
Zaman makinesi icat edilseydi bircok insan elbette ki geleceğe gitmek isterdi. Ancak benim gibi, yaşadığı zamandan memnun olmayıp gecmişe ozlem duyan hayalperestler icin o yılları gormek geleceği gormekten daha cezbedici olabiliyor.
1. Gecmişin yazarları
Klasik kitapları seven kitap kurtlarının, hayranı oldukları yazarlarla tanışmak en buyuk hayalleridir. Ancak bu insanlar yıllar once olduğu icin bu durum imkansız. Yaşadıkları donemde bu insanlarla tanışmayı, iki sohbet etmeyi kim istemez… Ama gunumuzde bu insanlarla tanışmak icin olmek gerekiyor. Duşunsenize oluyorsunuz ve diğer tarafta Dostoyevski ile tanışıp kanka oluyorsunuz mesela… Ya da Marcel Proust ’la… Ya da ne bileyim Milan Kudera ’yla…
2. Klasik arabalar
Bizim icin gunumuzde klasik olan bu otomobiller o yıllarda son model idi. Gunumuzde bu otomobillere sahip olabilmek icin son model bir spor otomobil parasını gozden cıkarmak gerekebiliyor. O yıllarda otomobil firmaları buyuk bir rekabet halinde olduklarından; uretilecek bir otomobil tasarlanırken her firma elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Gunumuzde ise bu pazardaki pasta payları paylaşılmış olduğundan firmalar buna eskisi kadar onem vermiyor ve uretilen otomobiller o yıllardaki gibi eşsiz olamıyor haliyle. Bu yuzdendir ki bircok insan hurdalıkta bulduğu bu otomobilleri yeni ve son model bir araba parası harcayarak restore edip kullanıyor.
3. Marilyn Monroe
Sırf onun icin bile gecmişe gidilir. Dunyada sarışınlığın ve balık etliliğin en cok yakıştığı kadınlardandır. Freud onu tanısaydı butun teorilerini yeniden yazardı. Marilyn Monroe bu dunyanın gorduğu en muhteşem kadınlardan biridir, hatta kadın kavramının somutlaşmış halidir. Tabi yalnızca onunla sınırlı değil; Rita Hayworth, Audrey Hepburn…
4. Cizgi Roman Bugun sinemalarda filmlerini izlediğimiz ve gelecek filmlerinin sabırsızlıkla beklediğimiz bircok super kahraman aslında cizgi roman karakteri olarak yazılmış. Bugun antikacılarda, sahaflarda, bitpazarlarında koleksiyonumuza katmak adına fellik fellik dolandığımız bu cizgi romanları ilk cıktığı gunlerde alabilmek vardı. Bugun bu tarz cizgi romanların koleksiyon değeri taşıyan ilk basımları acık arttırmalarda ucuk rakamlardan satılıyor.
5. Mektuplaşmak
Eskiden telefonlar, sosyal medya, Whatsapp gibi uygulamalar yoktu ve uzaktaki bir kişiyle haberleşmenin tek yolu mektup yazmaktı. Ancak gonderilen mektupların karşıdaki kişiye ulaşması oldukca uzun zaman alıyordu. İnsanlar mektupları beklerken her postacı gectiğinde kendilerine uzaktaki bir yakınlarından mektup geldiğini duşunur ve heyecanlanırlardı. Gunumuzde saniyenin onda birinde gercekleştirdiğimiz bu eylem artık eskisi kadar insanları mutlu etmiyor. Belki de aradan gecen zaman o kişiden gelecek en kucuk bir haberi bile inanılmaz bir mutluluk kaynağı haline getiriyordu. Artık mektup yalnızca resmi yazışmalar veya duzenlenen yarışmalara odullu yarışmalara başvuru amacıyla nadiren kullanılıyor.
6. Gecmişin modası
Bugun insanlara moda hakkında ders verilmeye kalkılsa ilk başvurulacak kaynak gecmişteki moda akımları olurdu sanırım. 60 ’lı yıllarda 90 ’larda son bulan hippi modası bugun bile hala modaya yon verebiliyor. O yıllarda insanlar gunumuze kıyasla guzel gorunebilmek adına daha az caba harcıyordu. Gecmişte insanların yaratıcılığından doğan moda akımları artık yerini endustriyel ve tekduze bir moda kavramına bıraktı.
7. Gecmişte cekilmiş filmler
2000 ’li yıllara kadar sinema sektorunde Greenbox ve CGI teknolojisi yoktu. Gecmişte filmler gercek anlamıyla cekilirdi, bugun ise filmler yapılmakta, arada fark var. Yani fantastik bir film ya da bilim kurgu gibi yeni bir dunya yaratmanın gerektiği filmler cekilirken yuzlerce metrekarelik setler kuruluyordu. Oyunculara yapılan makyajlar saatler surebiliyordu. Sonucta ortaya tamamen cabayla ve yaratıcılıkla meydana gelen filmler cıkıyordu. Gunumuzde izlediğimiz en fantastik filmler bile artık 5 metrekarelik odalara cekilmekte ve cekilmesi gecmişe oranla kolay olduğu icin sıradan bir durum halinde. Halbuki onceden bu tarz filmler 3-5 yılda bir cekilir ve her vizyona girişinde insanlar heyecan duyardı. Gecmişte yapılan tarzdaki filmlerin gunumuzdeki son uyesi Yuzuklerin Efendisi serisidir. Yuzuklerin Efendisi serisinin ne kadar efsane olduğu hakkında herkes hemfikirdir. Bu yuzdendir ki serinin devamı olan Hobbit filmleri tamamen dijital teknolojilerle yapıldığı icin rağbet gormemiştir.
