Rock tarihinden gelmiş gecmiş tum solistleri şoyle bir hatırlamaya calışın. Aklınıza ilk hucum eden goruntulerin bazıları sanıyoruz Elvis, Lennon, Dylan, Jim Morrison, Freddie, Cobain… Ve sayamadıklarımızla birlikte diğerleri. Rock muziğin başlangıcıyla birlikte zirve yaptığı yılları ele aldığımızda boylesine uzun bir sure muzikle ic ice olup her donemde toplumun her kesimine ilham kaynağı olabilmiş pek az sanatcı vardır. Ve belki de Elvis ’ten sonra bu en buyuk kaynaklardan biri Mick Jagger ’dır diyebiliriz. Rolling Stones ’in karşı konulmaz dudaklara ve yerinde duramayan kalcalara sahip ‘frontman ’i: Mick Jagger.
60 ’larda, İngilizlerin -elbette ki- Beatles ve diğer muzisyenleriyle iyiden iyiye şekil verdiği blues ve rock muzik dunyasında Jagger, garip ve kıvrımlı dans figurleriyle bir gosteri adamı olarak dikkatleri uzerine toplamayı cabuk başardı. Alışkın olunmayan bu durum bir yana, kesinlikle donemin Afroamerikan solistlerin seksiliğine sahipti ve vokali icin, kulaklara siyahi, ancak yine de İngilizvari; melankoli hakimiyetinde somurtkan ve hızlı parcalara eşlik ederken ateşli ve azgın geldiğini soyleyebiliriz.
Rolling Stones ile olan muzik yaşamının yanında solo calışmaları da olan Mick Jagger, yıldızının muzikte olduğu kadar parlamadığı sinema bolumunde de hem oyuncu hem de yapımcı olarak gorev aldı. Yarım asırdan fazla bir suredir dunyayı etkilemeyi başarmış ve basit bir ongoruyle daha da devam edecek olan Mick Jagger ’ın nice listeler cıkarabileceğimiz hayatına, yaptığımız mutevazı bir listeyle goz atıyoruz.
Şimdi ’Sympathy For The Devil ’ acmanın tam sırası…
“Ben, yalnızca şarkı soylemeyi seven o cocuklardan biriydim.”
26 Temmuz 1943 ’te Dartford, İngiltere ’de doğan Michael Phillip Jagger, cocukluk yılları icin şoyle demiştir: “Cocukken hep şarkı soyledim. Ben, yalnızca şarkı soylemeyi seven o cocuklardan biriydim.” Gercekten de seviyordu ve oyle yalnızca ayna karşısında yalnızken ya da banyodayken de değil. Kilise korosunda olmasının yanı sıra bunu, radyo dinlemeye ve sevdiği şarkıcıları televizyonda izlemeye bayılarak gosteriyordu. Lise cağında, Amerikan blues muzisyenleri Muddy Waters ve Howlin ’ Wolf ’un plaklarını topluyordu.
Muziği tam anlamıyla değiştirecek Rolling Stones ’i kuracağı arkadaşıyla 1950 ’de ilkokulda aynı sınıftaydı. İleride tarihin en başarılı beste yapan ikililerinden biri olacaklardı ve ikiliyi oluşturanlardan biri Jagger; diğeri ise tabii ki, arkadaşı Keith Richards ’tı.
Rolling Stones ’a bir kala
İlkokuldan sonra ayrı okullara gitmeleriyle goruşemeyen ikili, Jagger London School of Economics ’te eğitim gorduğu sırada şans eseri bir buluşmada muzik zevklerinin yakın olduğunu keşfetti. 61 ’de okulu bırakan Jagger, Keith ve sonrasında gitarist Brian Jones ’un da katılımıyla bir muzik grubu kurmaya karar verdiler. Dick Taylor ve piyanist Ian Stewart ’ın da gruba dahil olmasıyla Rolling Stones ’in ilk kadrosu tamamlanmış oldu.
Grup adının Muddy Waters ’in Rolling Stone adlı şarkısından geldiğini de soylemeden gecmeyelim.
Kotu cocuklar donemin iyi cocukları Beatles ’a karşı
Gruptaki birkac uye değişiminin ardından Rolling Stones, Londra yeraltı muzik dunyasında kendilerine yavaş yavaş yer edinmeye başlamıştı. Mick Jagger ’ın alışılagelmemiş sahne performansı ve spastikvari (yanlış anlamayın, o haric kim yapsa kotu duracak bu hareketler nasıl oluyorsa onda mukemmel duruyor) denebilecek hareketlerinin yanında sahnede seks figurlerini sergiliyor olması gruba “kotu cocuklar” imajı kazandırdı. Ki bu Beatles ’ın cizdiği “temiz giyimli iyi cocuklar” imajının birebir zıttını oluşturuyordu. Bu vahşi tavırlar Decca Records ’la anlaşma yapmalarını sağladı.
Nanker Phelge
Rolling Stones ’un buyumesinde en buyuk etken şuphesiz Jagger ’in sahnede sergilediği tuhaflıklar ve bunların sekse cağrışım yapmasıydı. Tum bu yaptıklarıyla bir sonraki konserlerine daha da fazla seyirci cekmeyi başarıyordu.
İlk zamanlarda daha cok cover parcalar caldılar, fakat kısa zamanda Jagger-Keith ikilisi ne kadar buyuk birer şarkı yazarı olduklarını gostermeye başladı ve bu donemde yaptıkları calışmalar icin Nanker Phelge takma adını kullandılar.
Magazin haberlerine cıkmadan da olur mu?
1967 ’de Jagger ’ın ozel hayatı da yavaştan manşetlere cıkmaya başladı. Keith Richards ’ın kasaba evine yapılan polis baskınında bulunan uyuşturucular yuzunden Jagger ve o donem sevgilisi Marianne Faithfull tutuklananlar arasındaydı. Jagger ve Richards suclu bulundu, ancak temyize gittiler ve beraat etmeyi başardılar. İki yılın ardından ise Jagger ve Faithfull, Jagger ’ın Londra evinde yine polis baskınıyla uyuşturucu sucundan tutuklandılar.
60 ’ların sonundaysa işler iyi gidiyordu ve grup başarılarının tadını cıkarmaya başlamıştı. Cunku Beggars Banquet albumundeki single “Jumpin ’ Jack Flash” İngiltere listelerinde bir numaraya cıkmıştı.
Bir Stone eksik…
69 ’da grup bir dizi değişimden gecti. Canlı performanslarda on plana cıkan Jagger ’dı elbette ama aslında grubun lideri Brian Jones ’tu ve uyuşturucudan giydiği hukum nedeniyle ulke dışına cıkışı yasaklanan Jones, ABD turnesine katılamadı ve yerine Mick Taylor geldi. Grup, liderini kaybetmişti. Cok gecmeden de sonsuza dek kaybedecekti. Cunku bir aydan kısa bir sure sonra Jones, evindeki havuzda boğularak oldu. Yapılan araştırmaya gore olduğu sırada alkol ve uyuşturucu etkisi altındaydı ve olum nedeni “aksilik” olarak kayda gecti.
Brian Jones ’in neden grubun lideri olduğunu ise orijinal bascı Bill Wyman şu sozlerle acıklıyor: “Grubu o kurdu. O isim verdi. O calacağımız parcalara karar verdi. Bize konserler ayarladı. … Cok etkileyici, cok onemliydi ve sonra yavaşca bu yuksek zekasını kaybetti. Yalnızca boşa gitti ve mahvoldu.”
Arkadaşları, 5 Temmuz 1969 ’da Hyde Park ’ta Jones anısına bir konser verdi. Konser başlamadan yuzlerce beyaz kelebek goğe bırakıldı.
Bitemeyen bir karanlık donem Bu olayın ardından birkac ay sonra ise bir başka trajedi, buyuk bir merakla beklenen albumleri Let It Bleed yayınlandığında yaşandı. Her şey, album tanıtım konserleri kapsamında Stones ’un, Altamont Speedway, California ’da bedava verdiği konser sırasında oldu. Grup, “Under My Thumb” şarkısını caldığı sırada seyircilerden biri, Hell ’s Angels motosiklet cete uyesi tarafından bıcaklı saldırıya uğradı ve olay yerinde yaşamını yitirdi. Bu olay kayıt altına da alındı ve Gimme Shelter isimli bir belgeselde gosterildi.
İki eski dostun arası acılıyor.
Grup dışında Jagger, oyunculuk da yaptı. 1970 yılında gosterime giren ve pek de ilgi gormeyen iki filmde; Ned Kelly ve In Performance rol aldı.
Sinemada istediği başarıyı yakalayamasa da Jagger, tartışmasız bir rock yıldızıydı ve o donem Rolling Stones, bir dizi başarılı album cıkardı. Ancak 1980 ’lerin ortalarına gelindiğinde cocukluk arkadaşıyla sorunlar yaşamaya başladı. Bunun uzerine Jagger da solo albumleri uzerine calışmaya başladı. 85 ’teki ilk solo albumu She ’s the Boss iyi bir satış sayısına ulaşsa da ikincisi aynı başarıyı gosteremedi.
Keith Richards ’ın 2010 yılında cıkan otobiyografik kitabı Life ’da anlattığına gore 1980 ’lerden itibaren Jagger ’ın cekilmez biri olmaya başladığından bahsediyor ve neredeyse 20 yıldır onunla doğru durust konuşmadığını. Sanıyoruz bir şeyi 50 yıldır devam ettirmeye calışınca en fazla bu kadar oluyor.
Rock and Roll Hall of Fame ile gelen yeni soluk
1989 yılında, Rolling Stones ’in Rock and Roll Hall of Fame ’ye alınmasıyla iki dostun arasındaki buzlar biraz olsun eridi ve Steel Wheels albumunu yaparak tanıtımı icin yaygın bicimde konserler verdiler.
Pek de başarılı sayılamayacak yeni bir solo album denemesinin ardından Jagger, Stones ile calışmalara ağırlık verdi ve 1994 ’te yayınlanan Voodoo Lounge albumu eleştirmenler tarafından cok beğenildi ve Rolling Stones, yılın en iyi rock albumu kategorisinde Grammy odulunu almayı başardı.
Sir Michael Phillip Jagger!
Son 20 yıla baktığımızda Jagger, Stones ’la iki; solo olarak da bir albumle calışmalarına devam etti. Aynı zamanda film yapımcılığı da yapmaya başladı. Ancak hayatında en cok eleştiri aldığı durum ise 2003 yılında kabul ettiği şovalyelik unvanı yuzunden gercekleşti. Bir zamanların ‘asi rockcı ’sının pop muziğine yaptığı katkılardan dolayı bu odulu kabul etmesi hayranlarının da kafasını karıştırdı. Ancak en buyuk eleştiriyi de yine arkadaşı Keith Richards yaptı:
“Ben daha cok şaşırdım, mutlu olup olmamaktansa. Bu adam London School of Economics ’e gitmiş biri, yani anlıyor musunuz? Yani o hiyerarşi icinde yer alacak biri değildi. … Ne yani Lord mu olacak şimdi? Caput bir odul. O ailenin [kraliyet ailesi] keskin bir sopayla yanımda bulunmasını gectim, hele ki bir de kılıcla [şovalye ilan edilme toreninde kılıcın omuzlara ve başa dokundurulması durumu] bulunmalarına asla izin vermezdim!”
Ahmet Ertegun anısına yaptığı konuşma
2006 yılında kaybettiğimiz muzik dunyasına katkısı tartışılmaz olan Ahmet Ertegun ’un anısına yaptığı konuşmadan alıntı:
“Ahmet inanılmaz şekilde cok yonlu bir adamdı. Jeopolitik konumlar hakkında konuşabilirdi, Ortacağ İslam Tarihi hakkında konuşabilirdi, ve ardından Vanilla Fudge ’ın bir sonraki single ’ını secerdi.”
Daha az para alacak olmasına rağmen neden Ahmet ’in plak şirketi Atlantic Records ’la anlaşma yaptığını da şoyle anlatıyor:
“Duymasını istediğimiz şarkıları ona calardık, bizim favorilerimiz olduğunu duşunduklerimizi. Calardık, Ahmet bir kanepede oturuyor olurdu ve ona donerdik. Bir şarkı caldık, doner ve, ‘ne duşunuyorsun Ahmet? ’ derdik. Tek duyduğumuz şey bir homurtu olurdu. Bunu yaptığı zaman bir şeyler yakaladığımızı bilirdik.”
İnanılmaz parti verebilme yeteneği hakkında ise şunları soylemiştir:
“Yaş gunum geldiğinde Ahmet ’in bana vereceği parti icin anlaştığı iki grup Count Basie ve Muddy Waters ’tı. Gercekten, olduğumu ve cennete gittiğimi duşundum.”
4000 kadınla nasıl birlikte oldum?!
Mukemmel ya da iğrenc diyin, biyografi yazarı Chris Andersen ’e gore Jagger bugune kadar 4000 kadınla birlikte olmuş. Ve hatta yine dediğine gore bu sayı bile “duşuk bir sayı”ymış. Carla Bruni, Angelina Jolie, Uma Thurman ve Farrah Fawcett gibi isimler Jagger ’ın ilişki yaşadığı kadınlardan birkacı olarak goze balyozla carpıyor. Ayrıca bir partnerinin ise David Bowie olduğu soylentileri de mevcut. Ancak bu ikili romantik ilişkiden ziyade daha cok cinsel hayatlarında “takım” olarak takılmışlar. Ayrıca Andersen ’in anlattığına gore bir keresinde Mick, “herkesin bildiği uzere her insan bir noktada biseksueldir,” de demiş.
Jagger bu cinsel azgınlığından bir noktada artık rahatsız olmuş olacak, seks terapistine gitmeye başlamış. Ta ki terapistini de baştan cıkarana dek… Ve icinizi rahatlatır mı bilemeyiz(!), Kiss grubunun bascısı Gene Simmons 4897 kadınla (saymış herhalde) birlikte olarak rekoru elinde bulunduruyor. “Satisfaction” dedikleri bu olsa gerek.
Bonus: “45 ’ime geldiğimde hala Satisfaction soyleyeceksem olmeyi tercih ederim.” Kuşkusuz Rolling Stones ’in en populer şarkısı Satisfaction. Ancak Jagger, bu şarkıdan oylesine bıkmış olacak ki gencliğinde bu cumleyi kurmuş. Videodaki konser ise 2006 yılına ait. Yani Jagger 62 yaşındayken… Olmeyi tercih etmediği icin kendisine minnettarız. Nice yaşlar Mick!
Yazar bonusu 1: Angie https://instagram.com/p/5mlAdZIDZ0/
Yazar bonusu 2: Honky Tonk Women https://instagram.com/p/5mwzWioDWV/