Belarus ’ta yaşayan kucuk bir aile, kendileri gibi kucuk bir ev inşa etmeye karar vermiş. Bunun en buyuk sebebi her ay odemek zorunda oldukları yuksek kira bedeli elbette. Neden daha kucuk bir evde, ama daha zengin bir yaşam surmeyelim diye yola cıkıp bu 16 metrekarelik kucucuk evi inşa etmişler. Uc kişi ve bir kopekten oluşan bu aile bireylerinin her birine epi topu 5 metrekare alan duşuyor, ancak daha mutlu oldukları kesin. Gelin bir salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşan bu kucuk dev eve bir goz atalım.
Kucuk ev fikri aile yuksek kira bedeliyle mucadele ederken akıllarına gelmiş.
Kira vermek veya krediyle ev sahibi olmak yerine neden kendimize yetecek kucuk bir ev inşa etmiyoruz demişler.
Bu fikri hayata gecirme konusunda da aceleci davranıp işe koyulmuşlar.
Oncelikleri bu kucucuk alandan maksimum istifade etmek olmuş.
Yatak odaları, oturma odasının hemen ustu olmuş mesela ve mutfağın altına bir kiler yerleştirmişler.
Tum yıl boyunca yaşamayı planladıkları icin yalıtıma buyuk onem vermişler, ısınma icin doğal gaz kullanan aile elektrik hattı cektirmeyi de ihmal etmemiş.
Ev, dışarıdan gorunduğunden cok daha geniş aslında, banyo ve tuvalet bile var.
Ailenin tek cocuğu ve bir de kopekleri var, onlar da bu evde kendilerini gayet rahat hissediyor.
Evi tamamen kendileri yapmışlar ve işcilik ve malzeme dahil bu evin fiyatı sadece 4.600 dolar tutmuş.
Bu fiyata mobilyalar, elektrik tesisatı, yalıtım, vs. giderleri de dahil ustelik.
Minsk ’teki ortalama 500 dolarlık kira bedelleri duşunulduğunde ev kendini bir yıl bile olmadan amorti etmiş durumda.
Evin icinde, mutfağın altında bir camaşır makinesi dahi var.
İceri girip şoyle etrafa bir goz gezdirdiğinizde hic de iciniz sıkılmıyor, gayet ferah bir ortam var.
Oturma odasına bir kanape bile mevcut duşunun.
İşin guzel yanı evinizi kaplumbağa gibi istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz.
Tek yapmanız gereken trafik mudurluğunden izin almak.
Boylece ayrıca bir yazlık almanıza gerek yok, evinizi yazın istediğiniz yere goturmeniz kafi.
Sizce nasıl fikir? Turkiye ’de tutar mı?
Bir ara “Dutturu Dunya” filminde Kemal Sunal denemişti bunu, hic de fena olmamıştı sanki…





KAYNAK