
Hepimizin gunluk yaşam icerisinde belirli alışkanlıkları var. Mesela her gun aynı bardakla cay icmek ya da bir şeye uzanırken hep aynı elle uzanmak gibi. Ancak bunlar aslında alışkanlıklar değil, beynimizin duyularımızı yonlendirdiği kucuk oyunlar. Peki beynimiz algılarımızı nasıl etkiliyor? İşte algılarımızda yanılsamaya neden olabilecek 7 durum…
1. Gozlerimiz yemeğin tadını değiştirebilir
Calışmalar, yemeklerin ve tabakların renginin, yiyeceklerin tadını ve kokusunu değiştirebileceğini gosteriyor. Orneğin, sıcak cikolata turuncu veya krem rengi bir kapta daha lezzetli gorunur ve kremalı tatlılar, koyu renk değil de beyaz bir tabakta servis edildiğinde daha fazla iştah acar. Bircok insanın her gun aynı bardağı kullanmak istemesindeki ısrar ve en sevdiği bardak ya da tabak gibi eşyalarının olmasının da nedeni budur. İşte tat algısı ile ilgili diğer ilginc gercekler:
– Sarı tabaklar limonlu şeylerin daha keskin kokmasını sağlar.
– Soğuk icecekler daha soğuk renklerde bardaklarda daha iyi servis edilir.
– Pembe bir tabakta servis edilirse yiyeceklerin tadı daha tatlı algılanır.
2. Sağ el sol elden daha uzun gorunur
Calışmalar, sağ elin en az bir 2.54 cm daha uzun gorunduğunu gosteriyor. Bu, sağ elinizle bir nesneye daha hızlı ulaşabileceğinizi sanmanızın sebeplerinden biri. Tabii ki bu yalnızca sağ elini kullanma alışkanlığı olan insanlar icin gecerli. Solak olanlar bu farkı fark etmez.
3. Kendimizi gelecekte hayal ederken yabancı biri gibi goruruz
Muhtemelen bu duyguyu biliyorsunuz; yarın cok onemli bir sınavınız ya da toplantınız var ve bu sizin geleceğinizi etkileyecek. Ancak siz en sevdiğiniz dizinin bir bolumunu izliyorsunuz ya da sadece cay icip evde boş boş dolaşıyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz? Mesele şu ki, gelecekteki benliğimizi duşunduğumuzde, beynimiz tanımadığımız bir insanı hayal ediyor. Beyin, gunumuzun ertelenmesi nedeniyle ortaya cıkacak sorunların ustesinden gelenin başkası olacağını duşunuyor. Bu yuzden insanlar genellikle cok sağlıksız yaşam tarzlarına sahiptir, ahlaksız şeyler yaparlar ve tedavilerini ertelerler.
4. Beynimiz en belirgin değişiklikleri bile gormez
Beynimiz en belirgin değişiklikleri bile fark etmeyebilir. Bu durumun ise bir ismi bulunuyor; değişim korluğu. Bu beynin surekli olarak aldığı bilgileri işlememesini sağlayan bir savunma mekanizması. Orneğin, bir fotoğrafa bir sure bakarken dikkatiniz dağılmışsa ve resme tekrar bakarsanız, en belirgin değişiklikleri bile fark etmeyebilirsiniz.
Bilim insanları bir deney yaptı; oğrenciler iş goruşmelerine gitti ve gerekli tum formları doldurmalarına yardımcı olan ve daha sonra ne yapacaklarını acıklayan bir kişi tarafından karşılandılar. Oğrenciler masanın altında saklanan başka bir kişi olduğunu bilmiyordu ve bir noktada ilkinin yerini alacaktı. Saklanan kişi, oğrencileri karşılayan kişiyle oldukca farklı ozelliklere sahipti. Ancak oğrenciler herhangi bir fark gormediler. Her gun kac tane şeyi fark etmediğimizi hayal edin!
5. Beynimiz ovguyu mazeret olarak kabul eder
Bilim insanlarının yaptığı başka bir calışmada ise 2 grup toplandı. İnsanlar uzun zamandır diyet yapıyorlardı ve zaten bazı onemli sonuclar elde etmişlerdi. İlk grup ovuldu ve ikinci grubun başarıları goz ardı edildi. Bundan sonra, hepsine sectikleri bir ikram teklif edildi; bir elma veya cikolata. Ovulenlerin yuzde 85 ’i cikolatayı, ikinci grupta ise insanların sadece yuzde 58 ’i cikolatayı secti. Beynimiz, ozguyu mazeret olarak kabul eder. Ciddi bağımlılığı olan insanların bu durumda olduğunu duşunun. Onları ovduğunuzde, bırakmaya calıştıkları şeye geri donme olasılıkları cok yuksektir. Cunku zaten başarılı olmuştur ve yine başarılı olacağını bilir. Bu nedenle tum emeği cope atmaya hazırdır.
6. Benlik saygınız ne kadar duşukse, diğer insanlar o kadar cekici gorunur
Yapılan bir deneyde insanlara unlulerin 3 fotoğrafı gosterildi. Fotoğraflardan biri gercekti, ikinci fotoğrafta kişi şişmanlatılmış, ucuncu fotoğrafta ise zayıflatılmıştı. Daha sonra katılımcılardan gercek resmi bulmaları istendi. Sonuclar oldukca ilgincti. Cinsiyet fark etmeksizin kişiler kendi bedenlerinden memnunlarsa orijinal fotoğrafı sahte olanlardan kolayca ayırabiliyorlardı. Kendisini fazla kilolu veya cok zayıf bulan kişiler ise problemlerinin karşıtı olan fotoğrafı secti. Sonuc ise gercekliğin, gozlerimiz aracılığıyla, kendi eksikliklerimize bağlı olarak carpıtılmış olması.
7. Beyin, gerceklik ve fantezi arasındaki farkı soyleyemez
Beyin, duşunduğunuz ve yaptığınız şeylere aynı cevabı verir. Bu fikri kanıtlayan birkac deney bulunuyor;
– Bilim adamları bir deneyden bir grup insandan piyano calmasını ve diğer gruptan piyano caldığını hayal etmelerini istediler. 2 grubun beyninin reaksiyonu aynıydı.
– Başka bir deneyde, bilim insanları bir grup insandan gorunmez yiyecekleri hayal etmelerini ve yemelerini istedi. Katılımcılar ciğnedi ve hayal ettikleri yiyecek parcalarını yuttular. Sonuc olarak kendilerini daha az ac hissettiler.
– Duşuncelerimiz ve nasıl hissettiklerimiz birbirimize bağlı. Durum gercek ya da hayali olsun, vucutta kimyasal reaksiyonlar gercekleşir. Orneğin, her zaman cok endişeleniyorsanız; kanınızdaki kortizol (stres hormonu) seviyesini artırabilirsiniz. İyi haber şu ki, aynı prensip serotonin (mutluluk hormonu) ile de calışıyor. Yani, mutlu olduğunuzu hayal ediyorsanız, serotonin salgılanıyor ve mutlu hissediyorsunuz.
Kaynak: 1