
Ne yazık ki toplumumuzda herkesin heteroseksuel olduğuna ya da olması gerektiğine dair yanlış bir inanc var. Sistem ne yazık ki heteronormatif kalıplarla işliyor. Hatta toplum, bu duşuncenin ilk tohumlarını daha biz kucukken atmaya başlıyor. Mesela eğer bir kız cocuğuysanız ve komşunuzun cocuğu erkekse, aileler ileride ikinizin evlenmesine dair şakalı sohbetler ediyor. Ve kimi zaman bu şakalar ileride gerceğe donuşebiliyor. Buradaki esas mesele ise, sizin cinsel yoneliminizin ne olduğu. Ancak coğunlukla bu durum yok sayılıyor ve sizin de “diğerleri gibi” heteroseksuel olduğunuzu varsayıyorlar. Peki ya aslında biseksuelseniz yani hem kadından hem erkekten hoşlanabiliyorsanız? Ama biseksuel olduğunuzu dillendiremiyor ve zorunlu heteroseksuellik yaşıyorsanız? Peki bunu nasıl anlayabilirsiniz? İşte yanıtı…
📌Bu yazıya başlamadan once cinsel kimliklerle ilgili bazı temel kavramları oğrenmek istiyorsanız buraya tıklayın.
Ne yazık ki, toplumda herkesin heteroseksuel olduğu/olması gerektiği şeklinde yanlış bir algı var. Ve sistem, bu heteronormatif kalıplarla işliyor. Kimi zaman bu algıya eşcinseller ve biseksueller de kapılıyor ve gunun sonunda kendi cinsel yonelimlerini kabul etmeyebiliyorlar Hatta bu durumun kavramsal olarak karşılığı “icselleştirilmiş homofobi/bifobi”dir. Yani kişi, eşcinsel (gey ya da lezbiyen) veya biseksueldir ancak eşcinsellere ve biseksuellere karşı on yargıları ve ayrımcılığı destekler; cunku bu on yargıları kendisi de icselleştirmiştir Orneğin, aslında eşcinsel ya da biseksuel olan biri cinsel yonelimini kabul etmediğinde, kendinden utanc duyduğunda; yoneliminin “sapkın ve ahlaksız bir eylem” olduğunu duşunebilir. Yani kendi kendini sansurler. Ayrıca diğer eşcinsel veya biseksuel bireylere karşı on yargı besleyebilir.
Ote yandan bazı eşcinsel insanlar ise, kendilerini biseksuel olarak tanımlar. Cunku kendi cinsine yakın hissetmek, guvensizlik hissine sebep olabilir Bu konuyla ilgili lisanslı evlilik ve aile terapisti Dr. Sheila Addison, “Sonunda kendini gey ya da lezbiyen olarak tanımlayan veya her ne şekilde olursa olsun yalnızca kendi cinsiyetine ilgi duyan bazı insanlar; biseksuel etiketini kullanma surecinden gecerler ve bazen bu bilincli bir secimdir cunku aynı cinsiyete yakınlık duymak guvensiz hissettirir.” diyor.
Sonuc olarak, kendi cinsel yonelimimizi keşfetmek hic de kolay bir şey değil. Ozellikle baskının yoğun olduğu bir toplumda yaşıyorsanız; kendi cinsel yoneliminizi ve ozgurluğunuzu fark etmeniz daha da cok zaman alabilir😓 Hatta bu baskı o kadar fazla olabilir ki, kendinizi heteroseksuel olmak zorundaymış gibi hissedebilir ve hayatınızı buna gore kurabilirsiniz. Bunun kavramsal karşılığı ise zorunlu heteroseksuelliktir* * Zorunlu heteroseksuellik, adı ustunde, kişilerin heteroseksuellikten başka alternatif bir cinsel yonelimin olmadığına inanması ve tutumlarını bu yonde geliştirmesidir. Orneğin en basit şekilde anlatacak olursak; siz aslında eşcinselsinizdir ama toplum normları size heteroseksuel olmayı dayatmıştır. Dolayısıyla bir sure sonra kendi yoneliminizden uzaklaşmaya başlar ve eşcinsel olduğunuz halde heteroseksuelmiş gibi davranırsınız. Orneğin lezbiyen olduğunuz halde bir erkekle evlenirsiniz vb…
Peki gercekten biseksuel veya eşcinsel olup olmadığımızı, zorunlu heteroseksuellik yaşayıp yaşamadığımızı nasıl anlayabiliriz? Ne yazık ki bunu anlamamızı sağlayan bir test yok.🤷*♀️ Ancak uzman goruşleriyle bu soruya yanıt bulabiliriz; 1. Sizi kabul edecek, on yargılarını yenmiş bir terapist ile goruşebilirsiniz. Ancak bu terapistin icselleştirilmiş homofobi veya bifobi hakkında bilincli olduğundan emin olun Ne yazık ki kendi onyargılarının farkında olmayan (veya kontrol edemeyen); ve bu yuzden bu sorunlar uzerinde calışmak icin gereken acık ve kabullenici ortamı sağlayamayan bircok terapist var.
Ancak bunun yanında, sadece on yargıları bir kenara bırakmak da yetmeyebilir. Terapistin icselleştirilmiş homofobi veya bifobinin nasıl belirleneceği konusunda bilgili olması gerekir. Ayrıca danışanın homofobi/bifobinin hayatında ve ilişkilerinde nerede ortaya cıktığını anlamasına nasıl yardımcı olacağı konusunda da eğitimli olması onemlidir.
2. Bir destek grubuna katılın Sizinle benzer sorunları ve endişeleri paylaşan başka insanlarla konuşmak; hem acılma surecinizi kolaylaştırması hem de kendinizi keşfetmeniz acısından yardımcı olabilir. Bu gruplara coğunlukla LGBTİ+ alanında faaliyet gosteren sivil toplum orgutleri aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
3. Yaşadıklarınızla benzerlik taşıyan kişilerin biyografilerini ve otobiyografilerini okuyun Eğer bir destek grubu bulamıyorsanız, deneyimleri size benzeyen kişilerin hayatlarından da kendinize pay cıkarabilirsiniz.
4. Gunluk tutun ve ara sıra yazdıklarınıza yeniden goz atın Gunluğunuze aklınızdan gecenleri yazarken kendinizi sansurlemeyin. Orneğin lisanslı evlilik ve aile terapisti Morgan Fitz Gibbon, şu onerileri veriyor:
“Kendinize başlangıc noktası olarak ‘Cinsel fantezilerim olduğunda kimi duşunuyorum? ’, ‘Plaja ya da soyunma odasına gittiğimde, bu benim icin nasıl bir deneyim? ’ gibi soruları sorun. Orneğin plajda ya da havuzdayken, yoldan gecen bir adama en son ne zaman dikkat ettiğinizi hatırlayamıyorsanız; bu size ilginizin nerede olduğu hakkında genellikle gozden kacan bir şey soyleyebilir.”
Son olarak, kendinizi keşfetmenizin sadece bir surec olduğunu unutmayın. Diyelim ki, belli bir donem boyunca heteroseksuel olduğunuzu sanıyordunuz; ancak sonradan bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiniz. Bu durum, eskiden yanıldığınız anlamına gelmez. Sadece şimdi kendiniz hakkında daha fazla şey bildiğiniz anlamına gelir😉 Ayrıca kimlik gelişiminin aşamaları vardır. Ve bunların arasında bir şeyin var olduğunu bildiğimiz, ancak ne olduğundan tam olarak emin olmadığımız bir aşama da yer alır. Dolayısıyla bu aşamayı deneyimlemek icin kendinize alan tanımanız onem taşır Bu aşamada kendinizi keşfetmeye izin verin. Korkmayın, sonsuza kadar bu aşamada mahsur kalmayacaksınız. Bu yuzden kendinizi anlama surecinin tadını cıkarın Ve şunu da unutmayın ki, ne yanlışsınız ne de yalnız!💞
Kaynak: 1