Konuk yazarımız Kenan Serkan listeledi, haberiniz olsun. (Kenan Serkan)
Uzerinden 199 yıl gecmiş olmasına rağmen gunumuzu hala etkileyen, kendinden sonra gelecek her tarihi olayın bir şekilde belkemiği sayılan, Avrupa tarihinin tam anlamıyla mihenk taşı olmuş bu 6 saatlik savaşta neler oldu neler bitti, bir goz atmadan gitmeyin.
18 Haziran 1815 tarihinde gercekleşen ve Fransa İmparatoru Napoleon ’un son savaşı olan Waterloo ’yu 199. yılında anmadan gecmeyelim.
Napoleon Bonaparte
İmparator, kendi hakkında seksen maddelik bir liste yapılsa da yine coğu şeyin eksik kalacağı bir kişiliktir. Bugun Napoleon, dunyada herkesin bildiği, herkesin bir ozlu sozunu duyduğu, Fransız ve dunya tarihine kattığı şeyleri halihazırda gunluk yaşamda kullandığı bir marka. Tarihin en unlu uc generalinden biri olması yanında, kullandığımız metrik sistem, medeni kanun gibi pek cok şeyin planlayıcısı da kendisi olunca, kazandığı un, şan, şohret boşuna değilmiş diyoruz. Adam gencecik bir topcu subayı iken Toulon Kuşatması ’nı yarıyor, ustune cevrilen entrikaları boşa cıkarıp, İtalya ’yı işgal eden ordunun başında sivriliyor, yukarıda da gorduğunuz Arcole Koprusu ’nde elde bayrak duşmana hucum edip ne hikmetse sağ kalıyor. Oradan Mısır ’a kadar gidip piramitlerin golgesinde savaş kazanıp Suriye sınırından geri donuyor, yetmiyor tarihin en parlak zaferi sayılabilecek Austerlitz ’te uc imparatorluk ordusunu harcıyor. Tacı Papa ’nın elinden alıp kendi kafasına geciriyor, Rusya uzerine yuruyup Moskova ’yı alan tek batılı general oluyor. Ancak donuşte ordusunu Rus kışına kurban veriyor. Ruslar ustune ancak ondan sonra cullanabiliyor.
Arthur Wellesley
Her yerde karşımıza Wellington Duk ’u ya da kısaca Wellington olarak cıkan bu arkadaş karşısında Napoleon olmasaydı ne olacaktı, nasıl tanınacaktı soylemek cok zor. Arthur Wellesley, “Napoleon ’u Waterloo meydanında kim yendi?” sorusuna en sık verilen cevaptır. Waterloo Meydanı ’nda savunmada olan taraf kendisidir. Emrindeki uc ulkenin kuvvetinden oluşan bir koalisyonu yaklaşan Grande Armeé ’ye karşı konumlandıran, savaşın nerede olacağına karar veren, isminin de Waterloo olarak anılmasının baş musebbibi kendisidir. Zira kendisi savaşlarına bir gece once kaldığı yerin ismini vermeyi şiar edinmiştir. Eğer tam coğrafi bir kesinlikle soyleseydik, Braine Le ’Alleud Savaşı falan dememiz gerekirdir ki, Waterloo zaten daha kolaydır. İyi etmiş.
Son olarak hakkını vermek gerekir ki, Napoleon saldırıda ne derece bir ekolse, onun savunmadaki muadili Wellington ’dur. Yani Waterloo Meydanı ’nda kafa kafaya cok buyuk starlar carpışmıştır. Diğer taraftan aralarında doktrinsel farklılıklar da yok değildir. Mesela Wellington, rakibi Napoleon ’un aksine askerlerini pek sevmez saymaz. Eğer kendilerinden bahsedecekse, “Scum” (Serseriler) olarak bahseder. Diğer taraftan Napoleon ile kendi askeri arasında her zaman ulvi bir aşk vardır.
Von Blucher
Blucher, tam adıyla soylemek gerekirse de Wahlstadt Prensi, Prusya Feldmareşali Gebhard Leberecht Von Blucher, savaş meydanındaki buyuk ihtimalle en yaşlı kimsedir. Aynı zamanda da ilginc bir şekilde en kilit roldedir. Waterloo Savaşı ’ndan iki gun once Napoleon karşısında buyuk denilebilecek bir dayak yemiş (Bkz. Ligny) ve geri cekilmiştir. Napoleon daha sonra Mareşali Grouchy ’yi, Von Blucher ’in peşinden onu kovalasın, asla Waterloo ’ya gelmesin Wellington ile birleşemesin diye gonderecektir. Ama tam da onun isteğinin tersine savaşın orta yerinde Von Blucher doğudan beliriverecektir. Daha da fenası Grouchy onu o sıralarda hala guneyde bir yerlerde ordunun ucte biriyle falan arayacaktır.
Von Blucher ’in favori emri Vorwärts! (ileri) dir. Bu yuzden kendisine “Mareşal Vorwärts” denir. Oyle uzun ince planlamaya falan girecek zamanı yoktur. Geckin yaşında zaferi oturup planlamak pek ona gore değildir zaten. Duşmanı gorduğunde “Merhamet gostermek yasak! Gostereni vurun! Vorwärts!” şeklinde savaş sanatına yaklaşımı Fransızlara Waterloo ’da kotu bir surpriz olacaktır.
Fontainebleu Anlaşması
Napoleon Moskova ’ya yurudu ama ordusu yolda telef oldu demiştik. Cidden 422 bin kişiyle Rusya ’ya girip, kesin bir sonuc alamadan kışın ayazında geri donmeye kalkması yuzunden Fransa ’ya o anlı şanlı ordudan 10 bin kadarı varmıştır. Bunu goren Avrupa devletleri de kendisini harcamak icin fırsat bu fırsat diyerek 6. Koalisyonu oluşturmuştur. Napoleon ’da kısa sayılacak bir surede orduyu tekrar 400 binlere cıkartıp Lutzen ve Bautzen savaşlarında muttefiklere cok ağır bir sopa ceker. Kısa bir ateşkes ve dinlenmeden sonra Dresden Savaşı ’nda kendisinden cok daha kalabalık muttefikleri yine ezer. Adamı boyle orduyla durdurmak falan cok zordur. Ama nitekim ne yapar eder başarırlar, 191 bin kişilik Fransız ordusunun uzerine 300 bin kişiyle gidince Leipzig Savaşı ’nda (1813) Fransa yenilir. Muttefikler de hic boş bırakmadan Paris ’e kadar gelirler. Fontainebleu adında bir anlaşmayla Napoleon ’u tahttan cekilmeye zorlarlar. Akdeniz ’deki Elbe Adası ’nda surgune yollarlar, Fransa ’nın başına da ihtilalden kafalarını kurtarmış Bourbon Monarşisi ’nden arta kalanları geri getirirler.
Elbe Adası
İstemeye istemeye gittiği surgun Napoleon ’a pek yaramaz. Orada rahat huzur bulamaz. Hem uğruna olup bittiği Fransa ’nın başına yine peruklu Bourbonlar gelmiştir, hem de ikiye tek yakalasa affetmeyeceği muttefik koalisyonları altıdan az ulkeyle gelmez olmuştur. Napoleon, Elbe Adası ’nda planlarını yapar; vaktinin geldiğini duşunduğunde gizlice surgunden kacarak Fransa ’ya gelir. Bu aşamada generalleri, mareşalleri, ordusu hepten Bourbon Monarşisi ’ne sadakat yemini etmek zorunda kalmıştır. Yani donerse kendisine ne olacağı biraz mechuldur. Ama Napoleon bunu pek takacak bir yaradılışta değildir.
100 gunluk hukumdarlık
Napoleon yolda gorduğu karşısına cıkan her uniformalı askeri arkasına katarak Paris ’e doğru yola cıkar. Fransa Kralı da “kendisini esir alsın, alamıyorsa da bari vursun” diye Napoleon ’un eski mareşali Michel Ney ’i o yone gonderir. Michel Ney, Napoleon ’un karizmasına karşı duracak adam değildir. Askerler de efsane imparatoru karşılarında gorunce bağırıp cağırmaya diz cokmeye başlayınca Fransa ’nın kaderi Grenoble ’da cizilir. Michel Ney ve tum ordusu Napoleon saflarına katılır, kısa zamanda tum Fransız ordusu da kendisini izler. Bourbon monarşistleri Fransa ’dan kacar. İmparatorluk yeniden tesis edilir.
Bu noktada Napoleon, Paris ’e varmadan altı gun once toplanan Viyana Kongresi, Napoleon ’u kanunsuz ilan etmiştir. Ardından da 7. Koalisyon ordusunu toplamaya başlarlar. Karara da bir goz atarsak adamlar hırslarından Fransa ’ya değil dumduz Napoleon ’a savaş acmışlardır. Tarihte beş altı devletin bir araya gelip, bir insana savaş acmasının bir eşi daha yoktur. İşte oyle bir adamdır Napoleon.
Bu hukumdarlık donemi Waterloo Savaşı ’na kadar 100 gun surecektir. O sırada Fransa seferber olur, ordu tekrar goreve cağrılır.
Fransız İmparatorluk Ordusu
Fransız Ordusunu (Grande Arme&#233 donemdaşı diğer ulkelerden ayıran bir numaralı ozelliği meritrokrasisidir. Yani bu ordunun komutanları İngiliz, Avusturyalı, Prusyalı akranları gibi soylu doğdukları icin komutayı almıyorlar, hakettikleri icin, savaşta başarı gosterdikleri icin rutbe alıyorlardı. Fransız emir komuta kademesi bu yuzden diğerlerine fark atacak kadar efektifti. Fransa ihtilalden sonra vatandaşlık, ulusal gorev gibi kavramları su yuzune cıkardığı icin de her vatandaş belli surelerde askere alınıyordu. İngiliz ve Prusya paralı (Prusya icin insan kacırmalı dağa kaldırmalı da desek yanlış olmaz) askerlerine gore Fransa sahaya deli gibi asker cıkartabiliyordu. Grande Armeé askerleri Waterloo başlayacağı sırada on yılı aşkın suredir zaferden zafere Napoleon ’u izliyor haldeydiler. Bunun da yanında Napoleon topcu ekolunden geldiği icin “Grandes Batteries” dediği aşırı sayılarda topla savaş meydanına cıkıyor, rakibine saldırmadan once onu ezici bir bombardımanla yıpratıyordu. Zira kendisi de nihayetinde “Tanrı savaşta iyi topcunun olduğu tarafta savaşır” demiştir. İyi topcu da her zaman Grande Armeé ’dir.
Koalisyon Ordusu
Waterloo Savaşı ’nın sabahı Wellington ’un emrinde 71 bin askerlik bir kuvvet bulunuyordu. Bunun da 28 binlik bir kısmı Hollanda Orange Prensi Willem ’in emrindeki I. Kolordudaydı. Bu, İngiliz ağırlıklı karma bir orduydu.
Ligny
Ligny Savaşı, Waterloo ’dan iki gun once 16 Haziran 1815 ’te olmuştu. Napoleon bu savaşı kazanmış da olsa Ligny kelimenin tam anlamıyla taktik bir zafer ve stratejik bir yenilgidir. Prusya ordusu 20 bin olu ve yaralı vererek savaş meydanından ayrılmış, ancak buyuk bir kısmı işler halde duzenli cekilmiştir. İki gun sonra bu birlikler Waterloo ’da pivot bir rol oynayacaktır. Ligny ’de Prusya ordusunun kacmasına izin verilmese, Waterloo ’da iki gun sonra bir İngiliz yenilgisi cok muhtemeldir. Oyle olmuş olsaydı o zaman da Avrupa haritası şu anda bildiğimizden herhalde cok değişik bir şey olurdu.
Waterloo
Waterloo Meydanı şu an dumduz olsa da resimde gorduğunuz anıt (Butte de Lion) yapılmadan once “reverse slope” denilen duvarı duşmana donuk minik yokuşlar icermekteydi. Wellington ’un en sevdiği şey olan askerlerini ters yokuşun arkasına saklamak bu arazide cok muhtemel olduğundan Paris ile Bruksel arasında Napoleon ile karşılaşacak bir cok yer olmasına rağmen Wellington ’un ilk tercihi burası olmuştur. İngiliz ordusu Waterloo Meydanı sayesinde Fransız bataryaları tarafından yıpratılamayacaktı. Wellington,Waterloo ’yu secince yine de rahat edememiştir zira savaş sabahı saat 2 ’de uyanmış, gunun ilk ışıklarına kadar eşine dostuna mektup yazmıştır.
Yağmur
Napoleon, Waterloo meydanına vardığında bir gece once patlayan fırtına ve sağanak, savaş alanında sulu camur izleri bırakmış; askerlerin ve ozellikle topların ilerlemesini cok yavaşlatmıştı. Napoleon fırsatı kacırmamak icin saldırı emrini vermek istemiş ancak mareşalleri Napoleon ’u ikna etmeyi bilmişler. Bu sayede oğlen sıcağında camur biraz kuruyuncaya kadar iki ordu birbirine oylece bakmıştır.
Yağmur İngilizlere de cok yaramıştır zira Fransız Howitzer mermileri camura gomulup patlayınca şarapnellerini sacıp beklenen etkiyi verememeye başlamıştır. Fransız tarafından ise bu tip muhimmatlar tam askerlerin ortasında patlıyor gibi gorunduğunden Fransız topcusu ve dolayısıyla Napoleon toplarla buyuk bir kıyım yaptığını falan duşunmuştur. Aslında tabii ki yoktur oyle bir şey.
Hougoumont
Hougoumont alcak yere konuşlanmış Fransız ordusu ile yokuşun arkasında bekleyen İngiliz-Hollanda gucleri arasında bir garip ciftlik evidir. Nitekim yapan mimarın babasına rahmet, adam binayı oyle bir tasarlamıştır ki sanki şurada bir savaş olsa da icine girip bir savunsak diye dizayn edilmiştir. Wellington ’da savunma nedir bildiğinden iceri uc boluk muhafız ve bir boluk de Prusyalı “rifles” yollamıştır. Bu tufekciler yivli namlular kullandığından Hougoumont ’u almaya gelen Fransızlara cok abartı kayıplar verdirirler. Hougoumont alınamadığı muddetce de İngilizlerin siper aldığı yukseltinin yakınlarına gelme ve manevra yapma şansı kalmaz. Bu mustahkem mevki akşamustune kadar Fransız askerlerinin gelip gidip cesetler bıraktığı bir yere donuşur. İki kere Fransızlar tarafından ele gecirilir ancak bugun Buckingham Sarayı ’nın onunde ayı postlu şapkalarıyla tanıdığımız Coldstream Muhafızları tarafından tekrar alınır.
Hougoumont, tarihte herhalde uğrunda en fazla insanın olduğu ciftlik olsa gerektir.
İlk Fransız piyade hucumu
Hougoumont uzerine baskı surerken İmparator ilk dalga piyadesini İngiliz merkez cenahına gonderir. Fransız buyuk bataryaları da bu sırada duşman merkezini dovmektedir. Ancak duzgun nişan almak icin geride kalmışlardır. İlk dalga piyadenin başını ceken D ’Erlon, Wellington ile İspanya ’da karşılaştığı icin onun klasik piyade savunma tekniklerini hatırlamaktadır. Wellington kısa mesafede cok yuksek yoğunluklu tufek ateşiyle on sırayı moralman kırarak askerin cekilmesini sağlamakta; yaklaşan duşmanın gucunden ziyade moraline oynamaktadır.
D ’Erlon, klasik 9 sıra piyade ve onu geriden izleyen boluk sistemi yerine dip dibe neredeyse kesintisiz bir piyade akışıyla İngilizlerin siper aldığı yokuşa uygun adım gider. Kendisini bu sırada tepenin ardında 6 bin piyade beklemektedir. Menzile girildiğinde bir anda tum silahlar gurlemeye başlar, Waterloo artık başlamıştır. Fransız piyadesi, İngiliz merkezde bir gedik acar ancak bunu suistimal edemez. Acılan gediği İngiliz generali Thomas Picton doldurur. Ancak kendisi de yokuşu tırmanan Fransızlara saldırınca canından olur. D ’Erlon, sol tarafının catırdamaya başladığını gorunce askerlerini geri cekmeye başlar.
Napoleon bu sırada oturduğu yerden doğuda bir hareketlenme gormuştur. Altıncı hissi ona gorduğu hareketin Prusya ordusu olduğunu soyler; haklıdır. Yaverine hemen Mareşal Grouchy ’e topların sesine gelmesini yazdığı bir emri iletir. Nitekim Grouchy o sırada bir yerlerde hayali Prusyalıları kovalamaktadır. Emri akşam saat 18 ’e kadar falan alamayacaktır.
İngiliz ağır suvari hucumu
Ortada bir anda boşluk oluşunca koalisyon gucunun suvari komutanı Uxbridge, nedenleri bugun de tam anlaşılamayan bir sebepten , buyuk ihtimalle cok ağır baskı altındaki on hat piyadesini rahatlatmak icin iki suvari tugayıyla beraber hucuma kalkar. Bu suvariler de belirtmek gerekirse o sırada Avrupa ’daki akranlarından cok daha iyi eğitim gormuş, daha cins atlara sahip cok daha elit bir guctur. 2650 suvarinin icinde sadece beyaz atlara binen cok prestijli Scot ’s Greys Tugayı da bulunuyordu.
Nitekim bu suvarilerin butun eğitimlerine, guzel atlarına, ekipmanlarına rağmen Wellington suvariden had safhada rahatsızlık duyan bir komutandı. “Suvari subaylarımız her şeye dortnala girişmek gibi bir yeti kazandılar. Hic durup etraflarına bakmıyorlar, vaziyeti değerlendirmiyorlar, duşmana manevra yapmıyorlar, ihtiyat bile olmuyorlar” şeklinde sitem ediyordu. Tam da sitemine karşılık gelecek bir şekilde Fransız suvarisi bu hucumu karşılamaya gitti. Fransızlar daha kotu atlara sahip de olsalar, daha buyuk sayılarda atlıyla daha efektif carpışmayı yıllar icinde oğrenmişlerdi. Mızraklı Chevaux-Leger taburlarının İngiliz hucumunu karşılamasıyla saldıranlar arasında cok ağır kayıplar meydana geldi.
Fransız suvari hucumu
Saat 16:00 sıralarında Michel Ney, İngiliz merkez hattında bir hareketlenme fark etti. Bunu İngiliz ağır suvarisinin ardından gelen Fransız karşı saldırısının yarattığı bir zayıflık ve geri cekilme başlangıcı olarak gorerek suistimal etmek istedi. Nitekim o ana kadar hic ortaya surulmemiş olan Fransız ağır suvarisi de bu plana eklenince ortaya 9600 atlının bir seferde hucuma kalkması gibi olağanustu bir manzara cıkmıştı. O ana kadar bir savaşta kaydedilen en buyuk suvari hucumu buydu.
O sıralarda hucumu karşılamak uzere bekleyen bir asker, gunluğune sonradan şoyle yazmış:
“Saat 4 sularında onumuzdeki duşman topları bir anda sustu. Ve bir anda suruler halinde toplanmaya başlayan suvarileri gorduk. O anda bunu gormuş olan kimsenin sonraki hayatında bir daha asla unutamayacağı korkunc bir ihtişamla hucuma kalktılar. Uzaklarda bir yerde, tek bir hat halinde surekli hareket ederek, fırtınalı bir havadaki bir deniz dalgası şekline burunduler. Yaklaştıklarında altımızdaki toprak artık durmaz bir şimşek halini alan uğultudan oturu titriyordu. İcimizden herhalde boyle hareket eden bir kutleye hicbir şey karşı koyamaz diye duşunuyorduk. İşte onlar, meşhur Cuirassier ’ler, hepsi de eski gormuş gecirmiş, kendilerini Avrupa ’nın her savaş meydanında kanıtlamış askerlerdi. Korkulacak kadar kısa zamanda yirmi yarda kadar yakınımızdaydılar. İmparatorun adını bağırıyorlardı ‘Vive l ’Empereur! ’… Daha sonra da “Suvariyi karşılamaya hazırlan!” emri verildi. On hatta ayakta duran herkes sungulerden yapılma celikten bir duvarı, titremeyen ellerle Cuirassier ’lere sunarak diz coktu.
-Yuzbaşı Rees Howell Gronow.
Kare duzeni oluşturarak atlılara karşı kendilerini başarıyla savunan ingilizler, Fransız atlılarına yuzde 47 gibi oranlarda zayiat verdirmiştir.
Prusya 4. Kolordusu ’nun ortaya cıkması
Savaşın herhalde en kotu anında Fransız suvarisi harcanmış, hicbir ihtiyatı kalmamış olduğu bir durumda doğudan Prusya birlikleri saldırıya gecti. İmparator savaşın bu noktasında kendi imparatorluk muhafızları haric her piyade ihtiyatını savaşa surmuştu. Şimdi sağ cenahından yoğun bir baskı girmeye başlamıştı. Napoleon, genc muhafızların onune atını surup savaşın gececeği Plancenoit Koyu ’ne yollamadan onlara şoyle dedi:
“Askerler! Sabahleyin zafer kazanma şansımız yuzde 90 ’dı. Şimdi yuzde 60 ’tır. Hala ustun durumdayız.”
Ve iki eli İngilizlerle kanda olan Fransızlar, Prusyalıları karşılamaya boylece Plancenoit ’ya donerler.
Plancenoit
Saat 16:30‘da Prusya 4.Kolordusuna bağlı 15. Tugay Plancenoit koyune tam hucuma gecer. Napoleon genc muhafız alayını Lobau komutasında Plancenoit ’ya gonderir. 15.Tugay kararlı bir sungu hucumuyla Lobau ve kuvvetlerini koyden atar. Sonra Frichermont yukseltisine doğru yuruyerek atış insiyatifi kazanırlar. Fransız Chasseur Taburu ’nu da 12 funtluk topcuyla kırdıktan sonra Lobau geri cekilir. Napoleon bunun uzerine butun 8 tabur genc muhafızı Lobau ’ya takviye olarak gonderir. Genc muhafızlar cok kanlı bir carpışmadan sonra koyu geri alırlar. Lakin elde tutacak gucleri kalmamıştır. Napoleon son ihtiyatı olan orta ve yaşlı muhafızları da koye boşaltır. Onlar da o kadar elit askerlerdir ki tek bir el ateş etmeden sadece sunguyle Prusyalıları def ederler.
İmparatorluk Muhafızları ’nın hucumu
Sağ kanat dengelendiği, Wellington ’un da merkezi tamamen acıldığı icin Napoleon elinde kalan son kartını oynar. O gune dek hic yenilmemiş ve hic kacmamış imparatorluk muhafızlarını (Le Garde Imperiale) yedi tabur olarak savaşa surer. Muhafızların gorunmesi orduya yeni bir canlılık getirir. Zira yaşlı muhafızlar Napoleon ’un cocukları gibidir. Kırk yaşın uzerindeki bu en deneyimli askerler yoğun tufek ve canister ateşi altında İngiliz merkezine yuklenirler. İlk yarattıkları etki korkunctur. Bombardımandan ve tufek ateşinden bitap duşmuş olan İngiliz muhafızları geriye doğru cekilirler. Ancak Wellington tehlikeyi daha muhafızlar yurumeye başlarken gormuştur. Eli silah tutan herkesi meşhur yokuşunun arkasına silah doldurtup yere yatırır. Yaşlı muhafızlar merkezi kırdık sanarak yokuşu tırmanıp tepesine geldiklerine İngilizler ayağa kalkarak cok yoğun bir yaylım ateşiyle ilk bel sırayı duşururler. Muhafızlar direnir ancak ilk anlık şaşkınlığı uzerilerinden atamazlar. Cok yoğun zayiat verip cekilmeye başladıklarında Fransız ordusunda moral sıfıra iner. Zira yaşlı muhafızların kactığını daha goren duyan olmamıştır. Onlar da kacıyorsa bu iş bitmiştir diye duşunulur.
