
Bugun dunya tarihinin en savaşsız donemlerinden birini yaşıyor olsak bile şoyle bir gecmişe baktığımız zaman insanlık kurulduğu gunden beri devletlerin surekli bir savaş ve mucadele halinde olduğunu goruyoruz. Diploması kavramı gelişmeye başladıktan sonra zaman zaman devletler savaşmak yerine anlaşmayı secmişlerdir. İşte bu anlaşmalar sırasında verilen bazı imtiyazlar da kapitulasyon olarak adlandırılır.
Yuzlerce yıldır bazı devletler, bazı devletlere kapitulasyon veriyor. Elbette yapılan anlaşmalar sonucu verilen bu imtiyazlarda mutlaka bir devlet daha karlı cıkıyor. Kendi tarihimizde de adını sık sık duyduğumuz kapitulasyon kavramının Osmanlı uzerindeki etkileri son derece onemli. En iyisi gelin kapitulasyon nedir yakından bakalım ve hem dunyadaki orneklerini hem de Osmanlı uzerindeki etkilerini gorelim.
Once genel bir tanım yaparak başlayalım: Kapitulasyon nedir? Latince sozleşme yapmak anlamına gelen capitulare kelimesi, batı dillerine de benzer bir şekilde gecerken dilimizdeki karşılığı kapitulasyon olmuştur. İtalyanların capitulazione olarak ifade ettiği kapitulasyon en genel tanımıyla; yapılan anlaşmalar sonucu bir devletin başka bir devlete sağladığı imtiyazlardır. Kapitulasyonlar tek taraflı imtiyazlar olabileceği gibi karşılıklı imtiyazlar da olabilir.
Nasıl yani, tam olarak kapitulasyon ne demek? Kapitulasyon; ekonomik, sosyal, idari ya da adli alanda verilebilir. Orneğin bir devlette yaşayan ve o devletin genelinden farklı bir dine mensup kişilerin ibadet ozgurluğu kişisel imtiyaz olarak değerlendirilebilir. Yine benzer bir şekilde o kişilerin kendi dinine gore yargılanması adli bir imtiyaz olarak kabul edilir.
Ekonomik anlamdaki imtiyazlar ise karşımıza en cok cıkan kapitulasyon turlerindendir. İmtiyaz veren devlet, diğer devletin vatandaşlarının kendi ulkesinde ticaret yapması icin ozel kurallar uygulayabilir. Vergi indirimi ya da denetim serbestliği gibi imtiyazlar, ekonomik kapitulasyonların temelini oluşturur.
Dunyada ilk kapitulasyon ornekleri ile Orta Cağ doneminde karşılaşıyoruz:
12. yuzyılda İtalyan şehir devletleri gelişme gostermiş ve dışarıdan sayısız goc almıştı. Aynı şekilde bu şehir devletlerinde yaşayan kişiler de başka devletlerde ticari faaliyetler yurutuyorlardı. O donem onemli bir guc olan İtalyan şehir devletleri, kendi vatandaşları icin diğer Avrupalı devletlerle ceşitli kapitulasyon anlaşmaları yapıyorlardı.
Bu kapitulasyon anlaşmalarının en bilinenlerinden bir tanesi, İtalyan şehir devleti Piza ile Bizans İmparatorluğu arasında 1111 yılında yapılandır. Norman saldırılarından bıkan donemin Bizans imparatoru Alexis, Piza devletinden yardım istemiş ve karşılığında bir anlaşma imzalayarak pek cok kapitulasyon vermiştir.
Soz konusu anlaşma, o donem Bizans başkenti olan Konstantinopolis merkezli olarak ekonomik imtiyazlar iceriyordu. Bunun yanı sıra Piza ’ya yıllık vergi odeniyor ve Piza başpiskoposuna ipekli armağanlar veriliyordu. Anlaşma şartları son derece sert olduğu icin Bizans odeme yapmadığı zaman Piza askerlerinin saldırısına bile uğramıştı.
Osmanlı donemindeki kapitulasyonlar, duşunduğumuzden cok daha erken başladı:
Kapitulasyon, gucsuz devletin guclu devlete verdiği imtiyazlar gibi gorunse bile aslında ikili ilişkileri guclendirmek icin uygulanan bir tur diplomasi yontemidir. Bu nedenle Osmanlı, henuz yeni kurulmuş bir devlet olduğu donemde bile kapitulasyon anlaşmaları yapmıştı. Bizans ile, Selcuklular ile ve farklı Arap devletleri ile Osmanlı arasında bu tur anlaşmalar yapıldığı biliniyor.
