
Jean, blucin ya da kot… Nasıl adlandırırsak adlandıralım kot pantolonlar herkesin dolabında en az 1 ceşit bulundurduğu, her durumda her turlu giysiyle kombin edebildiğimiz, kotu gun dostlarımız.
Cok cabuk tuketilen moda akımları arasında belki de tek kalıcı olan kotlar oldu. Hem şık, hem rahat olması sebebiyle 7 ’den 70 ’e herkesin giydiği kotlara ilgi zaman icinde hic azalmadı; hatta daha da arttı ve sadece pantolon olarak değil ceket, gomlek, etek ve hatta canta olarak dolaplarımıza bircok şekliyle girmeyi başardı.
Kot modası sadece dunyada değil Turkiye ’de de gecmek bilmeyen bir trend. Biz de “Nereden cıktı bu blucinler? Hayatımıza nasıl girdiler? ” dedik ve coğu kişinin tanımadığı ama kota adını veren; Turkiye ’ye blucin ’i getiren Muhteşem Kot ’un hikayesini anlatalım dedik.
Buyurun blucinin ve Muhteşem Kot ’un keyifli hikayesine…
Blucin ilk olarak 1873 yılında maden işcileri icin uretilmeye başlandı
20 Mayıs 1873 ’te patenti alınan blucin once işci ve yoksul kesimin pantolonuyken bundan sonraki yıllarda toplumun tum kesimine yayılır. Ozellikle Vahşi Batı ’nın kovboyları sayesinde blucinler tum ABD ’ye sıcrayarak tum ulkede emekci kesimin bir simgesi haline gelir.
Aslen blucin pantolonlar Alman gocmeni olan Levi Strauss ile terzi Jacob Davis ’in ortak calışmasının bir urunu
Levi Strauss ’un Fransa ’dan gelen mavi renkte ve dayanıklı, pamuklu denim kumaşa Jacob Davis ’in bulduğu dikiş stili ile bakır percinle tutturulan yan ceplerini ekleyince ilk blucin pantolon ortaya cıktığı soyleniyor. Yani her ne kadar herkes Levi Strauss ’u blucinin mucidi olarak bilse de Jacob Davis ’in de urune buyuk katkısı var.
II.Dunya Savaşı sırasında fabrikalardan ve emekci kesimin simgesi olmaktan cıkan blucin sokağa taşındı ve populer kulturun simgesi haline geldi
Oyle ki zamanla o zaman asi gencler olarak tanımlanan kesimin blucin giymeyi tercih etmesiyle birlikte restoranlar, tiyatrolar gibi o zamanın elit yerleri blucin giyenleri kapıdan cevirmeye başladı.
1950 ’lere geldiğimizde ise James Dean gibi unlu yıldızların blucin giymesiyle bu trend tum dunyaya yayıldı ve bu noktadan sonra kimse blucinin yukselişini durduramadı
Ozellikle o donemin unlu isimleri Marlon Brando, Marilyn Monroe, Elvis Presley, James Dean ’in blucinleriyle verdiği pozların bu yayılımda ve urunun popularitesini artırmada etkisi buyuk. İlk başta emekci kesimin simgesi olan, sonra asi genclikle ozdeşleştirilen blucinleri artık hippilerden anarşistlere, işcilerden zenginlere kadar herkes giymeye başladı.
Ve blucin kulturunu Turkiye ’ye getiren ve ona ismini veren girişimci: Muhteşem Kot
Terzi cırağı olarak kariyerine adım atan ve sonrasında Fransa ’da donemin en prestijli terzilik okulu olan La Deveze Derrox ’ta eğitim alan Yugoslavya gocmeni Muhteşem Kot, Turkiye ’yi sonradan kot ismini alacak blucinle tanıştıran insandır.
40 ’lı yılların sonunda Fransa ’dayken işci ve koyluye giydirecek ucuz ve dayanıklı malzeme arayışına giren Muhteşem Kot ’un dikkatini blucin ceker
Sağlımlığına ve dikim tarzına hayran kalan Muhteşem Kot, Turkiye ’ye donduğunde bu kumaşı burada uretmeye başlar. 1960 ’lara geldiğimizde atolyesinde gunde 200 adet kot uretimi seviyesine ulaşır.
1960 ’larda blucin pantolonlar işci ve koylu kesim arasında oldukca populer olur ve KOT adında markalaşır
İşte yıllardır kot olarak bilinen blucinin dilimize girmesi Muhteşem Kot ’un soyadından gelir. Aynı Selpak markasının tum kağıt mendiller icin kullanılması gibi Kot aslında bir markayken tum jean ’lere verilen bir isim olarak yerleşir dilimizde. Hatta Muhteşem Kot ’un oğlu Aytac Kot, yıllarca insanlara Kot ’un bir marka olduğunu anlatamadığından ceşitli roportajlarda bahseder.
Ancak Ozal doneminde satışları duşen marka 1992 yılında uretimi durdurmak zorunda kalır
Bunun sebebi ise 1980 ’li yıllarda serbest piyasa ekonomisiyle yabancı markaların yerli piyasaya girmesi ile Kot markasının değeri duşmesidir. Diğer bir deyişle Turkiye ’nin dışa acılması sırasında pazara yabancı jean markaları girmesi Kot ’un sonunu hazırlar.
Aytac Kot bir roportajında o donemi şu sozlerle anlatıyor: “Yabancı markalar gelince biz otomatikman 2. lige duştuk. Kot imajı bulutlarda dolaşıyor, biz yerlerde surunuyoruz. Hatta ‘Kot, Kot değildir ’ diye bir reklam kampanyası bile yaptık ama, anlaşılmadı. HÂl ‘Levi ’s Kot ’ deniyor. 1992 yılında uretime son verip fabrikayı kiraya verdik.”
Diğer bir iddia ise blucin kumaşının ilk olarak Turkiye ’de uretildiği; yani blucinin anavatanının aslında Turkiye olduğu…
Prof.Dr.Halil İnalcık ’a gore bilinenin aksine blucin kumaşının anavatanı ABD değil Turkiye. İnalcık ’ın soylediklerine gore 15 ve 17.yuzyıllar arasında Denizli ve Akhisar bolgesinde yetiştirilen pamuklar sonrasında Hindistan ’dan gelen mavi boya ile boyanmaya başlandı. Daha sonra İzmir ’e getirilen bu mavi malzeme yani denim ilk olarak Fransa-Marsilya ’ya ihrac edildi.
Buradan İspanyollar kumaşı Amerika ’daki kolonilere goturur ve Afrikalı kolelere giydirir. Amerika ise bunu bir sanayiye donuşturup blucin yani bizim deyişimizle kotun uzerine yatar.
Yani blucini ilk olarak Turkler uretmiş ancak bunu bir sanayi haline getiremedikleri icin ihracatla once Fransızlara oradan da Amerikalılara kaptırmışlardır; Muhteşem Kot ise bundan yıllar sonra kendi icadımız blucini keşfedip Turkiye ’de “Kot” olarak markalaştırmıştır
Dunya modasına yon vermişiz de haberimiz yokmuş. Muhteşem Kot ’u sevgi ve saygıyla anıyoruz.
(Kaynak: İzler ve Yansımalar)