* Bu yazı ilk bakışta gorunen, gorunmeyen Ahmet Kaya şarkıları ile suslu. Keşfedin, tıklayın, dinleyin…
Onun şarkılarını, turkulerini goğsumuzu şişirip ağzımızı doldurarak soyledik hep. Cunku isyanı mırıl mırıl değil, gumbur gumburdu. Ahmet Kaya 43 senesine 20 album 200 civarında şarkı sığdırdı. Ofkesi de, coşkusu da, uzuntusu de gercekti. Belki de bu yuzden Turkiye ’de her kesimden dinleyicisi oldu. Şarkıları hep icimize dokundu. Ama kimselere yaranamadı. Zaten yaranma peşinde de değildi…
15 gunde bağlama calmayı oğrendi
Ahmet Kaya 28 Ekim 1957 ’de Malatya ’da doğdu. Beş kardeşin en kucuğuydu. Babası Mahmut, Sumerbank ’ta işciydi, Annesi Zekiye ise ev hanımıydı. Adıyaman ’dan Malatya ’ya gocmuşlerdi.
Muzikle altı yaşında, doğum gununde babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. Kulağı muziğe yatkındı, 15 gunde calmayı oğrendi.
Calışanlar Bayramı ’nda sahnedeydi
Sahneye ilk kez dokuz yaşında, o donemde 1 Mayıs İşci Bayramı ’nın yerine kutlanan 24 Temmuz 1966 ’da Calışanlar Bayramı ’nda cıktı.
Cocukken okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dukkÂnda calışıyordu. 1972 ’de babası emekli olunca, İstanbul ’a goctuler ve Kocamustafapaşa ’ya yerleştiler. Kaya okulu bırakmak zorunda kaldı.
Bir turlu “onlar” gibi olamıyor
İstanbul ’da ilk defa denizi gordu, bir de hayatın cetin koşullarını. Artık işportacılık ve cıraklık yapıyor, bir yandan da buyukşehre uyum sağlamaya calışıyordu. Ama bu oyle kolay değildi.
Yıllar sonra o gunleri şoyle anlatacaktı: “Onlar gibi konuşmaya calışıyordum. Mesela terziye gidip onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptığı pantolonların uzerime uymadığını goruyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu.”
“Bağlama boyle de calınır”
Mısır Carşısı ’nın arkasında seyyar satıcılık yaptığı gunlerde devrimci ağabeyleri sayesinde Halk Bilimleri Derneği ’ni oğrendi. Artık bir ayağı dernekteydi. Orada bağlama calıyor ve politik olarak bilincleniyordu.
Derneğin bir etkinliğinde Ruhi Su ile tanıştı ve ustadın Mahsus Mahal turkusunu soyledi. Su, kendi kendine bağlama calmayı oğrenen bu genci biraz hırcın bulmuştu. “Bağlama boyle calınmaz” dedi. Kaya bunu aklında tuttu.
İlk konserinin ismi “Bağlama Boyle de Calınır” olacaktı.
Ciğdem ’e Ağlama Bebeğim 1977 ’de NÂzım Hikmet Anma Gecesi ’nde yaptığı bir konuşmadan oturu Sağmalcılar Cezaevi ’nde 5 ay hapis yattı. Cezaevi cıkışında Gelibolu ’da askerlik yaptı. Defalarca firar edince careyi orduevinde bağlama caldırmakta buldular.
Askerlik donuşu 1979 ’da dernekten Emine Başa ’yla evlendi. 1982 ’de kızı Ciğdem kucaklarındaydı. Ustelik babasının kulağına fısıldadığı Ağlama Bebeğim şarkısıyla. Bu şarkı uc sene sonra yayımlanan ilk albumune de ismini verecekti.
Zor yıllarda ilk album
1980 ’ler zor yıllardı, gecmiyordu gunler. 12 Eylul Askeri Darbesi doneminde Kaya yine cezaevine girdi. Babası vefat etti ve kızları henuz birkac aylıkken eşi tarafından terk edildi. Ekonomik olarak da sıkıntı icindeydi.
“İş yok, sokaklarda ac geziyoruz, terk edildim, bebeğim bana gosterilmiyor, tum arkadaşlarım da zaten icerde. Şarkılarımı soyler, arkadaşlarımın yanına giderim…” diye duşunurken ilk albumunu yayımladı.
“Komunizmi mi kast ettin?”
Albumde “Cok uzakta oyle bir yer var / o yerlerde mutluluklar / boluşulmeye hazır bir hayat var” derken acaba komunizmi mi kast etmişti. Kaset yayımlandığı sene toplatıldı ama Danıştay kararı bozdu. Hatta bu haberi gazete ilanıyla duyurdular ve bu duyuru uzerine album satışları yukseldi.
“Ozgun muzik” dendi Aynı sene ikinci album Acılara Tutunmak yayımlandı. Artık muziğine yeni bir isim aranıyordu. Sonunda “ozgun muzik”te karar kılındı. Yeni albumun adresi de birinci albumunki gibi Değişim Studyosu ’ydu. Studyonun sahibi Selda Bağcan ’ın kardeşi Sezer Bağcan ’dı ve o sırada cezaevindeydi.
Selda Bağcan da darbeden kısa sure once hapis yatmıştı. Cezaevinde Gulten Hayaloğlu ile dostluk kumuştu. Hayaloğlu hapisten cıkınca, studyoda calışmaya başladı.
İdam mahkûmu Celik ’in dizelerinden Album vesilesiyle tanışan Kaya ile Hayaloğlu kısa surede birbirlerine Âşık oldu ve evlendi. O gunlerde Gulten hapishaneden tanıdığı bir idam mahkûmunun, Nevzat Celik ’in, annesine yazdığı şiiri kocasına gosterdi.
Kaya “Bir sabah anne bir sabah / acını supurmek icin actığında kapını…” dizelerine nasıl kayıtsız kalabilirdi ki? Şafak Turkusu, 1986 ’da yayımlanan ucuncu albume de adını verecekti.
“An Gelir” Kaya mutlu olur 1987 Kaya cifti icin guzel bir yıl oldu. Attil İlhan ’ın şiirinden adını alan yeni album An Gelir cok satanlar listesinde ilk sıradaydı. Aynı sene kızları Melis dunyaya geldi. O yıl bir de işbirliğine gebeydi.
Gulten ’in şair ağabeyi Yusuf Hayaloğlu kardeşinin ve Kaya ’nın ısrarlarına dayanamadı. Bir gun Tarabya ’da yemekteyken ilk şarkı sozu denemesini Kaya ile paylaştı. Kaya o akşam Hani Benim Gencliğim besteledi. Yıl sonunda Yorgun Demokrat raflardaydı.
“Başkaldırmayayım da…” 1988 ’de once iki şarkının soz yazarlığını Hayaloğlu ’nun yaptığı ve diğer sozleri tanınmış şiirlerden oluşan Başkaldırıyorum cıktı. Gazeteciler soruyordu: “Devlete mi başkaldırıyorsun?” Kaya “Başkaldırmayayım da kıc mı kaldırayım” diyordu.
Aynı sene sadece bağlama ve vokal ile oluşturduğu konserlerinden derleme Resitaller-1 ve sozlerinin buyuk coğunluğunu Hayaloğlu ’nun yazdığı İyimser Bir Gul cıktı.
Can Yucel ’in sidikli kontesine 1990 ’lar Kaya icin uretken yıllardı. 1990 ’da Resitaller-2 ve Sevgi Duvarı albumlerini cıkardı. Can Yucel ’in o unlu şiiri, albume de adını vermişti.
Aynı sene Tatar Ramazan ve 1992 ’de Tatar Ramazan Surgunde filmlerinin muziklerini de yaptı. 1991 ’de Başım Belada, 1992 ’de Dokunma Yanarsın, 1993 ’te ise Tedirgin albumleri raflardaydı.
1 Mayıs ’ta Kuba ’da
Bu sıkışık tempoya bir de Kuba gezisi sığdırdı Kaya. 1993 ’te 1 Mayıs ’ı sevdikleriyle Kuba ’da kutladı. Orada pek cok sanatcıyla tanıştı ve donuşte Kuba ’nın unlu Tropicana grubundan bir ekibi Turkiye ’ye cağırdı. Birlikte, Kubalı cocuklar icin bir turne yaptılar. Grubu rakı icirerek yozlaştırdığını soyleyenlere “Onlar zaten devrimi yapmış” diye yanıt veriyordu.
2 milyon 800 bin bandrolle piyasada Doğu ’da tum hararetiyle bir savaş yaşanırken Kaya artık yuzunu dağlara cevirmişti. Ama bu, pek kolay değildi. 1994 ’te Şarkılarım Dağlara albumu basılan 2 milyon 800 bin bandrolle rekor kırsa da, albumu ve konserleri yasaklandı.
Albumdeki Ozgur Cağrı şarkısında gecen “Abin bir gun dağdan doner, sarılırsın yavrucağım” sozleri birilerinin hoşuna gitmemişti.
Şarkılarım Dağlara efsaneleri doğurdu
Kaya yapmıştı yine yapacağını. Bu albumden bugune sozleri Gulten Kaya ’ya ait Ağladıkca, Attil İlhan ’ın Cinayet Saati, Zeynep Talu ’nun Yeter ’i, Kaya ’nın sozleri kendine ait Mavinin Turkusu, Kum Gibi ve Yalan da Olsa gibi efsane şarkılar kaldı.
Cumartesi Anneleri ’nin, oğrencilerin, işcilerin yanında 1995 ’te Turkiye Cumartesi Anneleri ’yle tanıştı. Cumartesi gunleri Beyoğlu ’nda Galatasaray Lisesi ’nin onundeydiler. Ellerinde kayıplarının fotoğrafları ile yakınlarının akıbetini oğrenmek istiyor; sık sık engelleniyor, darp ediliyor, gozaltına alınıyorlardı. Kaya aynı sene albume de adını veren Beni Bul Anne ile seslendi onlara.
O yıllar boyleydi onun icin. Yargılanıyor, oğrenci eylemlerine, işci grevlerine, mahkûm yakınlarına destek icin koşturuyordu.
Kendi studyosunda Dosta Duşmana Karşı 1996 ’da Yıldızlar ve Yakamoz eski ve yeni besteleri buluşturmuştu. Yıldızlar, Kaya ’nın daha once soylediği beğenilen şarkıları, Yakamoz ise yeni şarkısıydı.
İki sene sonra Dosta Duşmana Karşı albumunu GAK (Gulten Ahmet Kaya) adını verdikleri studyolarında kaydettiler. Giderim, Adı Yılmaz, Fosso Necdat, Korkarım gibi şarkılar sayesinde Kaya ’nın sağlığında cıkardığı bu son albumu de klasikleşecekti.
Odul toreninde başlayan cadı avı Kaya 10 Şubat 1999 ’da Magazin Gazetecileri Derneği ’nin yılın en iyi sanatcısı odulunu aldı. Torendeki konuşmasında Kurtce şarkı soyleyeceğinden bahsedince kıyamet koptu. O andan itibaren cadı avı başladı. Once davetlilerin bir kısmı marşlar soyleyip Kaya ’ya catal, bıcak fırlattı. Daha sonra sanatcı, eşi Gulten Kaya ile birlikte torenden apar topar ayrılmak zorunda bırakıldı.
Medya eliyle karalama kampanyası
Basın ve donemin koşe yazarları vakit gecirmeden Kaya hakkında bir karalama kampanyası başlattı. Gazetelerin manşetlerinden hedef gosteriliyor, hakkında asılsız haberler yapılıyor, kendisine gozdağı veriliyordu.
3 yıl 9 ay hapis ve surgun zamanı
Elbette bu kadarla kalmadı. Kaya ’nın daha onceleri her fırsatta verdiği birleştirici mesajlar unutulmuştu. Uydurma fotoğraflar, yalan haberler iddianameleri susluyordu.
Cok gecmeden İstanbul Devlet Guvenlik Mahkemesi ’nde acılan iki davada Kaya ’nın 10,5 yıl ağır hapsi istendi. Sanatcı 16 Haziran 1999 ’da Paris ’e gitti. Yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına carptırıldı. Sırada surgun gunleri vardı.
30 bin seveni uğurladı
Ahmet Kaya, yeni albumu Hoşcakalın Gozum ’un kayıtlarıyla uğraşırken artık dayanamıyordu. Derdini anlatmak icin basın toplantısı duzenledi, ceşitli gazetecilerle soyleşiler yaptı. Tek isteği doğru anlaşılmaktı. Ama bir turlu olmuyordu. Ulkesinden, ailesinden, arkadaşlarından uzak kalmak onun icin cok ağırdı.
Kaya bu surgune daha fazla dayanamadı ve 16 Kasım 2000 ’de bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bir gun sonra uzerinde 30 binden fazla seveninin katıldığı torenle Paris ’in Peré Lachaise Mezarlığı ’na defnedildi.
Olumunden sonra dort album 2001 ’den itibaren, linc edildiği torende bahsettiği Kurtce Karwan (Kervan) şarkısının bulunduğu Hoşcakalın Gozum, Biraz da Sen Ağla, Kalsın Benim Davam ve Gozlerim Bin Yaşında adlarında dort albumu daha yayınlandı.
47 sanatcı onun icin soyledi
2002 ’de 20 unlu şarkıcı onun şarkılarını soylemek icin studyodaydı. Dinle Sevgili Ulkem isimli bir album yapıldı. Suavi, Nazan Oncel, Feridun Duzağac, Agirê Jîyan, Yavuz Bingol ve daha pek cok isim Kaya ’nın şarkılarını okudu. 2014 ’te ise ikinci saygı albumu “…bir eksiğiz” 3 Mart ’ta raflardaydı. Zuhal Olcay, Gripin & Kucuk İskender ve Sezen Aksu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 27 sanatcı onun şarkılarını yorumladı.