
“İnternet sansuru”, internet ortamındaki her turlu bilgiye erişme veya bilgi koymaya yonelik denetim anlamına geliyor. Ve sansur turleri arasında yeni bir kavram olmasına rağmen; hukumet organlarının kullanıcıların internetteki faaliyetlerine kontrol veya yasaklar koyması, tum dunya ulkelerinin ortak problemi aslında…
Bizim ulkemize gelecek olursak; her toplumsal olay sonrasında yaşadığımız gibi, dun akşam saatlerinde gercekleşen Ataturk Havalimanı ’ndaki bombalı saldırının hemen ardından, yine bir internet sansuruyle baş başayız. İnternet uzerinden bilgi sahibi olamamak yetmezmiş gibi; geleneksel medyanın taraflı yayını yuzunden de, olayın detaylarından yeteri kadar haberdar olamıyoruz. En azından hatrı sayılır bir kalabalık icin durum bu şekilde.
Devlet eliyle yapılan bu internet sansuru, sadece ifade ozgurluğunun ihlali değil; bilginin paylaşılması ve halkın bilgi edinme hakkının da ihlal edilmesi anlamına geliyor.
Biz de buradan hareketle; dijital mecranın onde gelen isimlerine “internet sansuru” hakkındaki duşuncelerini sorduk. Bizi kırmayan isimler de değerli duşuncelerini bizimle paylaştılar.
**Listemizdeki sıralama, bizden değerli yorumlarını esirgemeyen isimlerin bize yaptıkları geri donuş zamanları baz alınarak belirlenmiştir.
Yrd. Doc. Dr Erkan Saka- Bilgi Universitesi İletişim Fakultesi Oğretim Uyesi
“Yasaklama bilgi kirliliğini engellemiyor. Aksine kirliliğin derinleşmesine neden oluyor. Otoritelerin bilgi akışını doğru, nesnel ve hızlı bir şekilde yonlendirmesi daha makul olur. İnanıyorum ki coğu vatandaş bu bilgileri tercih eder. Ama bu olmadığı zaman dogru, yanlış vatandaş bildirimleri one cıkıyor…”
Yalcın Pembecioğlu- Bigumigu Kurucu Ortağı
“Bilgiye erişimin bu kadar kolayca engelleniyor olması uzucu. Bu durumun ulkenin normallerinden birisi haline gelmesi daha da uzucu. Demokrasi denilen şey fikirlerin ozgurce ifade edilmesi ve bilgiye erişimi de kapsıyor. Ulkemizdeyse secim ve oy vermek dışında bir demokrasi tanımı da beklentisi de eksik. Toplumu etkileyen uzucu olaylar sonrasında yapılması gereken en onemli şey, her konunun yetkili kişilerinin buyuk bir hızla toplumu bilgilendirmesidir.
Son 3 yılda Turkiye ’de topluma gercekleşen olaylarla ilgili bilgi nasıl ve ne şekilde verilecek konusu iktidarın cıkarları doğrultusunda planlandığı icin halkı hızla bilgilendirmek sorumluluğu unutuldu. Yetkililerin bilgi aktarmadığı durumlarda da vatandaşlar ellerindeki her bir bilgi ve goruntuyu hızla dolaşıma sokmak istiyor. Cunku caresiz durumdayız, cunku gorduğumuz ve tanığı olduğumuz dehşet verici olayların karartılma ihtimalinden korkuyoruz. İktidar da dolaşımdaki goruntuleri bahane ederek hızla yayın yasağı ve internet sansuru kartlarını masaya suruyor. Sonucta iki kotu şeye alışıyoruz: Dehşet iceren goruntulerin paylaşıma girmesi, sosyal medyanın sansure uğraması.
