
Ortaya cıkan eserler, ortaya cıkan eserlerden filmler, diziler sonu gelmeyen distopyadan ve utopyadan etkilenip kacınılmaz bir ‘gerceği ’ yarattı. Totaliter devletlerden ikili ilişkilere, yapay zekadan robotlara kadar ustunde konuştuğumuz bircok kurgu gerceğe mi donuştu? Huxley ’in “Cesur Yeni Dūnya” romanındaki gibi mi olacak geleceğin toplumu, yoksa Orwell ’ın unlu “1984” adlı romanındaki gibi mi?
Gelecek toplumuna dair ele aldığımız kurgusal gercekler, ustune konuştuğumuz teknoloji, birey, ozgurluk, devlet gibi yapıları celişkilerle ve ucurumla birleştiriyoruz…
1. En kolay yonetilen toplum, tek tip ‘geliştirilmiş ’ toplumdur. Tıpkı Hitler ’in yaptığı diktatorluk gibi.
Gelecekte sisteme baş kaldırmak, farklı olmayı secmek bugun olduğundan daha zor olacaktır. Cunku gelecekte insanlar bugunden cok daha fazla bir şekilde tek tip olmaya zorlanacaklardır.
2. George Orwell-1984 ’teki gibi ’duşunce polisi ’ olabilir mi?
Bu da yakın gelecekte iktidarın insanlar uzerindeki denetimini artıracak ve bireyin bircok haklarının iktidar tarafından ihlali anlamına gelecektir. Herhangi bir yerde herhangi bir zamanda haberiniz olmadan sizinle ilgili kayıt yapılabilecek. Zaten şimdiden cep telefonları ile bu yapılıyor ve bireyin hakları ihlal ediliyor.
3. Orwell ’ın distopik toplumu aynen Foucault ’un sozunu ettiği “Gorulmeden gozetim altında tutan bir hapishane sistemidir” ozunde.
“1984” kitabında iktidar, bireyin surekli gozunun onundedir, birey her yerde gozetlenmektedir. Kameralar, tıpkı bir hapishanenin merkez kulesinin siluetini oluşturur. Fakat iktidarı simgeleyen ‘Big Brother ’ sembolunun varlığı kanıtlanamaz. Onun gercekte var olup olmadığı toplumun nezdinde belli değildir. İşte tam Foucault ’un anlattığı bu toplum, “1984” kitabındaki topluma bu acılardan uyar.
4. Daha şimdiden giderek artış gosteren sanal ilişkiler, gelecekte cok daha ust boyutlara ulaşabilir.
Seks yapma istemi, ozunde beyinsel bir tatmindir. Gorme, koklama, işitme, dokunma, tatma, duşunce ve duygular cinsel isteği meydana getirir. Gelecekte bu da değişebilir. Dolayısıyla gelecekte insanlar, gercekmiş gibi algıladıkları sanal cinsel ilişkiler yaşayabilirler.
5. Seks robotları uretilmeye başlanıyor. Bir futurolojist 2050 yılında, insan memnuniyeti amacıyla tasarlanmış robotlar ile seksin ozel norm olacağına inanıyor.
İnsanlar bugun sosyal izolasyon icinde yaşıyorlar. Calışıyorlar, kariyer ve para yapıyorlar, tuketiyorlar ve cok meşguller. Kapitalist sistem onlara deǧil başkalarına, kendilerine ayıracak zaman bile tanımıyor. Yalnızca sosyal medyadan takip ediyorlar hayatı. Yuz yuze ilişkiler giderek tukeniyor. İnternet sosyal medya ilişkileri değiştirdi. İnsanlar bazen kendilerini cok az tanıdıkları ve hic gormedikleri kişilere anlatabiliyor, onlara en gizli sırlarını anlatabiliyorlar. İlişkiler giderek mekanikleşiyor!
