
Selfie adını 2013 yılından itibaren duymaya başladık ve inanılmaz bir hızda yayılan bu akıma her birimiz kendimizi kaptırdık. Kaptırdığımız olcude eleştirdik ama eleştirdiğimiz olcude kaptırmaya devam ettik. Bu dongu icinde savrulurken sosyal medya uzerinden karakter tahlilleri dahi yapılır oldu.
BBC ise ilginc bir detaya parmak basarak “selfie” ile Freud arasında bağlantı kurdu ve bakın ortaya ne kadar ilginc bir psikanaliz sonucu cıktı.
Selfie cılgınlığına kendikem karşılığı
Selfie malumunuz İngilizce kokenli bir sozcuk ve sozluklerde yer alıp hayatımıza girmesiyle yaklaşık 6 senelik bir gecmişe sahip. Ortaya cıktığı 2013 yılında “yılın kelimesi” secilmişti yurt dışında.
Sonrasında ulkemizde de dahil olmak uzere geniş bir coğrafyada inanılmaz bir cılgınlık başlamış ve farklı platformlarda yuz milyonlarca gonderi paylaşılmıştı “selfie” etiketiyle.
Turkce ’ye onem verdiğini kanıtlamak istercesine Cem Yılmaz da selfie akımına ilişkin gonderme yapmadan edememiş ve sosyal medya uzerinden bir karşılık bulduğunu ima etmişti.
“Kendikem…”
TDK gorevini hatırladı
Cem Yılmaz ’ın “kendikem” paylaşımı geniş yankı uyandırınca Turk Dil Kurumu bu duruma kayıtsız kalamamış ve “once bana soracaksınız” tavrı ile bir karşılık bulduğunu beyan etmişti.
Kendikemin selfie sozcuğunu karşılamadığını, bunun yerine “ozcekim” sozcuğunun kullanılması gerektiğini ifade etmişlerdi.
Bu onerinin ardından TDK bir kez daha devreye girdi cunku “ozcekim” toplumda benimsenmedi. Bir “cok oturgaclı goturgec” başarısızlığı olmasa da ona yakın bir sonuctu elde edilen. Bu yuzden guzide kurumumuz kolları sıvadı ve bu kez “gorcek” (2016) karşılığını onerdi.
Yine tutmadı galiba.
Selfie-ozcekim tarihi
BBC ’ye gore selfie sozcuğunu 2013 yılından bu yana duyuyor olsak da bu objektif acısı cok daha oncelere dayanıyor. Hatta fotoğraf kadar eskiymiş bu acı. İlk “selfie”nin de 1839 ’da Robert Cornelius adlı bir Amerikalı tarafından cekildiğini iddia ediyor.
Freud ile ozcekim (selfie) arasındaki ilişki
Neredeyse her ozel anın ozcekim yoluyla takipcilere paslamak ve onlardan donuş beklemek psikolojik bir sebebe dayanıyor olabilir mi? Cunku bu soru nihayetinde bir karşılık bulmaya başlamış.
Ben kendimi seversem sen de beni seversin
Psikanalizin kurucusu ve hatta coğu zaman dillendirildiği şekliyle “babası” olan Sigmund Freud, ego, bilinc dışı gibi bircok terimin yanı sıra terapiyi populer hale getirmiştir.
Freud ’un uzerinde durduğu konulardan biri de insanın kendisine karşı sevgisi olarak da ifade edilebilecek narsisizmdir.
Nereden cıktı bu narsizm?
Narsizm kavramının kaynağı bircok psikolojik kavramdan alışkın olduğumuz uzere Yunan mitolojisine dayanıyor. Narkissos isimli genc erkek bir gun dere kenarında yururken su icmek icin eğildiğinde sudaki yansımasını gorup hayranlıkla seyre dalmış, ona yani kendine sarılmaya calışmış ama sonu husran… Sanırım Narkissos yuzmeyi oğrenmek icin yeterli zamanı bulamamış kısacık hayatı boyunca.
Kendimizi sevmek olası hatta olması gereken bir durum
Freud, insanın kendisine karşı bir miktar sevgi duymasının doğal olduğunu soyluyor. Ama bunun da bir sınırı var elbet. Eğer kendini seven kişi başkalarını dışlayacak boyutta bir tutum sergilerse iş sarpa sarıyor o noktada. Cunku bu durum psikolojik bir rahatsızlık hali olarak adlandırılabiliyor.
Sozun ozu, kendini sevebilen herkes narsist değildir. Başkalarını bu guzellik kavramına dahil ettiği muddetce.
Narsist olmanın kriterleri
Evet, narsist olmanın kriterleri var. Oyle kolay değil narsist olmak. Kendini sevmenin kolay olmadığı gibi…
Psikologlar narsisizm gibi ceşitli karakter ozelliklerini olcmek icin ceşitli testler geliştirmiş. Bunun testlerin sonuclarına gore narsistlerin ozellikleri keşfedilmiş:
Narsistik ozelliklere sahip kişiler sosyal medyada daha aktiftir Surekli ‘selfie ’ paylaşmak, kişinin kendisine aşırı sevgi duyması ile bağlantılıdır. İlginc olan bir sonuc burada gozumuze carpıyor. Bir kişinin narsist olduğunun anlaşılmasına yardımcı olan bu iki sonuc maddesi erkekler icin gecerli. Evet, her iki cinsiyet icin soylenebilecek bir sonuc değil yani.
Kadınlar ise erkeklere kıyasla daha az narsistik ozellikler gosterir. Daha fazla ozcekim paylaşsalar dahi durum değişmez diyor bu psikolojik testler.
Ote yandan, Amerikalı psikolog Jean Twenge, narsisizmin toplumlar icinde yukselmekte olduğunu ve son 10 yıllık bir surecte obezite ile aynı oranda artış gosterdiğini kaydediyor.
Dikkat cekme arzusu
Freud araştırmalarına 19. yuzyılın sonlarında başlamıştı. Cinselliğin baskı altında olduğu bir donemdi. Coğrafyadan coğrafyaya fark etse de genel durum bugun cinsel ozgurluk alanının biraz daha genişleyebildiğini gosteriyor.
Freud ’un yaşadığı donemdeki toplum ozellikleri gereği kadınlarla erkekler ayrı yerlerde tutuluyor, cinselliklerini ifade etmelerinin ve hatta onlara bundan zevk almalarının ayıp olduğu oğretiliyordu. Ne kadar tanıdık değil mi?
Normal mutsuzluk
İnsanlar ‘selfie ’ ile kendilerini başkalarına gostermek istedikleri şekilde yansıtıyor ve cevremiz mukemmel vucutlar, muhteşem yaşam tarzlarını sergileyen imajlarla dolu oluyor.
Son araştırmalara gore, bu durum bizde daha izolasyon, guvensizlik, yetersizlik ve imrenme hissi doğuruyor. Freud ’un tabiriyle bizi daha nevrotik, sinirli yapıyor. Freud “Psikanalizin amacı nevrotik sıkıntıları normal insan mutsuzluğuna donuşturmektir” demiş.
Kaynak: 1 2 3