Stephen Frears Biyografisi İngiliz yonetmen, produktor. Stephen Frears hem kucuk butceli Avrupa filmlerinde, hem de buyuk butceli Hollywood yapımlarında başarılı yapıtlar ortaya koyabilen ender yonetmenlerden biri olarak tanımlanıyor. Filmografisinde My Beautiful Laundrette (Benim Guzel Camaşırhanem), Dangerous Liaisons (Tehlikeli İlişkiler), Accidental Hero (Zoraki Kahraman), Dirty Pretty Things (Kirli Tatlı Şeyler) ve High Fidelity (Sensiz Olmaz) gibi başarılı filmler bulunan yonetmen son filmi The Queen ’le 79. Oskar Odulleri ’nde yarışacak.
20 Haziran 1941 ’de Anglikan bir baba ve Yahudi bir annenin cocuğu olarak Leicester, İngiltere ’de dunyaya geldi. 1954 ’te, Norfolk ’ta bulunan Gresham's School ’daki eğitimini 1959 ’da tamamladı. Amcası İngiltere ’de oldukca unlu bir marka olan Frears Biscuits ’in sahibiydi. Diğer amcası da fırıncıydı. Frears, 1960 ’ta hukuk eğitimi almak uzere Cambridge ’teki Trinity College ’a kaydoldu. 1963 ’teki mezuniyetinin ardından, hukuk alanında calışmak yerine film sektorunu secen Stephen Frears, BBC ’deki Plays For Today gibi yuksek butceli dizilerin hazırlık ekibinde calışmaya başladı.
Tiyatro merakı olan Frears ’ın kaderi, Kraliyet Tiyatrosu'nda yonetmen Karel Reisz'la tanışmasıyla değişti. Reisz ’ın ona "Morgan" adlı filminde yardımcı yonetmenlik onermesiyle sinemaya adımını atan Stephen Frears, sinema sektorunden Lindsay Anderson ve Albert Finney ’i de tanıma fırsatı buldu.
1968 ’de TV dizisi "Tom Grattan's War"ın yonetmeni oldu ve Lindsay Anderson'un "E.B" adlı filminde asistanlık yaptı.Aynı yıl ilk kısa metrajlı filmi olan The Burning ’i cekti. 1972 ’de tamamladığı ilk uzun metrajlı filmi Gumshoe ise yonetmene hatrı sayılır bir başarı kazandırdı.
Mary-Kay Wilmers ’la evlendi ve 2 cocuğu oldu.
1984 ’e kadar ağırlıklı olarak TV dizileri ceken Frears, uzun bir aradan sonra onu tum dunyanın tanımasını sağlayacak olan ve İspanya'da gecen bir gangster oykusunun anlatıldığı filmi “the-hit” ’i cekti. Ardından başrolunde Daniel Day Lewis ’in oynadığı ve aktorun uluslar arası arenada tanınmasını da sağlayan “My Beautiful Laundrette”(Benim Guzel Camaşırhanem) geldi. Pakistan kokenli Hanif Kureishi'nin yazdığı ve aslen televizyon icin 16 mm. olarak cekilen My Beautiful Laundrette buyuk ilgi gorunce sinemalarda da gosterime girdi. Film en iyi senaryo dalında oskara aday olarak gosterilmesinin yanı sıra 5 festivalden de odul aldı.
1987 ’de yeni ve başarılı bir İngiliz filmi daha vizyona girdi: Prick Up Your Ears. Eşcinsel oyun yazarı Joe Orton ’un fırtınalı hayatının anlatıldığı film, eleştirmenlerden buyuk ilgi gordu. Aynı yıl İngiliz toplumunun cokuşunu konu alan "Sammy and Rosie Get Laid"i ceken Frears, filmiyle gundemde uzun sure kaldı. Sıradan konularla değil, tum toplumu ilgilendiren onemli olaylarla ilgilenen Frears, filmlerinde keskin bir uslup kullandı.
1988 ’de başrollerini Glenn Close, John Malkovich ve Michelle Pfeiffer gibi onemli oyuncuların paylaştıkları ve yonetmenin ilk Hollywood yapımı filmi olan “Dangerous Liaisons”( Tehlikeli İlişkiler) filmi icin kamera arkasındaydı. Film, 7 dalda oskara aday olarak gosterildi ve en iyi senaryo, en iyi sanat yonetimi ve en iyi kostum dallarında olmak uzere toplam 3 odulun sahibi oldu.
Oskarlı yonetmenlerin arasına katılan Frears, 1990 ’da Jim Thompson'ın neo-noir oykusu "The Grifters”ı (Yasak İlişkiler) cekti. 4 dalda oskar adayı olan filmle, Frears, en iyi yonetmen adaylığına da gosterildi.
1992 ’de Dustin Hoffman, Andy Garcia ve Geena Davis'in başrollerini paylaştıkları "Accidental Hero” (Zoraki Kahraman) filmini ceken Frears, gişede beklediği sonucu alamadığı icin İngiltere'ye dondu ve İrlandalı bir ailenin oykusunu konu alan TV filmi “The Snapper"ı cekti.
Aynı yıl Anne Rothenstein ’la ikinci evliliğini yaptı ve ciftin 2 cocuğu oldu.
Yonetmen bir sonraki Hollywood denemesi olan "Mary Reilly" icin unlu oyuncular Julia Roberts ve John Malkovich ’i bir araya getirdi. Ancak Dr. Jekyll ve Mr. Hyde oykusu varya
1996 tarihli Mary Reilly ’nin ardından Frears, kucuk butceli bir film olan "The Van”i cekti. Film Cannes'da Altın Palmiye adayları arasına girdi ve yonetmenin son 3 filmindeki şanssızlıklarının kırılma noktası oldu.
1998 ’de vizyona giren filmi "The Hi-Lo Country” (İhtiras Tomurcukları), Frears'a Berlin Film Festivali'nde bir Gumuş Ayı odulu kazandırdı.
2000 yılında, Stephen Frears ’in Amerika ’da tekrar buyuk ilgi gormesini sağlayacak olan yapım ise John Cusack ve Catherine Zeta Jones ’un başrollerini paylaştığı, romantik gecmişini sorgulayan bir plak satıcısını konu alan ve kult filmler arasına girmeyi başaran High Fidelity (Sensiz Olmaz) oldu.
Aynı yıl cektiği "Liam", Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan icin yarıştı.
Başarılı yonetmen 2002 ’de buyuk yankı uyandıran filmi Dirty Pretty Things ile kamera arkasındaydı. Filmde Amelie karakteriyle unlu Audrey Tautou başrolde oynuyor ve İngiltere ’de kacak bir gocmen olarak yaşamını surduren Turk kızı Şenay ’ı canlandırıyordu. Nijeryalı bir gocmenin gozunden Londra ’nın kirli yuzunu anlatan film, en iyi senaryo dalında oskara aday olarak gosterildi ve ceşitli festivallerden 14 odul kazandı.
Stephen Frears son olarak 2007 Golden Globe Odulleri ’nde en iyi yonetmen adaylarından biri olarak gosterildiği ve başrol oyuncusu Helen Mirren ’a en iyi kadın oyuncu odulunu kazandıran The Queen ’i cekti. Uluslar arası festivallerden 38 odul alan film ayrıca, bu yıl 79. ’su gercekleştirilecek olan oskar odulleri icin toplam 6 dalda yarışacak.