
Kellik tarih boyunca hicbir toplumun kolay kolay kabullenemediği bir durum. Oyle ki konuyu ciddi bir sorun olarak ele alıp cozum onerileri olarak sunulmuş bircok yontemle karşılaşabiliriz.
Peki kellik sanıldığının aksine bir avantaj sağlıyorsa? Daha acık bir ifadeyle, ya kel bireylerin sacı uzun olanlar karşısında bir takım artıları varsa? Orneğin daha zekilerse, daha gizemlilerse ve daha seksi kabul ediliyorlarsa? Sac ekim merkezlerinin işini zorlaştıran bazı araştırma sonucları var artık.
Bilimsel bakışa gore kelliğin sebepleri
Testesteron hormonunun aktif versiyonu olarak tanımlanan dihidrotestosteron (DHT) olarak acıklanan metobolitinin vucuttaki eksikli kelliğe yol acar. Bilim boyle buyuruyor. Bu eksiklik sacın icinde buyuduğu yuva olarak tanımlanabilecek folikullerin kuculmesine neden olur. Dolayısıyla saclarda farklı yaş aralıklarında seyrelmeler başlar ve sonunda da kelleşme meydana gelir.
Bu durum kalıtsal olabilir. Bunun anlamı ebeveynin cocuğun ilerdeki muhtemel kelliğinde rol oynayabileceği. Cunku kelliğe neden olan folikul hassasiyetinin anneden cocuğa gectiğine dair bulguların gecmiş senelerde tespit edildiğini biliyoruz.
Otuz yaş genellikle eşik oluyor
Farklı aralıklarda seyrekleşen saclar gun gectikce Turkiye ’deki ormanlar gibi sessizce kayboluyor ve 30 yaşına gelindiğinde erkeklerin yuzde 25-30 ’unun sacları ya tamamen dokulmuş oluyor ya da cok seyrek bir sac duzeni ortaya cıkıyor. Bu oran 50 ’li yaşlarda ortalama yuzde 85 ’e dek varabiliyor.
Pennysylvania Universitesi tarafından yapılan bir araştırma ise bu meselenin nedenlerini inceliyor.
Calışmada, 3 ayrı gruba bazı erkeklerin fotoğrafları gosterildi ve fotoğraftaki kişileri baskınlık, oz guven ve cekicilik gibi kıstaslar uzerinden değerlendirmeleri istendi. Sonuc; kel adamlar bu konularda biz saclı adamları solda sıfır bıraktı.
Bilim insanlarına gore kellik gizem yaratan bir algının sebebi. Yani kel olan kişilerle iletişim kuranlar bu konuda bir avantajdan bahsediyorlar. Onlara gore keller, baskın karakterler ve gizemli oldukları kadar cekici birer profil koyuyorlar ortaya.
Yarım yamalak değil, tamamen kel olmak gerek
Yine benzer araştırma sonuclarına gore bu saydığımız avantajlara sahip olan kellerin başlarında hic sac yok. Cunku kısmi kellik kişiyi zayıf gosteren bir etken oluyormuş. Seyrek falan olmuyor yani. Tamamen kelsen şanslısın yoksa gucsuzsun.
Kelliğin Pr ’ı
Son yıllarda yapılan araştırmaların ardından işin magazinsel boyutu olduğunu da gormeye başladık. Kelliğin bir aforoz sebebi olmadığının belirtilmesiyle birlikte erkek konularında yayın yapan medya kuruluşlarının haberlerinde kel yıldızlar one cıkartılır oldu. Bir anda hepimiz tanıdığımız kellere; “Sen neymişsin be abi?” turevinde saygı alayla karışık saygı cumleleri kullanır olduk.
Kellerle ilgili uluslar arasında uygulanan bir olumlama, bir halkla ilişkiler faaliyeti goze carpar oldu. Populer keller dergi ve gazeteler yer alırken bunun ulkemize yansıtılmaması mumkun değildi ve saclı erkekler olarak bir dizi araştırmaların takipcisi oluverdik.
Not: Johnny Sins ’e bir halkla ilişkiler uygulanması soz konusu olmasın isterdik ama adam viraller uzerinden populer oldu bile.
Tarih boyunca kellik “tarih olsun” istendi
Kellik konusunda son yıllardaki bu olumlu havayı keller hak ediyor. Cunku kellik cadılık kadar olmasa da toplumda her donem cozum uretilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak değerlendiriliyordu. Orneğin Vikingler ’in kelliği engellemek icin kaz dışkısıyla haşır neşir olduğunu soyluyor tarih bize. Bu tek ornek değil. Tıbbın babası Hipokrat, guvercin dışkısına turp, kimyon, ve ısırgan otu katılmasıyla oluşturulan bir recete sunuyor.
Antik Mısır ’da yağ ve bala karıştırılan yanmış kirpi dikeni ve tırnağı kellik ilacı olarak kullanılmış. Hatta Kleopatra ’nın, Sezar ’ın kelliğine karşı oğutulmuş fare, at dişi ve ayı yağı karışımından oluşan bir merhemi icat ettiği belirtilir.
Ne cektin be Sezar?