
Whitman ’ın, beyninin saldırganlık ve korku ile ilgili kritik noktalarından biri olan “amigdala”sında tumor vardı. Bu da beynimizin hastalık ya da hasar sonucunda değişikliğe uğrayabileceğinin, davranışlarımızı ya da kişiliğimizi değiştirebileceğinin orneklerinden biri.
Whitman ’ın nasıl bir hayatı olduğunu okuduktan sonra bir tumorun nelere yol acabileceğine oldukca şaşıracaksınız.
IQ ’su 139 olan bir cocuktan seri katile doğru giden hayat yolculuğu.
Charles Whitman, kibar bir cocuk olarak bilinirdi ve oldukca zekiydi. 6 yaşındayken yapılan bir sınavda IQ ’sunun 139 cıkması da onu başarıya doğru surukledi. Liseden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyadeleri ’ne giren Whitman, 72 oğrenci arasından yedinci olarak mezun oldu. Hatta Whitman, 18 aylık verdiği hizmetten sonra keskin nişancı rozeti ve Deniz Piyadeleri Seferi Madalyası kazandı.
Hem rozet ve madalyayı kazanması hem de kabiliyetli bir keskin nişancı olmasının sebebi ise babasıydı. Ateşli silah koleksiyoncusu babası, cocuklarına ateş etmeyi oğretti ve onları duzenli olarak ava cıkarırdı. Whitman, 16 yaşındayken bir sincabın gozunu cıkaracak kadar iyi bir nişancıydı. Whitman aynı zamanda iyi bir izciydi de.
Whitman, Deniz Piyadeleri ’nden sonra ise once fatura tahsildarı, sonrasında da banka memuru olarak calıştı. Trafik araştırmacısı ve biyoloji oğretmenliği de yaptığı diğer işler arasındaydı.
1966 ’da Charles Whitman; şiddetli baş ağrıları, iş ve okuldaki gerginlikleri, o donemlerde anne ve babasının ayrılmasından duyduğu uzuntuleri sebebiyle universite psikiyatristi ile goruştu.
Whitman ’a bir dizi ilaclar verildi ancak kendisi terapilere devam etmediği gibi ilaclarını da duzenli kullanmadı.
Katliam gunu geldi cattı ve Whitman once mektuplar yazdı, sonra sırayla oldurmeye başladı.
Katliamdan bir gun once Whitman, intihar notunu yazarken yapacaklarını da acıkca kaleme aldı. İntihar notunda şunlar yazıyordu:
“Beni bu mektubu yazmaya iten şeyin ne olduğunu tam olarak anlamıyorum. Belki de son zamanlarda yaptığım eylemlere belirsiz bir neden bırakmaktır. Bu aralar kendimi gercekten anlayamıyorum. Ortalama, makul ve zeki bir genc adam olmam gerekiyor. Ancak son zamanlarda (ne zaman başladığını hatırlamıyorum) pek cok alışılmadık ve mantıksız duşuncenin kurbanı olmuş durumdayım. Olumumden sonra gorunur herhangi bir fiziksel bozukluk olup olmadığını belirlemek amacıyla bana bir otopsi yapılmasını diliyorum.”
Whitman, intihar notuna annesini ve karısını da oldureceğini, annesinin hayattan hak ettiği kadar zevk almadığını, karısının da kendisine iyi bir eş olmadığını yazdı. Ayrıca onları bu dunyanın acısından kurtaracağını duşunduğunu, yapacaklarından sonra da utanc duymalarını istemediğini belirtti.
Ve katliam başladı. Hassas İcerik 1 Ağustos gecesi Whitman once annesini, yatağında oldurdu ve uzerini carşafla orttu. Annesinin evinden cıkarak kendi evine gitti ve karısını da goğsunden 5 kez bıcaklayarak oldurdu. Yatağında uyurken oldurduğu karısını da carşafla orttu.
Sabah saatlerinde Teksas Universitesi kampusune geldi. İşci gibi giyinerek silah ve birtakım aletlerle dolu cantasını saat kulesinin 28. katındaki gozlem guvertesine cıkardı. Kuledeki 3 kişiyi oldurmesinin ardından gozlem kulesinden aşağıdakilere ateş etmeye başladı. Katliamından yaklaşık 90 dakika sonra ise guverteye ulaşan polisler tarafından olduruldu. Whitman bu 90 dakikada 31 kişiyi yaralarken 14 kişiyi de oldurdu.
Her şey otopsi sonrasında anlaşıldı.
Whitman ’ın isteği uzerine otopsi yapıldı ve beyninde kucuk bir madeni para buyukluğunde tumor tespit edildi. Bu tumor, korku ve saldırganlıkla ilişkili “amigdala”ya baskı yapıyordu. Bazı norologlar, bu kucuk basıncın bile Whitman ’ın beyninde bir dizi tepkiye yol acması ve normal koşullarda sıra dışı sayılacak bircok davranışı sergilemesine yettiği sonucuna vardı. Değişime uğrayan bolge, Whitman ’ın kişiliğini de değiştirmişti.
Bazı norologlar ise gorulen makhemede daha ihtiyatlı davrandı ve beyinle ilgili mevcut bilgilerin, eylemleri acıklamaya olanak vermediğini soyledi. Whitman'ı cinayete tetikleyenin ne olduğu koca bir sır olarak devam ederken kimi psikiyatristler de Whitman'ın babası ve annesi ile olan ilişkisinden kaynaklı olabileceğini duşunuyor.
Beyinsel değişimler, bizi biz yapanlarla oynayabilir.
Amerikalı Norobilimci ve “Beyin Senin HikÂyen” başta olmak uzere bircok kitabı bulunan David Eagleman, beyinsel değişimler ile insanların da değişebileceğini soyluyor. Buna madde ve alkol alımını ornek gosteren Eagleman, sara hastalığının bazı insanları daha dindar hale getirebileceğini de belirtiyor.
Parkinson hastalığı ve tedavisinde kullanılan ilaclar dolayısıyla insanların inanclarını kaybettiği ya da kumar bağımlısı olduğu da verilen ornekler arasında.
Whitman ’ın hayat hikÂyesini okudunuz. Peki sizce katil, Whitman mı yoksa beyninde yer alan tumor mu?
Kaynaklar: Texas State Historical Association, Beyin Senin HikÂyen (David Eagleman), Murderpedia Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma