık tarihini ve kulturel mirası anlamak amacıyla ceşitli kalıntılar, eserler ve diğer kalıntıların incelenmesi ile ilgilenen bilim dalıdır. Arkeolojinin en onemli yanı, binlerce yıl once yaşamış olan insanların yaşam bicimlerini, sosyal yaşamlarını ve gunluk hayatta yaşanan gelişmelere ışık tutuyor olmasıdır.
Arkeoloji, 19. yuzyılda, Avrupa ’daki devletlerin gelişme cağında akademik bir disiplin olarak ortaya cıktı. Bu bir tesaduf değildir, cunku arkeoloji başlangıcından beri siyasetle doğrudan bağlantılı bir alan olmuştur. Her ne kadar gecmiş yuzyıllarda, ceşitli kral ve kraliceler arkeolojik kalıntılar ile ilgili calışmalar yapmış olsalar da, bunların hicbiri profesyonel olarak gercekleştirilmemiştir.
Ozellikle Ronesans doneminde antik kulture ve eserlere olan ilgi artmıştır. Bunun en onemli nedenleri arasında ise Roma donemine ait ceşitli eserlerin keşfedilmesi yer alıyor. Gunumuzde arkeolojik calışmalar, teknolojinin de gelişmesiyle beraber, farklı yontemler ile daha duzgun ve hızlı bir şekilde yapılıyor.
Dunya tarihine gecen en onemli arkeolojik keşifler: Tutankhamun ’un Mezarı: Mısır Moai Heykelleri: Şili Rosetta Taşı: Mısır Benin Bronzları: Nijerya Pompei: İtalya Toprak Askerler: Cin Machu Picchu: Peru Gobeklitepe: Turkiye Tutankhamun ’un Mezarı: Mısır
Muhtemelen arkeoloji tarihinin en unlu ve muhteşem keşiflerinden olan Tutankhamun ’un mezarı, 4 Kasım 1922 ’de İngiliz arkeolog Howard Carter, yedi yıl suren bir calışmanın ardından keşfedildi. Her ne kadar, mezarın keşfinden sonra bircok bilgiye ulaşılmasına rağmen, nasıl olduğune dair net bir bilgiye ulaşılamadı. Bazı arkeologlar ve tarihciler onun bir av kazası sırasında aldığı yaradan dolayı olduğunu duşunurken, diğer uzmanlar onun duşmanları tarafından oldurulduğunu one suruyor.
Krallar Vadisi ’nde keşfedilen mezardan şimdiye kadar, tahıl ambarı, savaş arabaları, sandalyeler, sandaletler, cita derisinden yapılmış bir kalkan ve firavunun iki olu doğmuş kızının cesetlerine kadar değişkenlik gosteren yaklaşık 5.000 nesne bulundu. Bu antik şaheserler arasında en unlusu, Kral Tutankhamun ’un 3.300 yıllık altın maskesidir.
Moai Heykelleri: Şili
Guneydoğu Pasifik Okyanusu ’nda yer alan Şili ’ye ait Paskalya Adası ’nda keşfedilen Moai Heykelleri, Rapa Nui olarak da bilinen bu adanın yerlileri tarafından inşa edilmiştir. MS 1400-1650 yılları arası inşa edildiği duşunulen heykeller, 1860 ’lı yıllarda, bolgenin Hristiyanlığı kabul etmesiyle birlikte, inananlar tarafından devrildi.
Yaklaşık 86 ton ağırlığa ve 10 metre yukseliğe ulaşan 1000 kadar heykelin yaklaşık %95 ’i, Rano Raraku yanardağından gelen tuflerin oyulması ile inşa edildi. Tuf ’u biraz daha acmamız gerekirse, yanardağların puskurttuğu kul ve laflardan oluşan ve oyulması kolay bir maddedir. Bu gizemli heykellerin, olen onemli insanları onurlandırmak adına inşa edildiği duşunuluyor.
