
Sofokles Biyografisi Antik Yunan'ın Eshilos (Aiskhylos) ve Euripides ile beraber 3 buyuk tragedya yazarlarından biridir.
Sofokles, MO. 497 yılında Yunanistan, Colonus ’da doğmuştur. Yunanlı trajedi şairidir. Babası Sophillos zengin bir silah ureticisiydi. İyi bir oğrenim gordu. Eksiksiz bir eğitimden gecti, ilgi duyduğu her alanda ozel dersler alma yolunu kullandı; sağlıklı sporculuğu, yakışıklı vucudu, muzik bilgisi ve kendine ozgu nitelikleriyle en genc yaşında bile one gectiği goruldu. Perikles ve Herodot ile dost oldu. Yuksek devlet gorevlerinde bulundu. Tiyatro yarışmalarında "Triptolemos" adlı uclemesiyle ilk kez odul aldı. Bir başka yarışmada yaşlı usta Aiskhylos'u da gecti.
Sofokles, tiyatro tekniğini mukemmelleştirdi, koroda yer alan kişi sayısını on ikiden on beşe cıkardı; dekor ve kostume buyuk onem verdi ve hepsinden onemlisi yunan tiyatrosuna ucuncu oyuncuyu ilk o getirdi. Lirizmi azaltarak diyaloğu geliştirdi. Sofokles ’te ; oyunu sonuna kadar goturen kahramanın iradesidir. Sofokles insanlık durumunun şairidir; mutluluğun her an elden gidebileceği duşuncesi, acının ve mutsuzluğun yuceliği, haksızlığa karşı cıkan ve ona boyun eğmeyi reddeden iradenin buyukluğu onun duşuncesinin başlıca temalarıdır.
Bizans kaynakları onun 130 ya da 123 oyun yazmış olduğunu ileri surmuşlerdir. Gunumuze yedi trajedisi ve bir de "Zağarlar" adlı satir oyununun bir bolumu gelmiştir. Eldeki urunlerinin tumu 48 yaşından sonra yazdığı olgunluk eserleridir.
Trajedilerinin kesin olmayan bir tarihî sıralaması şoyledir: "Aias", "Trachis Kadınları", "Antigone", "Kral Oidipus", Elektra", "Philoktetes" ve "Oidipus Kolones'ta". "Elektra" kuruluş bakımından onun en yetkin oyunlarından biridir.
"Antigone" ve "Kral Oidipus", Sofokles'in başyapıtları olarak kabul edilir. "Antigone" tum cağlar boyunca insanları derinden etkilemiş bir oyundur, bu da buyuk olcude genc kahraman Antigone'nin kişiliğinden kaynaklanır. "Ben dunyaya kin değil, sevgi paylaşmaya geldim" diyen Antigone, kardeşlik duygusunun, Sofokles'teki insancıllığın sozcusudur.
Sofokles, MO 406 yılında Atina ’da 91 yaşında olmuştur.
Eşi Nikostrate ’den doğan oğlu İophon ’un da başarılı bir tragedya şairi olduğu belirtilir. Sikyon ’lu Theoris adlı bir kadından da evlilik dışı oğlu Ariston dunyaya geldi.
Yazdığı Oyunları :
- Aias
- Antigone
- Kral Oidipus
- Trakhisli Kadınlar
- Elektra
- Filoktetes
- Oidipus Kolonos'ta
"Kral Oidipus"un konusu kısaca şoyledir:
Bir bilici (kÂhin), Thebai Kralı Laios'a cocuk yapmamasını, oz oğullarından birinin onu oldureceğini soyler. Bunun uzerine Laios yeni doğan oğlu Oidipus'u bir dağ başına bırakır. Oidipus kendisini bulan bir coban tarafından Korint kralıyla kralicesine goturulur ve ci Oidipus'a kendi babasını oldurup annesiyle evleneceğini soyler. Bunun uzerine Oidipus bir daha Korint'e donmez. Thebai kentine giderken yolda oz babası Laios'u oldurur, daha sonra kralın dul karısıyla, yani oz annesiyle evlenir ve dort cocuğu olur. Sofokles oyunu bu noktada başlatır. Thebai'de bir veba salgını başlamıştır. Salgının ortadan kalkması, tanrıların isteğine gore Laios'un katilinin bulunmasına bağlıdır: Oidipus katili aramaya başlar. Arananın kendisi olduğunu oğrenince de gozlerini oyarak kentten ayrılır. Annesi ve karısı İokaste de kendisini asar. Yunan trajedisinin, Aiskhilos'tan sonra ikinci buyuk ustası olan Sofokles, trajedi turunde onemli değişiklikler yaptı. Koroyu genişletti, trajediye ucuncu oyuncuyu kattı. Ortak bir olay uzerine kurulu ucleme biciminden koparak, tek trajediyi geliştirdi. Aiskhilos, oyunlarında butun bir soyun yazgısını ele alırken, Sofokles bir tek insanın yazgısı uzerinde durdu. Yine, insanların tanrılarla catışmasından cok, insanların insanlarla catışmasını işledi.