Muhafızlar kacmaya başladıkları zaman Wellington, atı Copenhagen ’in uzengileri uzerinde doğrulur, şapkasını cıkarıp one arkada sallar ve hucum işareti verir. Birleşik Prusya, Hollanda ve geriye ne kaldıysa İngiliz ordusu, Fransız ordusuna son bir hucuma kalkar.
Fransa boylece yenilir.
Sonuc
Savaşın hemen sonunda İngilizler kacmayan ancak teslim de olmayan yaşlı muhafızlara artık savaşın bittiğini, silahlarını indirmelerini telkin eder ancak muhafızlar olmeyi secer. “La Garde meurt, elle ne se rend pas!” (Muhafız olur teslim olmaz) diyerek silahlarını İngilizlere doğrultur, vurulurlar.
Fransız ordusu, 51 bin kişiyle geldiği meydanda 28 bin olu ve yaralı, 8 bin esir ve 15 bin kayıp bırakır. İngilizler ve muttefikleri Hollandalılar 17 binlik ordularından 3500 olu, 10.200 yaralı, 3300 kayıp verirler. Prusyalıların 7 binlik kolordusunun 1200 ’u olu, 4400 ’u yaralı, 1400 ’u kayıptır.
Bu da oyle bir savaş alanı zayiatıdır ki o sayıya ulaşmak icin 15 saat boyunca her beş dakikada bir tam yuklu bir jumbo jetin duşmesi ve kimsenin kurtulamaması gereklidir.
Savaş İmparatorluk Fransa ’sının sonudur. Napoleon birkac cekilme harekatıyla Paris ’e kadar ulaşmış, daha sonra HMS Bellerophone ’a binerek teslim olmuş ve İngiltere ’ye goturulmuştur. Ancak karaya cıkmasına izin vermezler. Gemide bir sure tuttuktan sonra artık asla kacamayacağı bir yere, Atlantiğin ortasındaki herhangi bir kara parcasına en uzak olan adaya, Saint Helena ’ya surerler. Napoleon, 1821 ’de burada olur. Fransızlar 1840 ’ta Napoleon ’un cenazesini almak icin adaya gelirler ve mezarını actıklarında hic bozulmadığını fark ederler.
Gunumuzdeki onemi
Waterloo, savaşın olduğu gune kadar adını sanını kimsenin bilmediği arpa eken, bira ureten bir kasabayken bugun Amerika ’da 32, İngiltere ’de 8, Avustralya ’da 4, Kanada ’da 3, Hong Kong ’da 2, Almanya, Yeni Zelanda ve Sierra Leone ’da 1 adet Waterloo kasabası bulunmaktadır. Nedenini anlamak da zor değil. Bu, Avrupa ’nın kaderinin bir gunde yazıldığı bir savaştır. Bunun yanında dunya savaşları ve Waterloo ’dan daha fazla cana mal olmuş olaylar da yok değil. Onlar ’da elbette Waterloo Savaşı kadar muhim ancak Bir gunde olup biten ve dunya tarihini bu kadar etkileyen bir olay bulmak da oyle kolay değil.
Napoleon neden yenildi sorusuna cevap bulmak da 1815 ’ten bu gune her tarihciyim diyen insanın laf etme yukumluluğunu hissettiği bir hal olagelmiştir. Sebepler cok ancak en şairane olanıyla listeyi bitirelim. Akılda kaldığı kadarıyla:
Napoleon neden yenildi?
Ortalığı bataklığa ceviren lanet yağmur yuzunden mi?
Ordusu kalmayan, teslim olmak uzere olan Wellington yuzunden mi?
Savaşa gelmeyen, hic savaşmayan Blucher yuzunden mi?
Hayır.
Tanrı yuzunden!
Waterloo ’dan galip ayrılan bir Bonaparte….
Victor Hugo