Rosetta Taşı: Mısır
1799 yılında, Napolyon ’un Mısır ’ı işgali sırasında Fransız askerleri tarafından bulundu. Taşın uzerindeki yazı, kral hakkında kararname adı verilen resmi bir yazıdır. Bu kararname, o zamanlarda Mısır ’da bulunan her tapınakta bulunan ve ‘stel ’ adı verilen buyuk taş levhalara kopyalandı. Bu krarnamenin yalnızca bir nushası olmasına rağmen hiyeroglifler, el yazısı, Mısır yazısı ve eski Yunanca ile yazıldığı goruluyor. Bu durumun en buyuk avantajı ise, bilim adamlarının diğer iki dil hakkında sahip oldukları bilgilerden yola cıkarak hiyerogliflerin anlamlarının ortaya cıkması oldu.
Benin Bronzları: Nijerya
Bir diğer dikkat ceken arkeolojik keşiflerden olan Benin Bronzları, gunumuz Nijerya sınırları icinde yer alan Benin Krallığı ’ndan 1897 yılında İngiliz askerler tarafından yağma edilmiş nesnelerdir. Yaşanan bir tartışmadan dolayı, bolgede calışmalar yapan İngiliz kaşif James Phillips ve yanında calışan 200 Afrikalı işci ile birlikte olduruldu. Bu haberi alan İngiliz İmparatorluğu, bu olayın intikamını almak icin Benin Krallığı ’ndan onemli eserler calmak uzere birlikler gonderdi. Gectiğimiz yılın sonlarında ise bu muhteşem eserler, Almanya tarafından Nijerya ’ya iade edildi.
Pompeii: İtalya
Antik Roma ’nın guneyinde bir tatil kenti olan Pompeii, dunyaca unlu Vezuv Yanardağı ’nın yanında yer alıyordu. Tahminlere gore MS 79 yılında gercekleşen yanardağı patlaması, doneminin en unlu kentlerinden biri olan Pompeii ’yi volkanik kul kalıntısı icinde bıraktı. Patlamadan sonra kentte yaşayan yaklaşık iki bin kişi oldu ve kullanılamaz hale geldi.
Bu tarihi kentin keşfi ise olayın yaşanmasının uzerinden binlerce yıl gectikten sonra, 1748 ’de oldu. Donemin uzmanları kent uzerinde calışmalar yaparken, toz ve moloz tabakasının altında yer alan bu kentin bozulmamış olduğunu gorduklerinde cok şaşırdılar.
Toprak Askerler: Cin
20. yuzyılın en buyuk arkeolojik keşiflerinden biri kabul edilen Toprak Askerler, Cin ’in ilk İmparatoru Qin Shi Huang ’ın mezarında bulunmuş gercek boyutlu ve pişmiş toprak ile yapılmış figurlerden oluşuyor. Bu buyuk ordu figurunun yer aldığı mezar, 1974 yılının Mart ayında, bolgede bir kuyu acmaya calışan ciftciler tarafından keşfedildi. Mezarın icinde yapılan calışmalarda şimdiye kadar, 7000 ’den fazla savaşcı, 600 at ve 100 savaş arabası figuru bulundu.
Machu Picchu: Peru
Tarihler 1911 yılını gosterdiğinde, unlu Amerikalı arkeolog Hiram Bingham, arkeoloji tarihinin en onemli calışmalarından birine imza attı ve Antik İnka yerleşimini keşfetti. Muhteşem doğal ortamı ve hayranlık uyandıran kalıntıları ile Machu Picchu, her yıl ortalama 300.000 ’den fazla insanın ziyaret ettiği bir yer konumunda. Gunumuz Peru sınırları icerisinde yer alan bu muhteşem yere ulaşmak icin 3.000 ’den fazla taş basamak cıkmanız gerekiyor.
Gobeklitepe: Turkiye
MO 10.000 yılında kadar uzanan, şimdiye kadar keşfedilen en eski insan yapımı ibadet yeri olarak gecen Gobeklitepe, Şanlıurfa şehir merkezinin yaklaşık 18 kilometre kuzeydoğusunda yer alıyor. HÂl onlarca gizeme ev sahipliği yapan bu yer, araştırmalara gore Mezopotamya ’dan da daha eskidir. Bulunan arkeolojik kalıntılar, bu şehrin sakinlerinin avcı-toplayıcı olduğunu gosteriyor.
Kaynak: ArtNet, World-Archaeology, Live Science Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma