Zamanımızın coğu hayatın zorluklarıyla gucumuz yettiğince mucadele etmekle, gucumuzun yetmediği zamanlarda da olan bitene caresizce tanıklık etmekle geciyor. Ancak ne ilginctir ki tum gucluklere, ışığımızı kirleten onca karanlığa rağmen, bir şekilde bize iyi gelecek bir şeyler bulmayı başarıyoruz. Muziğe ve bu sanatı iyi icra edene bu denli sarılmamızın sebeplerinden biri de bu olsa gerek.
Bizlere bu gucu en gercek ve en icten haliyle veren muzisyenlerden biriydi Johnny Cash. Folk ve country turunde başladığı 50 yılı aşkın muzikal yolculuğunun sonunda geldiği noktada, sesiyle ruhlarına dokunduğu birkac kuşak muziksever, onlarca klasik hit ve pek cok odul vardı.
Otoritelerin 20. yuzyılın en onemli seslerinden biri olarak işaret ettiği “Siyah Giyen Adam”ın hikayesine gelin, biraz daha yakından bakalım.
1. Pamuk tarlasında cocuklar
Arkansas ’ta 1932 yılında, ciftci bir ailenin cocuğu olarak dunyaya geldi. Başkan Roosevelt ’in yeni uygulamaya koyduğu tarım programından faydalanmak uzere Babası Ray, eşi Carrie, 7 cocukla birlikte pamuk ırgatlığı yapmak uzere Dyess bolgesine gitti. Ailedeki ekonomik sıkıntılar yuzunden henuz 5 yaşındayken kardeşleriyle birlikte tarlada calışmak zorunda kalan Cash ’in o yıllardaki en buyuk eğlencesi, annesinin tarlada pamuk toplarken yuksek sesle soylediği yerel halk ezgileri ve kilisede dinlediği ilahiler oldu.
2. İlk gitar, ilk usta
12 yaşında ilk gitarıyla bir araya geldiğinde, kalan hayatında yapmak istediği şeyin ne olduğuna karar vermişti bile. Boş zamanlarında surekli gitarıyla vakit geciren ve şarkılar soyleyen Johnny ’nin kabiliyeti, cok gecmeden ailesi tarafından da kabul gordu.
O kadar ki annesi Carrie, bu tanrı vergisi yeteneğin heba edilmemesi icin onca yoksulluğa rağmen biriktirdiği parayla, oğlunun muzik eğitimi almasını sağladı. Ancak muzik dersleri sadece 3 hafta surdu.
Hocası alacağı klasik anlamda muzik eğitimin ondaki doğal yeteneğe zarar verebileceğini duşunerek, daha fazla ders almamasını, doğal sesini ve ahengini asla bozmadan sadece şarkı soylemeye devam etmesini tavsiye etti.
3. Buyuk buhran yıllarında gelen buyuk buyuk trajedi
Zaman onu 12 yaşına getirdiğinde onune oldukca zor bir sınav kağıdı daha koydu. Atolyede birlikte calıştığı kardeşi Jack, elektrikli bir testereye kapılarak trajik bir kazada hayatını kaybetti. Bu olayın uzerindeki etkisi cok buyuk oldu ve babası Ray olayla ilgili hep onu sucladı. O da kendini…
Bu sucluluk duygusu ve bir şeylere engel olabilirdim hissi, cevirdiği her takvim yaprağında peşinden gelmeye devam etti.
4. Gitarı ve silahı
1950 yılında lise eğitimi sonrası askerlik eğitimi icin Texas ’a geldi ve burada ilk eşi Vivian Liberto ile tanıştı. Buradaki birlikte eğitimini tamamladıktan sonra gorev bolgesi Landsberg ’e, Almanya ’ya gitti.
Almanya ’da bir eskici dukkanından 5 dolara aldığı gitarıyla burada kurduğu “The Landsberg Barbarians” grubu ile ordu bunyesinde kendi deyimi ile “Dunyanın en anlamsız yerinde, dunyanın en anlamsız muziği”ni icra etti. Ancak buradaki muzikal seruveni o kadar da verimsiz gecmedi. İlerleyen yıllarda hit olacak Folsom Prison Blues ’u bu donemde besteledi.
5. Hayaller uğruna katlanılan gercekler
Askerden dondukten 1 ay sonra Vivian ile evlendi. Calışması ve hayata bir yerden tutunması gerekiyordu. Gonlunde yatan aslan elbette muzikti ama hayatta kalmak adına en azından bir sureliğine başka bir işte calışmak zorundaydı. En iyi bildiği işi yapabilmek adına, bir sure pek de iyi bilmediği bir işi yaptı.
