
Turklerde devlet, hanedan uyelerinin ortak malı anlayışı vardı. Uluş sistemi dedikleri bu gelenek uyarınca, hanedana mensup her erkek birey, devlette soz sahibiydi. Bu durum da tahmin edileceği gibi ortaya bircok sorun cıkarabilirdi. Gecmişinden ders alan hukumdar, “kardeş katli” uygulamasını getirdi.
Bircok insan icin oldukca cani bir uygulama gibi gorunen bu duruma padişah neden izin vermişti? Devletin bekası icin kimisi kundakta 19 cocuğu katletmek tarihin seyrini nasıl değiştirdi?
Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş doneminden itibaren kardeşler arasında yaşanan catışmalar, oldukca eski bir tarihe sahip.
Kuruluş doneminde Osman Gazi'nin, amcası Dundar Bey'i oldurmesi; bu tur olayların erken bir orneği olarak kabul edilir. Osman Gazi, Dundar Bey'i Bizans tekfurlarıyla iş birliği yapmakla suclayarak, onu ok veya yayla vurarak oldurur. Ancak kardeşler arasındaki cinayetlerin yasal bir dayanağa kavuşması ve daha sonraki yıllarda Fatih Sultan Mehmet'in Kanunnamesi'nde de yer alan unlu madde ile resmiyet kazanması biraz zaman alacaktı.
1402'de gercekleşen Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'in Timur'a mağlup olması, Osmanlı Devleti icin buyuk bir felakete yol actı. Bu donemde, Yıldırım Bayezid'in beş oğlu arasında taht kavgaları başladı ve bu nedenle Anadolu toprakları buyuk bir karmaşaya suruklendi.
Celebi Mehmet, diğer kardeşlerini mağlup edip tek hukumdar olarak tahta gecene kadar binlerce insan, kardeşler arasındaki catışmalarda hayatını kaybetti.
Fatih, hazırlattığı Kanun-nÂme-i Âl-i Osman ’ın BÂb-ı SÂni faslına bu konu ile ilgili bir madde koydurdu:
“Ve her kimesneye evlÂdından saltanat muyesser ola, karındaşların nizÂm-ı Âlem icin kati etmek munÂsiptir. Ekser ulem dahi tecvîz etmedir. Anınla Âmil olalar”
Bu maddeyi dikkate değer yapan onemli bir ayrıntı "munasip ola" kelimesinin kullanılmasıdır. Yani Fatih, tahta gecen bir kardeşi oldurme konusunda kesin bir zorunluluk getirmemiş, uygulanıp uygulanmaması konusunda tercih hakkı tanımıştır.
Orneğin Yavuz Sultan Selim, tahta cıktıktan sonra bu tercih hakkını kullanarak kardeşi Korkut'u oldurmek yerine Manisa ve Midilli valiliğini ona vermiştir. Ayrıca Fatih'in, bu kanun maddesinde gecen "Ekser ulem dahi tecviz etmiştir" ifadesiyle, bazı alimlerin bu konuda fetva vermedikleri, fetva vermekten kacındıkları veya olumsuz bir fetva verdikleri anlaşılır.
Fatih Kanunnamesi, taht iddiası bulunan hanedan uyelerinin ortadan kaldırılabileceği bir duzenlemeyi iceriyordu.
Olası bir ic huzursuzluğun onune gecme amacını taşıyarak Turk toresi acısından onemli bir değişiklik olarak kabul edilebilirdi. Cunku Turk devletlerinde, isyan etmeyen hanedan uyelerine dokunmama geleneği vardı.
Hatta bazen, isyan eden hanedan uyelerinin bile hayatları bağışlanmıştı. Fatih Kanunnamesi ile artık isyan etmenin veya etmemenin onemi kalmıyordu. Fatih donemiyle birlikte Osmanlı siyasi yaşamında İslam hukukunun egemenlik bolunmezliği ilkesi yerleştirilmiş oldu.
Aynı zamanda, padişahın oğlu olmak, her an olum riski taşımak anlamına gelmeye başladı. Taht sahipleri icin en buyuk tehdit, şehzadelerin potansiyel olarak fitneye yol acabilecekleri endişesiydi. Bu endişe o kadar buyuktu ki henuz bebek olan şehzadeler bile potansiyel bir tehlike olarak goruluyordu.
Osmanlı tarihindeki en kanlı kardeş katliamı da herkesin Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) olarak bildiği ama aslında III. Mehmet olan padişahın tahta cıktığı gun, yani 1595'te yaşandı. III. Mehmet, en buyukleri 13 yaşında olan tam 19 erkek kardeşini oldurdu.
Şehzadelerin cesetleri Hırka-i Saadet dairesinin onune konulduğunda, annelerinin caresiz cığlıkları Topkapı Sarayı'nın duvarlarında yankılanıyordu. Fatih Kanunnamesi'ne dayalı kardeş katli, yaklaşık 150 yıl devam etti. Bu sure zarfında, 61 şehzadeden 22'si devlete karşı isyan ettikleri icin olduruldu, diğerleri ise Kanunname gereği hayatları sona erdi. 1603 yılında Osmanlı tahtına gecen I. Ahmet, kardeşi Mustafa'yı oldurmeyerek, ekber ve erşed sistemi denilen hanedanın aklı başında en buyuk uyesinin tahta cıkması sistemini başlattı.
1617'de I. Ahmet olduğunde oğulları olmasına rağmen, tahta 22 Kasım 1617'de hanedanın en yaşlı uyesi, kardeşi I. Mustafa gecti. Bu şekilde Osmanlı tahtına ilk kez bir padişahın oğlu değil, padişahın kardeşi gecmiş oldu. Kardeş katliamının yerini bu donemden sonra da tahta gecme olasılığı olan şehzadelerin gozetim altında tutulduğu uygulama olan kafes sistemi almıştı.
Sonuc olarak, kardeş katli, Osmanlı Devleti'nin birliğini korumak amacıyla duzenlenmiş bir uygulama olarak kabul ediliyor. Tarihsel olayları o donemin koşullarına gore değerlendirmek onemlidir, ancak yine de duşununce, herhangi bir dayanağı da olmasına rağmen masum cocukların oldurulmesini insan kabullenmekte zorlanıyor.
Kaynaklar: Academia, Osmanlı Devleti'nde Kardeş Katli, Ekrem Buğra Ekinci, Dergipark Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma