NASA ’nın New York şehrindeki Goddard Uzay Araştırmaları Enstitusu (Goddard Institute for Space Studies) tarafından yurutulen bir calışma, insan kaynaklı sera gazları ve iklim değişikliğine neden olan atmosferik partikullerin 20. yuzyılın başlarından bu yana dunyamızı etkilediğini gosterdi.
Nature dergisinde yayınlanan calışma, 20. yuzyılda kuresel kuraklık şekilleri uzerindeki insan etkilerini aramak icin ongorulen ve gercek dunyaya ait toprak nemi verilerini karşılaştırdı.
Bir suredir konuşulanların gercek olabileceği ihtimali artıyor
İklim modeli, insan “parmak izinin (fingerprint)” (sera gazlarına karşı bir iklim tepkisi olarak; kurak ve nemli bolgelerin kuresel modeli); 1900 ’lu yılların başından beri gorunur olduğunu ve emisyonlar arttıkca da zamanla arttığını gosteriyor.
Araştırmacılar, ağac halkalarındaki yağış ve yeniden yapılanma izleri gibi gozlemsel verileri kullanarak, gercek dunya verilerinin 20. yuzyılın ilk yarısında parmak izi ile aynı hizada başladıklarını tespit ettiler.
Ekip, calışmanın insan kaynaklı emisyonları ve kuresel olcekteki kuraklığı birleştiren tarihsel kanıtlar sunması acısından bir ilk olduğunu belirtti. Bu aynı zamanda benzer bir bağlantıyı ongoren ileriye donuk modellere de guvenilirlik kazandırdı.
Bu yeni araştırmaya gore, parmak izinin onumuzdeki birkac on yıl icinde daha da gucleneceği ve potansiyel olarak insan yaşamı uzerinde ciddi sonuclara yol acabileceği tahmin ediliyor.
Parmak İzinin Peşinde
Calışmanın kilit kuraklık gostergesi Palmer Kuraklık Şiddeti Endeksi (Palmer Drought Severity Index) ya da kısa adıyla PDSI idi.
PDSI; yağış, hava sıcaklığı ve akış gibi verileri kullanarak yaz aylarında toprağın nemini hesaplar. Bugun NASA uzaydan toprak nemini olcmekle birlikte, bu olcumler yalnızca 1980 yılına kadar uzanıyor. PDSI, araştırmacılara uzun bir sure boyunca ortalama toprak nemi değerlerini hesaplayarak, gecmişteki iklim değişikliğini araştırmak icin yararlı oldu.
Ekip ayrıca kuraklık atlaslarını kullandı. Tarih boyunca kuraklıkların nerede ve ne zaman gercekleştiğinin haritaları, ağac halkalarından hesaplandı. Ağac halkalarının kalınlığı, kullanım omru boyunca nemli ve kuru yılları gosterdiğinden; bu, kaydedilmiş verileri desteklemek icin eski bir arşiv sağladı.
GISS ve Columbia Universitesi ’nde araştırma gorevlisi olan baş yazar Kate Marvel, “Bu kayıtlar yuzyıllar oncesine dayanıyor” dedi. “Tarihe geri giden kuresel kuraklık koşullarına dair kapsamlı bir resme sahibiz ve inanılmaz derecede de kaliteli.”
Dunya bir acıdan beklediğimizden daha narin olabilir
Birlikte ele alındığında; gecmişin modern toprak nemi olcumleri ve ağac halkalarına dayanan kayıtlar, bir veri kumesi oluşturarak ekibin mevcut modellerle kıyaslama yapabilmelerine imkan sağladı.
Ayrıca Sanayi Devrimi, sera gazlarında ve hava kirliliğinde artışa neden olmadan once, verilerini 1850 ’deki gibi atmosferik koşullarla calışan iklim modellerine karşı kalibre ettiler.
Marvel ’la birlikte calışmayı yuruten ve New York ’taki GISS ve Columbia Universitesi Dunya Gozlemevi ’nde iklim bilimci olan Ben Cook, “Bu insan parmak izinin, bu insan iklim değişikliği sinyalinin, 20. yuzyılın ilk yarısında ortaya cıktığını gormek bizi cok şaşırttı” dedi.
Sonuclar kesin olmasa da veriler bu yonde
Hikaye 1950 — 1975 arasında kısa bir sure değişti, atmosfer serinleyip nemlendi. Ekip, bunun aerosoller ya da atmosferdeki partikuller nedeniyle olduğuna inanıyor.
Hava kalitesi mevzuatı yururluğe girmeden once, endustri atmosfere buyuk miktarda duman, kurum, sulfur dioksit ve guneş ışığını engelleyen diğer partikuler saldı. Bu da o donemler icin sera gazlarının iklim uzerindeki ısıtıcı etkisini engelledi.
Aerosolleri modellemek sera gazlarının modellenmesine gore daha zordur. Ancak bu durumda en olası suclular olsalar bile; ekip, kesin bir bağlantı kurmak icin daha fazla araştırma yapılması gerektiğine dikkat cekti.
1975 ’ten sonra, kirliliğin azalmasıyla birlikte, kuresel kuraklık desenleri tekrar parmak iziyle ortuşmeye başladı. Ekip parmak izi etkilerinin yeniden ortaya cıktığını soyleyebilmek icin henuz yeteri kadar istatistiksel eşleşmeye sahip değil. Ancak verilerin bu yonde olduğunu kabul ediyorlar.
Bir karara varmak
Marvel, bu calışmayı yenilikci kılan şeyin, “kuresel kuraklığın buyuk resmini gormek” olduğunu soyluyor. Lokal bolgeler, yıldan yıla onemli doğal değişkenlik gosterebilir ve bu da kuraklık eğiliminin insan faaliyetlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını soylemeyi zorlaştırır. Bircok bolgeyi kuresel kuraklık atlasında birleştirmek; kuraklık aynı anda birkac yerde meydana gelirse daha guclu bir sinyal olduğu anlamına gelir.
Marvel, eğer parmak izine bakarsanız; “Kuraklaşması gereken alanlar kuraklaşıyor mu, ya da nemin artması gereken bolgelerde gercekten nem artıyor mu bunu soyleyebilirsiniz” diyor. “Bu tam da olay yerinde benzersiz, gercek bir parmak izi arayan bir iklim dedektifliği işi.”
Cook; ulusal ve uluslararası iklim orgutlerinden gelen onceki değerlendirmelerin, kuresel olcekte kuraklık duzenindeki eğilimleri insan faaliyetleriyle doğrudan ilişkilendirmediğini belirtti. Gecmişteki kuraklıklar uzerindeki insan parmak izini gostererek, bu calışmanın insan faaliyetlerinin gelecekte kuraklıkları etkilemeye devam edebileceğinin kanıtı olduğunu one suruyor ve ekliyor:
“Motivasyonumuzun bir kısmı; doğal ve insan kaynaklı iklim değişiklikleri, iklim modellemesi ve paleoiklim anlayışımızdaki tum bu ilerlemelerle; kuraklık uzerindeki insan etkisini tespit etmeye başlayabileceğimiz bir bilimi ilerletmiş miyiz diye sormaktı.”
“Cevabı, kesinlikle evet.”
Şu an da oluyor
Modeller, kuraklıkların sıcaklık arttıkca daha sık ve şiddetli olacağını ve potansiyel olarak gıda ve su kıtlığına, insan sağlığı problemlerine, yıkıcı orman yangınlarına ve kaynaklar icin rekabet eden insanlar arasındaki catışmalara neden olacağını tahmin ediyor.
Cook, “İklim değişikliği sadece gelecekteki bir sorun değil” dedi.
“Bunun, kuresel kuraklık modellerini, hiroiklimi, eğilimleri ve değişkenliği etkilediğini gosteriyor (Bu şu an da oluyor). Ve bu eğilimlerine dunyayı ısıtmaya devam ettiğimiz surece devam etmesini bekliyoruz.”

Calışmanın orijinaline aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Kate Marvel, Benjamin I. Cook, Céline J. W. Bonfils, Paul J. Durack, Jason E. Smerdon, A. Park Williams. Twentieth-century hydroclimate changes consistent with human influence. Nature, 2019; 569 (7754): 59 DOI: 10.1038/s41586-019-1149-8