Yas, insana korkunc acı veren bir duygu, bir his ya da bunlara benzeyen ama karşılığı tam olarak bu kelimeler olmayan ‘bir şey ’. Ve yalnızca biri olduğunde ortaya cıkmıyor. İlişkiler darmadağın olduğunda, bir fırsatı elimizden kacırdığımızda ya da bazen bir hastalık yuzunden bu duyguyu yaşayabiliyoruz.
Biz boyle duygular icindeyken, acımızı goren insanlar haliyle bize yardımcı olmak istiyorlar. Ya da biz, sevdiğimiz bir insan yas tutarken onun yanında olmak istiyoruz. Ancak bu iyi niyetli isteğin her zaman cok da başarılı olduğunu soyleyemeyiz. Cunku yas tutan bir insana yaklaşmak, sandığımız kadar kolay değil. İşte derin bir uzuntu icerisinde olan insanlara karşı asla kurulmaması gereken o cumleler.
1. Kişinin yaşadığı trajedinin, onun hayatında aslında olumlu değişikliklere yol actığını soylemek Bunu hangimiz yapmıyoruz ki? Yas tutan birini teselli ederken “Uzulme, kotu bir şey yaşadın ama bak bu senin hayatında olumlu şeylere de sebep oldu” gibi cumleler kurarız genelde. Oysa bu sozcukler duygusal, ruhsal ve psikolojik şiddetten farksız.
2. “Her şeyin bir nedeni var.” Yine aynı şekilde, karşımızdaki kişinin başına gelen kotu şeyin aslında onu olgunlaştırmak icin meydana geldiğini soyleriz onu teselli etmek adına. Oysa tum bunlar, insanların acısını yaşamasına engel olan şeylerdir. Ve kesinlikle doğru değildir.
3. Kişiye kaybı konusunda sorumluluk alması gerektiğini soylemek Bu noktada danışmanın soylediği cok guzel bir cumle var: “İnsanlar anlamak istemediğinde başkalarına sorumluluk almalarını soylerler.” Cunku anlamak zordur. Ve kimse cocuğunu kaybettiği icin ya da tecavuze uğradığı icin sorumluluk alamaz.
4. “Yas”ı donuşturmek, gormezden gelmek ve ondan kacınmak Ozellikle bizim kulturumuzde yas, iyileştirilmesi gereken bir hastalık gibi goruluyor. Oysa yasını hakkıyla tutamayan bir insanın iyileşmesi mumkun değildir.
5. Tavsiyelerde bulunmak Cunku kederli bir insanın ihtiyacı olan son şey, tavsiyedir. Dunyası yıkılmıştır ve kendi dunyasına birisini alma fikri bile, o an onun icin oldukca korkutucudur.
6. Acılarını yok etmeye, onarmaya, rasyonalize etmeye calışmak Boyle bir tavır icerisinde olmak, karşımızdakinin korkularını ve endişelerini daha da artırır. Bu yuzden bunun yerine yapabileceğiniz en onemli şey, kabul etmek olacaktır.
7. Yaşadığı acıya ve sorularına cevap bulmaya calışmak Diyoruz ya yaşanan acının bir sebebi yoktur ve her şeyi kontrol edemeyiz. Megan Devine ’nin de dediği gibi: “Hayattaki bazı şeyleri duzeltemezsin. Onları akışına bırakırsın.”
8. Ne yapması gerektiğini veya nasıl hissetmesi gerektiğini soylemek Yas tutmanın bir yontemi yoktur. Keder, her zaman belirgin bir şekilde ve aşama aşama meydana gelmez.
9. Kişinin davranışlarını yargılamak ve o davranışları kişisel algılamak Acı ceken insanların ihtiyacı olan şey, hissettikleri şeylerin normal olduğunu bilmektir. Ve yaşadıkları duygusal iniş cıkışlardan dolayı sevdiklerine karşı hırcınlaşabilirler. Karşımızdaki insanın bu tarz davranışlarından bir anlam cıkarmak, ona haksızlık etmek olacaktır.
10. Acı ceken kişiyi hayatına devam etmesi icin zorlamak Yas tutmanın herhangi bir suresi yoktur. Bircok kişi icin derin bir kaybın etkileri 18-24 ay surerken, bazıları icin bu sure daha kısa veya daha uzun olabilir.
11. Duygularını ifade etmeye zorlamak Karşımızdakini konuşmaya zorlamak yerine, istediği zaman acısı hakkında konuşabileceğini bilmesi; yani bunu hissettirmek cok onemlidir.
BONUS: “Acını kabul ediyorum. Burada seninleyim.” İşte tek yapmanız gereken şey bu: Acısını yaşamasına izin vermek, onun yanında olup acısını hissetmek. Cunku onunla orada olmak, acısını paylaşmak ozel bir eğitim gerektirmez.