
Doğumdan kısa bir sure sonra atlar yuruyebilir, birkac haftalık yavru kediler annesinin yemek arayışı sırasında yalnız kalabilirken bebekler, uzun yıllar boyunca bakıma muhtac haldedir.
Doğumun 9 ay sonra gercekleşmesi ve diğer primat turlerine gore yeni doğan insan beyninin nispeten daha az gelişmiş olması, bugune kadar bazı evrimsel sureclere dayandırıldı. Ancak yapılan bir araştırma bunun aksini duşundurecek sonuclar sundu. Bir gecede yılların hipotezi curur mu dersiniz?
Dort ayaktan iki ayağa uzanan evrimleşme surecimiz
Atalarımızın iskeletleri, milyonlarca yıl dort ayağı uzerinde yuruyen ve daha kucuk kafası olan bir canlıdan bugune evrildi. İki ayaklı dik bir pozisyona gecmek, vucudun geniş bir kafayı desteklemesi de demek. Aslında bu da iki ayak ustunde yurumenin dezavantajlarından biri. Goruş acısı genişlerken sırt ve boyun ağrılarının kendini gostermesi de diğer olumsuzluklar arasında sayılabilir.
İskeletin buyuk bir kafayı desteklemesinin en buyuk dezavantajını kadınlar yaşadı. Dik duruş, daha dar kalca demek oldu. Bu da doğum kanalını daraltan onemli bir fiziksel ozellikti. Kafatası ve beyni daha kucukken erken doğum yapan kadınlar hayatta kaldı. Bu da aslında bir yandan doğal secilimi oluşturdu. Hayati sistemleri daha tam gelişmemiş insanlar, erken doğan insanlar haline geldi.
Eğer evrimleşme olmasaydı ve insanlar norolojik acısından şempanzeler gibi doğsaydı hamileliğin en az iki kat daha fazla uzun olması demekti. Bu da hamilelik surecini 18 ila 21 aya cıkaran bir surec olurdu.
Bebeklerin beyni, doğum kanalına girebilecek kadar gelişir.
Kadınların leğen kemiğinin boyutunun daha buyuk olması yurumelerini engelleyebilirdi. Bugune kadar gelmiş kanıya gore bebeklerin beyni sadece doğum kanalına sığabilecek kadar buyur. Bu yuzden de 18 ay değil 9 ayda doğum gercekleşir.
Bebeklerin doğduğu anda beyni, yetişkin bir beynin %30 ’undan daha az olur. Boylelikle dar kanaldan gecebilirler. Bakıma muhtaclığın nedenlerinden biri olan bu durum, rahimden cıktıktan sonra normale donmeye başlar. Beyin gelişimi doğduktan sonra devam eder ve bir yılın sonunda ortalama 2 katı olur.
Yapılan bir araştırma, bugune kadar gelmiş bu surece meydan okuyabilir.
Rhode Island Universitesinden Holly M. Dunsworth ve meslektaşları “obstetrik ikilem” hipotezini test etti ve olaya bambaşka bir acı kazandırdı. Hipoteze gore kadın leğen kemiğinin erkeğinkinden daha geniş olması, yurume ve koşma gibi eylemlerde erkeklere oranla daha fazla enerji gerektirdiği yonunde. Araştırma makalelerinde ise daha geniş leğen kemiğinin boyle bir durumu ortaya cıkarmadığını belirttiler.
Dunsworth, ayrıca insan beyninin şempanze seviyesine (insan beyninin yetişkin boyutunun %40 ’ı) ulaşması icin pelvis boyutunun sadece 3 cm kadar genişlemesi gerektiğini de belirtti. Bu da aslında gunumuzdeki kadınların normal pelvis aralığı dahilinde kabul edilir. Bahsedildiği gibi kadınların daha fazla enerji harcaması gerektiği hipotezini de curutmuş oluyor.
Bebekler, annelerin metabolik kapasitesine ulaştığında doğarlar. Dunsworth ve meslektaşları, bebeklerin neden dokuz ayda doğduklarına başka bir acıdan da cevap verdi. Dunsworth, kadınların metabolik kapasitesi olduğunu ve bu kapasite dolduğunda da bebeklerin dunyaya geldiğini soyledi.
Kadınlar, hamileliğin ilk altı ayında normal sureclerini devam ettirmek icin iki kat enerji harcarlar, bebeğin buyumesi ile de bu enerji artış gosterir. Maksimum metabolizma hızının 2 ila 2,5 kat arasında olması da dokuz aydan sonra kadınların enerji donuşumunu sağlayamayacakları anlamını taşır.
Uzun yıllardır sure gelmiş obstetrik ikileminin aksini iddia eden bu araştırma, tum hipotezi yok edemese de yine de araştırmacılar bu argumanların bir sure sonra gecerli olacağını duşunuyor.
Kaynaklar: Plos Genetics, PNAS, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens (Yuval Noah Harari) Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma