
Waldemar Haffkine (Vladimir Khavkin), tıp tarihine bulaşıcı ve insanlar icin olumcul olan hastalıklara karşı icat ettiği aşılarla gecen bir isim. İsyankÂr bir gencliğe sahip olan ve oğrenci hareketlerine her daim omuz vermiş bir Rus bakteriyolog. Bulduğu kolera, veba aşısı sayesinde sayısız insanın hayatını kurtarmış olan bilimcinin hicbir zaman durağan kalmamış hayatına bakacağız.
1. İlk yıllar
Rus bilimci Waldemar Haffkine 15 Mart 1860 yılında Ukrayna ’nın Odessa bolgesinde dunyaya gelir. Az gelirli Yahudi bir ailenin cocuğudur. Babası Yahudi okulunda bir oğretmen olan Haffkine meraklı ve calışkan bir cocukluk gecirir. 1879 ’da liseden mezun olduktan sonra Odessa ’daki Imperial Novorossiysk Universitesi ’nde Matematik ve Fizik Fakultesi ’ne girer. Doğası gereği asi bir kişiliğe sahip olan Haffkine ceşitli oğrenci hareketlerine, protesto ve gosterilere katılmaktan kacınmaz. Oyle ki universitenin ikinci yılında, oğrenci hareketlerinin liderlerinden biri olduğu gerekcesiyle mektepten atılır. Gelgelelim onun ne denli yetenekli ve azimli olduğunu, okuldan atıldığı sıralarda ona destek veren profesor ve akademik kadrolardan rahatca anlayabiliriz.
2. Politik durumlar
Haffkine, siyasî yonu ve eylemleri nedeniyle başını her daim derde sokar. 1882 senesinde askerî mahkeme savcısı olan General Strelnikov ’un cinayetinin hazırlanmasına katıldığı gerekcesiyle tutuklanır, ancak mahkûm edilemez ve serbest bırakılır. Sonraki yıllarda da oğrenci hareketlerine imzalarıyla destek vermeyi surdurur.
3. Pasteur Enstitusu ’ne giriş
Haffkine okuldan atılan meraklı bir bilimci olarak zorluklarla baş etmesini iyi bilir. Atıldığı universite, 1884 ’te doktora tezini dışarıdan bir oğrenci sıfatıyla savunmasına izin verir. Yine de Haffkine icin artık Odessa ’da calışmak guvenliği acısından oldukca zordur. Kendisini seven hocalarından biri olan Ilya Ilyich 1888 senesinde onu Paris ’teki Pasteur Enstitusu ’ne onerir. Onerildiği sırada enstitudeki gorevli kadrosu neredeyse tamdır. Yalnızca kutuphanecilik alanında bir boşluk bulan Haffkine bunu kabul eder ve Pasteur Enstitusu ’nde bir kutuphaneci olarak calışmaya başlar. Bulduğu boş vakitlerde ise kendini bilime ve laboratuvarlarda calışmaya adar.
3. Kolera salgını
Enstitude calıştığı donem dunyanın birkac bolgesinde kolera salgını vardır. Karantina onlemleri, hastalığın yayılmasına hicbir şekilde engel olamaz; zira esaslı bir tedavi bulunamaz. Bunun icin bir aşı gerekir. Haffkine uzun laboratuvar calışmaları neticesinde kolera salgınını onleyeceğini duşunduğu bir aşı bulmayı başarır. Bu aşı, ilkin hayvanlar uzerinde denenmeye başlar. Bu deneyler iyi sonuclar verir vermesine fakat insan vucudundaki sonucları oğrenmek icin daha da ileriyi gitmek gerekir. Haffkine bu amacla, Pasteur Enstitusu ’ne 3 dostunu cağırır. Aşının insandaki etkilerini gormek adına kendisine aşı yapılan ilk kişi Haffkine ’in kendisi olur. Testler son derece olumlu sonuclar vermeye başlar, tarih 18 Haziran 1892 ’dir.
4. Aşının guvenli olduğunu kanıtlama cabası
Haffkine onemli bir buluş yaptığının farkındadır; ancak yine de hayatî bir konu olduğundan herkesin bu aşıya derhal guveneceğini beklemek kuşkusuz ki yersizdir. Ceşitli bilimsel toplantılarda, bulduğu bu aşının guvenli olduğunu ve kullanılışından 6 gun sonra vucuda bir bağışıklık kazandırdığını belirtir. Haffkine ayrıca, kolera salgınlarının Ukrayna ’nın guneyinde, doğduğu topraklardaki Odessa ’da yaygın olduğunun da bilincindedir. O sırada Ukrayna Rusya ’nın bir parcası olduğundan, Haffkine aşıyı Oldenburg Prensi ’ne kullanmayı teklif eder. Prense mektup aracılığıyla yapılan bu teklifin altında donemin buyuk bilimcisi, kuduz aşısının mucidi Pasteur ’un de imzası bulunur. Tum bu olumlu gelişmelere karşın, Haffkine gencliğindeki kotu şohreti dolayısıyla yeterince guven kazanamaz.
5. Aşının ilk denendiği yer: Hindistan
Tum ret cevaplarına karşın, İngiliz hukumeti o donem kolonisi olan Hindistan ’da aşının denenmesine izin verir; zira bu bulaşıcı hastalık her gecen gun yayılmakta ve guclu devletleri de tehdit etmektedir. Hindistan ceşitli coğrafî ve toplumsal nedenlerle koleranın yaygın olarak gorulduğu bir bolgededir. Oyle ki bugun hala Afrika, Latin Amerika ve Guneydoğu Asya ’da kolera olumcul olarak gorulur. Her yıl 3 ila 5 milyon hastadan 100 – 200 bin kişi bu nedenle olmektedir.
6. Kalkuta ’da ilk aşı deneyleri
Haffkine en nihayetinde mucidi olduğu aşıyı kullanmak icin bir fırsat yakalar. Hindistan ’daki Kalkuta ’ya gider ve burada bir laboratuvarı olan İngiliz doktor William Simpson da, bilim yuvasını Haffkine icin acar. Haffkine bu laboratuvarda kolera aşısını imal eder ve aşıya inanan 4 Hintli doktorla beraber Kalkuta yakınlarındaki bir koye gider. Koy halkı kolera salgınını durduracaklarını soyleyen bu doktorlara inanmaz; cunku bu hastalığın ve olumun aşkın bir varlıktan kaynaklandığını ve buna mudahale edilmeyeceğini soyler. Oyle ki kendilerini ikna etmeye calışan doktorları da taşa tutarlar. Haffkine icin işte bu an bir kırılma noktasıdır: kacmak yerine orada durur ve aşıyı kendi uzerine dener. Koyluler ne olup bittiği anlayamazlar ve sonucunda 116 kişi kendilerine aşı yapılmasına izin verirler. Hicbiri de aşıdan dolayı bir hastalık, zayıflık belirtisi gostermez. Haberin hızla yayılmasının ardından, Haffkine ’e verilen o kucuk laboratuvar, kendilerine aşı yapılmasını isteyenler tarafından defalarca davet alır. Bu surec iki bucuk yılda 42 bin kişiye aşı yapılması şeklinde sonuclanır. Koleradan kaynaklı olumler de 10 kat azalır. Bilmekte fayda var; Haffkine tarafından icat edilen bu aşı geliştirilir ve gunumuzde hala –ozellikle multeci kamplarında- kullanılır.
7. Yeni bir icat: veba aşısı
Haffkine ’in başarısı kendisini yenilemesine, geliştirmesine engel değildir. 1897 ’de aynı bolgede veba aşısı uzerine calışmalar yapar ve aşıyı yine ilk once kendi uzerinde dener. Bombay ’da bir veba onleme laboratuvarı kurar. Bu laboratuvar 1925 ’ten beri ‘ ’Haffkine ’in Mahatma Enstitusu ’ ’ adıyla anılır. Bilmemiz gerekiyor ki; Gandi ’ye verilen bir lakap olarak da bildiğimiz ”Mahatma” Hindistan ’da saygın birine verilen bir isimdir. 20. yuzyıla birkac yıl kala tum olayları duyan Avrupa da kayıtsız kalamaz, Hindistan ’daki bu gelişmelerle ilgilenmeye başlar. Ayrıca Rus doktorlar da Bombay ’a gelerek bu olayı yerinde incelerler.
8. Talihsizlikler
Zamanla Haffkine dışında da aşıyı uretmeye başlayanlar peyda olurlar. Bu surecte; yapılan 82 bin aşının onemli bir bolumu Haffkine tarafından kontrol edilemez. Koylerden birinde, aşıdan sonra olen birkac kişinin duyulması da işleri biraz tersine cevirir. Bu olumler nedeniyle Haffkine suclanır. Onun icadı olan veba aşısı 1909 ’a kadar Hindistan ’da 8 milyona yakın kişiye yapılır. Hindistan ’da calışmayı surduren bilimci burada toplam 18 yıl kaldıktan sonra Birinci Dunya Savaşı ’nda İngiltere askerî departmanındaki ordunun aşılarını denetlemeye gider. Hayatının son donemlerinde kendini hayır işlerine vermiş olan Haffkine, 26 Ekim 1930 yılında İsvicre Lozan ’da hayata gozlerini yumar.
Kaynak: 1