
Sevdiği insan tarafından terk edilmenin nasıl korkunc bir his olduğunu, bir kerecik olsun yaşayanlar cok iyi bilecektir. Boyle bir anda yaşadığınız acı, o insana gun icinde surekli mesajlar atmaktan, sosyal medyadan deliler gibi her adımını takip etmeye kadar turlu turlu sacmalığa yol acabilir.
Ama uzulmeyin, siz deli değilsiniz. Ayrıldıktan sonra yaptığınız korkunc şeylerin, bilimsel bir acıklaması var. Ustelik, ne acıdır ki; aşık olduğumuzda bizi delicesine mutlu eden hormonlarla, terk edildiğimizde bizi yerin dibine sokan hormonlar ‘aynı ’ hormonlar. Bize neden ve nasıl bunu yapıyorlar bilmiyoruz ama; bildiğimiz tek şey tum sorumlunun onlar olduğu. Bakın hayatınızın aşkını kaybettiğinizde vucudunuzda nasıl değişikler meydana geliyor-muş?
Terk edilen insanların beyinlerinde, fiziksel acıyı kaydeden bolgedeki aktivite, normalin cok uzerinde
Yani “kalp kırılması” sadece soyut bir anlamı ifade etmiyor; bunun gercekten de acı verici olduğu bilimsel bir gercek. Yeni bir terk edilme durumu yaşamış insanlar uzerinde yapılan fonksiyonel MRI taramaları, onların beyinlerindeki fiziksel acıyı kaydeden bolgedeki aktivitenin ciddi bicimde arttığını gosteriyor.
Terk edilmek; nefes darlığı, mide bulantısı ve bazen olumcul olabilen kalp kasının zayıflaması gibi fiziksel belirtlilere yol acabiliyor
Cunku terk edilen insanlar, tıpkı “fiziksel bir acı” yaşıyormuş gibi hissediyorlar ve bu durum, fiziksel hastalıklara sebep olabilen hormonların salınımı tetikliyor. Bunu yaşayan insanların vucudundaki kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının salınımı değişiyor.
Yeni terk edilmiş ancak hala yoğun bir aşk besleyen kişilerin beyin aktiviteleri, kokain bağımlısı bir bireyinkine cok benziyor
Yani değişen tek şey, bu stres hormonlarının salınımı değil. Beynimizde de bir suru şey oluyor. 2010 yılında Rutgers University ’de yapılan bir araştırmada yeni terk edilmiş ve hala yoğun bir aşk besleyen 10 kadın ve 5 erkek bireyden MRI makinesi icerisine girerek eski sevgililerinin fotoğraflarına bakmaları istendi. Ve bu calışma sinirbilimine buyuk katkı sağladı.
Aşık olmak da, terk edilmek de bilimsel olarak uyuşturucu bağımlısı olmakla aynı şey
Aşık olduğunuzda beyninizdeki odul noronları aktif hale geliyor ve bu da iyi hissetmenize sebep olan dopamin hormonunun salgılanmasını tetikliyor.
Birine aşık olduğunuzda salgılanan dopamin yuzunden, terk edildiğinizde tıpkı bir uyuşturucu bağımlısı gibi, daha fazla dopamin isteyen bir beyinle baş başa kalıyorsunuz
Birine aşık olduğunuzda mutlu hissetmenizi sağlayan “dopamin”, sonrasında surekli daha fazlasını isteyen bir beyin bırakıyor geriye. Onsuz olamayacağım hissi tamamen bununla ilgili. Bir ilişki icerisindeyken beyniniz devamlı olarak bu hormonu salgıladığı icin, bu kişi sizden birden uzaklaştığında aynı beklenti icerisine giriyor. Ve beklediğini bulamadığında obsesiflik durumuna benzer bir durum ortaya cıkıyor.
Ve dopamin isteğinizi gidermek icin, cılgınca şeyler yapıyorsunuz
Tıpkı acıktığınızda, susadığınızda olduğu gibi; dopamin ihtiyacı durumunda da, bilinc pas geciliyor. Tıkınırcasına yemek icmek, bu yuzden gecici olarak işe yarıyor. Ve yapılan yeni bir araştırmaya gore, bu durum yaklaşık uc ay kadar suruyor.
Ayrıca ister inanın ister inanmayın, yaşadığınız bu acıyı başkalarıyla paylaşmak; bunu daha hızlı atlatmanızı sağlıyor
Yapılan araştırmalar, fiziksel ağrılarda olduğu gibi ‘parasetemol ’un sosyal destek konusunda da işe yaradığını ortaya koyuyor. Yani sosyalleşmeniz ve acınızı başka insanlarla paylaşmanız, gercekten acınızı hafifletiyor.
Sonuc olarak terk edildiğinizde yaşadığınız o korkunc duyguya fazla takılmayın deriz; biyolojimizle nasıl savaşabiliriz ki?