Hyaluronik asit, bağlayıcı ozelliği bulunan bir polimer ceşidi olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda yoğun nemlendirici etkisiyle cilt sağlığının yapı taşlarından biri olduğunu da soylemeliyiz. Vucudumuzda doğal şekilde bulunan hyaluronik asit, dışarıdan takviye şeklinde de alınmakta. Ustelik belli bir yaştan sonra alınması gerektiğini de hatırlatalım. Bunun nedeni yaş ilerledikce vucuttaki hyaluronik asit uretiminin yavaşlaması ve var olan asit miktarının da zamanla azalıyor olması. Bu noktada cilt yumuşak ve elastik dokusuna veda ediyor. Hyaluronik asit gunumuzde bircok kozmetik urunun icerisinde yer alıyor. Coğu yerde hyaluronik asit serumu ve bu asit turunu iceren nemlendiriciler, kremler ve makyaj urunleri ile karşılaşabilirsiniz. Ustelik hyaluronik asidin bir tur gıda takviyesi olarak da kullanılabildiğini hatırlatmak isteriz.
Yaşlanma belirtilerine karşı savaş acan ve cilt bakım rutininiz icinde yerini almaya hazır olan hyaluronik asit son zamanlarda adından sıkca bahsettiren urunlerden biri. Ozel molekuler yapısı sayesinde cildin nem ihtiyacını karşılıyor. Su tutabilme potansiyeli sayesinde de tercih sebebi. Bu bileşen, tum cilt tiplerine uygun olmasıyla da goze carpıyor. Duzenli olarak kullanılan hyaluronik asit icerikleri, yarattığı etki sayesinde ciltte pozitif anlamda inanılmaz geri donuşler sağlıyor.
Son zamanların en cok tercih edilen cilt bakım iceriklerinden biri olan retinol hakkında merak ettiklerinizi Daha Genc Gorunen Bir Cilt İcin: Retinol Nedir, Nasıl Kullanır? iceriğimizde bulabilirsiniz.
[h=2]Hyaluronik asit nedir?[/h] Hyaluronik asit cildin nemli kalmasına yardımcı bir madde. Cilt bakımının en temel adımı olarak kabul edilen nemi tende yoğun miktarda tutabilen hyaluronik asit aynı zamanda bir ceşit polimer. Bu bileşen aslında vucudumuzda bulunuyor. Ancak kemiklerin rahat bir şekilde hareket etmesini sağlayan ve cilt dokusu icinde bulunan bu doğal asidin uretimi ise zaman icerisinde azalma gosteriyor. Hyaluronik asit uretiminin zaman icinde azalmasıyla ciltte yaşlanma belirtileri kendini gostermeye başlıyor. İşte tam da bu noktadan sonra hyaluronik asit iceren urunler sıklıkla tercih sebebi haline geliyor.
Hyaluronik asidin onu cilt icin vazgecilmez hale getiren cok onemli bir ozelliği var. Bu polimer kendi ağırlığının tam olarak 1000 katı kadar su molekulunu tek seferde taşıyabilme kabiliyetine sahip. Bu, hucre duzeyinde kıyaslandığında inanılmaz bir rakam olarak karşımıza cıkıyor. Bu şahane polimer su molekullerini kendi uzerine cekiyor. Bunyesinde tuttuğu bu molekulleri hucrelere taşıyarak cildin nemlenmesini sağlıyor. Bu asidin bizi en cok ilgilendiren işlevi ise cilt ile ilgili kısmı. Vucudumuzu nazikce cevreleyen, koruyan, ısı ve nem kaybetmemizi engelleyen cildimizin en onemli ihtiyacı nem. Bu işlevlerin en iyi şekilde gercekleşmesi, yaşlanma etkilerinin geciktirilmesi, kırışıklıkların azalması ve guneşe karşı iyi derecede korunmada en etkili noktayı yine nem oluşturuyor. Hyaluronik asit ise ultra nemlendirici ozelliğiyle cildimize adeta ferah bir bariyer gorevi sunuyor.
[h=2]Faydaları nelerdir? [/h] Vucudumuzun yaşam kaynağı su. Hyaluronik asit de bu kaynağın taşıyıcı gorevini gorduğu icin hayati bir değer taşıyor. Suyu bunyesinde tutan ve tum hucrelere taşıyan bu polimer cilt sağlığının yapı taşlarından biri. Eklemlerin icerisinde bulunan sıvı miktarının korunmasını sağladığı icin hareket sistemi icin de onem taşıyor. Bu asit aynı zamanda kuru eklemlerde gorulen surtunme kaynaklı sorunların tedavisinde de tercih edilmekte. Ayrıca bazı işlemlerde enjekte yontemiyle eklem icine direkt asit takviyesi de yapılabiliyor. Hyaluronik asidin tedavi amaclı kullanıldığı başka alanlar da bulunuyor. Eklem sorunlarının devamında fark edilen kronik yorgunluk ve kas ağrıları icin uzmanlar hyaluronik asit takviyesi alınmasını tavsiye edebiliyor. Reflu benzeri mide sorunlarında da oral yolla alınan asit takviyesi hastanın iyileşmesine katkı sağlıyor. Tabii bu gibi durumlarda doktor kontrolu sonrasında kullanılması gerektiğini hatırlatalım.
Goz pınarlarında kuruluk olan ya da sık lens kullanımı nedeniyle goz yuzeyinde surtunmeden kaynaklı nemsizlik problemi yaşayan kişilere de uzmanlar tarafından hyaluronik asit damlası oneriliyor. Bu asidin yaşlanma geciktirici ve nemlendirici urunlerin ana maddesi olduğunu da not duşelim. Kuru ciltlerin ihtiyac duyduğu nemi geri kazanabilmesi icin doğru ve duzenli kullanımı onem arz ediyor. Duzenli kullanım sonrası ise cildin cok daha esnek olması fark edilir bir hal alıyor. Bu asidin mucizevi etkilerini kısaca ozetlemek gerekirse: Cildin canlılığını ve doğallığını korumasına yardımcı olur. Sivilce izlerinin yok olmasında oldukca etkili bir rol oynar. Sivilce oluşumunu ciddi derecede onler. Yuksek su tutma ozelliğiyle kuru ciltlerin parlak ve taze gorunmesine destek olur. Cildi serbest radikallere karşı koruyan antioksidan bir yapıya sahip olduğunu da hatırlatmak isteriz. Bunun yanı sıra cildin elastikiyetini korumasına yardımcı olur. Antibakteriyel olması nedeniyle de yaraların iyileşmesini hızlandırır. Son olarak kolajen liflerin oluşmasını ve korunmasını sağladığını da eklemek isteriz.
[h=2]Nasıl uygulanır?[/h] Bu asit turu aslında belirli bir yaştan sonra coğu kişinin kullanması gereken onemli bir cilt maddesi. Ozellikle yaşlanma belirtilerini azaltmak isteyen, akne sorunu yaşayan ya da aşırı kuru bir cilt tipine sahip olan kişiler icin oldukca onem arz ediyor. Bu cok amaclı nemlendirici gun boyu dolgun bir cilde sahip olmak isteyenler icin bir mucize. Bu kıymetli nem desteğini cilde uygulamak icin kullanılabilecek urunlerin başında ise asit ampul ceşitlerinin yanı sıra kremler, maskeler, tonikler ve serumlar gelmekte. Kozmetik sektorunde yaygın olarak tercih edilen hyaluronik asit, başlı başına ve diğer bircok urunun iceriğinde destekleyici bileşen olarak, nemlendirme ve nem tutma ozelliği sebebiyle sıklıkla tercih edilmekte. Hyaluronik asit iceren urunlerin serum, maske, krem gibi farklı formlarda olabileceğine değinmiştik. Dudak bakım kremleri, yuz yıkama urunleri ve guneş koruyucu kremler de hyaluronik asit icerebilir. Nem desteğini sağlayan tum serum ve krem iceriklerinde genellikle bulunur. Kozmetik sektoru icin onem arz eden bu asit, medikal estetik uygulamalarının da vazgecilmezleri arasında yer alır.
Coğu cilt bakım uygulamasında solusyon, serum formunda yuksek kaliteli, ozel uretim hyaluronik asit ve bu asidi iceren urunler, cilt yuzeyine uygulanmakta. Hyaluronik asidin bir başka onemli kullanım alanı da estetik dolgu uygulamasıdır. Gecici sureli dolgu işlemi olarak dudaklarda, kırışıklıklarda, goz altında ve burun dolgusunda tercih edilir. Hyaluronik asit secerken ya da bu asidi iceren bir urun almaya karar verdiğinizde, ilk yapılması gereken urun iceriğine dikkat etmektir. Alacağınız urunde cildinize zararlı, cilt tipinize uyum sağlamayan bir bileşenin olup olmadığını kontrol etmenizde fayda var. Piyasadaki basit kozmetik urunlerin coğunda HA formunda hyaluronik asit bulunmakta. Sodyum hyaluronate, hidrolize edilmiş sodyum hyaluronate karşınıza cıkabilecek diğer asit turleri olarak listelenebilir. C vitamini, B3 vitamini gibi ceşitli vitaminlerle birleştirilmiş hyaluronik asitler icerik olarak daha soft urunler olduğu icin ozellikle hassas ciltlerin kullanımı icin uygun olabilir. Bu asidin kullanımı da tum diğer cilt bakım urunleri gibi kişiden kişiye değişiklik gosterebilir.
[h=2]Bonus: Hyaluronik asit hangi besinlerde bulunur?[/h] Peki vucudumuzun nem ihtiyacı icin mucizevi bir etkiye sahip olan hyaluronik asit hangi besinlerde bulunur? Aslında bu acıdan ultra zengin pek cok besin bulunmakta. Bu besinlerden duzenli olarak tuketerek bu faydalı molekulun vucudunuzda doğal olarak artmasını sağlayabilirsiniz. Sırasıyla hangi urunlerde bulunduğuna goz atalım. Hayvansal urunler kategorisinde yuksek bağ dokusu ve kolajen iceren tavuk, et suyu ve kırmızı eti listeleyebiliriz. Soya urunleri kategorisinde fermente soya sutu benzeri icecekler ve soyalı besinlerden soz edebiliriz. Meyvelerde c vitamini acısından zengin limon, portakal, greyfurt, yaban mersini, kivi, mango ve uzum listelenebilir. Son olarak sebzelerde ise, asit sentezinde onemli bir rol ustlenen ve magnezyum iceren ıspanak, marul, kuşkonmaz, bruksel lahanası, karnabahar, brokoli ve yeşil fasulye asit acısından zenginlik barındır.
Kaynak: 1 2