Şu anki telefonlarımız, NASA ’nın Ay ’a gonderdiği astronotlar icin kullandığı teknolojiden daha guclu. Boylesine guclu bir teknolojik alete sahip olduğumuz icin de cok şanslıyız elbette. Cebimizde taşıyabildiğimiz portatif bir beyin gorevi goren akıllı telefonlar artık ayrılmaz bir parcamız.
Hayatımız kolaylaştı belki ama gercekten de bu kadar kolaylığa ihtiyacımız var mıydı? Bu kolaylıklar bize o kadar onemli gibi gosterildi ki, her sene kullanmayacağımız yeni ozelliklere sahip yeni telefonlar alırken bulduk kendimizi.
Modern hayat, gunluk hayatımızda gosterdiğimiz her eforu bize yuk olarak lanse etti. Yeni teknolojileri takip etmemek geri kalmışlık ve hatta cahillik oldu. “Yoksa sen hala kalem kağıt mı kullanıyorsun?” gibi yaklaşımlar, bizi eski duygularımızdan uzaklaştırdı. Ozgunluk azaldı, taklitler coğaldı.
Peki, akıllı telefonlar sozde ‘modern yaşam ’ adı altında bizden neler goturdu? İşte elimizden kacıp giden 16 guzel şey.
1. Konuşacak konularımız vardı
Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda coğu zaman konuşacak konu bulamıyoruz. Cunku herkes tum hayatını sosyal medya aracılığıyla zaten paylaşmış ve diğerleri de onceden gormuş oluyor. Bu yuzden “Son zamanlarda ne yapıyorsun?” sorusu sorulmaz oldu.
2. Konserleri gozlerimizle izlerdik
Onceleri konserler cok daha eğlenceli ve keyifli gecerdi. Konser alanında olan herkes, o an yaşadığı duygunun ve paylaşılan ortak keyfin tadını cıkarırdı. Şimdi ise gozlerimiz ve sahnenin arasına telefonlarımız girdi. Engellenemez bir durtuyle cekilen her fotoğraf ve video işin buyusunu bozdu.
3. İlgimizi gostermek icin caldırıp kapatmak yeterdi
Eskiden sevdiğimiz bir insana “aklımdasın” demek icin caldırıp kapatmak yeterdi. Bu kucuk ve anlamlı hareket bircok sozcuğun yerine gecerdi. Şimdiyse atılan dağ gibi mesajlarla bile anlaşamaz olduk.
4. Muzik dinlemek icin el emeği goz nuru kasetler yapardık
Eskiden muzik dinlemek bu kadar kolay değildi. Sevdiğimiz muzikleri kasetlere kaydeder, walkman ’den dinlerdik. Hatta hoşlandığımız kişilere, kendi yaptığımız kasetleri hediye ederken album yapımcısı gibi hissederdik.
5. Sadece en onemli anlar fotoğraflanır ve anıya donuşturulurdu
Cebimizde surekli olarak fotoğraf cekebileceğimiz bir cihaz olmazdı. Bu yuzden sadece en onemli anlarda fotoğraf cekerdik. Yıllar sonra albume baktığımızda ise her fotoğraf bize birbirinden onemli anları hatırlatırdı. Şimdi bilgisayarımızda binlerce fotoğraf olmasına rağmen birine bile bakmıyoruz. Sadece, birbiriyle aynı sekiz fotoğrafımıza bakıp hangisinin daha guzel olduğunu bulmaya calışıyoruz.
6. Duşuncelerimiz bize ozeldi ve daha ozgundu
Aklımıza gelen şeyleri kendimize saklardık. Cunku o zamanlarda duşuncelerimiz beğeniye muhtac değildi. Aklımıza gelen her duşunceyi pazarlamaya calışmadığımız icin de daha ozgunduk.
7. Bilgi daha onemliydi
Bir şey oğrenmek bu kadar kolay değildi. Bilmek icin en azından ansiklopediler arasında vakit gecirmek gerekirdi. Bu da gecmişe dair en guzel anılardan biridir zaten. Ama şimdi aklımıza gelen herhangi bir sorunun cevabını telefonumuzdan oğrenebiliriz. Bu durumun getirileri cok fazla fakat bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olması gozumuzdeki değerini duşurdu.
8. Adresi esnaflara sorardık
GPS ’lerin bircok faydası olsa da bizden goturdukleri de var. Sora sora Bağdat bulunur atasozunu artık kullanılmaz olduk. Akıllı telefonlardan once esnafla ve semt sakinleriyle iletişime gecer onlardan tarif alırdık. Şimdilerdeyse kaybolmuş gibi gorunmemek icin kafamızı bile kaldırmıyoruz.
9. Birbirimizi beklerken sabırsızlanmazdık
Son zamanlarda o kadar cok iletişim halindeyiz ki, bir buluşmaya 2 dakika gec kalan arkadaşımızı mesajlarımızla darlar olduk. Eskiden bir mekana oturur cayımızı soyler ve arkadaşımızın gelmesini beklerdik.
10. Goz temasından kacınmazdık
Orneğin otobus beklerken, telefonumuzun şarjı bitmişse nereye bakacağımızı şaşırıyoruz. Gozlerimizi insanlardan kacırıyor ve bakacak bir yer arıyoruz. Ama bulamıyoruz. Bu da sosyal iletişimimizin koreldiğini gosteriyor.
11. İstediğimiz zaman yalnız kalabilirdik
Yalnız kalmak icin odamıza gecmemiz yeterli olurdu. Tum dunyayı geride bırakmış gibi hissederdik. Ama artık akıllı telefonların gelmesiyle bu duygu da rafa kalktı. Her an yanımızda taşıdığımız bu cihazlar yuzunden hep erişilebilir olduk, hic yalnız kalamadık. Belki telefonumuzu kapatsak yine eskisi gibi olur ama kapatamıyoruz. Elimiz gitmiyor.
12. Daha cesurduk
Artık aradığımız kişinin telefonu acmıyorsa, 5 dakikadır mesajlara cevap vermemişse ya da telefonu direkt kapalıysa aklımıza gelen ilk duşunce “Başına bir şey geldi kesin” oldu. Cunku akıllı telefonlar yuzunden herkesin her an ulaşılabilir olmasını bekliyoruz. Ulaşamadığımızda da durum bize “normal” gelmiyor.
13. Kafamız rahat uyurduk
Eskiden uyumak icin yatağa yattığımızda gozlerimizi kapatır ve uyurduk. Şimdiyse yatağa yatınca gercekleştirmemiz gereken bir suru rituel var. Tum sosyal hesapların son kez kontrol edilmesi gibi. Ayrıca gece vakti telefonumuza gelen en gereksiz bildirim bile, bizi uykumuzdan alıkoyuyor.
14. Daha dikkatliydik
Algımız daha acıktı. Kafamızı celecek cok fazla şey olmazdı. Şimdiyse derste, toplantıda, seminerde, dikkatimiz cabucak bozuluyor ve kendimizi telefonumuza bakarken buluyoruz. Hem de boş boş bakarken.
15. Bir suru oyuncağımız vardı
Borulardan fişekler atar, kendi ellerimizle cıtalı ucurtmalar yapardık. Şimdiyse hem cocukların hem de buyuklerin tek oyuncağı telefonları oldu.
16. Elektrikler kesilince sevinirdik
Sevinirdik cunku ailemizle daha ozel bir an gecirme fırsatımız olurdu. Televizyon calışmaz, mumlar yakılır, sohbet eder hikayeler anlatırdık. Şimdiyse elektrikler gittiğinde moralimiz bozuluyor, kendimizi ailemizin yanında bile yalnız hissediyoruz.