8. Gecmişin muzikleri
Gecmiş yıllarda muzik insanları eğlendirmek, kimi durumlarda bir fikri savunabilmek, insanlara birşey anlatmak amacıyla yapılırdı. Muzisyenler tum enerjilerini bunları yapabilmek adına harcıyorlardı. Amac ortaya cıkacak olan muziğin gercek anlamda bu duşuncelerden birinin gercekleştirmesini sağlamaktı. Michael Jackson, Nirvana, Metallica, Led Zeppelin, Beatles ve daha nice onemli gruplar… Gunumuzde her şey gibi muzik de endustrileşti ve tekduze bir hale geldi. Ustelik artık yaratıcılığın ve insan emeğinin bir onemi de kalmadı. Basit bir bilgisayarla bile her turlu muzik oluşturulabilmekte ve satılabilmekte.
9. Gecmişteki futbolcular
Futbol gunumuzde de, gecmişte olduğu kadar populer bir spor. Ama burada Maradona ’dan, Pele ’den, Eusebio ’dan vs. bahsediyoruz. Bu futbolcuları en iyi oldukları zamanlarda izleyebilme ihtimali bile gecmişe gitmek icin yeterli. Gunumuzde Dunya capında unlu ve cok yetenekli bircok futbolcu var ancak futbolda gunumuzde endustrileşti artık gecmişteki albenisine sahip değil.
10. Gecmişteki televizyon programları
Bugun tek kanallı TRT ’yi, ağzımız acık bir şekilde seyrettiğimiz dizileri bile hasretle anıyoruz. Yıllar sonra, tekrar seyrettiğimizde, Galaktika, Gorevimiz Tehlike, Kara Şimşek, Muppet Show, Dallas gibi diziler sanki bizim seyrettiğimiz diziler değil gibi. Bugun o televizyon programlarının o zamanlar bizde bıraktıkları duyguyu alamıyoruz artık.
11. Plaklar, kasetler daha neler neler
Muziğin bugunku gibi ulaşılmasının zor olduğu yıllarda insanlar sınırlı sayıda uretilen kasetleri ve plakları alabilmek icin deli danalar gibi mağaza mağaza dolaşırlardı. Orneğin o zamanlarda muziği dinlerken ileri sarma geri sarma buyuk zahmetti. Bu yuzden her muzik sonuna kadar dinlenir ve ezberlenirdi. İnsanların muzik zevklerinin gercek anlamda şekillendiği yıllardı. İnsanlar kasetlere ulaşamadıklarında şarkıları bir şekilde ellerindeki kasetlere veya plaklara kaydediciler vasıtasıyla kaydederdi. Girilen onca zahmet dinlenilen her muziği daha da değerli kılmaktaydı.
12. Gecmişin lezzetleri
Cocukluğumuzdaki Dido ’nun tadını, Uludağ Gazozu, Frigo Dondurmayı, Kos Helvayı, fırından aldığımız sıcak ekmeği, gazete kağıdına sarılmış simidin tadını arıyoruz. Hatta cok ufak değişiklikler yapılan cikolatalı gofretin tadını farklı buluyoruz. Ancak bilincli olarak sebebini de acıklayamıyoruz. Bilincaltı ise alıştığı lezzeti hemen tanıyor. Cocukluğumuzun bayramları, tatilleri bile farklıydı, yoksa bize mi oyle geliyor?
13. Gecmişte uretilen her şey daha dayanıklı idi Her biri yaklaşık 70- 100 once uretilmiş fotoğraf makinaları. Bir yuzyılı daha devirecek gibiler …
Gecmişte uretilen her şey; camaşır makinesinden tutun terliğine kadar bugune oranla cok daha dayanıklıydı. Cunku o donemlerde dayanıklılık esas kriterdi. Bir şey alınacaksa evladiyelik olmalıydı.Gunumuzde “dayanıklılık” kriteri eski onemini yitirdi. Tedarik artıp, kureselleşen dunyada rekabet fiyatları aşağı cekerken secenekler muazzam bir şekilde arttı. Urunlerin artık “yeteri kadar” dayanıklı olması yetiyor, hatta moda hızla değiştikce urun değiştirme hızımız artıyor, ve urunleri sık değiştirmeye alışıyoruz.
Yazar notu Zihnimizi kontrol altına almaya calışan “ego”muzun yok olma korkusundan kurtulmak icin kullandığı yollardan biri de, bizi gecmişe bağlamak, gecmişte yaşamak ve buna bağlı aidiyet ihtiyacıdır. Arabalardan tutun da kıcımızdaki dona kadar her şeyin endustriyel bir hale geldiği gunumuz dunyasında bizim gibi sozum ona manyakların gecmişe ozlem duymaları doğal olarak karşılanabilir. Ancak bu durum sağlıklı bir durum olmadığı gibi abartılmış hali insanı hayattan koparabilmektedir. Gecmiş kendisinden ders alınması icin vardır ve bu amacla kullanılmalıdır. Yukarıda bahsettiğimiz şeyler tamamen kişisel ve oznel şeylerdir, katılan olur katılmayan olur. Buyuk ve koklu endustriyel şirketler bunu bile kendi amacları doğrultusunda kullanabilmekte ve “bakın biz 100 yıllığız sizin gencliğinizde de vardık” tarzında mesajlarla guvenilir olduklarını lanse etmeye calışmaktadır. Gecmişi sevin ama cok bağlanmayın… Bizden soylemesi…