Kapı, kapı gezip, elektrikli ev aletleri satıyordu. Daha doğrusu satmaya calışıyordu. Verimsiz ve bereketsiz gecen haftaların sonrasında, bir suredir ahbaplık ettiği abisinin tamirhaneden arkadaşları ile amator bir muzik grubu kurdu ve bir barda sahne almaya başladı. Sonunda nefes alabileceği bir yer bulmuştu.
6. İz bırakacak bir adamın ilk adımları
İlerleyen gunlerde ekip arkadaşlarının teşvikiyle Sun Records ’un sahibi Sam Philips ’in kapısını caldı.
Sun Records o donemde Elvis Presley ’i keşfeden plak şirketi sıfatıyla, adını geniş cevrelere duyurmakta olan bir plak şirketiydi. Sam Philips ’in karşısına dikildi. Elinde gitarıyla şarkısını soylemeye başladı.
İlk goruşmesinde sesiyle ve karizmasıyla Philips ’i etkilemeyi başarmıştı. Ancak getirdiği şarkılar ağırlıklı olarak gospel turundeydi ve Philips ’in album icin “Daha yeni ve daha gunahkar” bir şeye ihtiyacı vardı. Bu tutkulu gencin hevesini kırmadan, daha orijinal şarkılarla geldiği takdirde, ona birlikte calışabileceğini soyledi. Bunun uzerine ev odevini kısa surede tamamladı Johnny. Yeni şarkılarıyla yeniden karşısına cıktığı Philips ’i bu kez tavlamayı başardı.
1955 ’te Cry! Cry! Cry! Ve Hey Porter kayıtlarıyla muzik dunyasına ilk profesyonel adımını atmış oldu.
7. Doğru nota doğru ton
Sun Records bunyesinde cıkardığı Folsom Prison Blues ile listeleri zorlayan Johnny ’nin asıl buyuk patlaması 4. single ’ı “I Walk The Line” ile gercekleşti. Şarkı, country listelerinde tam 43 hafta 1 numarada kaldı ve 2 milyonun uzerinde satış rakamlarına ulaştı.
Elvis Presley, Jerry Lee Lewis ve Carl Perkins ile birlikte muzik cevreleri tarafından Sun Records ’un “Milyon Dolarlık Quartet” şeklinde adlandırılan ekibin bir parcasıydı artık.
8. Akordu bir turlu yapılamayan yıllar
Geniş kitlelere ulaşan unu ve inceden gecerlilik kazanmaya başlayan rockstarlık muessesesi sonrası ailesiyle California ’ya taşındı. Yeni kayıtları ve yoğun tur programı nedeniyle neredeyse yılın 300 gununu evden uzakta, yollarda geciyordu.
60 yılların başında ortaya cıkan amfetamin ve barbiturat bağımlılığı bu donemde giderek artmaya başladı.
Evden uzakta gecirilen yıllar, kıskanclık ve bağımlılık sorunları derken, 1966 ’da Vivian Liberto ile olan evlilikleri de sona erdi.
1967 ’de yine kendisi gibi şarkıcı ve besteci olan June Carter ile evlendi. Ring of Fire tam da bu calkantılı donemde bestelendi ve kısa zamanda Johnny Cash klasikleri arasındaki yerini aldı. June Carter aynı zamanda uyuşturucu bağımlılığından kurtulma surecinde ona en buyuk desteği veren isim oldu.
9. Siyah giyen adam televizyonda
1969 ’da Bob Dylan ’dan, Louis Armstrong ’a bircok unlu muzisyeni ağırladığı televizyon programı The Johnny Cash Show ‘a başladı. Programın doyurucu muzikal muhteviyatının yanı sıra The Johnny Cash Show ’da, Yerli Amerikalıların haklarından, Vietnam Savaşı ’na, hapishane mahkumlarının sorunlarından, diken ustundeki diğer pek cok konuda duşuncelerini halka ulaştırma fırsatı da yakaladı.
10. Folsom Hapishanesi ’nden Grammy ’ye Aynı donemde Folsom Hapishanesi ’nde mahkumlara ozel bir performansta kaydedilen ve tum zamanların en iyi konser albumlerinden biri olarak kabul goren “Johnny Cash At Folsom Prison” piyasa cıktı. Ve bu album ile 2 Grammy Odulu ’nun sahibi oldu.
11. 52 yaşında en iyilerin arasında
Henuz 52 yaşındayken Country Music Association Hall of Fame ’e girerek bu prestijli odule sahip olan en genc sanatcı oldu.