Tarihsel olarak baktığımızda Osmanlı Devleti ilk kapitulasyonunu 1352 yılında Cenevizlilere vermiştir. Daha sonra bunu Venedikli ve Floransalı tuccarlara verilen imtiyazlar izlemiştir. 15. yuzyılda İtalyan şehir devletleri ile yapılan anlaşmalar vardır. Hatta Fatih Sultan Mehmet İstanbul ’u fethettikten sonra Galata ’da yaşamayı surduren Cenevizlilere bile Bizans ’ın onlara verdiği imtiyazları surdurme izni vermiştir.
Kanuni donemi ile birlikte Osmanlı ’da kapitulasyonlar hızla arttı:
Osmanlı bir imparatorluğa donuşup genişledikce yeni devletlerle ilişkilere giriyor ve kapitulasyon anlaşmalarının sayısı artıyordu. Kanuni Sultan Suleyman, 1535 yılında Fransızlarla bir anlaşma yapmış ve onlara Osmanlı topraklarında ticaret imkanı vermiştir. Bu anlaşma ozellikle deniz ticaretinde Fransızlara buyuk kolaylık sağlamıştır.
Fransa, belki de en cok kapitulasyon verdiğimiz devlet olarak 1740 yılında İstanbul ’da postane bile acmıştır. 16. yuzyılda İngiltere, Hollanda, Avusturya, Prusya gibi devletlere de bazı imtiyazlar verilmiştir. 18. yuzyılda ise biraz da zorunda kaldığımız icin Ruslara kapitulasyonlar verilmiştir.
18. yuzyıldan sonra başımıza bela olan kapitulasyonların kaldırılması ancak Lozan Antlaşması ile mumkun oldu:
Guclu bir devlet olarak başka bir devlete kapitulasyon verdiğiniz zaman bunu kontrol etmek mumkundur ancak devletin gucu azaldığı zaman bu imtiyazların suistimal edilmesi kacınılmazdır. Tam olarak Osmanlı ’nın başına gelen de bu oldu. 18. yuzyıldan sonra Osmanlı ’nın gucu azaldığı icin batılı devletlere verilen kapitulasyonlar aleyhimize donmeye başladı.
Osmanlı Devleti, kapitulasyonların kaldırılması konusundaki ilk resmi adımı 1856 yılında yapılan Paris Antlaşması goruşmelerinde attı. Fakat bu sadece bir ricadan oteye gidemedi. Donemin İttihat ve Terakki hukumeti 9 Eylul 1914 tarihinde yabancı elciliklere sert bir mesaj gondererek kapitulasyonların kaldırıldığını duyurdu.
Birinci Dunya Savaşı ’nı kaybedip topraklarımız işgal edilmeye başlayınca tabii soylediklerimiz artık anlamsız hale geldi. Neyse ki o sırada Ankara hukumeti kurulmuştu ve tepkiler sertleşmişti. Nihayet topraklarımız işgalden kurtulunca yapılan Lozan Barış Antlaşması ile birlikte yuzlerce yıllık kapitulasyonların kaldırılması mumkun oldu. İsmet Paşa ’nın bu konuda batılı devletlere karşı oldukca tehditkar bir tavır izlediği soylenir.
Peki, kapitulasyonların Osmanlı uzerindeki etkileri neler oldu?
Elbette yuzlerce yıl boyunca devletin gucune guvenilerek batılı devletlere verilen kapitulasyonların Osmanlı uzerindeki en buyuk etkisi ekonomi alanında olmuştur. Verilen imtiyazlar o kadar buyuktu ki ulkede yabancı mal, yerli maldan cok daha uygun fiyata satılır hale gelmişti. Cunku yerli uretici pek cok farklı vergi verirken yabancı tuccarlar elini kolunu sallaya sallaya ticaret yapıyorlardı.
Kapitulasyonların Osmanlı uzerindeki diğer bir onemli etkisi ise sosyal ve siyasi alanda karşımıza cıkıyor. Yabancılar ulke topraklarında diledikleri gibi okul acabiliyor, dernek kurabiliyor ve şirket acabiliyorlardı. Bunların hicbirinin iyi niyetli olmadığı, işgal ile birlikte sergiledikleri tutumlardan anlaşılıyor. Yani kapitulasyonlar yuzunden aslında Osmanlı zaten fiilen olmasa bile işgal edilmeye başlamıştı.
Tarih boyunca karşımıza pek cok farklı alanda cıkan imtiyazlar olan kapitulasyon nedir, Osmanlı uzerindeki etkileri nelerdir gibi merak edilen soruları yanıtlayarak ornekler uzerinden bu kavramı acıkladık. Elbette iki devlet arasında ekonomi anlaşmaları yapılacak ama kontrol edilmeyen her anlaşma, kayıpla sonuclanır.
Kaynaklar: Ataturk Ansiklopedisi, Kapitulasyon Kavramı ve Osmanlı Devleti'ne Etkileri Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma