
Yıldız Kenter 67 yıllık sanat hayatında 100 ’den fazla oyun sahneledi. Konservatuvarda cok değerli isimlerden dersler aldı, Turkiye tiyatrosuna pek cok unlu ismi kazandırdı. Yeri geldi secmelerde kok sokturdu oyunculara, yeri geldi performansıyla izleyicileri hayrete duşurdu. Sahnelerin bu dev kadını kendini yenilemekten, surekli bir şeyler oğrenmekten bir an olsun vazgecmedi.
Usta oyuncu bu sene 87 yaşını kutlayacak. Yıllar once bir soyleşisinde “Ben hep gencim. Yaşım rakam olarak ileri olabilir ama asla ihtiyar değilim.” demişti. Haksız olmadığını gorduk. O hep genc. Yaşı ileri ama asla ihtiyar değil!
1. Peri masalının ortasında
Yıldız Kenter, peri masalı gibi bir aşkın ortasında, 11 Ekim 1928 ’de İstanbul ’da doğdu. Annesi Olga Cynthia ile babası Ahmet Naci Londra ’da bir resepsiyonda tanıştı. Olga ’nın ailesi tiyatrocuydu. Shakespeare oyunları oynayan bir kumpanyaları vardı. Babası olunce annesi başka biriyle Avustralya ’ya kacmış, kızını anneannesine bırakmıştı.
Naci Bey diplomattı. Kızı Yıldız ’ın deyimiyle “Ronesans prensi gibi yetiştirilmiş”ti. Dedesi Bağdat kadısı, babası Galip Bey ise Ayan Meclisi azasıydı.
2. İlk goruşte aşk
Olga ve Ahmet Naci birbirlerine ilk goruşte Âşık oldu. Genc kadın Hyde Park ’ta at bindiğini soyleyince ertesi gun tesadufmuş gibi orada buluştular. Aksi gibi Ahmet Naci, eğitimini bitirmiş, ulkesine donmek uzereydi. Ama bu yıldırım aşkını bırakmak istemiyordu. Bu yuzden Olga ’ya evlilik teklif etti.
Peki bu evlilik nasıl olacaktı? Olga, kocasını savaşta kaybetmişti ve Ahmet Naci, kucuk oğlu Jack ’i kabul eder miydi?
3. Orient Express ile İstanbul ’dalar
Cift, kısa sure sonra Orient Express ’le İstanbul ’daydı. Genc adamın ailesi yabancı biriyle evlenmesinden hoşlanmadı. Londralı Olga, Musluman Nadide olmuş ve nufus memuru da Londralı olamaz diye onu Bandırmalı yapıvermişti ama faydasızdı.
Bir de uzerine hariciyecilerin eşlerinin yabancı olamayacağına dair kanun cıkınca işler sarpa sardı. Lozan ’da İsmet İnonu ’nun ozel kalem mudurlerinden Ahmet Naci, boşanmayı reddetti ve istifayı bastı.
4. Koşkun carşaflara sarılı bebeği
Unlu tiyatrocu Yıldız Kenter işte boyle bir ailede dunyaya gozlerini actı. Camlıca ’daki koşkte butun eşyalar satılmıştı. Hatta bebekken onu saracak bez bile bulamayıp carşafları yırtmışlardı.
Aile fakirlikle boğuşurken babaları, tercumanlık gibi gecici işler yapıp altı cocuğunu gecindirmeye calışıyordu. Ama işini kaybetmek ona cok ağır geldi; kısa sure sonra alkolik olacaktı.
5. “Fakirdik ama mutluyduk”
Kenter yine de cocukluğunu, babasının sarhoşluğunu ve bitmek bilmeyen kavgaları hep iyi hatırladı. O gunleri yıllar sonra bir soyleşisinde şu cumlelerle anlattı:
“İngiliz gávur ana, her daim sarhoş bir baba… Ama sevgi dolu bir aile. Fakirdik ama mutluyduk. Ev, zaten yolgecen hanı gibiydi. Hastaneden cıkartılmış iki cocuklu kadın, sokakta dilenen bir nine, zerzevatcı, Mosyo Doro diye bir kacak Fransız, Cok diye İskoc bir de ustune sokak kedileri, kopekleri… Garip bir aileydik. Etraftan tuhaf bakarlardı.”
6. Alkışın peşinde bir omur
Babası Ziraat Bankası ’nda iş bulunca Ankara ’ya taşındılar. Annesi de hatırlı ailelerin cocuklarına İngilizce ozel dersler veriyordu.
Kenter ’in tiyatroya ilgisi kucuk yaşlarda başlamıştı. 1938 ’de Ankara Halkevi ’nde Nedim Otyam ’ın korosuna gidiyordu. Orada seyirciyle ve alkışla tanıştı. Sonra da omru boyu o alkışın peşinden gitti.
7. Sınıfları atlayarak bitirdi
Annesi konservatuvar hakkında kotu dedikodular işitiyordu. Bu yuzden o ve ağabeyleri tiyatrocu olmasına karşıydı. Ama Kenter babasının teşviki ile kavga dovuş Ankara Devlet Konservatuvarı ’nın sınavlarına girdi ve kazandı.
Carl Ebert, Nurettin Sevin, Mahir Canova, Cahit Kulebi, Sabahattin Ali ve Bedrettin Tuncel gibi isimlerden dersler aldı. Cok hırslı, cok calışkandı. Okulu, sınıfları atlayarak bitirdi. İleride de aynı bolume hoca olacak, aynı azmi oğrencilerinden bekleyecekti.
8. Sahnedeki mubarek gun
12 Aralık 1948 ’de Ankara Devlet Tiyatrosu ’nda Shakespeare ’in ‘Onikinci Gece ’ oyunuyla ilk kez profesyonel olarak sahneye cıktı. O gun Muhsin Ertuğrul Kenter ’e “Yıldız, iki gozum kızım” diyerek şu satırlarla sesleniyordu:
“Bugun senin meslek hayatına ilk adımını attığın mubarek bir gundur. Mubarek diyorum, cunku Shakespeare gibi bir dÂhinin ‘Onikinci Gece ’ kadar guzel bir eserinde baş kadın rolu oynayarak sahneye atılmak, şimdiye kadar cok az bahtiyara nasip olmuştur. Fakat sakın bu başlangıc seni gurura suruklemesin, bilakis daha cok calışmaya ve daimi bir tevazua bağlasın…”
9. Aklı babasında kaldı
Kenter, okuldan sonra Rockefeller bursu kazandı. American Theatre Wing, Neighbourhood Play House ve Actor ’s Studio ’da oyunculuk ve oyunculuk oğretiminde yeni teknikler uzerine calışmalar yapacaktı.
Amerika ’ya gitmeden bir gun once ise evde kavga vardı. Yıldız veda yemeğinde babasının ickili olmasını istememişti. Kavgalı ayrıldılar; aklı babasında kaldı.
10. “Sen bağışlasan da ben yerim kendimi”
Ahmet Naci Bey, cok gecmeden kızına bir mektup yazdı. Baba kızın arası bu mektupla duzelirken Naci Bey ’in satırları şoyle son buluyordu: “…Hayyam ’dan bir dortlukle kapatıyorum yavrum bu bahsi: Neylesem bu benim ic kavgalarımla/ Pişmanlığım, kendi duşmanlığımla/ Sen bağışlasan da, ben yerim kendimi/ Neylesem bu yuz karam, bu utancımla…”
Kenter Amerika ’dayken 61 yaşındaki babası vefat etti.
11. Aile boyu tiyatro
Donuşte Kenter ’i tiyatroyla dolu gunler bekliyordu. Ankara Devlet Konservatuvarı ’nda hocalığa başlayan Kenter, Devlet Tiyatrosu ’nda da 1959 ’a kadar calışacaktı. 1951 ’de tiyatro sanatcısı Nihat Akcan ’la evlenen Kenter, bir sene sonra kızı Leyla ’yı kucağına aldı.
O yıllarda kardeşi Muşfik Kenter de Mahmut ağabeyinin “Senin adam olacağın yok, bari artist ol” lafını dinledi ve ablasının izinden giderek 1955 ’te Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bolumu ’nu bitirdi.
12. Kenterler beraber buyuyor
İki kardeş birbirlerine destek olarak buyudu. Muhsin Ertuğrul, Ankara Devlet Tiyatrosu ’ndan uzaklaştırılınca Kenterler 1959 ’da istifa etti ve İstanbul ’a geldi.
Ertuğrul ile birlikte Karaca Tiyatrosu ’nda sahneledikleri ilk oyunları ‘Salıncakta İki Kişi ’ buyuk başarı kazandı. ‘Col Faresi ’, ‘Ofke ’ gibi oyunlar peş peşe gelirken Şukran Gungor ve Kamran Yuce ile yolları da bu donemde kesişti.
13. Kent Oyuncuları ’nın zengin kadrosu
Kenterler ’in aklında artık kendi tiyatrolarını kurmak vardı. Bir sure sonra Muhsin Ertuğrul ’un ve Muammer Karaca ’nın desteğiyle Site Tiyatrosu ’nu actılar. ‘Site Oyuncuları ’ adını taşıyan toplulukta Sadri Alışık ve Colpan İlhan da yer alıyordu.
‘Site Oyuncuları ’ 1962 ’de ‘Kent Oyuncuları ’ adını aldı. Topluluk gosterilerini Karaca Tiyatrosu ’nda ve Dormen Tiyatrosu ’nda surdururken Tuncel Kurtiz, Erdal Ozyağcılar, Ali Poyrazoğlu, Nisa Serezli, Kemal Sunal gibi isimler ile kadroları epey zengindi.
14. Once arkadaşlık sonra aşk
Kenter, yıllar sonra evlenip 38 yıl birlikte yaşayacağı Şukran Gungor ile tanıştığında henuz 28 yaşındaydı. Gungor ise 30 ’du. İkili uzun sure aynı sahneyi paylaştı, arkadaşlık yaptı.
Yıldız Kenter, “Duzensiz, kaypak bir yaşamdan sonra guveni, huzuru, hoşgoruyu, anlayışı, saygıyı arayan iki insandık. Bizi bunlar yakınlaştırdı. Aşk, sonradan geldi” diye anlatacaktı o gunleri.
15. 38 sene aynı yastığa baş koydular
Cift 1964 ’te birlikte oynadıkları ‘Pembe Kadın ’ oyunundan cıktıktan sonra Teşvikiye ’de bir dost evinde gizlice evlendiler. NikÂhtan sonra ikisi de ailelerinin yanına dondu. Cunku Yıldız Kenter ’in annesi evlenmelerine karşıydı. Kızının ilk evliliğini kast ederek “Bir kere denedin olmadı” diyordu. Ama Nadide Hanım haksız cıkacak, 2002 ’de Gungor pankreas kanserine yenilinceye dek aynı yastığa baş koyacaklardı.
16. Kent Oyuncuları koltuk satarak Harbiye ’de
Kenterler ve Şukran Gungor, 1968 ’de kolları sıvayıp Harbiye ’de, bugune dek yuzlerce oyun sergiledikleri tiyatro binasını yaptılar. Bu bina icin yıllarca emek harcayıp tum paralarını buraya yatırdılar.
Yıllarca neler yapmamışlardı ki? Buyuk turnelerle koşe bucak Anadolu ’yu gezmiş, oyunlarda koltuk satma kampanyaları yapmışlardı. Koltuk satma fikri Talat Halman ’ındı. İlk koltuğu Muhsin Ertuğrul ’a hediye etmişlerdi. İlk koltuk satın alan ise Erol Simavi ’ydi.
17. Dunya sahnesinde bir “Yıldız”
Kenter omru boyunca oğretmekten de oğrenmekten de vazgecmedi. Onun oğrenciliği bir omur boyuydu. ABD ve İngiltere ’de ‘Değişen Eğitim Metotları ’ ve ‘Oyunculuk Metotları ’ uzerine yıllarca calışmalar yaptı.
Usta oyuncu dunya sahnelerinde de izleyicilerle buluştu. Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Yugoslavya ve Kıbrıs ’ta İngilizce ve Turkce oyunlar sergiledi.
18. Filmler ve dizilerle geniş kitlelere ulaştı
Unlu oyuncu 1951 ’de cekilen ‘Vatan İcin ’ filmiyle sinemaya adım attı. 2007 ’de son kez kamera karşısına gectiği ‘Beyaz Melek ’e kadar 18 filmde rol aldı.
1989-1991 doneminde ‘Uğurlugiller ’ ile başlayan TV dizisi kariyeri de 2002 ’de ‘Aşk ve Gurur ’ ve 2005 ’te ‘Saklambac ’ ile devam etti. O, bu sayede sadece sahnede değil, beyazperdede ve beyazcamda da populerdi.
19. Oduller kucak dolusu
Omru boyunca nitelikli tiyatronun ve sanat duzeyi yuksek oyunların peşinde koşan Kenter ’in oyunculuk kariyeri pek cok odulle doluydu. Sinemada; 1964 ’te ‘Ağaclar Ayakta Olur ’, 1966 ’da ‘Pembe Kadın ’ ve 1974 ’te ‘Kızım Ayşe ’ filmleriyle Altın Portakal kazanan Kenter, 1989 ’da da Korsika – Bastia Film Festivali ’nde ‘Hanım ’ filmindeki roluyle en iyi kadın oyuncu odulune layık goruldu.
20. Buyuk kalemlerin buyuk oyunlarını sahneledi
Kenter genc yaşından itibaren Shakespeare, Cehov, Brecht, Ionesco, Tennessee Williams, Arthur Miller gibi pek cok yabancı ustanın yanı sıra Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı, Adalet Ağaoğlu, Gungor Dilmen, Muzaffer İzgu gibi bizden ustaların da oyunlarını sahneledi.
Sanat hayatı boyunca, Afife Tiyatro Odulleri başta olmak uzere, hem Turkiye ’de hem de yurtdışında pek cok odul kazanan Kenter, 1981 ’de “Devlet Sanatcısı” unvanına layık goruldu.
21. “Salatalık ol”
Ankara ve İstanbul Universitesi ’ne bağlı konservatuvarlarda uzun sure hocalık yapan Kenter, oğrenciler arasında hep titizliğiyle ve disipliniyle tanındı. Ozel yetenek sınavlarında verdiği roller şehir efsanesine donuştu. Kimine “Salatalık ol”, kimine “Yoğurt ol” dediği anlatıldı.
Uzun etekli kızların eteklerini kaldırmasını istediği icin eleştirilse de, bu konuda tavrı netti; “Duzgun bacakları gorunce ‘tamam ’ dedim. Cunku bir oyuncu oynarken bedenini de ortaya koyar” diyerek kendini savunacaktı.
22. Hem soyundu hem amuda kalktı
Unlu oyuncu beden terbiyesiyle de hep bir numaraydı. 1995 ’te Refik Erduran ’ın ‘Ramiz ile Julide ’ oyununu sahneleyen Kenter, afiş icin soyunduğunda kıyamet koptu. Bazıları resimdekinin bir mankenin vucudu olduğunu iddia etti. Ama Kenter cok gecmeden bu soylentilere noktayı koyacaktı.
Bitmez tukenmez enerjisi dillere destan oyuncu, 2009 ’da izleyicileri hayrete duşurdu. Eugene Stickland ’ın yazdığı ‘Kralice Lear ’ isimli oyunda sahnede amuda kalktığında 81 yaşındaydı.
Usta tiyatrocu Yıldız Kenter 17 Kasım 2019 ’da 91 yaşında hayata gozlerini yumdu
Yıldız Kenter 16 Kasım ’da hastaneye kaldırıldı. 1 gun sonra ise uzucu haber geldi. Olum sebebi ise henuz kesin olarak bilinmiyor.