
20. yuzyılda yetişen onemli bestecilerimizden olan Selahattin Pınar Turk Sanat muziğindeki klasik şarkı formuna bağlı kalmakla birlikte, yarattığı kendine ozgu uslubuyla, besteleriyle ve sahneye cıkan ilk Turk kadın tiyatro sanatcısı Afife Jale ’yle yaşadığı buyuk aşkıyla muzik dunyasının unutulmazları arasına girmiştir.
1. Ud ile başlayan muzik tutkusu
Denizli ’nin, Cal ilcesinde 22 Ocak 1902 ’de dunyaya gelir Selahattin Pınar. Ailesi, Denizli Milletvekili olan babaları Sadık Bey ’in gorevi nedeniyle o, henuz uc yaşındayken İstanbul ’un Altunizade semtine taşınır. Babasının karşı cıkmasına rağmen 12 yaşında ud calarak muziğe başlayan Selahattin Pınar, daha sonra donemin onemli bestekÂrlarından ders alarak tambur calmaya başlar.
2. Ben sanatkÂr olacağım
Hukukcu olmasını isteyen babasının surekli “Benim oğlum calgıcı olacak” şeklindeki aşağılamalarına dayanamayan Selahattin Pınar bir gun, bir toplantıda yine aynı şeyleri tekrarlayan babasına karşı cıkıp “hayır ben sanatkÂr olacağım ve siz de benim adımla anılacaksınız” diyerek evini terk eder. Artık ikinci evi olarak gorduğu, daha sonra Uskudar Musıkî Cemiyeti adını alan, musıkî derneğinin kurucuları arasına katılarak burada pek cok değerli muzisyen ile tanışır ve bu hocaların bilgilerinden yararlanır.
3. Tamburî ve bestekÂr Selahattin Pınar
BestekÂrlığa on sekiz yaşlarında başlayan Selahattin Pınar zamanla tambur calmaya yonelerek on yedi yaşındayken tamburî sıfatını alır ve tamburuna kendine ozgu bir uslûp ve boğuk sesi ile eşlik eder. Yuz elliyi aşkın bestesi olan SelÂhattin Pınar ’ın tum şarkılarında İstanbul şehir kulturunun o gune yansıyan ifadesi vardır. Huzunludur, hatta zaman zaman karamsardır ama her zaman ince, zarif ve şehirlidir.
4. Tiyatro aşkıyla yanan kız cocuğu
İlk Turk kadın tiyatro sanatcısı olan Afife Jale ise 1902 ’de orta halli bir ailenin kızı olarak İstanbul ’un Kadıkoy semtinde dunyaya gelir. Afife ’nin cocukluk duşlerinde hep tiyatro vardır. İstanbul Kız Sanayi Mektebi ’nde okurken de aklı tiyatrodadır. Tiyatro sevgisiyle 1918 ’de Turk ve Musluman kadınlarının sahneye cıkmasının yasak olduğu bir donemde DÂr-ul BedÂyi ’de (Şehir Tiyatroları) acılan sınava girer ve kazanır.
5. Dinini, milliyetini unutan kadın
Afife bir yıl boyunca provalara katılır ve nihayet beklediği fırsatı yakalar. Jale takma adıyla ilk rolunu alır. Bir polis baskınında yakalanan Afife ’yi “Dinini, milliyetini unutan kadın sen misin?” diyerek hırpalarlar. Zaten babası da tiyatroyla ilgilenmesine karşıdır ve kızını “kotu kadın” oldun diyerek evlatlıktan reddeder. Boylece Darulbedayi yoneticileri onu tiyatronun kadrosundan cıkarmak zorunda kalırlar. Butun bunlar yaşanırken Afife bir yandan da şiddetli baş ağrıları cekmektedir.
6. Ve nihayet sahnelerde
Tiyatrosuz kalması Afife Jale ’yi cok sarsar. Hem yaşadıklarını biraz olsun unutmak hem de baş ağrılarını dindirmek icin careyi haplarda ve uyuşturucuda aramaya başlar. Nihayet 1923 yılında Mustafa Kemal Ataturk, Turk kadınının sahneye cıkma yasağını ortadan kaldırır ve Afife Jale de ozgur bir şekilde oyunculuğunu yapmaya başlar. Bircok tiyatro sahnesinde rol alır, turnelere cıkar.
7. Morfinle yaşamak ve sahnelere veda
Ne yazık ki sanatcı, yaşadığı sıkıntılı gunler ve cektiği ağrılar nedeniyle doktor tavsiyesiyle, ağrılarını durdurmak icin kullandığı morfine bağımlı hale gelmiştir. Bu alışkanlığından kurtulmak ister ama bu sefer de uyuşturucu onu bırakmaz. Sağlığı giderek bozulur ve sonunda sahnelere veda etmek zorunda kalır.
8. Bir bahar akşamı rastladım size
İşte o zor gunlerinde Afife Jale ile Selahattin Pınar “Bir bahar akşamı” Kadıkoy ’deki Kuşdili Cayırı ’nda duzenlenen Hafız Burhan konserinde karşılaşırlar. Uzun zamandır saz salonlarının en sevilen besteci ve icracılarından biri olan Selahattin Pınar, Hafız Burhan ’ın arkasında tambur calmaktadır. Afife Jale ise konseri izlemeye gelmiştir.
9. Daha onceleri neredeydiniz
Afife Jale, Turk muziğinin usta sanatcısı Selahattin Pınar ’ın naifliğinden, kibarlığından, şık giyiminden, guzel konuşmasından cok etkilenir. Duyguları karşılıksız değildir. İkisi de yirmi beş yaşlarındadır ve gorur gormez birbirlerine aşık olup Selahattin Pınar ’ın o unlu şarkısında dediği gibi “Daha onceleri neredeydiniz?” diyerek evlenmeye karar verirler.
10. Acılara ara veren mutlu gunler
Her ikisi de gencliklerini acı ve sıkıntılar icinde gecirmiştir. Evlenince hayat boyu ozledikleri her şeyi birlikte yapmaya, mutlu olmaya calışırlar. Selahattin Pınar, o guzel bestelerini calar, Afife dinler, dinler… Ancak bu guzel ve mutlu gunler uzun surmez.
11. Bitmeyen tiyatro ozlemi
Tum mutluluklarına karşın Afife tiyatroyu unutamaz ve tiyatronun boşluğunu daha once tedavi amaclı kullanmaya başladığı uyuşturucularla doldurmaya başlar. Suriyeli bir eczacı onu morfine alıştırmıştır. Selahattin Pınar, bir gun eşinin oğle uykusu icin cekildiği odasının anahtar deliğinden iceri baktığında, onun damarına morfin şırınga ettiğini gorur ve yıkılır.
12. Gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma
Selahattin Pınar, eşine ofkeden cok merhamet duyar. Onu hayata dondurebilmek icin cırpınmaya başlar, cunku karısını cok sevmektedir. Tutkulu her aşık gibi kendini aldatır, Afife Jale ’yi kurtarmak isterken kendi de uyuşturucu tuzağına duşer. Bu gidişi geri cevirebilmek icin cok uğraşırlar ama bir turlu olmaz.
13. Kalbim yine uzgun seni andım da derinden
Bunun uzerine Afife, “Terk et beni, yoksa sen de mahvolacaksın, bırak beni gideyim!” diye yalvarır eşine. Artık ikisi icin de en kotu gunler başlamıştır. Selahattin Pınar hic yanaşmaz ayrılığa, Afife Jale ise hep zorlar onu. Bunun uzerine Selahattin Pınar altı ay sonra ici kan ağlayarak Afife Jale ’yi terk eder. Ve 1935 ’te boşanırlar. Afife, kimsesiz ve beş parasız, parklarda yatıp kalkar, aş evlerinde karnını doyururken ayrıldığı eşinin kendisinin ardından yazdığı şarkıları taş plaklardan dinleyip ağlar.
14. Beni de alın koynunuza ne olur hatıralar
Afife Jale kimsesiz, terk edilmiş ve yoksul bir şekilde Balıklı Rum Hastanesi ’nde hayata veda eder. Olumu, gazetelere haber bile olmaz, cenazesi birkac kişi tarafından kaldırılıp kimsesizler mezarlığında defnedilir. Selahattin Pınar, Afife ’nin olumunun ardından buyuk acı ceker. Pek cok olumsuz, hicran dolu besteye imza atar. Son katıldığı radyo programında “Hatıralar” şarkısını seslendirir.
15. Gecenin matemini aşkıma ortup sarayım
Selahattin Pınar sevdiği kadını hic unutamaz. Afife Jale`den sonra Seyyare Atıfet Pınar ile evlenerek yaşamını olene dek onunla surdurur. Alkol bağımlısı olduğu sanılan, asabi ve ice donuk bir karaktere sahip Selahattin Pınar 6 Şubat 1960 ’ta Todori ’nin lokantasında, bir arkadaşı ile yemek yerken, gecirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda eder.
16. İlk ve unutulmaz aşk
Afife Jale ’yle ayrıldıktan sonra tanışıp evlendiği eşi Seyyare Hanım Selahattin Pınar ’la buyuk bir aşk yaşadıklarını soyler, ama kocasının guzel kadınlara, ozellikle de ilk aşkı Afife Jale ’ye olan duşkunluğunu gizlemez: “Şu gerceği her zaman kabullendim. Kocam en onemli şarkılarını Afife Jale icin yaptı. İlk ve unutulmaz aşkıydı o.” diye anlatır anılarında. (Seyyare Hanımın olumunden birkac gun once verdiği roportajdan)
17. Nereden sevdim o zalim kadını
Afife Jale ile beraberliğinin Selahattin Pınar`ın sanat hayatına etkisi buyuk olur. Bu donemde ve boşandıktan sonra bestelediği parcalar genellikle karşılıksız ve umitsiz aşkları, ayrılık acılarını icerir. “Nereden sevdim o zalim kadını, Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı cicek, Huysuz ve tatlı kadın”… gibi unutulmaz bestelerini bu donemde yapar.