Salim Başol Biyografisi Yassıada yargıclarından… 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra Demokrat Parti idarecilerini yargılayan ve Yuksek Adalet Divanı olarak bilinen Olağanustu Mahkemenin başkanlığını yapan hukukcu ve hakimdir. Salim Başol, 1908 yılında Yozgat ’da doğmuştur. Babasının adı adı Şevket ’dir. İlkokul, ortaokul ve liseyi Yozgat ’da okuduktan sonra 1928 yılında Ankara Universitesi Hukuk Fakultesi'nden mezun oldu.
Salim Başol, 1930 yılında Niksar hÂkimliğine atanarak hÂkimlik mesleğine başladı. Ceşitli yerlerde hakimlik, ağır ceza mahkemesi uyeliği ve başkanlığı vazifelerinde bulundu.

1945 yılındaki Tan olayından sonra Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel'in “hukumetin manevi şahsiyetini tahkir” sucundan birer yıl hapis cezasına carptırılmaları kararını verdi. 1949'da Yargıtay uyeliğine, 1954'te Yargıtay başkanlığına secildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi başkanlığındayken 27 Mayıs 1960 tarihinde Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan ihtilalden sonra Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından Yuksek Adalet Divanı başkanlığına getirildi. 6 Ekim 1960 tarihinde başladığı Yuksek Adalet Divanı başkanlığı vazifesini Yassıada'da surdurdu. Burada yapılan duruşma ve yargılamalarda başkanlığını yaptığı mahkeme Demokrat Parti idarecilerini ceşitli cezalara carptırdı. Salida peşin hukumluluğu ve taraf tutmasıyla hukukun ve adaletin bildirdiği cizgiden ayrıldı. 1950-1954 arasında cıkan kanunların hesabı sorulurken Samet Ağaoğlu'nun; “Peki ama Reis Bey! O kanun layihasını bizimle beraber imzalayan Fethi Celikbaş arkadaşım neden burada bizimle beraber değil?” diye sorunca; “Ne yapalım sizi buraya tıkan kuvvet boyle istiyor.” diyerek peşin hukumluluğunu acıkladı.
Demokrat Parti idarecileri hakkında nasıl bir karara varacağını, onları eninde sonunda idam edeceğini bilen Salim Başol sanıklara sert davranmak ve savunmalarını istedikleri gibi yaptırmamak suretiyle hukukun “son soz savunmanındır” kaidesini ihlal etti. Hasan Polatkan Unlu mudafaasını yapmak icin soz istediği zaman; “On beş dakikadan fazla dinleyemeyiz.” dedi. Konuştuklarına da; “Buraya kadar tamamen boştur.” demek suretiyle hukukla değil, buyrukla hareket ettiğini ortaya koydu.
Yassıada Komutanı Albay Tarık Guryay, Salim Başol'un başkanı olduğu Yuksek Adalet Divanının nasıl bir hukuk duzeyinde vazife yaptığını hatırat olarak şoyle nakletti; “Bir gun, Milli Birlik Komitesinin iki uyesi Mucip Ataklı ile Suphi Gursoytrak oğlen yemeğine geldiler; “Yemeği senin odanda yiyeceğiz” dediler. Mahkeme başkanı Salim Başol'u da cağırdık. Dordumuz yemek yedik. Bunlar konuyu actılar. Salim Başol'a dediler ki; “Reis Bey! Kararlarda 60'tan aşağı idam kararı verirseniz biz, yani Milli Birlik Komitesi gayr-ı meşru oluruz... Yani 59 kişi olsa bizi meşru kılmaz. Başol da bunun uzerine dedi ki; “Bu kararları ben tek başıma verecek değilim. Dosyaları heyet halinde inceleyeceğiz. Belki yuz kişiyi asarız, belki uc asılır. Bu benim tek başıma vereceğim karar değil ki... Onlar da; “İşte” dediler. Mumkun olduğu kadar fazla olsun.” (Milliyet Gazetesi 6 Ocak 1985- Emin Colaşan)
Hicbir hukuk devletinde gorulmemiş, bu olağandışı siyasi mahkemenin başkanı olan Salim Başol ve arkadaşlarının peşin hukumle verdikleri karar neticesinde Adnan Menderes, Fatin Ruştu Zorlu ve Hasan Polatkan, MBK'nin tasdikiyle idam edildiler. Boylece Turk siyaset ve hukuk tarihine kara bir leke konulmuş oldu.
Yassıada yargılamalarından sonra Yargıtay'daki vazifesine donen Salim Başol 1962 yılında Anayasa Mahkemesi asil uyeliğine secildi.
İdamlardan iki yıl sonra, Yassıada'da 4,5 ay tutuklu kalan gazeteci-yazar Turhan Dilligil Adalet Gazetesi'nde yazdığı bir hikayede aslen cingene olan Yozgat'lı bir eşkıyadan bahsetti. Bu yazı uzerine, Salim Başol Turhan Dilligil hakkında “kendisine hakaretten” dava actı. Mahkeme neticesinde Turhan Dilligil, Turk adalet mensubunu vazifesinden dolayı kucuk duşurduğu gerekcesiyle otuz bin lira para cezasına mahkum edildi.
Aradan seneler gectikten sonra Turhan Dilligil'e bir gazeteci tarafından Asaletmeap kitabında yazdıklarınız doğru mu? İddianıza gore ustu kapalı olarak anlatıldığı gibi Başol'un babası cingene mi?” diye sordu. Turhan Dilligil; “Aradan 26-27 sene gecti. Ancak yazdıklarımın hepsi bir gerceğe dayanır. Hepsini araştırmışımdır. Hicbiri tekzib edilmemiştir. Tekzib edilmemesi cok onemlidir. Yani, ben Salim Başol'la mahkemelik oldum, ama yalan yazdığım icin değil, hakaret ettiğim iddiasıyla oldum. Bugune kadar kimse, “Yalan yazdı, yazdıkları asılsızdır.” diye iddiada bulunmamıştır. Makamından dolayı kendisine hakaret ettiğim gerekcesiyle mahkum oldum. Yoksa sen bunun babasına nicin cingene demişsin? diye değil. Yaptığım araştırma neticesinde Yozgatlı Şevket adlı bir cingene bir tren soygunu yapıyor. Hakkında verima giriyor. Başol da bir ciftlik ağası tarafından okutulmuş. Şimdi hikayenin hepsi doğru da ancak Asaletmeap'ta yazılanların bazı isimleri değiştirilmiştir” diye cevap verdi (Turkiye Gazetesi 21 Eylul 1989-Enver Durmuş)
14 Temmuz 1970 tarihinde Anayasa Mahkemesi uyeliğinden emekli olan Salim Başol, olumune kadar Ankara'daki evinde hayatını surdurdu.
Salim Başol, Meliha Başol ile evli idi.
Salim Başol, 28 Şubat 1990 tarihinde Ankara ’da 85 yaşında olmuştur. Mezarı Salim Başal diye kayıtlı olarak Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda bulunuyor.