6. İnsanların coğu sosyal medyada gosterdiklerinin aksine yalnız ve gelecekte bu yalnızlık daha da artacak.
Yalnızlık ayrıca keskin bir depresyonu da beraberinde getirebiliyor. Gelecekte insanın psikolojik rahatsızlıkları da artabilir. Yalnızlık yalnızca, yalnız yaşayanların sorunu deǧil, aynı evde yaşayanların sorunu oluyor ve geleceǧin toplumunda bu sorun daha da keskinleşecek. Yalnızlıǧın diǧer boyutu ise, kişideki yabancılaşmayı yakıcı bir dozda artırmasıdır.
7. “Yapay zekayı da yaratan insandır, dolayısıyla insan her zaman yapay zekadan daha akıllı olacaktır.” Ancak son zamanlarda bu klişe guncelliğini yitirdi.
Cunku yapay zeka teknolojisi hızla gelişiyor. İnsan evriminin gelişimi ise sınırlı. Orneğin yapay zeka sonunda Turing testini gecmeyi başardı. Turing testi bugune kadar yapay zeka tarafından gecilememişti.
8. Peki korkulan olur da bir gun yapay zeka insan kontrolunden cıkarsa o takdirde neler gelişebilir? Bu kotu senaryoda insan varlığı yok bile olabilir.
Bir gun insanlık, yapay zeka konusunda kontrolu elden kacırabilir ve frene de basamayabilir. Bu konuda başta Hawking ve başka bilim insanları da sık sık uyarıda bulunuyorlar. Ancak bu uyarılar, gercekci olmak gerekirse hicbir işe yaramayacaktır. Kimse bu sureci engelleyemez ne yazık ki…
9. Bununla ilgili etkili sozleri Stephen Hawking soyluyor:
“Eǧer makineler her şeyi uretecekse, sonuc bunun nasıl boluşuleceğine, dağıtılacağına bağlıdır. Herkes makineler tarafından uretilen luks ve zenginlikten yararlanacak mı, yoksa insanların coğu sefilliǧe mi mahkum olacak, eǧer makinelerin sahipleri bu zenginliǧin dağıtımına, boluşumune izin vermezlerse? Şimdiye dek gorulen eǧilim ikinci secenektir, yani teknoloji eşitsizliǧi artırmıştır.”
10. Ayrıca Google “kişiliğe sahip robot” teknolojisini patentledi. Google ’ın geleceğe dair vizyonu, her bir insana ait kişisel bir robot yerine, robotlar arasında aktarılabilecek kişilik ozelliklerini ongoruyor. Patentte şoyle belirtiliyor:
“Kişilik ve duygu hali diğer robotlarla paylaşılabilir; boylece bir veya birden fazla cihazdaki robotlar klonlanarak kopyalanabilir. Bu sayede, kişi bir başka şehre seyahat etse bile, evindeki robotunun kişilik ve duygusal ozelliklerini bulunduğu şehirdeki robota (bir diğer deriye) indirebilir. Boylece robotun kişiliği taşınabilir ve aktarılabilir olur.”
11. Yani gelecekte butun bu bilimsel ve teknolojik gelişmeler insan hak ve ozgurluklerine bir darbe olarak iktidar odakları tarafından kullanılabilir. Romanlarda ve filmlerde sıkca gorduğumuz distopik toplum gercek olabilir.
Oregon Universitesi ’nde yapılan bir araștırmaya gore, insanların duşunceleri sayesinde okunarak ekranda goruntulenebiliyor. Bu araștırmada 23 gonulluye 1000 tane insan yuzunden oluşan renkli fotoğraf gosterilmiş. “Biz birinin hafızasını alıp -ki tipik olarak icve ozel bir şeydir-, onu beyinden dışarıya cıkarabiliriz” diyor Brice Kuhl.
12. Orwell ’ın “1984” adlı yapıtında dediği gibi belki de, “Gecmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, gecmişi de denetim altında tutar.”
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2