
Hepimiz ruyalarımızda uctuğumuzu, cok guclu olduğumuzu veya yuksek bir yerden duştuğumuzu goruruz. Ancak gorduğumuz şeyleri somut bir şeye donuşturmeyi başaramayız. Diğer yandan bazı insanlar var ki, ruyalarında gordukleri ve hayal ettikleri şeyleri bir icat, film, şarkı veya kitap gibi somut şeylere donuşturebiliyorlar. Boylece onların gordukleri ruyalar sayesinde dunya değişiyor. İşte gordukleri ruyalar ile dunyayı değiştiren yaratıcı insanlar.
1. James Cameron – Terminator Arnold Schwarzenegger ’e benzeyen duygusuz ve acımasız bir siborg kulağa bir kabus gibi mi geliyor? Evet, belki bu bizlere bir kabus gibi gelebilir, ancak bu James Cameron icin ilham aldığı bir ruyaydı. James Cameron ruyasını şu şekilde anlatıyor: “Terminator, 1981 yılında Roma ’da ucuz bir pansiyonda ateşler icinde hastayken gorduğum bir ruya sayesinde ortaya cıktı. Ruyamda gorduğum şey yangından cıkan krom bir iskeletin goruntusuydu. Uyandığımda ruyamda gorduğum şeyler hakkında eskizler cizmeye başladım.”
Yaratıcı insanlar arasında bulunan James Cameron, bu ruyayı gordukten sonra Terminator filmini cekti. Ayrıca, başarılı yonetmenin gorduğu başka bir ruya Avatar filmi icin ilham kaynağı oldu.
2. Paul McCartney – Yesterday Paul McCartney, aklında guzel bir melodiyle uyandığında 22 yaşındaydı ve “Bu harika, bunun ne olduğunu cok merak ediyorum.” diye duşundu. Ayağa kalktı ve piyanoda melodiyi kolayca caldı, ancak bunun yıllar once duyduğu ve bilincaltında hatırladığı bir şey olması gerektiğini duşunuyordu. Daha sonra bazı sozlerini not aldı: “Cırpılmış yumurta, bebeğim, bacaklarını ne kadar seviyorum.” Ancak Yesterday şarkısının asıl sozleri cok daha sonra yazıldı.
3. Mary Shelley – Frankenstein ’ın Canavarı Mary Shelley, kocası Percy Bysshe Shelley, Lord Byron ve diğer bazı edebi unlulerle birlikte İsvicre ’de tatildeydi. Mary gece ruyasında, “guclu bir motorun calışmasında yaşam belirtileri gosteren huzursuz, yarı canlı bir adam” gordu. Yaratıcı insanlar arasında bulunan Mary bu ruyayı gordukten sonra, “Beni korkutan şey başkalarını da korkutacaktır ve bunun icin gece yarısı yastığıma musallat olan hayaleti tarif etmem yeterli olacaktır.” dedi. Bu ruyadan sonra Frankenstein ya da Modern Prometheus adlı kitabını yazdı.
4. Robert Louis Stevenson – Jekyll and Hyde Robert Louis Stevenson da unlu kitabını gorduğu bir ruya sayesinde yazdı. Bir adamın ikili hayatı hakkında yazmak istediğini biliyordu, ancak bunu nasıl yapacağına dair hicbir fikri yoktu. Robert Louis Stevenson bir gece ateşi varken uyuyakaldı ve ruyasında Hyde ’ın bir suc işlemek icin barutu aldığı ve takipcilerinin huzurunda değişime uğradığı sahneyi gordu. Bu ruyayı temel alarak, bir başyapıt olacak olan romanını yazmak icin unlu ve tarihi kişilerin hikayelerine odaklandı.
5. Stephenie Meyer – Alacakaranlık Stepheine Meyer Alacakaranlık ’ı yazmasına ilham olacak bir ruya gordu. Meyer, “Ruyamda dairesel bir guneş ışığının vurduğu bir cayırda iki kişi vardı. Bu iki kişiden biri guzel ve ışıltılı bir erkekti, diğeri ise sıradan bir kızdı.” diye soyledi. Unlu yazar 2009 ’da Oprah Winfrey ’e, “Erkek olan kişi bir vampirdi ve kıza, ona cok değer verdiğini ve aynı zamanda onu ne kadar oldurmek istediğini acıklamaya calışıyordu.” dedi.
Meyer bu ruyayı gordukten hemen sonra bir kağıda yazdı. Gorduğu ruyanın evde oturan bir annenin hayatından cok farklı olduğunu ve ona tutunmak istediğini soyledi.
Ayrıca bu iceriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Kalemiyle Servet Elde Eden Yazarlar: Edebiyat Dunyasının En Cok Kazanan 16 İsmi”
6. Dmitri Mendeleyev – periyodik tablo Mendeleyev ’in gozleri bir kez daha artan atom ağırlıkları cizgisinde gezinirken, aniden nabzını hızlandıran bir şey fark etti. Bazı benzer ozellikler, duzenli sayısal aralıklarla gorunen oğelerde tekrar ediyor gibiydi. Burada bir şey vardı, ama ne? Aralıklardan birkacı belirli bir duzenlilikle başladı, ancak daha sonra kalıp sonup gitti. Buna rağmen, Mendeleyev kısa sure sonra buyuk bir atılımın eşiğinde olduğunu fark etti. Orada bir yerde kesin bir kalıp vardı, ama tam olarak kavrayamadı… Bir an yorgunluktan bunalan Mendeleyev one doğru eğildi, başını kollarına yasladı, hemen uyuyakaldı ve bir ruya gordu.
Ruya, elbette insan beyninin normalde uyku sırasında yaptığı şeyin bir işleviydi. Yani uyanık saatlerimizi işgal eden fikirleri, goruntuleri ve bilgi parcalarını organize etmek ve pekiştirmek. Mendeleyev ’in uyanık zihninin bu kadar şiddetle meşgul olduğu şey ise elementleri sıralayacak bir sınıflandırma sistemi arayışıydı. Mendeleyev, “Her şey kafamda şekillendi, fakat bunu ifade edemiyorum.” diye yakındı. Ancak uykunun sınırsız halinin buyusu altında kendi kafasına yeniden girdiğinde, kopuk parcalar bir duzene girdi ve daha buyuk fikir kendini ifade etti. Mendeleyev gunluğune şoyle yazdı: “Bir ruyada, tum unsurların gerektiği gibi yerine oturduğu bir tablo gordum. Uyandıktan sonra hemen bir kağıda yazdım.”
7. Jack Nicklaus ’un golf vuruşu Bilincaltı sadece bir yaratıcılık fabrikası değil, aynı zamanda bir spor kliniğidir. Nicklaus, bir suredir sahip olmadığı bir şekilde bağlantılara sahip olduğu bir ruya gordukten sonra kendi oyununun neden tıkandığını anladı. Gelmiş gecmiş en başarılı sporculardan biri olan Nicklaus gorduğu ruyayı analiz ettikten sonra, ruyada kulubu gercek hayatta olduğundan farklı bir şekilde kavradığını fark etti. Nicklaus, “Ruyamda yaptığım gibi denedim ve işe yaradı. Bunu kabul etmek biraz aptalca geliyor ama gercekten bu bir ruyada oldu.” dedi.
8. Elias Howe – dikiş makinesi iğnesi Modern dikiş makinesinin mucidi Elias Howe, yeni buluşunda iğneyi calıştırmaya calışıyordu. Gozun tabanda olması (el iğnelerinde olduğu gibi) soz konusu bile değildi. 1905 ’te Popular Mechanics ’in bildirdiğine gore, Elias Howe bir gun uyuyakaldı:
“Bir gece ruyasında vahşi bir kral icin yabancı bir ulkede dikiş makinesi yaptığını gordu. Kral ona makineyi tamamlaması ve dikmesi icin 24 saat verdi, ancak ne kadar uğraşsa da iğneyi yapamadı ve sonunda caresizlik icinde pes etti. Gun doğumunda idam edilmek uzere dışarı cıkarıldı ve zihnin, buyuk kriz zamanlarında daha iyi calışmasıyla, savaşcıların taşıdığı mızrakların kafaya yakın bir yerde delindiğini fark etti. Aniden dikiş makinesi iğnesinin cozumunun burada olduğunu anladı. Krala biraz daha zaman vermesi icin yalvardı ve yalvarırken uykudan uyandı. Uyandığında saat dorttu. Aceleyle giyindi ve atolyesine gitti. Saat dokuzda, ucu noktalı iğnenin maketi bitirdi.”
9. James Watson – ikili sarmal DNA ’nın şekli ve yapısı, Dr. James Watson ’ın ikili sarmalı duşunmesine neden olan bir ruya gorduğu 1953 yılına kadar bilim adamlarının gozunden kacmıştı. Yaratıcı insanlar arasında bulunan Watson ’ın 2005 TED konuşmasına gore, diğer hesaplar ruyanın cift taraflı bir merdiven olduğunu soylese de, ruya, kafaları zıt uclarda olan ic ice gecmiş iki yılandı.
10. Stephen King – Sadist Cok satan yazarların gostergesi kotu ruyalar gormekse, hepimiz en kotu kabuslarımızı alıp onları gişe rekorları kıran romanlara donuşturmeliyiz. Orneğin Kathy Bates, bileğinizi balyozla kırıyor. Stephen King, Sadist kitabının aslında bir ucakta gorduğu bir ruya olduğunu soyledi. Stephen King, “Ruyamda bir yazarı esir tutan ve onu olduren, derisini yuzen, kalıntılarını domuzuna yediren ve romanını insan derisiyle ciltleyen bir kadın gordum. Onun derisi, yazarın derisi. Kendi kendime ‘bu hikayeyi yazmayalım ’ dedim. Tabii anlatıda olay orgusu epey değişti.” dedi.
Kaynak: 1