
Yuzlerce yıl boyunca cihana hukmetmiş Osmanlı İmparatorluğu maalesef 19. yuzyıla geldiğimizde yok olmanın eşiğindeydi. Birinci Dunya Savaşı ile birlikte bu eşik resmen aşıldı ve başkent İstanbul dahil tum topraklarımız batılı gucler ve onların yancıları tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Paşa ’nın Samsun ’a cıkması ile birlikte başlayan Kurtuluş Savaşı sayesinde fiili işgal son buldu.
Fiili işgal bitmişti ancak işgalci guclerle masaya oturacak iki yonetim vardı; İstanbul hukumeti ve Ankara hukumeti. İşte bu iki başlılığı ortadan kaldırmak adına saltanatın kaldırılması kararı alındı. Bu karar ile aynı zamanda uzun yıllar birlikte yurutulen saltanat ve hilafet makamları da ayrılmış oldu. Gelin saltanatın kaldırımasının nedenlerine, sonuclarına ve onemine biraz daha yakından bakalım.
Aslında her şey Birinci Dunya Savaşı ile başladı:
1914 - 1918 yılları arasında gercekleşen Birinci Dunya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu İttifak Devletleri ’nin yanında yer almış, Canakkale Savaşı başta olmak uzere pek cok cephede destan yazsa bile mağlup olmuştur. Bunun sonucunda resmen imparatorluğun işgal sureci başlamış ve hatta başkent İstanbul bile resmen işgal edilmiştir.
Maalesef donemin Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin bu işgale karşı buyuk bir direniş gosterememiştir. Bunun uzerine Mustafa Kemal Paşa, 1919 yılında Samsun ’a giderek zaten işgalcilere karşı direnen Turk milletini bir araya toplamış ve Kurtuluş Savaşı ’nı başlatmıştır. Turkiye Buyuk Millet Meclisi kurulmuş ve kararlar burada alınmaya başlamıştır.
Milli mucadele her zaman Ankara hukumeti tarafından yurutulmuştur:
Kimsenin hakkını yemeyelim, hem Sultan Vahdettin hem de İstanbul hukumeti uyeleri işgale karşı direnmek istemişler ancak işgal altındaki bir şehirde bunu bir turlu başaramamışlardır. Mustafa Kemal Paşa başkanlığındaki TBMM, zaten bunun icin kurulmuş ve milli mucadelenin her adımını yurutmuştur.
Fakat Anadolu topraklarının karış karış işgal edildiği ve Turk milletinin elindeki her şeyiyle onlarla mucadele ettiği bir donemde iki hukumet olması işleri biraz zorlaştırıyordu. Hatta biraz değil baya zorlaştırıyordu cunku İngilizler başta olmak uzere tum işgalci gucler, direnen Ankara hukumetini değil, tabii ki onlarla uyumlu olan İstanbul hukumetini destekliyorlardı.
Lozan Barış Konferansı ’na yapılan cağrı ile ipler koptu: İşte saltanatın kaldırılmasının nedenleri
Saltanatın milli egemenlik anlayışına ters olması Padişah ve İstanbul hukumetinin milli mucadele yanlısı olmaması İki başlı yonetimin getirdiği sorunlar Ankara hukumetinin işgalcilere karşı başarı kazanmış olması Pabucun pahalı olduğunu goren batılı devletler, İsvicre ’nin Lozan kentinde yapılacak barış goruşmelerine 28 Ekim 1922 tarihli bir davet ile hem Ankara hukumetini hem de İstanbul hukumetini cağırdılar. Sadrazam Tevfik Paşa, Mustafa Kemal ’e bir telgraf gondererek fikir birliğinde olduklarını ve Sevr Antlaşması ’nı iptal ettirmekten başka bir amacları olmadığını yazdı.
Gelin gorun ki bu tur verilen sozlere artık guvenilmemesi gerektiğini Mustafa Kemal pek cok acı tecrubeyle oğrenmişti. Bu nedenle İstanbul hukumetinin ortadan kaldırılmasını bir zorunluluk olarak goruyordu. İstanbul hukumetinin kaldırılması demek, saltanatın yani padişahlığın ortadan kaldırılması demekti.