Başlıca eserlerinin ozetleri:
Aias, Troya Savaşı ’na katılan ve Ak-hilleus ’tan sonra Akha Ordusu ’nun en yiğit savaşcısı olan Telamon oğlu Sa-lamisli Aias ulkucu bir kahraman olarak unludur, hicbir cıkar gozetmeden savaşmada onde gelir, Hektor ’u bile alt eder. Akhilleus ’un olumunden soma onun tanrısal silahlarını odul diye alma yarışmasında Agamemnon ile Menelaos ’un yan tutan yargılarıyla Odysse-us ’un parlak konuşmasına yenilmiş sayılır. Bu haksızlığı bir aşağılanma sayan Aias, gecirdiği bunalım sırasında duşmanlarıyla carpıştığını sanarak bir sığır surusunu haklar. Gerceğin farkına varınca kendini kılıcının ustune atarak canına kıyar. Tragedya, ununu ve değerini sonuna kadar koruyamamış olan bir olumlunun dramım dile getirir.
Antigone, babaları Oidipus ’un ayrılışından sonra taht kavgası yuzunden Thebai ’ye karşı duzenlenen sefer sırasında kenti savunan Eteokles ile saldıranlar arasında bulunan kardeşi Polyneikes birbirlerini oldurmuorenle gomulmesini, ruhunun sonsuza kadar azap cekmesi icin otekinin acıkta bırakılmasını buyurur. Sozunu dinlemeyenin cezası olumdur. Kız kardeşi İsmene ’nin sessiz kabulune karşılık Antigone bu yargıyı haksız bulur; ağabeyine duyduğu sevgi ve aile gorevi gibi duygularla Polyneikes ’in cesedini orter; kendisini yazılı olmayan yasalara uymuş olmak sorumluluğuyla savunur ve diri diri gomulecekken kendini asarak olumunu cabuklaştırır. Ardından sevgilisi Haimon (Kreon ’un oğlu) canına kıydığı gibi Eurydike de (Kreon ’un karısı) aynı yolu secer. Boylece değiştirilmez bir gurur yargısı nice mutsuzluğa yol acmış ve ele hicbir şey gecmemiştir.
Elektra, babası Agamemnon ’a duyduğu buyuk sevgiyle (sonraki yıllarda “Elektra Kompleksi” diye adlandırılacaktır) ocunu almayı amaclayan, anası Klytaimnestra ile onun sevgilisi Aigisthos ’a sonsuz bir hınc ve kin duyan Elektra, bir yandan icinde bulunduğu yalnızlık durumunda koro ile birlikte yakınır; bir yandan erkek kardeşi Orestes ’i gorevi olduğuna inandırdığı oc eylemine kışkırtır, bu arada kız kardeşi Khrysothemis ’in edilgin zayıflıklarını kınar. Onune gecilmez ve vazgecilmez yasa ve ilkeleri savunduğu icin Antigone ’ye, ocunu yerde bırakmama ısrarıyla Hamlet ’e benzetilen Elektra, bu eserin surekli sahne kişisidir; Ores-tes, anasıyla onun Âşığını oldurunce Erinyslerin elinden kurtulmaya calışırken Elektra ’nın rolu bu noktada biter. Kan davasının simgesi olan Elektra daha pek cok esere konu olan bir yazgı ozelliğindedir.
Kral Oidipus, Thebai kral sarayının onunde başlayan oyun (yer birliği), kenti bir canavardan kurtararak kral olmuş Oidipus cevresinde doner (konu birliği), eski kral Laios ’u oldurenlerin bulunmasıyla kurtulunacak veba salgınının nedeninin Oidipus ’un katilliği olduğunun anlaşılmasıyla 24 saat icinde bitmiş gorunur (zaman birliği). Yazgısı icin bakıcıların (kÂhinler) kotu şeyler soylediği cocuk, olsun diye ayaklarına şiş batırılarak dağa bırakılmışsa da, yazgının yerine gelmesi icin yok olmayıp kurtarılmıştır (Oidipus: Şiş ayaklı demektir). Başka bir kentin kralının oğlu olduğunu sandığı icin “babasını oldurup anasıyla evleneceği” konusundaki yazgıdan kurtulmak icin oradan ayrılır; ama yolda asıl babası Laios ’u oldurup asıl kentine kral olurken oz anası îokaste ile de evlenir. Bu gerceğin (arayan Oidipus ’un kendisidir en once) ceşitli tanıklar ve bakıcıların (kÂhinlerin) sozleriyle ortaya cıkışıyla İokaste kendini asarak canına kıyar, daha cok acı ceksin diye Oidipus onun sac iğneleriyle gozlerini kor eder, Thebai ’den kovulur.