83 ’te amfetamin kullandığı yılların yarattığı hasarı onarmak icin gecirdiği mide operasyonun ardından, ilerleyen yıllarda yine bıcak altına yatarak by-pass ameliyatı oldu.
Operasyon sonrası surecte bağımlılık problemlerini tetiklememesi adına ilac tedavisinde bir takım kısıtlamalara gitmek zorunda kaldı. Bu durum ne yazık ki bunyesinde daha fazla hasara ve daha fazla sağlık sorununa yol actı.
12. Arkadaşlar eski ekibi yeniden topluyoruz
80 ’li yılların ortalarına gelindiğinde eski dostları Willie Nelson, Waylon Jennings ve Kris Kristofferson ile birlikte The Highwaymen(Eşkiyalar) grubunu kurdu. Grup kendiyle aynı adı taşıyan şarkısı “Highwaymen” ve kendiyle neredeyse(!) aynı adı taşıyan albumu “Highwayman” ile piyasada adından soz ettirdi. Outlaw country turundeki projenin devamı gelse de ilk albumdeki başarı yakalanamadı.
1992 yılına geldiğinde Rock ’n Roll Hall of Fame ’e layık goruldu ve aynı yıl sahne aldığı bir turnede Rick Rubin ile tanıştı. Bu tanışma muzik dunyasında onun yeniden doğuşu olacaktı.
13. Johnny Cash ’in onlenemeyen ronesansı
Eskilerin hakkının teslim edildiği ve kıymet gorduğu seksenli yılların aksine doksanlar eski okul oğrencilerine cok da comert davranmıyordu. Yeni nesil neredeyse grunge ve hip-hop ’tan başka hicbir şey dinlemiyordu ve bu iki turun dışında olup da, piyasada var olmak imkansıza yakındı. Country&blues albumleri ticari beklentilerin cok uzağında kalıyordu. Ancak Johnny Cash ne kadar “zamansız” bir ikon olduğunu bu donemde de kanıtlamayı başardı.
Rick Rubin ’in produktorluğunde tek gitarla kaydettiği “American Recordings” buyuk ses getirdi. Geleneksel Amerikan ballad ’larını modern kompozisyonlarla yorumladığı bu album sayesinde o yıl bir Grammy daha kazandı.
14. Genclerle buluşma Teşhis konulduktan 5 yıl sonra Johnny Cash, Shy-Drager Sendromu adında nadir gorulen bir sinir sistemi hastalığı ile mucadele ettiğini acıkladı. Bu şartlar altında, 2002 ’de kayıtları Nashville ’deki evinin bir odasında gercekleştirilen, Beatles ’tan Nine Inch Nails ’e muhtelif muzisyenlere ait şarkıların coverlandığı, American IV: The Man Comes Around albumu yayınlandı. Cover calışmaları beklenenin cok uzerinde ilgi gordu. “Eğer şarkınızın Johnny Cash tarafından coverlamasına izin veriyorsanız, o şarkı artık sizin değildir.” yorumunu yapan muzik yazarları bile oldu.
Bu donemki calışmaları kendisine punk ’tan, alternatif rock ’a, grunge ’dan brit ’e pek cok farklı turden genc kuşak dinleyicinin saygısını ve hayranlığı kazandırdı.
Johnny Cage – Rusty Cage
Bonus: Walk The Line – Sınırları Aşmak
Johnny Cash ’in hayat hikayesinin anlatıldığı James Mangold filminde, kendilerini canlandıran, Reese Witherspoon ve Joaquin Phoenix ’i bizzat Johnny Cash ve June Carter secti.
Ceşitli kategorilerde sayısız odule ve adaylığa layık gorulen bu harika film J. Phoenix ’e Oscar Odulleri ’nde En İyi Erkek Oyuncu adaylığını, R. Witherspoon ’a da En İyi Kadın Oyuncu odulunu getirdi.
Tek şarkıya sığan okkalı bir veda Johnny Cash, eşi June Carter ’ın 2003 Mayıs ’ındaki vefatından 4 ay sonra, 12 Eylul 2003 tarihinde aramızdan ayrıldı. Vasiyeti uzerine olumunun ardından Carter ’ın yanına defnedildi.
Kariyeri boyunca galip geldiği bunca mucadeleye ve hanesine yazdırdığı sayısız başarıya rağmen konserlerine, seyirciyi “Merhaba, ben Johnny Cash.” diye selamlayarak başlayacak kadar mutevazi bu “Siyah Paltolu Adam”ı bizler de bu yazı vesilesi ile tum kalbimizle selamlıyoruz. Kapanışmız bizlere attığı son buyuk calım olan “Hurt” ile olsun.
Umarız yattığı yerde en az sesindeki kadar huzur vardır.