Yuzlerce yıllık Osmanlı saltanatı artık yok:
Turkiye Buyuk Millet Meclisi, 30 Ekim 1922 gunu toplanarak İstanbul hukumeti yani Osmanlı saltanatı hakkında goruşmeye başladı. Bir kısım İstanbul hukumetini ve Sultan Vahdettin ’i milli mucadeleye karşı cıkmakla ve vatan haini olmakla suclarken bir kısım da saltanatın kaldırılmaması gerektiğini savundu.
1 Kasım 1922 tarihinde tekrar toplanan TBMM, TBMM ’nin Hukuk-ı Hakimiyet ve Hukumranının Mumessil-i Hakikisi Olduğuna Dair Hey ’et-i Umumiye Kararı isimli iki maddelik bir karar aldı. Bu kararda saltanat ve hilafet makamları birbirinden ayrılarak saltanat kaldırıldı. Alınan kararda ilga hukmu geri yurutulerek İstanbul'daki şeklî hukûmetin 16 Mart 1920'de tarihe intikal ettiği bildirildi.
4 Kasım 1922 tarihinde İstanbul hukumeti son kez toplanarak padişaha istifasını sundu ve hukumete ait binalar kapatıldı. Osmanlı Devleti'nin resmî gazetesi Takvim-i Vekayi, 7 Kasım gunu yayım hayatına son verdi. Daha sonra 15 Nisan 1923 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu duzenlenmiş ve saltanatın kaldırılmasına karşı konuşmak vatan hainliği kapsamında değerlendirilmiştir.
Maddeler halinde saltanatın kaldırılmasının sonuclarına bakalım:
Osmanlı saltanatı sona erdi. Milli egemenliğin onu acıldı. Cumhuriyetin ilan edilme sureci hızlandı. Din ve devlet işleri ayrılmış oldu. Sultan Vahdettin ulkeyi terk etti. Yeni Turk devletinin fikri yapısının cercevesi oluştu. Yeni halife TBMM tarafından secildi. 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat kaldırıldıktan sonra İstanbul hukumeti istifa etmiş ve Sultan Vahdettin artık yalnızca Halife Vahdettin olmuştu. 10 Kasım gunu son cuma selamlığına katılan Vahdettin, hayati riskler taşığını soyleyerek 17 Kasım gunu erken saatlerde İngilizlere ait HMS Malaya zırhlısına binerek ulkeyi terk etti ve Malta ’ya sığındı.
Halifelik makamı hala suruyordu ama Vahdettin artık ulkede olmadığı ve hatta bazı kişiler tarafından vatan hainliği ile suclandığı icin başka bir halife gerekiyordu. Bunun uzerine TBMM, 19 Kasım gunu Abdulmecid Efendi ’yi halife ilan etti. Bu karar, meclisin halifeden ustun olduğunun da gostergesiydi.
Saltanatın kaldırılması neden bu kadar onemli? Saltanatın kaldırılması hakkında yapılan sayısız yorum ve eleştiri var ancak bunlar yerine size direkt olarak Mustafa Kemal Paşa ’nın saltanatın kaldırılması goruşmeleri sırasında mecliste soylediği sozleri aktaralım;
''Hakimiyet ve saltanat hic kimse tarafından hic kimseye, ilim icabıdır diye muzakereyle, munakaşa ile verilemez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Turk milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziulyed olmuşlardı. Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Turk milleti bu mutecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehal olacaktır. Burada ictima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî gorurse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulu dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.''
(Nutuk II, S. 691) Yuzlerce yıllık Osmanlı saltanatını ortadan kaldıran karar olan saltanatın kaldırılması nedir sorusunu yanıtlayarak nedenlerinden, sonuclarından ve oneminden bahsettik. Konu hakkındaki duşuncelerinizi saygı cercevesinde yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Bu tarz tarih iceriklerini okumayı seviyorsanız aşağıdaki bağlantılara da goz atmak isteyebilirsiniz:
Kaynaklar: Hacettepe Universitesi, MEB, Ataturk Ansiklopedisi Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma