İniş cıkış zengini bir şarkıyı dinlerken vucudundaki tum tuylerin şaha kalktığını hissedenler, birleşin! Aaa, zaten dunyanın tamamıyız 🙂 Cunku filmlerin nasıl soundtrack ’leri varsa, hayatlarımızın da var. Mutluluktan ya da huzunden ağladığımız o anların, heyecandan sokaklara sığamadığımız veya korkudan titrediğimiz tum zamanların arkasına birer şarkı gomulu.
Muziğin insan uzerindeki tartışılamaz etkisi bazen itici bir guce de donuşebiliyor. Atlayamazsın dedikleri o basamaktan gozunu kapatıp bir şarkı mırıldanarak atlayan cocuk da biziz, secim surecinde partisinin şarkısını dinleyip aşka gelen adam da. Hep birlikte marş soyleyerek patronuna karşı direnen işciler de biziz ve tarihteki pek cok onemli olayı, tutturduğumuz bir turku eşliğinde biz gercekleştirdik.
Gunumuzun seks ve ilişki konuşan şarkılarını bir kenara bırakalım ve muziğe asli hakkını teslim edelim: Bir anda ivme kazanarak tum dunyanın ilgisini cekmiş pek cok politik olayın, dunyayı değiştirmiş bircok toplumsal hareketin, binbir mucadeleyle kazanılmış hakların temelinde muziği bulacağız.
Gecmişten gunumuze tarihten onemli bazı anları sıralayarak muziğin dunyayı değiştirme gucunu bir kez daha hatırlayalım:
1. Nat King Cole ilk Afro-Amerikan TV host ’u oldu (1956)
Nat King Cole NBC ’de bir TV programı sunmaya başladığında sene 1956 ’ti ve o zamana kadar hicbir Afro-Amerikalı bir televizyon programı sunmamıştı. Irkcılığın milyonların hobisi olduğu yıllarda boylesi bir show programı yapmak muziğin renk koru olduğunun kanıtıydı. 60 ’lı yılların “A Change Is Gonna Come” (Sam Cooke), “Say It Loud: I ’m Black and Proud” (James Brown) ve “What ’s Going On” (Marvin Gaye) gibi politik temalı şarkılarının onunu acan da Nat King Cole ve cağdaşlarının bu cesur girişimiydi şuphesiz.
2. Afro-Amerikalıların eş yurttaşlık hakkı talebi ve “We Shall Overcome” (1963)
20. yuzyılın en ilham verici folk muzik sanatcılarından Seeger, yalnızca savaş karşıtı yeni şarkılar yazmakla kalmadı, aynı zamanda bazı eski şarkıları da hakları ve ozgurluğu icin savaşan insanların global marşı haline getirdi. We Shall Overcome da bu ikonik şarkılardan biriydi. Şarkı, 1963 yılındaki Newport Folk Festival ’de Pete Seeger onderliğinde, Pete, Paul ve Mary, Joan Baez, Bob Dylan, the Freedom Singers ve Theodore Bikel ’den oluşan grup tarafından soylendi. Kısa bir sure icinde de, başta Afro-Amerikalıların eş yurttaşlık hakkı talep ettikleri eylemler olmak uzere pek cok pasif eylemin ilahisi haline geldi. Gunumuzde dahi hala pek cok kişinin barışla ozdeşleştirdiği şarkı artık yalnızca Amerika ’da değil, dunyanın pek cok yerinde soyleniyor.
3. British Invasion ve getirdikleri (1960 ’lar)
Amerika ’nın “baby boomer” jenerasyonuna mensup universiteli gencler ebeveynlerine gore daha liberaldi, dunya sorunlarıyla ilgileniyordu ve ulkesindeki standart “beyaz” muziği cok sıradan buluyordu. Her ne kadar birkac cumlede ozetlemek cok zor olsa da bu donemin getirilerinden biri şuydu; The Beatles, The Byrds, Rolling Stones, The Who, The Kinks gibi İngiliz gruplar Amerika ’da ortaya cıkmış blues muziği alıp ona isyankar bir boyut katmayı başarmışlardı. Bu gruplar Amerikan TV kanallarında kendilerine yer bulmaya ve bu memleketten fan edinmeye başladıkca, Amerikalı gencler bekledikleri yeni “karşı kulture” kavuşmuş oldu. Oyle ki BB King, “Konserlerimde onceden yalnızca kendi rengimden insanlar gorurdum. İngilizlerin gelişiyle beyaz cocuklar da muziğimizle ilgilenmeye başladı” demişti. Donemin meteliksiz ama yaratıcı İngiliz gencliği, cep harclığı olan ama hayatından cok sıkılan “beyaz” Amerikan gencliğini kendi kulturune yakınlaştırmış, muzik aracılığıyla sosyal hayattaki renk ayrımını biraz daha azaltmıştı. Aynı zamanda, yalnızca aşk konuşmayan, sistemi eleştiren sozlere sahip şarkıların da sayısı artmış oldu.
4. David Bowie toplumsal cinsiyet normlarını yerle bir etti (1972)
David Bowie ’nin David Bowie oluşu haricinde yarattığı tarihi bir kariyeri daha var. Bowie, “Ziggy Stardust and the Spiders from Mars” albumunun tanıtımı icin cıktığı turun İngiltere ayağında, 10 Şubat 1972 ’de Londra ’daki bir barda sahne almış, alametifarikası kırmızı sacları, kocaman kupeleri ve uzaylıvari kostumuyle “Ziggy Stardust” şarkısındaki karaktere vucut vermişti. Ziggy Stardust, yalnızca muzikte değil, modada da cığır actı, toplumsal cinsiyet normlarını yerle bir etti ve biseksuel/homoseksuel bireylerle ilgili farkındalık yarattı. Bowie hem yarattığı karakter hem de şarkı sozleri aracılığıyla, 1960 ’larda başlayan cinsel devrimin 70 ’lerdeki devam bolumunu yazdı desek yalan olmaz.
5. Uluslararası Af Orgutu konserleri (1988)
1988 ’de Uluslararası Af Orgutu ’nun sponsorluğunda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ’nin 40. yılını kutlamak amacıyla dunya capında 6 hafta suren yardım konserleri duzenlendi. Bruce Springsteen, Sting, Tracy Chapman, Youssou N ’Dour, Peter Gabriel ve Joan Baez ’in sahne aldığı konserler serisinin adı “Human Rights Now!” idi ve tum ulkelerde seyircilere İnsan Hakları Bildirgesi ’nin kendi dillerinde birer kopyası dağıtıldı.
6. Dixie Chicks ’ten Irak Savaşı ’na protesto (2003)
Teksaslı country muzik 3 ’lusu Dixie Chicks, 2003 ’te Londra verdikleri konserde donemin Amerika başkanı Bush ’un Teksaslı olduğundan utandıklarını ve Irak Savaşı ’na karşı olduklarını soylediler. Bu acıklamanın ardından aralarında fanlarının da olduğu bazı gruplardan ve global şirketlerden tepki gorduler, album satışları da ciddi oranda duştu. Olum tehditleri dahi alan grup, country muzik yapan diğer sanatcılardan destek gormedi. Yine de seslerini yukseltmekten vazgecmeyerek Greenville South Carolina ’da 15.000 kişiye dev bir konser verdiler. South Carolina guney eyaleti olduğundan yuhalamalarla boluneceği duşunulen konser alkışlarla bitti.
7. Susan Boyle: “Beni gorunuşume gore yargılama” (2009)
Aramızda sosyal medya hesaplarından Susan Boyle ’un Britain ’s Got Talent ’taki performansını paylaşmayan var mı? Başta onu goruntusu nedeniyle herhangi bir ortalama yarışmacı sandık ama ağzını acıp Les Miserables ’tan “I Dreamed a Dream”i soylemeye başladığında daha nakarata gelmeden, hem juriyi hem bizi kendine hayran bıraktı. Performansıyla modern topluma “kadını gorunuşune gore değerlendirme” diye seslenen Boyle, feministlerin senelerdir dikkat cekmeye calıştığı sorunu 3 dakikada gundeme getirmiş oldu.
8. Obama ’nın yemin toreninde Aretha Franklin ’in sahne alması (2009)
İlk Afrikalı Amerikalı başkanın yemin toreninde kim sahne alır? Tabii ki bir başka Afrikalı Amerikalı. Hem de tam bir sivil hak savunucusu, şarkıları feministlerin ve eş hak/fırsat talebinde olanların marşı olmuş bir Afrikalı Amerikalı. Yemin toreni oncesi ve sonrasında tum dunyaya pazarlanan algı, Obama ’nın dunyaya yaklaşkımının merkezindeki duşuncenin “Respect (Saygı)” olduğuydu. “Respect”in Aretha ’nın en bilinen şarkısının adı olması tabii ki tesaduf değildi.
9. Pussy Riot, kilisede Putin ’i protesto etti (2012)
Rusya ’nın feminist kadınlardan oluşan punk rock grubu Pussy Riot, Moskova ’nın en buyuk kiliselerinden birinde Putin karşıtı bir şarkı soyleyerek dunyanın gorup gorebileceği en renkli ve yaratıcı protestolarından birini gercekleştirdi. Putin ’e “diktator” diyen, Rus dini liderleri de tanrı yerine Putin ’e inanmakla suclayan grubun uc uyesi “holiganizm” suclamasıyla tutuklanmış olsa da, bu carpıcı eylem Madonna, Sting, Red Hot Chilli Peppers ve Franz Ferdinand gibi uluslararası muzik piyasasının onde gelen isimlerinden de destek gordu.
10. Israilli ve Filistinli gencler aynı koroda (2012)
Maryland, Amerika doğumlu Micah Hendler, Yale ’de muzik eğitimi aldıktan sonra Jerusalem ’e taşınıp İsrail ve Filistinli lise oğrencilerinden oluşan bir koro kurmak istedi. Amacı, İsrailli ve Filistinli gencler arasında kulturel bir kopru kurarak birbirleriyle diyaloglarını geliştirmekti. Okullar başta karşı cıktı ama sonunda muzik kazandı. Koro halen Arapca, İngilizce ve İbranice şarkılar soyleyerek varlığını surduruyor.
11. İstiklal ’deki gitarlı cocuk (2013)
Hem aktif hem pasif eylem zengini Gezi ’nin belki de en guzel fotoğraflarından biri buydu. Bir genc, kucağında gitarıyla kendisine doğru yaklaşan TOMA ’nın ve onlarca polisin karşısına cıktı. Biber gazı aromalı tazyikli su umrunda değildi. Mesajını yalnız Turkiye değil, tum dunya aldı.
12. Taksim meydanındaki piyano (2013)
İşte Gezi ’nin guzelliklerinden biri daha. Her isteyenin cıkıp calabildiği, serbest kursu gibi serbest piyano. Her şey, Gezi Parkı eylemcilerine destek vermek isteyen Alman piyanist Davide Martello ’nun (Klaiverkunst) girişimiyle başladı. Martello, bir sure kendisi caldıktan sonra piyanosunu kalabalığa emanet etti. Dinletilerin sonunda polis de alkışlıyordu. Oyle ki, dinletiyi bolmek isteyenler polis tarafından engellenmiş ve kurulan barış ortamı tum gece korunmuştu. O gece cekilmiş videolar hala ilk gunku gibi tuy ereksiyonuna sebep oluyor.
13. Hindistan: “Imagine all the people living life in peace” (2013)
600 Hintli gitarist, bir otobuste toplu tecavuze uğrayıp oldurulen 23 yaşındaki kızı anmak uzere Ocak 2013 ’te Darjeeling ’te bir araya geldi. Hep birlikte caldıkları şarkı, John Lennon ’dan “Imagine” idi. Bu barışcıl eylem, Hindistan ’ın başka bircok şehrinde yeni protestoları da tetikledi, devletten kadına yonelik şiddeti onleyici aksiyon almasını talep eden insanların sesi daha cok duyulur hale geldi.
14. Kiev ’de piyanosuyla cevik kuvvete meydan okuyan adam (2014)
Kiev ’deki protestoların zirve yaptığı donemde bir adam mavi renkli piyanosuyla cevik kuvvetin tam karşısına kurularak klasik muzik calmaya başladı. İki tarafın birbiriyle karşı karşıya geldiği en kaotik ortamda dahi nasıl bağ kurulabileceğini hatırlatan bu guzel adama teşekkurler.
15. Conchita Wurst bir anka kuşu gibi yukseldi* (2014)
Avusturyalı Conchita Wurst muhteşem sesiyle 2014 ’teki Eurovision Şarkı Yarışması ’nı kazandığında, muziğin fiziksel goruntu ve cinsel yonelimin onune gectiğini gostermiş oldu. *Rise Like a Phoenix