Cozum nasıl gelecek? İktidara oy verenlerin bu durumdan rahatsız olmaları ve artık kendi partilerine tapınmak yerine toplumsal hakların partileri tarafından korunması icin seslerini cıkartmaları gerekiyor. Yuzbinlerce aklı başında insanın “buyuk oyun” ruyalarından uyanıp kendi ulkelerine neler olmakta olduğunu gormeleri lazım. Reyhanlı bombalı saldırısı sonrasında yayın yasağı gelmeseydi, ulkenin yetkilileri tum sorumluluklarının gereğini yaptıklarını vatandaşlara acıklayabilselerdi ve en onemlisi bu şeffaflık yetki sahipleri uzerinde sorumluluk baskısı oluştursaydı, İslam Devleti ya da bilinen adıyla IŞİD bugun ulke icinde bu kadar sık ve kolay teror eylemi gercekleştiremeyebilirdi.”
Sina Afra- Girişimci
“Bir teror saldırısından sonra yayın yasağının gelmesi ve internete Twitter ve Facebook ’a ulaşımın engellenmesinin yararlı olmadığını duşunuyorum. Bruksel ’deki havalimanı saldırısında, Belcika tam tersine tum kanalları kullanarak bir bilinclenme ve koordinasyonu sağlamıştı. Teror saldırısı gibi toplumsal krizler acık iletişime muhtac. Yasaklar sadece toplumun değişik kesimlerinin kendi gerceklerini yaratmasını sağlıyor.”
Ali Karabey- 212 Capital Partners Kurucu Ortağı
“Cocukların akıllı telefonları ile VPN bağlantısı kurmayı bildikleri bir zamanda yaşıyoruz.
Bazı bilgilerin yayılmasını engellemek icin tum bilgi akışını durdurmaya calışmak nerdeyse imkansız ve coğu zaman istenenin aksi sonuclara yol acıyor.
Bu nafile caba bizi komik bir duruma duşurup, doğru ve tarafsız bilginin de yayılmasını engellerken, terorun yarattığı umutsuzluk hissini daha da derinleştiriyor.
Boyle bir ortamdan ise duşunen, sorgulayan, yaratan, yani insan olmanın gereklerini yere getiren bireylerin cıkabileceğini duşunmek buyuk bir yanılgı.
Doğru bilgiye ulaşıma tum kanallardan hızlıca imkan vermek hem mumkun hem de dezenformasyonun onune gecmenin, propagandayı engellemenin en kolay yolu.
İlerlemenin ise başka bir yolu yok.”
İsmail Hakkı Polat- Kadir Has Universitesi Oğretim Gorevlisi
“Oncelikle bu vahşi teror saldırısının kurbanlarına Allah ’tan rahmet diliyor ve masum insanları hedef alan teror orgutlerini de lanetliyorum. Kuşkusuz bu tur kitlesel teror olaylarında, toplumun kotu niyetli kişi ve gruplar tarafından yanlış bilgilerle manipule edilmemesi ve teror olayları kapsamında yapılan adli soruşturmanın sağlıklı yurutulmesi amacıyla olay yeri goruntulerine medya sınırlaması getirilebilmekte ve ayrıca vatandaşlardan da konuya ilişkin paylaşımlarında hassasiyet gostermeleri ve manipulasyonlara alet olmamaları icin bilincli davranmaları talep edilebilmekte. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, bu sınırlamaların topyekun bir sansure donuşmemesi.
İnternet, gunumuzde sadece iletişim ve sosyal medya paylaşımları boyutuyla değil onu da aşan bicimde gunluk hayatımızın, toplumsal işleyişin, ekonominin ve kurum ve kuruluşların iş akışlarının da, vazgecilmez bir parcası. İşte tam da bu nedenle kriz surecinde İnternet uzerinden yapılacak bir yavaşlatma ya da sosyal medya platfomlarına erişimin toptan engellenmesi yerine, doğrudan olayla ilgisi bulunan manipulatif ve nefret soylemi iceren paylaşımlara odaklanılarak kamu diplomasisi ve teknik yontemlerle bunların etkisiz kılınması sağlanmalı ve bu sayede İnternet uzerindeki gunluk hayat ve iş akışının tamamen kesilmesinden kaynaklanacak belirsizlik ve istikrarsızlık ortamından kacınılmalıdır. Umarım bu tur alcakca bir saldırıyla bir daha karşılaşmayız. Ulkemizin başı sağolsun!”
Dr. Uğur Ozmen- CRM Danışmanı ve Oğretim Gorevlisi
“22 Mart 2016 sabahında, Bruksel Hava Limanı ’ndaki bombalama olayları sırasında Belcika ’daydık ve otelden cıkıp havaalanına gitmek icin hazırlık yapıyorduk.
O sabah gideceğimizi bilen dostlarımız, olayı TV ’den duyar duymaz aradılar ve halimizi sordular. Durumu oğrenince internet ’ten araştırma yaptık. Haberlerdeki resimlerinden havalimanının durumun vahim olduğu anlaşılıyordu. Bruksel Hava Limanı ’nın resmi sosyal medya hesaplarına baktık. “Havalimanına gelmeyin. Gelen ve giden ucaklara kapalıdır” diye uyarılar vardı.
Hemen Amsterdam ’dan kalkan ucaklara baktık. Yetişebileceğimiz bir saatte bilet aldık. Yola cıktık. Sadece 2 saat gecikmeyle ve fazla mağdur olmadan İstanbul ’a geldik. (Ayrıntılı bilgi şurada http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/kamu-kriz-internet)
Kamu kurumlarının internet uzerinden (gerekirse sosyal mecra hesaplarını kullanarak) doğru ve hızlı bilgilendirme yapması, mağduriyetleri ciddi oranda azaltır. Bilginin yanlış yayılmasını engeller.”
Hakan Bilginer- Zaytung Kurucusu
“Acıkcası Turkiye ’yi ayda bir canlı bomba saldırısı gercekleşen ve bir bolumunden surekli catışma ve olum haberleri gelen bir ulke haline getiren, surekli ic ve dış gerginliklerle giderek yonetilemez hale getiren bir hukumet acısından cok tutarlı bir hareket. Ulkeyi yonetmek adına ellerinden bir şeyler geliyor olsa zaten bu derece yoğun internet kısıtlamalarına ya da haber alma hakkının gaspına da ihtiyac duymazlar. Tek meziyetleri iyi biat etmek olan bir grup niteliksiz ve duşuk profilli adamdan daha iyisini beklemek hata olur. Kapasiteleri bu, kafaları bu kadarına calışıyor…”
Ahmet Kırtok- Listelist Kurucusu ve Bilgi Universitesi Oğretim Gorevlisi
“Son yıllarda Turkiye ’deki toplumsal olayların hemen ardından başta onde gelen sosyal medya kanalları olmak uzere bircok internet sitesi direk yayın engeli ve/veya yavaşlatma (throttling) ile karşı karşıya kalmakta.
Ozellikle teror gibi toplumun her kesimini ilgilendiren olaylarda Turkiye ’deki geleneksel medyanın onemli bir bolumunun uluslararası habercilik standartlarından cok uzakta yaklaşımı, bunun yanısıra devletin uyguladığı yayın yasakları ile birlikte habere erişim hakkı elinden alınan toplum, careyi internette aramakta.
Ancak sadece demokrasinin tam olarak benimsenmediği ve uygulanmadığı ulkelerdeki uygulamalara benzer sansurler nedeniyle dijital ortamda da halkın habere erişimi devlet eliyle engellenmekte. Bu sansur anlayışı ulkemizin uluslararası arenada imajına cok ciddi zararlar vermektedir. Her toplumda halkın haberlere ve internet gibi cağımızın olmazsa olmaz iletişim aracına erişim hakkı hicbir şekilde engellenmemelidir.”
Listelist ekibi olarak, duşuncelerini bizimle paylaşan bu değerli isimlere cok teşekkur ediyoruz. Bu konuyla ilgili her turlu farklı goruşe acık olduğumuzu ozellikle belirterek; bizimle duşuncelerini paylaşmak isteyen okuyucularımızın da değerli yorumlarını bekliyoruz.
Cunku birbirimizi dinlemeye cok ihtiyacımız var.
Cunku bizim icin her goruş aynı derecede onemli.